UYURGEZER HÜKÜMETİ YENİDEN UYARIYORIM: ÖNLEM ALIN!

YAZARLAR

BRTK - CTP destekli AKEL seçim kampanyasına izin vermek, rezillik, gaflet ve delalettir

Yazan Sabahattin İSMAİL

Güneydeki Rum devletinde Haziran 2024'de Avrupa Parlamentosu seçimleri olacak.. AP için, Rum partilerinden 6 Rum milletvekili seçecekler.

8 Rum partisi kıran kırana bir yarış içinde…

Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs için ayrılan 6 sandalye var. Bu sandalyelerin 4'ü Rumlar, 2'si de Türkler için ayrıldı.

Ne ki, Kıbrıs sorunu çözülmediği gerekçesiyle bize ayrılan 2 sandalyeyi doldurmamız engellendi ve bu sandalyeler yıllarca boş tutuldu.

Yaptığımız itirazlar karşısında bize “KKTC veya Kıbrıs Türk Halkı olarak ayrı seçim yapıp kendi temsilcinizi seçemezsiniz, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyın, bu devlete katılın, onun düzenlediği seçimlerde aday gösterin, Kıbrıs Cumhuriyeti ( KC) çatısı altında, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yasaları çerçevesinde Rumlarla birleşik seçim yapmayı ve KC'nin hazırlayacağı birleşik seçmen listesini kabul edin, isterseniz ayrı liste oluşturun, isterseniz Rum partilerinden aday olun, Rumlar da sizin adaylarınıza oy versin, seçilirseniz gelin” dediler…

KKTC’de ayrı seçim düzenlememizi, kendi temsilcilerimizi, kendi yasalarımıza, kendi seçmen listelerimize ve ayrı seçim sistemimize göre kendimizin seçmesini kabul etmediler..

NE ANLAMA GELİYOR, NİYE REDDETTİK?

AP'ın dayatmasını şu nedenlerle reddettik:

1- Yüzde yüz Rumlardan oluşan, Rumların yönettiği, Rum işgalindeki gayrı meşru sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kendi devletimiz olarak tanımak ve Rum hakimiyetindeki birleşik Kıbrıs içinde sadece “basit vatandaşlar” olmayı kabul etmek anlamına geldiği için reddettik...

2- Ayrı toplumsal varlığımızı, Türk kimliğini, eşit-egemen statümüzü, ayrı egemen devlet varlığımızı ve KKTC’yi inkar anlamına geldiği için reddettik

3- 1960 Anlaşmalarına ve Anayasasına, 1960'da elde ettiğimiz meşru hak ve çıkarlara, ayrı, eşit-kurucu halk statüsüne, Kıbrıs Anayasası’nın iki egemen Halklı karakterine, o anayasada yer alan “her halkın kendi temsilcilerini birleşik seçimle değil, kendi ayrı seçimleri ile belirlemesi ilkesine” aykırı olduğu için reddettik

"BİZE VERMEZSENİZ BOŞ TUTUN", DEDİK

Rum seçimlerine katılmayı reddederken dedik ki, “madem bu 2 sandalye, adadaki, iki eşit kurucu halktan biri olarak bize ayrılmıştır, o zaman bu sorunu çözecek bir formül bulana kadar, sandalyelerimiz boş tutulsun, Rumlara da verilmesin…."

Nitekim bu tezimiz 2004'e kadar anlayış gördü. Ne ki 2004’de Rumların Annan Planını reddetmelerine karşın AB'a tam üye yapılmalarından sonra, bizim sandalyeler de Rumlara verildi…

Bu tavırlarıyla tüm Kıbrıs'ın Rumlara ait olduğu safsatasını kabul etmiş oldular..

Bunu reddettik ve Kıbrıs Türkleri için ayrılan 2 sandalyenin KKTC tarafından doldurulması gerektiğini söylemeye devam ediyoruz..

HASGÜLER DARBELEDİ

Ne yazık ki bu Milli politikamız, 2004 yılında Mehmet Hasgüler tarafından darbelendi.

Hasgüler, 2004'de Güneyde yapılan AP seçimleri için Rum seçim kuruluna baş vurarak bağımsız aday oldu, toplumsal haklarımızı darbeledi ve Rum'un ekmeğine yağ sürdü.

