Yazan Sabahattin İSMAİL
Yazımın 2. bölümüne bugün devam ediyorum…
Türk halkına uygulanan ETNİK TEMİZLİK sonucu, 1821-1828 ve 1866-1897 yılları arasında, Mora'da 70 bin, Girit'te 30 bin Türk katledildi.
1820’lerde Girit'te nüfusun yaklaşık %45’i Türk iken, 1890’larda %15’in altına düştü.
1872'de Girit'teki 210 bin nüfustan 90,000’i Türk idi.
1894 ise ada nüfusu 250 bine çıkarken Türk sayısı katliamlar ve göçe zorlama nedeniyle 74,000'e düşmüştü.
1900'de ada nüfusu 302 bine çıkarken, Türk nüfus toplu katliam ve zorunlu göç nedeniyle 33,496'ya inmişti.
1911'de ise Türk nüfus, 28,852'ye kadar düşmüştü.
1912 Balkan Savaşı, ardından gelen 1915 Çanakkale Savaşı ve 1919 Anadolu işgali ile birlikte, katliam ve baskılar daha da artırılarak, Türkler Girit'ten temizlendi.
Bugün Girit'te tek Türk yok!
Böylece, milli hedefleri olan MEGALİ İDEA çerçevesinde, Türkler Girit'ten temizlenmiş, GİRİT İÇİN BELİRLEDİKLERİ ENOSİS
( İLHAK) hedefleri gerçekleşmiş, Girit Yunanistan'a bağlanmış, sıra Kıbrıs'a gelmişti.
Nitekim Kıbrıs'ı ilhak etmek için de Girit'teki gibi ENOSİS sloganı kullanıldı
KIBRIS'TA İLK ENOSİS AYAKLANMASI
Kıbrıs'ta da Türk Halkına yönelik ilk toplu katliam, daha ada Osmanlı hakimiyetinde iken, TRİPOLİÇE 'de olduğu gibi, 1821'de planlandı.
Ne ki bir Rumun ihbar mektubunu değerlendiren Vali Küçük Mehmet, kiliseleri basıp toplu katliam için depolanan silahları buldu ve katliamı önledi.
Plana göre dini bayramları olan Paskalyada tüm adada Kilise çanları çalacak, Rumlar güya ayin için kiliselere gidecek ve depolanan silahları alarak Türkleri topluca katledecekti.
Vali Küçük Mehmet, katliamı planlayan Baş piskopos dahil 14 papazı astı.
Geri kalan papazlar Roma'ya kaçarak 1821'de ilk ENOSİS BİLDİRİSİNİ yayınladı.
Ada 1878'de İngilizlere kiralanınca, ENOSİS talepleri ve faaliyetleri arttı. 1. Dünya Savaşı ardından 1918'de Paris Barış Konferansı toplanınca ENOSİS talepleri doruğa çıktı.
Konferansa heyetler gönderilerek adanın Yunanistan'a verilmesi istendi.
1895'den itibaren ENOSİS nedeniyle Türklere saldırılar da başladı.
1911'de Osmanlı, Trablusgarp ile meşgulken ENOSİS faaliyetleri ve saldırılar arttı.
GİRİT TRAVMASI tetiklenen Türkler, 1911'de, Lefkoşa, Lefke ve Peristerona 'da ENOSİS karşıtı 3 miting yaptı, ENOSİSE KARŞI ÇIKAN kararlar aldı.
1912'de Osmanlı Balkan Savaşları nedeniyle zor durumdayken, Limasol'daki festivalde (Gadaklizmo) Türklere saldırılar oldu.
Mayıs 1912'de başlayan bu saldırılar kısa sürede tüm adaya yayıldı. Olaylarda 5 kişi öldü 134 kişi yaralandı.
Türklerin kolektif hafızasında yer alan GİRİT TRAVMASI, bu saldırılarla hep taze kaldı.
Bunun sonucu olarak KIBRIS GİRİT OLMASIN diye, ENOSİS karşıtı örgütlenmeler başladı.
