NEREDE DONANMAMIZ, NİYE ESKİSİ GİBİ ENGELLEME YAPMIYOR VE PROTESTO İLE YETİNİYORUZ?
Yazan Sabahattin İSMAİL
Rum yönetimi yeni bir gasp ve egemenlik ihlalinde bulunarak, Norveç'ten kiraladığı RAMFORM HYPERİON adlı sismik araştırma gemisi ile KKTC 'nin TPAO'ya devrettiği parsellerde sismik araştırma yapmaya başladı
Bu amaçla KKTC 'ye ait deniz yetki alanlarını/ Kıta Sahanlığını kapsayan NAVTEX yayınladı.
Bu büyük bir cüret, büyük bir provokasyondur.
Türkiye ve KKTC Dışişleri Bakanlıkları şu ana kadar protesto ve uyarı açıklamaları yayınlamakla yetindi.
Oysa arada bazı tepkisizlikler olsa da, 2020 öncesinde tam 7 kez bu tür egemenlik ihlali emrivakilerine karşı fiili müdahale yaptık; Rum araştırma ve sondaj gemilerini, donanmamız vasıtasıyla engelledik...
Şimdi niye sadece protesto ile yetiniyoruz? Bunun izahı mutlaka yapılmalıdır.
Egemenlik ihlalleri protesto ile değil, fiili engellemelerle durdurulması gereken gasp amaçlı, yayılmacı adımlardır.
Bu yapılmaz ve protesto açıklamaları ile geçiştirilirse, egemenliğimizi ihlal edenler lehine KAZANILMIŞ HAK durumu ve birçok kalıcı olumsuz sonuçlar yaratır.
Nitekim Adalar Denizi'nde 18 adamızın işgaline seyirci kalınması, Türkiye aleyhine, ve işgalci Yunanistan lehine, siyasi, askeri ve coğrafi kazanımlar yaratarak, tek kurşun atmadan toprak kaybına neden olmuştur.
O nedenledir güçlü hiçbir devlet EGEMENLİK İHLALİNE asla göz yummaz, Türkiye-KKTC de göz yummamalıdır
TC DIŞİŞLERİ PROTESTOSU
Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Öncü Keçeli, son egemenlik ihlali ile ilgili olarak dün yaptığı açıklamada, "Ramform Hyperion adlı Norveç bayraklı geminin Kıbrıs'ın güneyinde ve Kıbrıs Türk halkının da eşit hak sahibi olduğu kıta sahanlığında izinsiz faaliyetlerde bulunduğunu" belirterek, "Yalnızca Kıbrıs Rum halkını temsil eden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kıbrıs Türk halkı adına Ada’nın etrafında tek taraflı tasarrufta bulunma yetkisi yoktur." demiştir.
"Kıbrıs Adası'nın eşit sahibi olan Kıbrıs Türk halkının, Ada'nın etrafındaki deniz alanları üzerinde de eşit hak sahibi olduğunu" vurgulayan Keçeli, şöyle devam etmiştir:
"Yalnızca Kıbrıs Rum halkını temsil eden Rum yönetimi'nin, Kıbrıs Türk halkı adına Ada’nın etrafında tek taraflı tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Üçüncü tarafları Rum yönetimi’nin uzlaşmaz tutumuna destek olmak yerine diyalog ve işbirliğini teşvik etmeye davet ediyoruz."
KKTC DIŞİŞLERİ PROTESTOSU
KKTC Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada, "Rum yönetimi'nin, Ramform Hyperion adlı Norveç bayraklı gemi aracılığı ile KKTC tarafından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) tahsis edilen hidrokarbon ruhsat sahalarında izinsiz faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiğini" belirterek şöyle demiştir:
"Söz konusu geminin KKTC’nin onayı olmaksızın icra ettiği faaliyetleri ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin anılan faaliyetlere dair yayınladığı NAVTEX mesajlarını protesto ediyoruz....Ramform Hyperion gemisi bir an önce bu izinsiz faaliyetine son vermeli ve kıta sahanlığımızı terk etmelidir. Akdeniz'deki KKTC kıta sahanlığında araştırma yapabilmek için KKTC makamlarından izin alması gerekmektedir...Kıbrıs adasının eşit sahibi olan Kıbrıs Türk halkı, Ada’nın etrafındaki suların da eşit sahibi olduğundan Ada ve etrafı ile ilgili atılacak tüm adımlarda eşit söz ve hak sahibidir. Yalnızca Kıbrıs Rum halkını temsil etmekte olan Rum Yönetiminin Kıbrıs Türk halkı adına Ada’nın etrafında tek yanlı tasarrufta bulunma yetkisi yoktur."
