DÜŞMANI UNUTUNCA CHABAD’ı GÖREMEDİK

YAZARLAR

Şanlı Baf Direnişinin 60. Yıldönümü... TARİHİNİ UNUTURSAN YENİDEN YAŞARSIN

Yazan Sabahattin İSMAİL

Bugün, Şanlı Baf direnişinin 60 yıldönümü.

Türk ve Rumların karışık yaşadığı karma bir ilçe merkezi olan Baf'ın Türk bölgesine (Mutallo) 9 Mart 1964'de saldıran Yunanlı Albay komutasındaki 2000 Rum çapulcu, çoğu öğrenci, esnaf ve çiftçi 120 mücahittin sert direnişi ile karşılaştı. Rumlar saldırıda zırhlandırılmış dozer, havan ve roketatarlar da kullandı. Mavrali mevzisinde geri çekilmeyip kurşunları bitene kadar savaşan 10 TMT'ci esir düştü. Barbarlar bu mücahitlerin kafalarını ve vücutlarını Pala ve nacaklarla parçalayarak vahşice şehit ettiler. Şehit mücahit Süleyman Recep'in beyni alınarak başının içine eşek dışkısı dolduruldu ve cesedi, ateşkes sağlayan İngiliz askerleri ile Türk kesimine gönderildi.

DR. KAYA BEKİROĞLU ANLATIYOR

Lefkoşa'daki TMT Bayraktarı Albay Kenan Çoygun ( Kod adı Kemal Coşkun) tarafından yaralıların tedavisi için İngiliz Barış Gücü helikopteri ile Baf'a gönderilen Dr. Kaya Bekiroğlu anılarında o günleri şöyle anlatır"

“sabah saat 6’da Rumlar yaylım ateşine başladılar. Mutallo’nun etrafını saran savunma siperlerinde mücahitlerimiz direniyorlardı... Küçük ameliyat odasında gelen yaralıları ameliyat ediyoruz. Perişan haldeyiz. İlaç yok, su yok, temizlik yok...

Rumların küfürlü tehditleri megafonla havada yankılanıyordu. ‘Oraya yakında geleceğiz, hepinizi falan filan edeceğiz’ diye, bize gözdağı veriyorlardı. Biz de halkın direnişini ve moralini sağlam tutmak için ‘Dayanın, Türkiye gelecek, bizi kurtaracak’ diyerek umut veriyorduk....

Ameliyat odasına kurşunlar ve bazuka parçaları düşüyordu. Domdom kurşunuyla vurulmuş bir genci ameliyat ediyordum. Bütün pelvis organları parçalanmış, yanmış, harap olmuştu. Dikilecek kurtarılacak bir doku kalmamıştı. Acı içinde ellerimiz arasındaki bu çocuğu kaybettik…

Baf’ın ünlü siması Hasan Dayı’nın kolu bazukayla parçalanmıştı... Kolu kurtarmaya imkân yoktu. Hayatının kurtarılabilmesi için kolunun kesilmesi gerekiyordu…Yumuşak dokular, damarlar, sinirler kesilerek bağlandı. Sıra Kolu dirsek üzerinden kesmeye gelmişti. Hemşireye ‘testereyi ver’ diyorum. Hemşire aleti arıyor, ama alet yok. ‘Galiba onu getirmedik” diyor… Eyvah!... Kol kemiği dışarıda sarkıyor. Normal bıçakla kemiği kesmeye imkân yok. Peki ne olacak? Bu şekilde bırakamayız. ‘Koşun bana bir marangoz testeresi bulun ve büyük bir de kazan’ diye haykırıyorum.

Mutallo’daki arayışta çok büyük ve geniş bir testere bulunuyor. Bunu nasıl sterlize edeceğiz? Bir tarafa sığmıyor. Nihayet kazan geliyor. Suyu kaynatıyoruz. Testerenin ucu kazanın içinde, sapı dışarıda. Sapı steril bezle tutarak kemiği testerenin ucuyla kesmeyi başarıyoruz. Ve bu şekilde harap olmuş kolu vücuttan ayırarak yarayı kapatıyoruz…”

Hasan Dayı’nın yaşamı bu koşullarda kurtarılmıştı ya; herkes sevinç içinde.

Rum saldırıları dur durak bilmiyor.. Her gün sabah saat 6’da ağır ateş başlıyor. 3 kardeş olan yiğit Çakır kardeşlerden birinin şehitlik haberi ulaşıyor..."

