“POST MODERN” DEĞİL, “SİBER DARBE”

YAZARLAR

Yazan Abdurrahman DİLİPAK

15 Temmuz’a ne kaldı? Daha önce 28 Şubat’ı yaşamıştık. 28 Şubat’a “Post Modern Darbe” demişlerdi. 15 Temmuz darbesi hedefine ulaşmadığı için “Hain Darbe Planı” olarak kaldı adı.

Şimdi, bu kez sadece Türkiye değil, tüm dünya Siber bir darbe tehdidi ile karşı karşıya.

Hani şu “Tarihin sonu”, “Medeniyetlerarası çatışma” diye yıllardır kulağımıza fısıldanan şey.. Bir zamanlar adına BOP demişlerdi. Sonra “Yüzyılın projesi” dediler. Birileri “Tanrıyı kıyamete zorlamaktan” söz ediyordu. BOP senaryosu çerçevesinde 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar yapıları değişecekti. Bu süreç başladığında adına “Arap Baharı” demişlerdi.

Bugün, derin uykudan “Korona” kod adlı “Korku Pandemisi” ile uyandık. Yargısız infaza tabi tutuldu, tüm insanlık. Evlere hapsedildik. Birileri ağzımızı burnumuzu kapatmamızı isterken, ölümü gösterip adeta hastalığa ya da kısırlığa bizi razı etmeye çalışıyordu. Uzay işgal ederken, “ekrana bak ekrana” cambazları, Media, STK, bilim adamı kılıklı DSÖ ve FDI tarafından zihinleri formatlanmış global sistem tarafından fonlanarak beslenen siyaset, bürokrasi, iş adamı ekibi bize hayatta kalmanın 5 şartını günden beş defa tekrarlayarak ezberlettiler. Maske tak, fiziki mesafeye dikkat et, evden çıkma, kolonya kullan, elini yıka. Yoksa ölürmüşüz. Önce yazın pandemi biter dediler, şimdi de yazın da devam ediyor, hem de güçlenerek diyorlar. Önce yaşlılar dikkat etsin diyorlardı, şimdi gençler daha çok ölüyor diyorlar.

5G’den kimse söz etmiyor. Avatar’lardan, Genomik’lerden, Humonoid’lerden, Siborg’lardan kimse söz etmiyor. Kimse Starlink’lerden, insanlara takacakları Chip’lerden, Global sağlık pasaportundan ve Performans Pasaportundan söz etmiyor. Borsa rakamları açıklar gibi, her gün ölü, test, entube, yoğun bakım, iyileşme rakamı açıklanıyor.

Yine kimse antivirüs bitkilerden, mesela kekikten ve bunların kullanılması gerektiğinden söz etmiyor. Tuzla gargaradan, tuz odalarından bile söz eden yok. THC-CBD demek adeta yasak!

Siber savaş, siber terör, siber istihbarat, siber saldırı cısss!. Dijital vatandan söz ediyoruz da, def-i mazarrat celb-i menafiden önce gelir. Biyolojik silah, biyolojik savaş, biyolojik terör diye de bir şey var, peki kimin umurunda.

Bakın Covid’19 “Biyolojik bir ajan”. Adresi de belli.

Sahi “The Economist” kapağı ile dünyaya hangi mesajı verdi. Bu bir kehanet mi? Bir Felaket haberi mi, bir savaş tehdidi mi? Yoksa şaka mı? Derginin bu kapağı yayınladığı tarihe de dikkat: Ezoterik yeni çağın başlangıcı. O saatte bu tarihi mi işaret ediyordu yoksa.

Biz işin farkına vardığımızda umarım geç kalmış olmayız.

Aslında ülke olarak, jeo politik, jeo stratejik, jeo teolojik açıdan, siber savaşın tam orta yerindeyiz. Son “dislike” olayı bile ülkemizde daha fazla gündem oldu.

Dikkat: Coronayı gözünüze çok yaklaştırırsanız, arkasında yakılmaya çalışılan geleceğinizi göremezsiniz.

Bugün, geçmiş darbelerden hiç birine benzemeyen ve hepsinden daha tehlikeli, dünya ölçeğinde bir Siber darbe tehdidi ile karşı karşıyayız. Benden söylemesi. Sesim duyuluyor mu? Selam ve dua ile.

Yorumlar (3)

Cengiz KAPICI 4 Yıl Önce

Hocam sesiniz gayet net duyuluyor umarım çok kişi tarafından duyuluyordur ALLAH razı olsun sizin dediğiniz gibi selam ve dua ile ALLAH’a emanet İNŞALLAH

Hacer Zengin Işık 4 Yıl Önce

Biz sesinizi duyuyoruz da birey olarak.Devlet büyüklerimiz duyuyorumu?Burda (İngiltere)5G karşıtı gösteriler başladı.Türkiye de hiç kimse bunları konuşmuyor bile.Bizim birey olarak yapabiikecegimiz bisey varsa yaZin yapalim.Keske elimizden bisey gelsede çocuklarımızı koruyabilsek?

İsmet Ahlatcı 4 Yıl Önce

Sayın Dilipak "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ama onuncu köye'de muhtar yaparlar" denir, lakin muhtar olanına hiç rastlamadım. Sizce yaparlarmı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.