Yazan: Muammer KARABULUT
DSÖ’nün 12 Mart 2020 tarihinde, Covid-19’u salgın hastalık olarak ilan etmesi ile 3. Dünya Savaşı başladı. Fakat asıl perdelemenin 5G teknolojileri olduğu ise henüz net olarak görünmüyor.
Trump’un DSÖ’den ayrılarak, Bill Gates ve dolayısı ile Çin’i var eden Rothschild’leri de karşısına aldı. Bu gelişmelere 28 Mayıs 2020 tarihinde Kanada Mahkemesi, 2018 yılının Aralık ayında göz altına alınan ve kefalet karşılığında ev hapsinde olan Huawei CEO’su Meng Wanzhou’nun davasının ABD’ye iadelerde aranan, “çifte suç” koşulunu karşıladığına hükmetti. Karara Çin’den çok sert tepkiler geldi. Kanada Mahkemesi bir daha ki duruşmada Meng’i, ABD’ye teslim edebilir.
Huawei şu andaki savaşın nerdeyse mihenk taşı. 5G teknolojilerinde lokomotif görevi görüyor. Kanada’da tutuklu olan Meng Wanzhou ise Çin ordusunda askeri mühendislik yapmış olan 74 yaşındaki Huawei’nin İcra Kurulu Başkanı Ren Zhengfei’nin kızı. Diğer bir ifade ile Çin ekonomisi tutuklu. Suç isnadı, ABD’ye karşı Huawei CEO’su Mengi’nin Çin adına casusluk yapmasıdır.
İşte bu ortamda ABD’de, George Floyd isimli siyahi bir vatandaşın işlediği bir suçtan dolayı polis tarafından öldürülmesi sonucu ortaya çıkan, iç savaş görüntüleri ile karşılaşıldı. Suçu ne olursa olsun, bir polis memurunun asla yapmayacağı bir uygulamaydı. Ama bir anda ABD halkı, daha önce dünyanın çeşitli ülkelerde öldürdüğü ve TV’lerden naklen verilen savaşları unutarak, insan haklarına olağanüstü saygılı bir halk portresi çizdi. Protestonun büyümesinin arkasında ise küresel güçler olduğu gerçeği ile nerdeyse hiç gözükmedi. Çünkü ‘ABD’nin kendisi küresel güç’ diye var edilmiş bir paradoks vardı. Küresel güçleri, ülke adıyla sloganlaştırdığı, “kahrolsun” edebiyatından en çok nasibini alan ABD’nin yerine bir türlü koyamadık. Onun için de şimdi, bütün gücümüzle, “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi” diye tam keyif almaya başladığımız bir zamanda, isyancıların ABD şehirlerinde protesto için kullandığı tuğlalar, dikkati bir anda emperyalizm ile perdelenen küresel güçlere çevirdi.
GİZEMLİ TUĞLALAR VE TAŞLAR
Tespitlere göre tuğlalar, Dünyanın 2. Büyük holdingi olarak bilinen ve ortakları arasında Bill Gates’inde bulunduğu Berkshire Hathaway tarafından kurulan ve merkezi Chicago’da bulunan Marmon Group’un tuğla üreticisi ACME BRICK COMPANY ve JAY & ROBERT PRITZKER ait olduğu ortaya çıktı.
İsyancılara, hiçbir tadilatın yapılmadığı ABD şehirlerinde, biranda ortaya çıkan tuğla paletlerini nasıl organize etti? FBI her yerde kameraların olduğu ABD kentlerinde, acaba bu gizemli paletleri, ne zaman ne şekilde kimler tarafından konulduğu ortaya çıkartacak mı?
Konuyla ilgili eski New York polis komiseri Bernard Kerik’de Breitbart News Tonight'ta yaptığı açıklamada, "FBI'ın bunu araştırması gerekiyor, özellikle Minneapolis, Los Angeles, Houston ve Atlanta'daki eylemler uyumlu. Bu koordine edilmiştir. Minneapolis liderleri, askeri iletişim ekipmanı taşıyan siyah giyimli genç, beyaz adamlardı. Etrafınıza bakın. Her şehirde aynı şeyi görüyorsunuz. Her yerde aynı protestocular, George Soros ve diğerleri tarafından finanse edilen Antifa ve Black Lives Matter gibi radikal sol gruplar var. Bunu siyasi bir nedenden dolayı yapıyorlar. ” dedi.