ENOSİS KARŞITI 2 MİLLİ KONGRE
GİRİT TRAVMASI sürekli tazelenen Türk Halkı, 10-12 Aralık 1918'de MECLİS-İ MİLLİ adlı bir KONGRE toplayıp ENOSİSE karşı karar aldı. Karar Paris Barış Konferansı'na gönderildi.
"Adanın statüsü değişecekse, eski sahibi Osmanlı İmparatorluğu'na geri verilmesi" istendi.
1821'de Roma'ya kaçan Papazların yayınladığı ilk ENOSİS BİLDİRİSİNİN 100. yıldönümü olan Mart 1921'de papazlar öncülüğünde yeni bir ENOSİS kararı alındı.
GİRİT TRAVMASI canlanan Türk halkının buna yanıtı, ENOSİS KARŞITI ikinci bir kongre toplamak oldu.
1930 'da toplanan ve "MİLLİ KONGRE" adı verilen bu kongrede ENOSİS karşıtı kararlar alındı.
Rumların buna yanıtı, 1931'de yine Kilise öncülüğünde ilk ENOSİS ayaklanmasını başlatmak oldu. Vali konağı yakıldı. 6 kişi öldü, 30 kişi yaralandı.
İngilizler adaya Mısır'dan takviye güç getirerek isyanı bastırdı.
Bu GİRİT TRAVMASINI doruğa çıkardı.
1949'da ise Rum Komünist Partisi AKEL, ENOSİS İRADESİNİ ORTAYA KOYMAK İÇİN, bir ENOSİS PLEBİSİTİ başlattı .
1950'de ise, bu kampanyanın liderliğini, Makarios yönetimindeki Kiliseye devretti.
Kiliselere konan defterlere "ENOSİSE EVET- ENOSİSE HAYIR" başlıkları altına imza atılarak yapılan plebisitte Rumların yüzde 96'sının ENOSİSE EVET dediği ilan edildi
1954'de Yunanistan plebisit sonucunun tanınarak adanın Yunanistan'a bağlanması için ilk kez BM'ye başvurdu.
Türkiye ve İngiltere'nin karşı çıkması sonucu başarılı olmayınca, ENOSİSİ gerçekleştirmek için 1 Nisan 1955'de Yunan destekli EOKA terör örgütünü kurdular..
PLEBİSİT ve EOKA saldırıları sonucu, kolektif hafızasındaki GİRİT TRAVMASI doruğa çıkan Türk halkı ise, "KIBRIS GİRİT OLMASIN!! " diyerek, önce birçok yerel direniş örgütü kurdu.
Kasım 1957'de ise TMT'yi kurarak ENOSİSİ önlemek amacıyla silahlı direnişe geçti.
1960'da, SİYASİ EŞİTLİK TEMELİNDE, TÜRK- RUM ORTAKLIĞINA dayalı olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti de, ENOSİS hedefiyle başlattıkları saldırılar nedeniyle 1963 Noelinde yıkıldı.
Böylece GİRİT ve TRİPOLİÇE SENARYOSU uygulamaya kondu.
Ortaklık devletinin Rum Cumhurbaşkanı, Rum Bakanları, Rum Meclis Başkanı ve milletvekillerinin, gizlice kurduğu 5000 kişilik AKRİTAS örgütü, hazırladıkları ENOSİS AMAÇLI AKRİTAS SOYKIRIM PLANI uyarınca, Girit'te olduğu gibi Türk katliamına başladı...
Girit'te olduğu gibi, Batılı devletlerin göz yummasıyla, ortaklık devletini silah zoruyla ele geçirip, yüzde yüz Rumlardan oluşan ikinci bir Yunan devleti yarattılar, toplu katliamlar ve etnik temizlik yaptılar, 103 Türk köyünü işgal ettiler yağmalayıp yakıp yıktılar..35 bin Türkü göçe zorladılar.