Toplu katliam tehlikesi ortaya çıkınca Türkiye'nin girişimiyle harekete geçen BM Genel Sekreteri U Thant, eşit Kurucu ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti'nin terörist Cumhurbaşkanı Makarios’u arayarak ısrarlı ateşkesi sağlamıştı. Makarios, Türklerin silahlarını bırakması ve Rum polisinin Türk mahallesinde devriye gezmesi şartıyla ateşkesi kabul etmişti.

19 ŞEHİT

Bu saldırılarda toplam 19 Türk şehit edildi. Baf ilçesindeki 18 Türk köyünde yaşayan binlerce Türk, saldırılar sonucu daha büyük Türk köylerine göç etti. O köylerin de etrafı 11 yıl boyunca kuşatmaya alındı. Baf ilçesinin ikinci büyük Kasabası olan karma nüfuslu POLİ'de de Rum-Yunan birliklerinin saldırısı sonucu 700 Türk Poli Türk okuluna sığınmak zorunda kaldı. Bu Türkler de 11 yıl boyunca okulda kuşatma altında kaldı ve Kızılay'ın gönderdiği yardımlarla yaşadı. 1974 Barış Harekatı sırasında Türk askerinin Güneye ulaşmamasını fırsat bilen Rum- Yunan teröristleri, denizden ve karadan yeniden saldırdı. Mücahitlerin olağanüstü direnişine karşın cephane bitmesi nedeniyle Türk bölgesi düştü. Binlerce Türk esir alındı ve Yeroşibu esir kampında aylarca çok zor koşullarda yaşatıldı Esirler içindeki birçok TMT'ci kurşuna dizildi. Esir kamplarındaki açlık ve susuzluğun hakim olduğu insanlık dışı yaşam 1974 Barış Harekatı ile son buldu.

ÖZGÜRLÜĞE GÖÇ

Baf Türkleri 1975 Nüfus Mübadelesi Anlaşmasının imzalanması ile BM Barış Gücü tarafından kurtarılmış özgür Kuzey Kıbrıs'a taşınarak Güzelyurt bölgesinde Rumların terk ettiği evlere yerleştirildi. Onlara ev, tarım arazisi ve narenciye bahçeleri dağıtıldı.

Türk askerinin sağladığı Barış ve huzur ortamı içinde çalışıp üretiyorlar. Özgürlüğün ve Türk askerinin sağladığı huzur ve güvenliğin değerini kimse onlar kadar iyi bilemez...

Ve bugün düzenlenen Törenle şehitlerini anıyorlar. Direnişin kahramanlarına selam olsun.

Mezar taşlarına "Zaferi göremeden şehit oldular" diye yazıldı.

Ne acıdır ki şehitlerin kabirleri Rum işgalindeki Baf'ın Türk bölgesindeki şehitlikte kaldı.

Mesarya'daki Kalavaç köyü Muhtarı Ömer Meraklı, 100 km uzaktaki şehitliğe giderek Rumların yıktığı kabirleri tamir etti ve üzerlerine bayrağımızı çizdi

Güneydeki şehitliklerimizin devlet tarafından sürekli bakımının yapılması şart. Şehitler unutulmamalı!

1974’deki Baf direnişinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yüzde 60 Rum, yüzde 40 Türk'ten oluşan ortak ordusunda teğmen olan yakından tanıdığım Münür Dilaver teğmen de esir alındıktan sonra başından vurularak şehit edildi. Kalpaklı fotoğraftaki kişi odur

Rum teröristler 1964'de Baf'taki Osmanlı döneminden kalma tarihi Camii Kebir'i de top ateşi ile yıktılar. Fotoğrafta görülen, Caminin yıllar sonra restore edilmiş halidir

Fotoğrafta görülen ellerinde sten tutan 2 kişi ise Baf direnişinin iki kahraman TMT'cisi

Derviş Doğa ve Erdal Kalkan'dır

Direnişin kahramanlarına selam olsun.

Baf'a, direnişin kahramanları sayesinde GAZİ BAF adı verildi.

TÜRKLÜK, Özgürlük ve Kıbrıs Yunan olmasın diye canını veren aziz şehitlerimiz nur içinde yatsınlar Tanrının rahmeti onlarla olsun

Türkoğlu kökünü ve milli mücadele tarihini unutma.

Unutursan yeniden yaşarsın!

KKTC’de 16 yıldır görünmeyen soykırımcı CHABAD örgütü gibi…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.