“TANRI KRALI KORUSUN”

YAZARLAR

CIA PENCERESİNDE KIBRIS

Yazan Muammer KARABULUT

-KIBRIS’TA ÜÇ DEVLET, ÜÇ BAŞKENT VE ÜÇ MİLLİ MARŞ

Geçen gün KKTC’nin Antalya Konsolosluğundan edindiğim, “Birlikte Başardık” isimli kitapta, “KKTC’de Covid 19 Süreci Yönetimi” Başbakan Ersin TATAR imzası ile anlatılmış. Kitabı hemen okudum.

Kitap açıkça tarihten hiç ders almadığımızı bir kez daha ortaya koymakta. Son 150 yılımızı çalan, topraklarımıza çöken, insanlarımızı öldüren ve Kıbrıs Türkünü G. Afrika’dan, Avustralya’ya, İngiltere'den daha bir çok ülkeye göç ettirerek dağıtan küresel sapkınların uydurduğu planlı salgının peşinden nasıl sürüklenildiği kitapta yer almakta. 

KKTC’de hastalık belirlemeyen, dünyada halen, “mevcut bir referans standardı olmayan” PCR test kiti ile güya salgın hastalık tespit edilmiş ve yıkıcı tedbirler alınmıştı. 

Kıbrıs’ta tarihte yaşanılanlar yine unutulmuştu. Bana göre dünyanın stratejik diye başlayan ve devam eden her açıdan en önemli yerlerinden birisi hiç kuşkusuz Kıbrıs adasıdır. Fakat stratejik öneme sahip bu adanın tarihinden ders almayan ise Türklerdir.

Fazla detaya girmeden Kıbrıs adasının mevcut durumuna bakalım;

1-Kıbrıs Cumhuriyeti (16 Ağustos 1960)

Başkenti Güney Lefkoşa, Milli Marşı Imnos is tin Eleftherian(Özgürlük İlahisi), Resmi dilleri Rumca ve Türkçe, Nüfusu 1.207.000, Yüzölçümü 5.896 km², Para Birimi EURO,

2-Ağrotur ve Dikelya, Akrotiri ve Dikelya'nın Egemen Üs Bölgeleri (1960) Başkenti Episkopi, Milli Marşı God Save the King (Tanrı Kralı Korusun)

Resmi dilleri İngilizce, Nüfusu 15.700, Yüzölçümü 254 km², Para Birimi EURO,

3-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (15 Kasım 1983)

Başkenti Kuzey Lefkoşa, Milli Marşı İstiklal Marşı, Resmi dilleri Türkçe, Nüfusu 450.000, Yüzölçümü 3.355 km2, Para Birimi Türk Lirası,

Kıbrıs adasının üç parçalı bu duruma gelmesi, II. Abdülhamid’in 12 Temmuz 1878 yılında İngiltere ile imzaladığı kiralama fermanı ile başlamış ve 5 Kasım 1914 yılında da İngiltere kiraladığı bu adayı ilhak etmiştir. Daha sonra ABD’nin de hokkabazlığı ile İngiliz üslerine bağımsızlık verilerek, “bağımsız bir cumhuriyet fikri” ile 1960 yılında Kıbrıslı Rumlar %70, Kıbrıslı Türklerin %30 temsil hakkı ile Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuş ve başına da dalga geçer gibi Kıbrıs Ortodoks Kilisesi başpiskoposu III. Makarios getirilmiştir! Aynı yıl (1960) Kıbrıs'ın güneyinde, Ağrotur ve Dikelya adı ile bilinen İngiltere'nin Deniz Aşırı ve Taç toprakları statüsünde olan üslerinde, “Tanrı Kralı Korusun” marşı çalınmaktadır. İngiltere'nin dünyadaki Deniz Aşırı ve Taç Toprakları, Britanya Virjin Adaları 153 km2 (1960) Karayipler'de bulunan Anguilla 102 km2, İber Yarımadası'nda Cebelitarık 6,7 km2, Batı Karayip Denizi'nde yer alan Cayman Adaları 264 km2, Kuzey Atlas Okyanusu'nda, Turks ve Caicos Adaları 948 km2 (1962), Atlas Okyanusu’nda bulunan Bermuda Adaları 53,3 km², Güney Atlantik'deki, Georgia ve Güney Sandwich Adaları 3.903 km², Hint Okyanusu'nda, Britanya Hint Okyanusu Toprakları 60 km², Kuzey Amerika’da Antiller bölgesinde yer alan Montserrat 102 km², Büyük Okyanus’daki Pitcairn Adaları 47 km², Atlas Okyanus’unda yer alan Saint Helena 121.7 km², Antartika’da Britanya Antarktika Toprakları 1.709.400 km², Normandiye kıyılarındaki Guernsey 78 km², Avrupa Kıtasının Batısındaki Jersey 22.591 km² ve İrlanda Denizi’ndeki Man Adası 572 km²