Olaylar karşısında ABD’de bugüne kadar hiç duymadığımız, “Bu dış güçlerin amacı kaos yaratmak ve ulusumuzu bölmektir.” iddialarını duyduk. ABD’de gördüklerimiz, siyahi bir vatandaşın polis tarafından öldürülmesi ile sınırlı olmadığı, bütün dünyayı tehdit edecek bir operasyon olduğunu gösteriyordu. Trump’ın terörist ilan ettiği Antifa’nın arkasında olan birileri, birçok politikacı tarafından koordine edildi. Şirket medyası da bu psikolojik operasyonu bilerek veya bilmeden suç ortağı oldu. Böylelikle meşru olarak başlayan protesto daha sonra gayri meşru eylemlere dönüştü. Küresel güçlerin kontrolünde olan ABD medyası, isyancıları övdü ve onları Amerikan Devrimcileri ile karşılaştırdı.
ABD’de yaşayan bağımsız gazeteci Tim Pool’da yaşanan olayları görüntülü olarak ele aldı. Pool çektiği videolarda, isyanların aslında koordine edildiğini ve daha büyük bir planın parçası olduğunu destekleyen en son kanıtında, “Tuğla paletleri görüyoruz, ancak şantiye yok.” diyerek gösterdi.
TRUMP KÜRESELCİ GÜNDEME KARŞI ÇIKAN BİR MİLLİYETÇİ
ABD’de yaşanan provokasyonda, Bill Gates’ten sonra şüphenin merkezindeki ikinci isim ise George Soros idi. ABD’de Soros’a, daha önce Donald Trump başkan seçildikten sonra düzenlenen kadın yürüyüşlerinde ülkenin dört bir yanından protestocuları eylemlere taşıdığı suçlaması da vardı. İlk Açık Toplum Vakfı'nı 1984 yılında Budapeşte'de kuran Soros, kendi doğdu ülkede istenemeyen adam ilan edildi ve kurduğu vakfı 2018 yılında Berlin’e taşıdı. 120'den fazla ülkede faaliyet gösteren Açık Toplum Vakfı’nın kurucusu Soros, Amerika'nın gerçek bir düşmanı olarak ilan edildi. Başkan Trump’ın küreselleşme karşıtlığının karşısındaki kişi de George Soros ’dan başkası değildi. Şimdiki savaş 2021'de dünyayı kimin kontrol edeceği ile ilgiliydi. Başkan Trump ise küreselci gündeme doğrudan karşı çıkan bir milliyetçi olarak biliniyor. Trump'a yapılan bu sürekli saldırılar, çalışkan özgürlük seven Amerikalılara yapılan bir saldırı olarak görülüyor.
ABD’de yaşanan olayların bir anda eyaletleri kapsamasından önce, liberal politikacıları, Covid-19 virüsünün düşük ölüm oranlarını bildikten sonra, politik olarak kilitlenmeyi genişleterek ülke ekonomisine zarar verdiler. Ve bilinçli kilitlenme, “evde kal” politikası şehirleri bugünkü çıkmaz ekonomik tuzaklara dönüştürdü. Hiçte yabancı olmadığımız bu eylem dünyanın dört bir tarafında uygulamaya konuldu. Covid-19 salgın korkusu ile dünya ekonomisini kilitleyerek kontrol altına alma planı ile mali piyasalarda iflaslar yaşanacağı bilmek için, ekonomist olmak gerekmiyordu.
Şimdi ABD sokaklar yanıyor. Ama tüm dünya bu isyanların organik olup olmadığını veya oyunda daha büyük kuvvetler olup olmadığını sorguluyor. Ve acaba bu yangın bizde de çıkar mı endişesi var.
Küreselcilerin ABD’deki bu son oyunu, diğer bir ifade ile toplumları istikrarsızlaştırma eylemi, fazlası ile sorgu ve endişeleri de beraberinde getirdi.
Trump, eski ABD’nin 1775-1783 yıllarında kuruluşunu sağlayan, şimdi ise Çin ile beraber hareket eden küresel güçlere karşı, bağımsızlık savaş veriyor.