O dönem bu tavrı başta ben olmak üzere herkes tarafından eleştirildi. (Ne acıdır ki Mehmet Hasgüler 2020 yılında adeta ödüllendirilerek YÖDAK Başkan Yardımcısı yapıldı ve CB Tatar tarafından Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Komitesine atandı. YÖDAK Başkanlığına atanması da son anda büyük tepkim sonucu önlendi )

Hasgüler'in adaylığına Niyazi Kızılyürek, dönemin Başbakanı Mehmet Ali Talat iktidardaki CTP ve KTÖS bile tepki göstermişti...

Kızılyürek, Talat, CTP, BDH ( şimdiki TDP) Başkanı Akıncı ve KTÖS, " Hasgüler'in, Rumların 2 sandalyemizi gasp etmesine destek olduğunu" belirterek yanlıştan dönmesini istediler…Bu tepkileri gazetelere manşet oldu…

Ne ki, 2019'da hepsi fırıldak gibi, fırıl fırıl döndüler ve tükürdüklerini bayıla bayıla yaladılar.

Niyazi Kızılyürek, 2004'de bağımsız aday olduğu için eleştirdiği Hasgüler'den daha kötüsünü yaparak 2019 AP seçimlerinde AKEL adlı Rum partisinden aday oldu.

AKEL'in, 40 yıldır Güneyde yaşayan, Rum devleti himayesinde olan, Rum Devlet Başkanlarına akıl hocalığı yapan Kızılyürek’i aday yapmasının amacı, halkımızı ÜNİTER RUM DEVLETİNE, Rum seçimlerine katılmaya, Rum partilerinden aday olmaya, Rum partilerine oy vermeye alıştırmaktır; AP’deki 2 sandalye hakkımızın, Rumlar tarafından gaspına destek verdiğimizi göstermekti, Rum devletini bizim de devletimiz olarak kabul ettirmekti.

Buna karşın 2004'de Hasgüler’i eleştiren Talat, CTP, Akıncı ve partisi de, 2019'da, hiç sıkılmadan "Türkçe konuşan Kıbrıslı " olmakla övünen Kızılyürek'in adaylığını desteklediler.

Rum’un gaspçı anlayışı aynen devam etmesine, bize ayrılan 2 sandalyeyi de gasp etmelerine, seçimin Rum partilerinin yarıştığı Rum devleti seçimi olmasına karşın, KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve başta CTP, iktidarın sol partileri AKEL'in KKTC'de yürüttüğü seçim kampanyasında yer aldılar, AKEL listesine destek oldular. Rum seçimine Kıbrıs Türk Halkı da katılıyormuş gibi, seçim kampanyasını Kuzeye taşıdılar, panoları AKEL adayının afişleri ile donatıp, halkın Rum seçimlerine katılması için kampanya başlattılar.

Bu konuda o denli kendilerini kaybetmişlerdi ki AKEL seçim kampanyasını adeta KKTC Devleti destekli yürüttüler...

Cumhurbaşkanı Akıncı ve Lefkoşa belediye başkanı Mehmet Harmancı, AKEL propaganda kampanyasına açıkça katılarak, AKEL adayları ile fotoğraflar çektirdiler...

İktidarın büyük partisi CTP ve küçük ortağı TDP, fiilen, tüm örgütleriyle ve gazeteleriyle, televizyonlarıyla, köşe yazarlarıyla AKEL seçim kampanyasına katılarak, propaganda organizasyonları yaptılar...

Devletin televizyonu BRTK ve devlet ajansı TAK, AKEL seçim kampanyasının sponsoru gibi davranıp özel programlar-haberler yaptılar...

Kamu görevlilerinin başkan ve yöneticisi olduğu sol sendikalar, her yönden AKEL kampanyasına destek verdiler

Devletin uydu kiralarını ödediği ve her ay para yardımı yaptığı özel televizyonlarla gazeteler AKEL/Kızılyürek seçim kampanyasını yayınlarıyla desteklediler.

Özetle, gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeki KKTC yöneticileri, Rum Devletindeki ENOSİS’ci AKEL partisinin seçim sponsörü gibi davranarak egemen eşitlik mücadelemize ve KKTC 'ye büyük darbe vurdular....

