Yazan Sabahattin İSMAİL
Rum yönetimi, İsrail'den Türkiye ve KKTC için tehdit teşkil eden BARAK MX gelişmiş hava savunma sistemi satın aldı.
Rum yönetimi ve İsrail, uzun süredir ortak kara, deniz, hava tatbikatları yapıyor
Son 1 yılda 20 bine yakın İsrailli güneye yerleşti.
MOSSAD güneyde cirit atıyor, Rum deniz ve hava limanlarında otonom kontroller yapıyor...
Rum yönetimi, satın almak istediği gelişmiş teknoloji ürünü silahları içeren bir listeyi ise ABD'ye sundu.
Yakında bu gelişmiş silahları da alacak...
ABD ÜSLENİYOR
ABD ise, milyonlarca dolar harcayarak, savaş uçaklarını konuşlandırmak için Baf'taki Andreas Papandreu hava üssü'nü ve savaş gemilerini konuşlandıracağı Terazi bölgesindeki Andreas Florakis deniz üssünü genişletme çalışmalarına hızla devam ediyor...
Bütün bunlar olurken, 20 bin kişilik muvazzaf orduya, evlerinde zimmetli silahlarıyla 100 bin kişilik seferi personele, 10 bin kişilik Yunan komando birliğine sahip olan Rum yönetimi, dün yayınladığı kararname ile, " kadın-erkek eşitliği gereği" kadınları da askere almaya başlıyor...
Bu askeri hazırlıkları yakından izleyen Türkiye Savunma Bakanlığı ise, dün yaptığı açıklamada, Kıbrıs'taki güç dengesinin aleyhimize değişmesine ve Güney kaynaklı tehditlerin artmasına seyirci kalmayacağını açıkladı.
TÜRKİYE- KKTC TATBİKATI
Nitekim Türkiye ve KKTC, 8-11 Eylül tarihleri arasında bir tatbikat gerçekleştirdi. Saldırı senaryolarına karşı "buradayız ve güçlüyüz " mesajı verildi.
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının kara, hava ve deniz unsurlarının katılımıyla yapılan "Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası-2025 Tatbikatı"nda
operatif seviyede birleşik, müşterek, fiili ve atışlı sızma, hava hücum, hava indirme, birleşme, muharebe ve arama-kurtarma harekatları icra edildi.
Tatbikatta ayrıca, G Sınıfı Fırkateyn, Kılıç-II Sınıfı Hücumbot, ATS Sınıfı Römorkör, 4 adet F-16 savaş uçağı, CN-235 (CASA) nakliye uçağı, T-129 Atak helikopteri, T-70 Sikorsky helikopter, AS-532 Cougar helikopter, Bayraktar TB2 ve Anka İHA/SİHA'lar ile M48 A5T2 tankı kullanıldı.
Tatbikatın yönetimi Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yapılırken, kontrolü KTBK Komutanlığı, icrası ise 39'uncu Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı tarafından üstlenildi.
RUM-YUNAN-FRANSA-İTALYA TATBİKATI
Akdeniz'deki 2. Tatbikat ise, Rum Yönetimi, Fransa, Yunanistan ve İtalya'nın katılımıyla 11-18 Eylül arasında yapılan ΕUΝΟΜΙΑ 6-2025 adlı deniz ve hava tatbikatı oldu.
ΕUΝΟΜΙΑ 6-2025 tatbikatının, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) göre uluslararası hukuka, seyrüsefer özgürlüğüne ve Doğu Akdeniz’deki bölgesel istikrara yönelik ortak taahhütlerini göstermeyi amaçladıkları iddia edildi.
Rum yönetimi ve Fransa'nın ev sahipliğinde Yunanistan ve İtalya'nın katılımıyla düzenlenen tatbikat kapsamında, deniz-hava harekâtları, deniz yolunda denetim harekâtları (MIO), asimetrik tehditlere karşı operasyonlar, siber eğitim ve arama-kurtarma (SAR) eğitimleri yapıldı
Bilindiği gibi, Fransa, Rum yönetimi ile yaptığı askeri işbirliği anlaşması çerçevesinde Terazi'deki deniz üssü ile Baf'taki hava üssünü de kullanıyor.
TÜRKİYE-MISIR TATBİKATI
Doğu Akdeniz'deki 3. Tatbikat ise 13 yıl aradan sonra Türkiye ve Mısır tarafından yapılacak.
İki ülkenin 22-26 Eylül tarihleri arasında düzenleyeceği ‘Dostluk Denizi ( Bahr El Sadaka) adı verilen özel tatbikat ile Türkiye-Mısır ikili ilişkilerinin geliştirilmesi ve karşılıklı çalışabilirliğin artırılması amaçlanıyor.
Tatbikata Türkiye, TCG Oruçreis-TCG Gediz fırkateynleri, TCG İmbat-TCG Bora hücumbotları ve TCG Gür denizaltısı ile F-16 savaş uçakları katılırken, Mısır ise Deniz Kuvvetleri unsurları ile katılacak.
YUNAN EGE'Yİ DE ISITIYOR
Bu arada Adalar (Ege) Denizi ile Türk- Yunan sınırı da oldukça ısınmış durumda.
