Yazan Muammer KARABULUT

KKTC’de 21. yy’da yatak odaları dinlenen, donlarının renkleri tespit edilen ve özel hayatlarına ilişkin ne varsa bilinen insanları 45 kasetin peşine düşürürler. Halbuki geri de bir kibrit kabına sığacak milyonlarca kaset vardır.

Bazen adada ki sorunu başörtüsü olarak gösterip, insanları laiklik elde gidiyor diye hemen sokağa döktürürler.

Toplumun önünde olan siyasileri, gelecekleri için siyaseten kullanırlar. STK’lar fonlanır, gazetecilerin çoğuna da bunları yazmamak koşulu ile gazetecilik yaptırırlar. İnsan aklını bir başörtüsü ile tüm pislikleri örtecek duruma düşürürler. Aslında bu şeytani güçler karşısında hepimiz çıplağız.

Ve safız…

GKRY’de ise hala, “Helenlik” çığırtkanlığı  yapan, üslerden bihaber yaşayan diğer çıplakların hedefinde ise Türkler vardır. Onları da, ellerinde ve avuçlarında ne varsa almak üzere  Türk düşmanlığı yaptırarak oylarlar.

İşte bu oyalamaları bir kenara bırakarak, oyalayanların gözünden beyinlerine ulaşan bir çomak sokarak bir yazı dizisi hazırladım.

Osmanlı İmparatorluğunun  20 Mayıs 1875 yılında üye olduğu, 1889 yılında çekildiği ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin 1993’te tekrar katıldığı Uluslararası Ağırlık ve Ölçüler Bürosu (BIPM), dünya’daki Uluslararası Birimler Sistemi’ni (SI)(bkz) belirliyor. Bu birlik 15-18 Kasım 2022 tarihleri ​​arasında 27. Genel Ağırlık ve Ölçüler Konferansı'nda bir araya gelerek yeni birimleri kabul etti.

Örneğin günümüzde, sıfır (0) ve bir (1) ile başlayan sayılar googolplex’e, verilerin  boyutları da dijital ortamda bit’ten quettabayt doğru yol almaktadır. Bu arada, yapay zeka ve nesnelerin internetinin (loT) yükselişi ile SI’a 2022 yılında, “Kettabayt”’ ın da tanıtımını yaptı.

Teknoloji geliştikçe, sayılar ve verilerin boyutları, saklama kapasiteleri de katlanarak büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. İndirme hızları da 1000 Mbps, 1Gbps’a(Gigabit) olarak tanımlandıktan sonra bilgiye ulaşma hızı da arttı. Ve devreye yapay zeka girdi.

KIBRIS İStİHBARATININ ÖNEMİ

Verilerin büyümesi gibi, Kıbrıs’ın stratejik konumunu güçlendiren etmenler de büyüdü. Bu katlanarak büyümeyi, İngiltere’nin 17. yüzyıldan itibaren yönünü Avrasya coğrafyasına yöneltmesine,  Osmanlı Devleti'nin Süveyş Kanalı'nı Mısır Valisi Said Paşa tarafından 1859 yılında bir Fransız şirketine(*) vermesi ve 17 Kasım 1869 yılında açılması ile başlatabiliriz.

(*)Süveyş Şirketi veya Süveyş Kanalı Şirketi (1858–1997); Compagnie universelle du canal maritime de Suez (Süveyş Deniz Kanalı Evrensel Şirketi)

Osmanlı İmparatorluğu kanalın önemini fazla gücü kalmadığı bir dönemde, Kıbrıs'ı, Süveyş Kanalı’nın açılışından 9 yıl (1878) sonra  İngiltere’ye kiralamış ve ardından kanalın yapımında Fransa’ya karşı olan İngiltere 1882'de Mısır'ı işgal ederek kanalın kontrolünü de ele geçirmiştir.

Yahudilerin Filistin’de bir devlet kurma eylemi Theodor Herzl (1860-1904) ile kurulan Dünya Siyonist Teşkilatı (1897) ile hızlanmış ve nihayet 14 Mayıs 1948 tarihinde İsrail Devleti'de kurulmuştur.

Doğu Akdeniz’deki bu tarihi sürecin planlaması, sanayi ve  teknolojideki gelişmeler ile aynı paralelde olmuştur. Zaten toplumsal dönüşümlerde, parçalara bir bütün olarak  bakmazsak,  aralarındaki bağı görmezsek, gördüğümüz parçalar büyük resmi görmemizi engeller ve yanıltır.

 “KIBRIS, BATI ASYA'NIN ANAHTARIDIR”

İşte bu bağlamda  artık karşımızda coğrafi konumundan dolayı tartışmasız tarihin her döneminde, değişimin veya yeni haritaların belirlendiği zamanlarda ki stratejik önemini koruyan ve önemi  giderek artan bir Kıbrıs adası var.

Son yıllarda Süveyş Kanalı’na ve fosil yakıtlara uzaklığı, İsrail devletine olan yakınlığı, daha da önemlisi  dünyada en önemli üç dijital istihbarat merkezlerinden birisi olması Kıbrıs’ı her zamankinden çok daha zor tehlikeli bir viraja sokmuştur.

İngiliz arşivlerinde Kıbrıs konusundaki araştırmaları ile tanınan Prof. Dr. Salâhi R. Sonyel’in Belleten’de, “İngiltere Dışişleri Bakanlığı Belgelerine Göre Osmanlı Padişahı Abdülhamit 48 Saat İçinde Kıbrıs’ı İngilizlere Nasıl Kiraladı”(bkz) başlığı ile yayınlanan makalesinde, Rus saldırılarına karşı savunma amaçlı ve emaneten verilen ada gerçeği vardır. Bu anlamda  Kıbrıs, dünya’da kiralanarak haydutlar tarafından işgal edilen ilk toprak parçası olup, bu sorunun nasıl büyüyebileceğini  görmediğimiz zamanlardır.

Kıbrıs Adası'nın kiralanmasının arka planında resmi bir belge bulunmazken, bu gerçek Salâhi R. Sonyel’in, Kıbrıs Antlaşması'nın imzalanmasında başlıca rol oynayan İngiliz devlet adamlarından, Yahudi Lord Beaconsfield (Benjamin Disraeli) ve Lord Salisbury’in anılarında bazı belgelere ulaşması ile ortaya çıkmıştır.

Osmanlı imparatorluğu'nu tasfiye süreci ile birlikte Kıbrıs’ın haydutlar tarafından işgali, 2. Abdülhamid’in tahta geldikten 1 yıl sonra (1876) yayınlanan bir karikatürde (20 Mayıs 1877)  William Ewart Gladstone Türk hükümranlığı ağacını baltayla kesmeye çalışırken, başbakan Benjamin Disraeli, “Oduncu, o ağacı bağışla!” diyerek haykırıyor.

İngiltere, 1930’lu yıllarda Asya toprakları üzerinde veya bu topraklara yakın bir yerde ordusu ve donanması için bir üssün bulunması gerektiğine karar verdi. Hatta bu görüşte olan Benjamin Disraeli’de 1930 yılında henüz 26 yaşında Kıbrıs’ı ziyaret etti. İngiltere için, “Böyle bir üs, Kıbrıs’tan başka nerde bulunabilirdi ki?”(*) Artık, o Kıbrıs, Batı Asya’nın anahtarı konumunda ve çok az bilinen gizli bir dinleme üssü olmuştu. (Devam Edecek)

(*) Life of Lord Beaconsfield (Lord Beaconsfield’in Hayatı), C. VI. s. 291.