Haber Merkezi Lefkoşa / 3 Eylül 2025
İsrail, GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in sayesinde adadaki İngilizlerin askeri üslerinden olan Akrotiri ve Dikelya’yı istediği gibi kullanıyor.
Akrotiri’den kalkan uçaklar başta Gazze olmak üzere Suriye, Yemen ya da nereye gitmesi gerekiyorsa Büyük Siyonist İsrail Projesi kapsamında ülkeleri bombalıyor. Aralarında çocuklarında olduğu binlerce insan ölüyor.
Radara yakalanan bazı savaş uçakları;
Üslerden kalkan, İsrail savaş uçakları ve İngiltere'ye ait yakıt ikmal uçağı, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarda kullanılıyor, Gazze yakınlarında uçuş yapıyor ve daha fazla insanın ölmesine neden oluyorlar.
Ağustos ayında, daha önce Mossad uçuşları için kullanılan bir 'İsrail' iş jetinin, Larnaka havalimanına iki kez indiği görülüyor. İkinci seferinde Larnaka'da bulunan CHABAD’ın ana örgüt evini de ziyaret ediyor.
ABD askeri CN-235 uçağı, Kıbrıs'taki İngiltere üssü RAF Akrotiri'den İsrail'e uçuyor. Uçak, gizli 427. Özel Harekat Filosu ve CIA tarafından kullanılıyor. RAF Akrotiri'ye dönmeden önce bir saat İsrail'de kalıyor ve daha sonra da Suudi Arabistan'a uçuyor.
GKRY’deki en büyük ikinci siyasi parti olan AKEL’in Genel Sekreteri, Ada’daki Siyonist yayılmacılığa dikkat çekerken, İktidardaki Demokratik Seferberlik Partisi siyasi olarak muhafazakâr ve Ortodoks Hristiyan çizgide olmasına rağmen güçlü bir İsrail yanlısı politika izliyor.
Öngörülebileceği gibi, AKEL’in Genel Sekreteri Stephanos Stefanou'nun İsrail’in Güney’deki yayılmacılığı konusunda uyarısının ardından hemen ırkçılık yapmakla itham ediliyor. İsrail'in GKRY’deki Büyükelçisi Oren Anolik ise Stefanou'yu, "açık ve net" bir ifade kullanarak antisemitizmle suçluyor.
Ancak Stefanou geri adım atmıyor. Antisemitizm suçlamasını şiddetle reddederek "İsrail hiçbir eleştiriye tahammül etmiyor ve her şeyi kontrol etmek istiyor" şeklinde karşılık veriyor.
Siyonistler Kıbrıs'ın yalnızca Güneyi’ni değil tamamını kontrol etmeye çalışırken İsrail, Ada’yı dünyanın en büyük ve etkili batmayan savaş gemisi olarak görüyor.
Tüm bu gelişmelerin sonuncunda, İsrail’in Gazze’de 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı katliamın en büyük destekçisi GKRY Cumhurbaşkanı Hristodulidis ve iktidardaki Demokratik Seferberlik Partisi olduğu söylenebilir. Fakat her geçen gün, Güney’de İsrail karşıtı eylemlere katılımcı sayısı da artmakta.
NETANYAHU’YA NE BORCUMUZ VAR?
AKEL, son yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’de uyguladığı açlığa mahkûm etme tutumu nedeniyle 14 bin çocuğun önümüzdeki saatlerde ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yönünde Birleşmiş Milletlere uyarıda bulunurken, Sayın Hristodulidis ve hükümeti 21. yüzyılın ilk soykırımını işleyen İsrail rejimini desteklemekte ve olanları örtbas etmekte ısrar ediyor.
Uluslararası toplum geç de olsa İsrail’e baskı uygulamaya başlamışken, Kıbrıs hükümeti İsrail’in hatırı için uluslararası alanda tecrit olup yalnızlaşmayı tercih ediyor. AB üyesi ülkelerin büyük çoğunluğu AB-İsrail ilişkilerinin gözden geçirilmesini talep ederken, Hristodulidis hükümeti buna karşı çıktı. Dünyanın dört bir yanından 23 devlet Gazze’ye insani yardım sağlanmasına izin verilmesi için ortak çağrıyı imzaladı ancak “Amalthea” girişiminin tanıtımıyla meşgul olan Hristodulidis hükümeti bu çağrıya kulaklarını kapadı. İsrail’i tarihsel olarak hep destekleyen Birleşik Krallık bile, İsrail’in insani yardımı engellemesine karşı tepki gösteren kararlar alırken, savaş suçlusu olarak aranan Netanyahu ile işbirliğine devam eden Sayın Hristodulidis ile Dışişleri Bakanı Sayın Kombos ve hükümet, binlerce çocuğun öldürülmesini “kendini savunma” diye adlandıran yegâne hükümet olarak çok yakında uluslararası alanda yapayalnız kalacak.
Netanyahu’ya ne borcu var ki, Sayın Hristodulidis onun uğruna ülkemizi küçük düşürmekte ve itibarsızlaştırmaktadır? Ahlaki ilkelere dayanmayan bir dış politikayı ne ülkemizin çıkarı, ne uluslararası hukuk, ne de insanlık değerleri haklı çıkarabilir.
AKEL’in Genel Sekreteri Stephanos Stefanou'nun söylemediği, Hristodulidis’un Büyük Siyonist İsrail Projesi’nin eş başkanı olduğu ve Güney’deki CHABAD evleridir.
Hedeflerinde ise 1974 yılından itibaren Ada’daki barışın teminatı olan KKTC’deki Türk askerinin varlığını sonlandırmak vr ani KKTC Devleti’nin ortadan kaldırmak vardır.
H.Davutoglu 6 Saat Önce
İğrençler. Adanin garantörü olarak Türkiye neden aciklmabyapmiyor!