1964'de ise, yeni bir ENOSİS KARARI ALDILAR
Bunu, Komünist AKEL' partisinin 1966 yılı kongresinde oy birliğiyle aldığı ENOSİS KARARI ve 1967'de Rum Meclisi'nin yine oy birliğiyle aldığı ENOSİS KARARI izledi.
15 Kasım 1974'de ise Yunanistan, Rum ordusu ve EOKA B ile planlanan ENOSİS amaçlı darbeyi yaptılar.
Darbeci Yunanistan'ın Kıbrıs Cumhurbaşkanı yaptığı eli kanlı katil EOKACI Samson, Rum radyosundan okuyacağı ENOSİS BİLDİRİSİNİ bile hazırladı...
Sıra, hazırladıkları İFESTOS PLANI çerçevesinde, GİRİT'TE YAPTIKLARI GİBİ, Türkleri topluca katletmeye gelmişti..
1974 Barış Harekatı'nda Yunan alayı kampında ele geçirilen İFESTOS SOYKIRIM PLANI'NA göre, Türkiye adaya müdahale etme fırsatı bulamadan, tüm ada Türklerinin GİRİT'TE, TRİPOLİÇE'de ve tüm MORA'da OLDUĞU GİBİ, soykırımdan geçirilmesi öngörülmekteydi.
Anavatan Türkiye, Garanti Antlaşmasından doğan hakkını kullanarak, ENOSİSE 5 KALA adaya müdahale etti ve KIBRIS'IN 2. BİR GİRİT OLMASINI ÖNLEDİ.
HALA VAZ GEÇMEDİLER
Rumlar der ki " Girit için 100 yıl mücadele ettik, bölünmüşlüğü kabul etmeyeceğiz, ENOSİSTEN VAZ GEÇMEYECEĞİZ ve AB'ın desteğiyle, KKTC 'yi yok edip egemenliğimizi Kuzeye de yayacağız..."
Nitekim Rum yönetimi Başkanı Hristodulidis, bugün hala, EOKA kuruş yıldönümlerinde " HELLAS, KİPROS, ENOSİS" yazılı afişler altında konuşma yapıyor.
Dr. Binbaşı Nihat İlhan'ın eşini ve 3 çocuğunu 24 Aralık 1963 gecesi Kumsal bölgesindeki evlerinde katleden, aynı gece 11 sivil Türkü öldürüp 23 sivil Türkü esir alan EOKA GURUBU lideri TASSOS MARKOU ile, eli kanlı terör örgütü EOKA lideri katil GRİVAS'ın heykelleri dikiliyor, anma törenleri yapılıyor.
İşte bugün, EOKA VE ENOSİS ruhunu böyle yaşatıyorlar
204 YIL SONRA TRİPOLİÇE KATLİAMI MESAJI
Bu ruhla Mart 2025'de "Devrimci Özgürlük Savaşçıları ( Apelefterosi 2025)" adlı Türk düşmanı bir gizli bir terör örgütü kuruldu.
Ne ilginçtir ki bu örgütün amblemi ise, 1821'de TRİPOLİÇE KATLİAMI'nı yapan Kolotokronis adlı katilin amblemi olan "ATEŞ VE BALTA" (Tsekkuri ge fotia) dır
Ve bu amblem, Güney Lefkoşa'da daha önce 3 kez bombaladıkları Bayraktar Camisi'nin avlu demirlerine asılarak, Türk Halkına, 204 yıl sonra TRİPOLİÇE KATLİAMI mesajı verilmiştir..
Bunca bilgiden sonra şimdi soruyorum:
Hala, TRİPOLİÇE ve GİRİT KATLİAMLARINI Kıbrıs'ta tekrarlayarak Türk halkını katletme hayali görenlerle birleşik bir Kıbrıs, ortak bir devlet kurmak olası mı?
Böyle bir hayal içinde olanların bundan ders almaları ve tuttukları yanlış yoldan dönmeleri gerekmiyor mu?