Öne Çıkanlar Rockefeller Kent Lokantası AYIPLI TEST Dr. Carrie Madej BAE

Demokratik Konfederalizm

Yazan Mustafa DÖNMEZ

Irak silah pazarından tanesi 50 dolara alınabilen Ak-47 kalaşnikof, 75-100 dolara alınabilen RPG-7 roket atar ve 175 dolarlık bir adet Dragunov Kanas keskin nişancı tüfeği, toplam değeri 2000 dolar civarı silah ve teçhizatı, Süleymaniye’de yapılan bir toplantıyla uydu çanak anteni içine konularak yakıldı. Şaka gibi. (Tüfek ve roketlerin ahşap kısmı yanabilir ancak bu şekilde bir yanma silaha zarar vermez. MKE bu gibi olayların deneysel videolarını hazırlamıştır. İki şekilde imha vardır ya kesimle yapılan ‘kırım’ ya da ağır tonajlı şahmerdanın altında ezilmesi ile imha gerçekleşir)

Türk halkı, binlerce TIR ABD yardımı almış PKK’nın bu baştan sona aptalca sergilediği oyuna inanmaz. Bu gösteriye kendileri ‘sembolik’ diyorlar. Peki bu görsel medyanın ekranlarında ballandıra ballandıra anlattığı komedi nedir? Bu oyuna neden ihtiyaç duyuldu?

Cumhuriyeti kuran üç temel unsur vardır. TSK, CHP kadroları ve Halk. TSK ve CHP’nin durumu ortada. Son sırada Halkımız yani Büyük Türk Milleti vardır. PKK’yı Kürtlerin temsilcisi olarak görmek Kürtleri Türklerden ayırmaktır. Bunun ilerde dönüşü mümkün olmayan yansımaları olacaktır.

-Yapılanlar; Beyinlere verilen alıştırma dozu, psikolojik telkinlerdir. Türk Ordusunu onların tabiriyle kafeslenirken de aynı oyunu oynadılar. Önce emekli Subaylar sonra Harp Okulu öğrencileri daha sonra Teğmenler ile başladılar. Halk ve Türk Silahlı Kuvvetleri komutanlarından gerekli tepki gelmeyince dalga dalga operasyonlarla Ordu komutanlarını ve Genelkurmay başkanını ‘terörün başı’ suçlamasıyla cezaevine aldılar ve yıllarca itibarsızlaştıracak türlü iftiralarla ölüm ve telafisi mümkün olmayan maddi manevi işkencelerden geçirdiler. Saldıray Berk gibi ölümden korkmayan komutanlar sürece direndiler, meydan okudular ‘cesaretiniz varsa gelin alın’ dediler. Onlara bir şey yapamadılar. Nedeni onların halkta ve orduda karşılığı vardı. Onları almak süreci durdurabilirdi. Oysa kurgunun devamı önemliydi.

Bu oyun kurgusu temellidir. Şöyle ki;

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 02.06. 2025’te ABD’nin sır olmayan hedefini açıklar: Sykes-Picot ve Sevr ile Lozan’ın, Kürtler için olumsuz sonuçlar yarattığını belirtir. Yani, Lozan öncesine dönüşü istiyorlar.

29 Haziran 2025’te Anadolu Ajansı’na konuşur. Ve niyetlerini yekten söyler. ‘Suriye’de olanların büyük bir kısmı, Türkiye önderliği sayesinde gerçekleşiyor. Millet sistemi, yüzlerce yıl farklı toplulukların odak düzenin (merkezi sistem)'de varlıklarını sürdürmelerine olanak verdi.’ Yani, ulus devlet yapısı yerine, Osmanlı’daki millet (ümmet) sistemine dönülmesi gerektiğini söylüyor. Aslında, ABD’nin sır olmayan hedefini açıklıyor. ABD’nin buradaki projesi, yeni değil. Yıllar öncesine dayanır.

