Öne Çıkanlar Rockefeller Kent Lokantası AYIPLI TEST Dr. Carrie Madej BAE

KIBRIS’I ÇEVİRME SİYASETİ

Yazan Sabahattin İSMAİL

Konferansın toplanmasına 2 hafta kala, şu gelişmelere bakmakta yarar var:

1- BM Genel Sekreteri 16-17 Temmuz'da Newyork’taki BM merkezinde yapılacak gayrı resmi 5+1 konferansı hazırlıkları için, 2 Mayıs 2025'te Maria Holguin'i ikinci kez kişisel özel temsilcisi olarak atadı.

Holguin, Ocak- Temmuz 2024'de de aynı görevi yapmış, ancak 6 aylık görev süresinin dolmasından sonra, Türk tarafı sürenin uzatılmasını VETO etmişti.

Türkiye-KKTC'nin bu kez bu atamaya onay vermesi ilginç!

Gayrı resmi 5+1 Konferansının birincisi, 27-28 Nisan 2021'de Cenevre'de, ikincisi 17-18 Mart 2025'de yine Cenevre'de yapılmıştı.

3’üncü Toplantının bu kez Newyork’ta BM merkezine taşınması dikkat çekici..

2- Türk tarafı birinci Konferansta, iki devletli çözüm anlamına gelen, "resmi çözüm görüşmelerinin, ancak KKTC'nin egemen eşitliği ile eşit uluslararası statüsünün BM GÜVENLİK KONSEYİ TARAFINDAN TEYİT EDİLMESİ şartıyla başlayabileceğini" içeren 6 maddelik bir öneri paketini masaya koymuştu.

BM ise, Kıbrıs sorununun " iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde çözümü"nü içeren resmi tutumundan vaz geçmedi.

BM gözetiminde yapılmaya devam eden tüm görüşmeler, bu nedenle federasyon çerçevesinin dışına çıkamıyor....

Çünkü, BM Genel Sekreteri ile kişisel temsilcisi bu nedenle ancak, federasyon öngören "BM İYİ NİYET MİSYONU ( GOOD OFFİCES ) misyonu çerçevesinde hareket edebiliyor.

3- Holguin, adaya gelerek iki tarafın liderleri sonra, Türkiye yanında, federasyonu savunan Yunanistan, İngiltere, Fransa Dışişleri Bakanları; federasyoncu AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ve AB Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn ile 5+1 konferansından olumlu sonuçlar çıkması için görüşmeler yaptı

4- AB ise, Avrupa Komisyonu'nun Uyum ve Reformlardan sorumlu eski üyesi ve başkan yardımcısı Johannes Hahn'ı, tek yanlı olarak, AB Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak atadı. Bu, Rum-Yunan ikilisinin istediği birşeydi...

Türkiye ve KKTC, AB'ın tarafsız olamayacağı gerekçesiyle, bu atamaya karşı çıktı ve Hahn'ı dikkate almadı. Hahn, adaya gelerek Rum yönetimi başkanı ile görüştü, destek açıklaması yaptı. Ayrıca, BM Genel Sekreteri'nin kişisel temsilcisi Holguin ile 5+1 konferansını görüştü. Türk tarafı, tek yanlı ve taraflı atamaya tepki olarak Hahn ile görüşmeyi kabul etmedi

5- Adada 2 üssü bulunan İngiltere Başbakanı Kir Starmer, 9 Aralık 2024'de ilk kez adaya gelerek Rum yönetimi başkanı Hristodulidis ile ikili bir görüşme yaptı.

Bu, son 9 ayda yaptıkları 3. görüşmeydi ve son 50 yılda ilk kez bir İngiliz Başbakanı ikili görüşme için adaya gelmişti.

Ne ki Starmer, KKTC 'ye geçip KKTC yetkilileri ile görüşmeyi gereksiz gördü. İngiltere, Rum yönetimi ile bir GENEL GÜVENLİK ANLAŞMASI imzalamaya hazırlanıyor.