SORUYORUM
Şunu sormak istiyorum:
Geçmişte egemenlik haklarımızın/kıta sahanlığımızın/eşit söz ve hak sahipliğimizin ihlaline yönelik bu tür ihlallerde, her egemen devletin yaptığı gibi protesto ile yetinmez ve donanmamız fiilen devreye girerdi.
Nitekim, Türk donanması bugüne dek bizim de meşru hakkımız olan sahalarda Rum yönetimi adına doğal gaz arayan veya sismik araştırma yapan İtalya, Fransa, İngiltere, Almanya ve Malta bayraklı 7 gemiyi engelledi. Engellenen gemiler ve tarihleri şöyle:
1- Aralık 2017'de İtalyan Odin Finder gemisi;
2- Şubat 2018'de ENİ firmasına ait Sapiem 12000 sondaj gemisi;
3- Mart 2018'de Alman Maria S Merian gemisi;
4- Haziran 2018'de Fransız Thetys II gemisi;
5- Ağustos 2018'de İngiliz Song of Whale gemisi;
6- Ekim 2018'de Fransız L’atalante gemisi;
7- Aralık 2018'de ise Malta bayraklı Nautical Geo adlı araştırma gemisi...
3 SONDAJA SEYİRCİ KALDIK
Bu arada Rum yönetiminin kendi aklına göre ilan ettiği 13 parselden 4'ünde ise sondajları engelleme yerine seyretmekle ve cılız açıklamalarla geçiştirdiğimizi anımsamak gerekir.
Bunlar da şöyle:
1- 2011 ve 2013'de ABD Noble Energy şirketi 12. Parseldeki Afrodit yatağında 2 sondaj yaptı. 260 milyar ayak küp doğal gaz ve 3.7 milyon varil petrol bulduğunu açıkladı
2- 10. Parselde ABD'nin Exxon Mobil- Katar'ın Qatar Petroleum konsorsiyumu 2019 ve 2021'de Glafkos- 1 sahasında sondaj yaptı. 227 milyar ayakküp doğal gaz bulduklarını açıkladılar. Tepki için gönderdiğimiz Fatih ve Yavuz sondaj gemilerini daha sonra Doğu Akdeniz'den çektik...
3- İtalyan ENİ - Fransız Total konsorsiyumunun 2018'de 6 parselin Clypso-1 sahasında ve Mayıs 2022'de Cronos-1 sahasında sondaj yaptı. Bu sondajda 2.5 trilyon ayak küp doğal gaz bulduklarını açıkladılar
4- Adanın iki eşit sahibinden biri olan Kıbrıs Türk Halkının eşit söz ve hak sahibi olduğu sözde 5. Parselde 19 Ocak-19 Haziran 2025 tarihlerinde Exxon Mobile- Katar Energy tarafından "Elektra" adı verilen noktada yapılan sondaja da seyirci kalındı.
SONUÇ
Sonuç olarak diyeceğim şudur:
Türkiye güçlüdür.
Donanmamız, ordumuz bu bölgenin en güçlü ordusu ve donanmasıdır...
Dışişleri Bakanlıklarımızın açıklamalarında da vurguladığı gibi, Rum yönetimi adanın eşit sahibi olmamızdan kaynaklanan eşit söz ve hak sahibi olduğumuz alanlarda/ kıta sahanlığımızda yaptığı egemenlik ihlali protesto ile geçiştirilemez. Donanmamız hemen devreye girerek bu ihlale son vermeli ve Rum yönetimi adına ihlal yapan Norveç gemisi ENGELLENMELİDİR