ABD’li ünlü Profesör Noam Chomsky.1983’te, “Kader Üçgeni” adlı betiğini yayımladığında: “Kudüs Amerikan Girişimcilik Enstitüsünün raporu ilginçtir: ‘Ortadoğu’da ulusalcılık ve ulusal kimlik yok edilmeli, bunun için de Ortadoğu Osmanlılaştırılmalıdır. Böylece, bölgede Batı çıkarlarına karşı çıkacak ulusal güç ve direnç kalmayacak, sistemlerin çarkları rahatlıkla işleyecektir. ABD için en tehlikeli düşman, tehdit, bağımsızlık tehdididir" Bu betiğin yayımlanmasından tam 42 yıl sonra 2025’te, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack’ın söylediği, tam da budur.

ABD’li Bernard Lewis, Orta Doğu tarihçisi ve İslam uzmanıdır, ünlüdür. Lewis’in 1990’larda yazdığı inceleme ve analizler, Büyük Orta Doğu Projesi’nin esin kaynağıdır. Lewis’in önerisi, Arap devletlerinin Osmanlı Dönemi’nde olduğu gibi etnik, mezhepsel yapılara göre bölünmesidir. “Lewis Planı”na göre, Türkiye, İran, Irak, Suriye gibi ülkeler etnik, dini ve mezhepsel olarak parçalanabilir. Irak gibi, Suriye gibi, Lübnan gibi. Bernard Lewis, 1996’da İstanbul’da konferans verir. Şu sözleri, dikkat çekicidir: “Bu coğrafyada, Türklük, Araplık, Farslı gibi kimliklerin yerini Orta Doğu kimliği alabilir.” Bitmedi. ABD’nin en etkili Dışişleri Bakanı Kissinger, 2014’te şu açıklamayı yapar: “1919-1920 yıllarında, ittifaklarla kurulan ulusal sınırlar bir bütün olarak yıkılmalıdır.” Yani, Lozan’la kurulan sınırlar da değişmelidir. Şimdi, sıkı durun ve nefesinizi tutun. Yıl 2015. İsrail ve Suudi Arabistan, 7maddelik plan üzerinde uzlaşırlar. 7 maddelik planın, önemli üç maddesi şudur: Bağımsız bir Kürt devletinin kurulması, İran’da düzen (rejim) değişikliğinin yapılması ve İsrail ve Araplar arasında bir barış planının yapılması.

04 .06 2015’te, S.Arabistan ve İsrail ortak açıklamasında şunlar yer alır: “Suudi Arabistan ve İsrail, bağımsız bir ‘Büyük Kürdistan’ projesini desteklemektedir.”

Kurulacak bir Kürdistan, bölgede İsrail ve Suudi Arabistan’ın ortak hasmı İran’dan, Türkiye’den ve Suriye’den alınacak topraklar üzerinde kurulacağı için, iki ülke de (İsrail ve Suudi Arabistan) bundan memnuniyet duyacaktır!

İki ülkenin hedefi de çok açık, gizleme gereği bile duymuyorlar.

Terörsüz Türkiye' sürecinin birinci hedefi, neydi? Anayasa.

Yeni Anayasa, “Ulus”, BİRLİK (üniter), “laik” devlet yapısının değiştirilmesi yani, devletin temelleriyle oynanması mıdır? Durum; Aziz Nesin'in "Azizim" adlı oyundan "Du bakali ne olacak" fragmanı mıdır? Yoksa Türkiye’nin bu tür oyunlarla zaman mı kazanmaya ihtiyacı vardır?

05.08. 1930.International Press’in Londra muhabiri, gazetede şunları kaleme alır: Irak’taki Kürtler, Musul petrol bölgesinde yaşamaktadırlar. İngilizler, bu bölgeleri gerektiğinden fazla güçlük çıkmadan Irak’tan koparmak için, buralarda bir çeşit ‘Kürt Özerkliği’ oluşturmuşlardır. Amaç, İngilizlerin bu özerk Kürdistan ile Türkiye, Suriye ve İran Kürtleri üzerinde çalışma yapabilecekleri bir odak oluşturmaktır. Yani. 95 yıl önce İngiltere’nin Irak, İran, Türkiye ve Suriye’de bir “Kürdistan” devleti projesinden söz ediyor.