Türkiye'nin, Piri Reis araştırma gemisinin yapacağı bilimsel araştırmalar için yayınladığı NAVTEX’e tepki gösteren Yunanistan, daha önceden planlanmış olmayan bir deniz tatbikatı başlattı ve bununla ilgili bir NAVTEX yayınladı. Böylece Piri Reis'in Ege’de araştırma yapmasını fiilen engelledi
Ardından, Türk-Yunan kara sınırlarında, daha önce planlanmış olmayan 60 savaş uçağının katıldığı müşterek bir tatbikat icra etti.
Bir tahrik teşkil eden provokasyon amaçlı tatbikata, amfibi unsurlar da katıldı.
Yunanistan, tehdit nitelikli bu plan dışı ani tatbikatlarla Ege'yi bir Yunan denizi haline getirme ve savaş çıkarma niyetini, bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
İsrail, ABD ve AB desteğini arkasına alan Rum yönetimi ve Yunanistan, bu tatbikatlar, gelişmiş silah tedarikleri ve gelişmiş hava savunma füzeleri alımıyla, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve Trakya'da Türkiye ile kısa süreli bir çatışma niyetleri olduğunu gösteriyorlar.
ÖNÜMÜZDEKİ 3 YIL KRİTİK
Rum-Yunan ikilisi, bunun için;
1- ABD'nin, Terazi ve Baf'taki deniz ve hava üsleri inşaatlarının bitmesini, BARAK MX hava savunma sistemlerinin operasyonel hale getirilmesini, eğitimlerinin tamamlanmasını;
2- ABD'ye verdikleri silah alım listesindeki gelişmiş silahların adaya getirilmesini, eğitimlerinin tamamlanmasını ve İsrail'in Gazze işgalinin sonuçlanmasını bekleyeceklerdir.
Bu da en azından 2-3 yıllık bir süre demektir.
Rum yönetiminin ocak ayında başlayacak AB dönem başkanlığı döneminde, Türkiye ve KKTC 'yi köşeye sıkıştıracak provokatif siyasi saldırıların da artması beklenmelidir
3- Tabii, Türkiye iç politikasında bir zaaf ortaya çıkması ve ülkenin beklenmedik bir iç çatışma nedeniyle istikrarsız hale gelmesi halinde, herhangi bir uyduruk gerekçe yaratarak daha erken de harekete geçebilirler.
DİLERİM HATA YAPMAZLAR
Dilerim, İsrail ve ABD/AB'ın dolduruşuna gelip, 106 yıl önce Anadolu'nun işgaline kalkmaları gibi, veya 62 yıl önce Kıbrıs'ta başlattıkları Kanlı Noel katliamında yaptıkları gibi yeni bir delilik, yeni bir macera aramaya heveslenmezler.
Aksi halde, 1922'de, Kurtuluş Savaşımızda, ve 20 Temmuz 1974'de Kıbrıs'ta olduğu gibi çok ağır bedel ödemeleri, yine denize dökülmeleri ve adanın geri kalanını da kaybetmeleri kaçınılmazdır...
RUMLA BİRLEŞME OLMAZ
Bu tabloya baktığımızda, Kıbrıs'ta çözüm müzakerelerinin başlamasını beklemek, bir şekilde başlasa bile, herhangi bir formül veya isim altında BİRLEŞİK BİR KIBRIS'ın kurulmasını ummak, boş bir hayaldir...
Çok açık olarak görüldüğü gibi, ABD/AB/ İngiltere'ye güvenen Rum- Yunan ikilisi, bırakın ada yönetimini, devleti ve egemenliği bizimle eşitlik temelinde paylaşmayı, tam aksi, Ege, Trakya ve Kıbrıs'ta SAVAŞA HAZIRLANMAKTADIR.
Yukarıda, bir kısmını aktardığım onca somut olguya karşın bunu görmeyip hala Rumla BİRLEŞİK KIBRIS rüyası görmenin mazareti de, izahı da olamaz.
BİRLİK-BERABERLİK ŞART
Bu olgular ışığında, önümüzde çok kritik 3 yılın bizi beklediği açıktır...
TÜRK ULUSU OLARAK, BÜYÜK ATATÜRK'ÜN GÖSTERDİĞİ YOLDA, O'NUN ORTAYA KOYDUĞU İLKELER VE HEDEFLER TEMELİNDE, DEMOKRASİYE, DEMOKRATİK DEĞERLERE VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE SAYGI EKSENİNDE KENETLENMEMİZ ŞARTTIR.
ATATÜRK, LAİKLİK, DEMOKRASİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ, TÜRK ULUSUNU BİRLEŞTŞREN OLMAZSA OLMAZ DEĞERLERDİR
İktidarların görevi, bunu sağlamaktır.
Kıbrıs Türkleri olarak ise, bağımsızlığımızı, egemenliğimizi, güvenliğimizi korumak için birlik ve beraberlik içinde Anavatana çok daha sıkı sarılmamız şarttır.
Birliğimiz gücümüzdür.
Güçlü Türkiye, güçlü KKTC demektir.
Güçlü Türkiye ve Güçlü KKTC ise bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, meşru hak ve çıkarlarımızın, topraklarımızın, devletimizin ve ulusal onurumuzun korunması demektir.