Halkımızı, Yunan partileri içindeki birkaç Türk milletvekili tarafından temsil edilen Batı Trakya Türkleri gibi, "AKEL içinde Türk adı taşıyan bir 'KIBRISLI' tarafından temsil edilen KC vatandaşları" statüsüne düşürdüler.

GAFLET VE DELALET

Atatürk’ün dediği gaflet, delalet ve hatta hıyanet durumu bundan başkası değildi

KKTC devletini yönetenler, gasp edilen 2 sandalyemizi almak için mücadele edeceklerine, hakkımızı gasp eden Rum yönetiminin seçimlerini ve Rum partilerinin adaylarını desteklemekteydi...

Yaptıkları "KKTC 'yi ve egemenliği koruma" yeminini işte böyle çiğnediler

KKTC’nin şerefini ayaklar altına aldılar...

Ayrı eşit-egemen varlığımızı, ayrı kimliğimizi, 1960 Anayasasındaki ayrı eşit-egemen statümüzü paspas yaptılar

ŞİMDİ "MİLLİYETÇİLER" DE SEYREDİYOR

Ne acıdır ki şimdi iktidarda olan demeç milliyetçileri de onlardan farklı davranmıyorlar.

Haziran 2024'de yeniden AKEL AP adayı olan ve AP'de KKTC ile Türkiye'yi şikayet eden, demografik yapıyı bozmakla suçlayan Niyazi Kızılyürek, tanımadığı, "işgal yönetimi" olarak nitelediği KKTC içinde, CTP destekli yoğun bir seçim kampanyası yapıyor...Her ilçede kitle toplantıları düzenliyor. Kendisinin AP'de Türk Halkını temsil ettiğini iddia ediyor. Devlet televizyonu BRTK, onun adamlarını programa çıkarıp halka Rum seçimlerine katılması çağrısı yapıyor, seçimde nasıl oy kullanacaklarını anlatıyor...

Ne ki hiçbir KKTC yetkilisinden tepki gelmiyor.. Tümü ya uyuyorlar, ya dünyalarından haberleri yok, ya da bu işbirlikçi Rum sevicilerle mücadeleden korkup seyrediyorlar...

CB Tatar ev ziyaretleri yapıp gülümseyen fotoğraflar dağıtırken, Meclis Başkanı demeç milliyetçiliği yapmakta, bu durumun ne anlama geldiğini anlamaktan aciz olan Başbakan Üstel ise, koltuğunu korumak ve dünyalık işlerine devam etmek için partililerle zaman geçiriyor .

Bakanlar ise, yaşamsal önemdeki bu konu ile ilgilenmek yerine, kendi reklamlarını yapma derdinde.

Siyasi irade yokluğunu gören polis ve Başsavcılık ise Rum adayların KKTC 'deki yasa dışı seçim propagandasını seyretmekte...

Sorarım:

KKTC ve egemenlik böyle mi savunulur?

Bu tabloyu gören dış güçler tanınma, iki devletli çözüm, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzün tanınması talebimizi ciddiye alır mı?

DUR DENMELİ

Bir kez daha vurguluyorum:

Rum AP seçimlerinin bizimle hiçbir ilgisi yoktur.

AKEL adaylarının KKTC’de seçim faaliyeti yapması yasal değildir.

Yasalar çiğnenmektedir.

KKTC Cumhurbaşkanı, Meclis Başjanı, Başbakanı, hükümeti, polisi, Başsavcılık ve YSK Rum partilerinin ve adaylarının KKTC’de seçim faaliyeti yapmasını engellemelidir.

Doğrudan özgürlüğümüze, egemen-eşitliğimize ve devletimize açık bir saldırı teşkil eden Rum seçimlerine katılmak, sırf Türk ismi taşır diye, ENOSİS’çi AKEL adaylarına destek olmak veya yetkili makamlarda oturup hiçbir önlem almayıp bu faaliyetleri seyretmek devletimize, cumhuriyetimize, egemenliğimize sahip çıkmamaktır. Halkın KKTC’nin altından alınıp Rum devletine kaydırılmasına göz yummaktır.

Yetkili makamlarda oturup bu durumu seyredenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindedir....

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.