DEVLETİN OLMADIĞI, TOPLULUKLARIN TABANDAN ÖRGÜTLENDİĞİ BİR SİYASAL MODEL

PKK’nın niyet, hesap, kadro ve angajmanlarında değişme var mıdır? Özünde, ideolojisinde bir değişiklik var mıdır? KCK bütün bileşenleriyle dağılıyor mu? Kontrol ettiği alanları bırakıyor mu? Terör yapıları, devletleri tehdit etmekten vazgeçiyor mu? Silahları topyekûn bıraktığına dair gerçekçi bir emare, ispat var mıdır? Bunların hepsinin yanıtı hayır ise PKK’daki bu dönüşüm sinyalleri ne anlama geliyor? Öte yandan bu ucube oyunu İsrail, ABD, İngiltere, S. Arabistan’ın desteklemesi tesadüf müdür?

PKK silah bırakıyor algısı ve umuduyla yeni nesil bir terör siyaset ve stratejisini hayata geçiriyor. İmaj ve algı üzerinden görsel ve yazılı medya aracılığıyla dünya medyasına servis yapılıyor. Eli kanlı APO şark kurnazı kendi düşüncesi gibiymiş gibi ortaya döktüğü fikirlerin tamamı; Murray Bookchin’in önerileri ve düşüncelerini topladığı ‘Geleceğin Devrimi’ betiğinde vardır.

(Murray Bookchin Yahudi kökenli Siyonist, eko anarşist, 1921-2006. Marksizm sonrası anarşizme yönelmiş, özellikle şehircilik, ekoloji, yerel özyönetim ve “hiyerarşi karşıtlığı” ile tanınmıştır. En önemli kavramı: Demokratik Konfederalizmdir. Yani halk canilerine önderlik yapan Apo’nun kendine mal ederek, sıkça dillendirdiği ve yeni nesil PKK terör doktrinine entegre ettiği, Demokratik Konfederalizm; “Devletin olmadığı, toplulukların tabandan örgütlendiği bir siyasal modeldir”)

Bize akıl veren eli kanlı cani bunun karşılığında, Devlet ve Milletten siyasi, idari ve anayasal taviz istiyor.

Türk ordusu bölgede her hakimiyet kurmaya başladığında ne ilginçtir ki, PKK’ya yeni yaşam alanları açılmıştır. PKK’nın arkasındaki güçler bugün; bölgede ayak bağı olduğunu söylüyorlar. Yüz yıllık planları yeni güncellemelere ihtiyaç duymaktadır. Hedeflerinde milim değişme olmamasına karşın uyguladıkları metodu değiştirmek zorundadırlar. Çünkü Türkiye istedikleri her şeyi gönüllü yapar görüntüsündedir. Öte yandan Türkiye’nin ekonomik, üretimsel ve büyük lojistik açmazları, yaşamsal bağımlılıkları vardır.

ABD'nin 12 yıldır binlerce tır ağır silahlarla donattığı ve 100 bin kişi olduğu tahmin edilen sınırımız ötesinde kışla kuran YPG hakkında mantıklı bir açıklama duymayan Türkiye, kendisine dayatılan parçalanma ve iç savaş senaryolarının farkında olarak, yeni karşı bir oyun kurgulamış, zamana ihtiyaç duymuş olabilir mi? Yoksa?

Sonraki yazıda düşünmeye devam edelim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Harun Başpınar 6 gün önce

Darbe planlayana, darbe yapana madalya mı takılmalıydı? Sizi ne memnun eder açık açık yazında bilelim. Biz biliyoruz da sizden duymak istiyoruz.