CIA PENCERESİNDE KIBRIS İngiltere’nin Kıbrıs’ın Güneyinde yer alan Ağrotur ve Dikelya askeri üsleri CIA’nın ülkeler listesinde ayrı ayrı yer alırken, Kıbrıs Adasının 450 yıldır çoğunluk (vakıflar) sahibi ve tek mirasçısı olan Kıbrıs Türklerinin kurduğu KKTC Devleti ise yer almamakta. Fakat 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıs Türklerinin de onayı olduğu göre, bu egemen üslerin varoluş temelinde Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin dolayısı ile Kıbrıslı Türklerinin de imzası olmalı. (KIBRIS’TAKİ İNGİLİZ ÜSLERİNİN JEOPOLİTİK VE JEOSTRATEJİK AÇIDAN ÖNEMİ, Yüksek Lisans Tezi için bkz)

Dünyadaki, okyanus ve denizlerin her köşesinde toprakları bulunan İngiltere’nin, bu ada ülkelerine veya üslerine coğrafi konumlarına göre baktığımızda, tam bir sömürge mühendisliği eseridir. İngiltere 1878 yılından itibaren dünyayı kontrol etmek için bir tarafta Osmanlı İmparatorluğunu parçalarken, diğer taraftanda oluşturduğu bu bölgelerle dünyayı nasıl idare ettini de gösteriyordu. CIA Kıbrıs'ın tarihini, “Eski bir İngiliz kolonisi” ile başlatırken, Dikelya, Ağrotur ve Cyprus-Kıbrıs ülke olarak tanmıştır. Kadim Kıbrıs Türklerini azınlık olarak görmüş ve KKTC Devleti'ni de yok saymaktadır. İngiltere’nin üzerinde tam egemenlik ve yargı yetkisini elinde tuttuğu Akrotiri'de bir Kraliyet Hava Kuvvetleri Üssü (RAF-Royal Air Force), Kıbrıs İngiliz Kuvvetleri Karargahı ve Episkopi Destek Birimi bulunmaktadır. CIA ilgili sayfasının sonunda Türkiye’nin Mart 2007'de Kıbrıs Hükümeti'nin, “Lübnan'la hidrokarbon blokları ve deniz sınırı oluşturmasını protesto ettiği” de yazılmaktadır. İngilizler, Süveyş kanalının 1869 yılında açıldığı dönmelerde Kıbrıs adasında oluşturduğu egemen üslerin benzerleri ile dünyaya yayılmıştır. Bunlardan biri hariç (Georgia ve Güney Sandwich Adaları 3.903 km²), 14 üssün toprak büyüklüğü 2.776 km², tanınmayan KKTC’nin ise 3.355 km²’dir. Tanınmayan bir KKTC, azınlık görünen Kıbrıs Türkü neden küresel sapkınların, yeni dünyayı dizayn etmek için uydurduğu planlı salgının aparatı oldu? Küresel paylaşımcılar, KKTC’ye alacağı tedbirler sonucunda tanıma sözü vermiş olabilirler mi? İngiltere'nin Osmanlı’dan 1878 yılında kiraladığı, 1914'de ilhak ettiği ve 1960 yılında askeri üs kurduğu Kıbrıs'da sağlanan hangi faydaları gördük ki hala peşlerinden gidiyoruz? KKTC’de dün topraklarımızı, madenlerimizi kontrol etmek için savaşan küreselci çetenin, bugün insanlarımızı azaltmak için düğmeye bastığını görmüyor muyuz? KKTC’de henüz planlı salgın ilan edilmeden, 31 Temmuz 2019 tarihinde Dr. İlker İPEKDAL’ın Kıbrıs Time’daki köşesinde, “KKTC Tarihinde En Büyük Genetik Skandal” (ayrıntılı haber için bkz) başlıklı uyarısı neden dikkate alınmadı? İPEKDAL’ın yalnızca bu uyarısı bile dikkate alınsa, tartışılsa, farkındalık oluşsa planlı salgının küresel bir yalan olduğu ilk günden itibaren anlaşılırdı. Alınacak önlemlerle de yalana karşı durulurdu! Lafa gelince her şeyin bilindiği, duyulduğu ada da bu gerçek nasıl olduda duyulmamıştı? Geçmişte o küresel sömürgeci güçlerin faaliyetini unutmasaydık bugün KKTC'de genleri değiştirmek için piyasa sürülmüş olan mRNA sıvıları ile insanlar zehirlenmezdi. KKTC’de 2020 yılında kapılarını kapattıktan ve planlı salgına destek verdikten sonra; özgürlükleri alınan insanların devlete azalan güvenini, kapanan işyerlerinin sayısını, ekonomik kayıpların tutarını, bağışıklığı düşen insanların durumunu, ani ölümleri, psikolojisi bozulanları, KKTC’yi terk eden gençleri, bankalara borcu olanları, azalan turizm gelirlerini, plandeminin ilan edildiği (11 Mart 2020) tarihte 6.28 olan DOLAR kurunun, bugün (3 Aralık 2022) 18.63 olduğunu da mı görmedik? KKTC’de Birlikte Başardıklarımız, 2020-2022 tarihleri arasında örgütlü mülk ve toprak alanlar mı olacak? Yoksa uyduruk tedbirlerle inleyen halk mı? Bunların hepsi, o kitapçığın 2022 yılının sonunda aynen PCR Test sonuçları gibi yayınlansa nasıl olur?
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.