Öne Çıkanlar BND Bursa Teleferik Türkiye İlker İpekdal

OTOPSİ İSTİYORUZ

Haber : 5G Virus News - Platformu

Büyük oyun otopsi ile çözüldü. İnsanın, “Covid-19” dışında başka bir hastalık ve ölüm nedeni yok algısı ile akılları alındı.  Dünya’da ölüm raporuna,  “Covid-19” yazılıp, özel oluşturulan alanlara gömülen veya yakılan insanların üzerinden de KORKU yaratıldı. O KORKU, ölen insanlara otopsi yapılmaması üzerine kuruldu. Eğer otopsi yapılırsa Cociv-19 yalanları ortaya çıkacaktı.

İNSANLARI SİRKTEKİ HAYVAN YERİNE KOYDULAR

Çin’de yaptıkları, Covid-19 tatbikatında kullandıkları, maske, eldiven, el temizliği, her ortamda aptalca ateş ölçmeler, test, test ve test diye yırtınmalar, uzunluğu birkaç defa değişen sosyal mesafe kuralları, karantina alanları, sürekli, “evde kal” sağlıklı kal uyarıları, TV’lere çıkarttıkları çoğu DSÖ’nün kontrolünde, özel görevlendirmiş, kendi alanlarına çıkmayı beceremeyen konu mankeni gibi bilim adamları ile insanlar kontrol altına alındı. Daha açıkçası Bill Gates’in kontrolündeki DSÖ, istediklerini yapabilmek için,  insanları sirkteki hayvanların yerine koydular. Ama oyunları, “Covid-19” tanısı ölüm raporuna yazılan insanların otopsi sonucu, ölüm nedeni bilinen başkaca hastalıklar çıkması kendilerini korkuttu.  İnsanın ölüsü bile DSÖ’yü korkutmaya yetmişti. Aslında KORKAK olanların kendilerinin olduğu da otopsi dirençleri ile iyice anlaşıldı.  

KORKU SIRASI ONLARDA

Prof. Klaus PÜSCHEL Almanya'nın Hamburg kentinde, otopsi sonucunda, “Çin koronavirüsü”  nedeniyle ölen hasta olmadığını söylemesi ise en büyük korkuları oldu. Kendilerinin uydurukları bilim adamlarının hiçbirisi, TV’lere çıkıp bu gerçeği konuşmadı. Ortada yadsınmayacak gerçek, Hamburg-Eppendorf (UKE) Üniversite Hastanesi Adli Tıp Bölümü'nden Prof. Klaus Püschel, incelediği tüm ölüm vakalarının virüsten değil, virüs olsun ya da olmasın, zaten ölümle sonuçlanacak olan ciddi hastalık geçmişine sahip vakalar olduğunu, koronavirüs teşhislerinin, “tamamen abartılı bulduğunu” iddia etmesiydi.

PÜSCHEL, virüs tanısında ve ölüm vakalarında, şeffaflık konusunu ele aldı; “İstisnai durumlar hakkında yetersiz bilgi var. Örneğin vefat eden bazı hastalar, gerçekte ilgisiz bir hastalıktan ölmüş olsalar bile koronavirüs ölümü olarak sınıflandırılıyor. Hastalığa yenik düşen birçok hasta çok yaşlıydı, sigara içiyordu, obezite veya diyabet gibi önceden var olan durumları vardı. Yaşam tarzı, yaş ve diğer hastalıkların yüksek riskle yakından ilişkili olduğu sonucuna vardı. Yapılacak otopsilerle diğer organları incelemenin virüsün mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasında önemli bir rol oynayacağını” açıkladı.

Dünyadaki Sağlık birimleri, DSÖ’nün 12 Mart 2020 tarihinde sanal Covid-19’u salgın hastalık ilan etmesi ile birlikte örgütün emir-komuta zincirine girdi. DSÖ ne derse, o olacaktı. Otopsi konusunda uzman doktorlar, “Sadece otopsi ile kimin koronavirüsten öldüğünü anlayabiliriz. Otopsi Covid'in nasıl çalıştığını ve nasıl iyileştirileceğini de anlamamızı sağlar.” dediler. Ama uzman doktorların bu görüşü, DSÖ’nün direktiflerine uyan hastahaneler tarafından kabul görmedi. Almanya’dan sonra bir-kaç İtalyan doktor, DSÖ’nün dünya sağlık yasasına uymadılar ve otopsi yaptıkları kişide bir virüs değil, ölüme neden olan bir bakteri olduğunu buldular. Bugünlerde,  bu otopsi sonuçlarının sayesinde, dünaya kamuoyu aldatıldığını yavaş yavaş anlıyor. Otopsinin her zaman birçok ikilem için bir çözüm oluşturduğunu; İtalya’da bilinen, “ölüler yalan söylemez.” sözü ile hareket ederek, dünyada Covid-19’dan ölen hastalara otopsi yapmayı gündeme taşımalıyız. Israrla otopsi istemeliyiz.

Eğer bu mikroptan kurtulmak için DSÖ büyük çaba harcadığı konusunda samimi ise o zaman uzman doktorların söylediği gibi, ancak gerçekleri de tedaviyi de otopsi sonucunda anlarız.  

Sakladıkları ise 5G ile elde edecekleridir.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.