İngiltere, Rum yönetimi ile savunma, güvenlik ve diğer alanlarda işbirliğini içeren bir de KIBRIS MEMORANDUMU imzalamış bulunuyor

6- İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de, 5+1 konferansı öncesi, 4 Temmuz'da adaya gelerek Rum yönetimi başkanı ve Dışişleri Bakanı ile görüştü.

İngiltere, BM Güvenlik Konseyi'nde Kıbrıs konusuna yön veren, BM Kıbrıs kararlarını kaleme alan ( PEN HOLDER ), Annan Planı'nı hazırlayan, adadaki 3 garantör devletten biri olan ve 10 gün sonra yapılacak 5+1 bir konferansına katılacak olan bir ülke.

Ne ki, Başbakanı gibi, Dışişleri Bakanı da KKTC'ye geçmedi, KKTC CB veya DİB'nı ile görüşmeye gerek duymadı

7- Rum yönetimi ocak 2026'dan itibaren 6 ay süreyle, AB Konseyi dönem başkanlığını üstlenecek.

İngiltere, bu dönemde, bir süre önce AB ile imzaladığı STRATEJİK ORTAKLIK ANLAŞMASI'nı, AB dönem başkanı olacak Rum yönetimi desteğiyle daha da güçlendirmek istiyor.

8- 2026 ocak ayında AB Konseyi dönem başkanı olacak Rum yönetimi, 6 aylık görev süresi içinde adanın güneyinde yapılacak çeşitli AB toplantıları için, güneydeki hava limanlarından gelmek şartıyla, CB Erdoğan'ı güneye davet edebileceğini, AB'ye yaklaşmış bir Türkiye'yi tercih ettiklerini açıkladı.

Yunanistan da zaman zaman benzer açıklamalar yapıyor

Bu çerçevede, AB dönem başkanı olarak, 23 Nisan 2026'da, AB üyesi 27 ülke, tüm körfez ülkeleri, Mısır, Ürdün ve Hindistan'ın da katılacağı ( büyük olasılıkla ABD, İngiltere, Suriye, Lübnan ve İsrail de katılır) bir uluslararası toplantıyı Güney Kıbrıs'ta düzenleyeceğini açıkladı.

Bu konferansın amacının bölge ülkeleri ile AB'yi yakınlaştırmak, işbirliğini güçlendirmek, kendisini odak yapmak, yeni ittifaklar kurmak, Türkiye ve KKTC'yi ise tecrit etmek olduğu çok açık...

Türkiye'nin bu toplantıya karşı şimdiden bir strateji geliştirmesi gerekiyor...

9- CB Erdoğan, NATO ZİRVESİ çerçevesinde Fransa CB Macron ile Kıbrıs konusunu görüştü. Rum basını Macron'un, Rum yönetimi başkanı Hristodulidis'e görüşmenin içeriği konusunda bilgi verdiğini yazdı.

Bu çerçevede CB'nı Erdoğan'ın Türkiye-AB ilişkilerini geliştirmek istediğini söylediği, Macron'un ise, tüm teknik sorunlar çözülse bile Kıbrıs sorunu çözülmeden bunun mümkün olmayacağını belirttiği iddia edildi.

10- 16-17 Temmuz'da Newyork’ta yapılacak 3. Gayrı resmi 5+1 konferansından 3 gün sonra KKTC 'de 20 Temmuz Barış Harekatı’nın 51. Yıldönümü kutlanacak. CB Erdoğan geniş bir heyetle törenlere katılacak ve önemli bir konuşma yapacak. Erdoğan, son 3 yıldaki tören konuşmaları ile her yıl BM Genel Kurullarında yaptığı konuşmalarda, Dünyaya "KKTC 'Yİ TANIYIN" çağrısı yapmış ve tanınma olmadan resmi çözüm görüşmelerinin başlamayacağını vurgulamıştı. Newyork’taki gayrı resmi 5+1 Kıbrıs konferansından 3 gün sonra yapacağı konuşmanın içeriği o nedenle oldukça önemli....

Erdoğan'ın bir kez daha Dünya'ya KKTC'yi TANIMA VE AMBARGOLARI KALDIRMA çağrısı yapması isabetli olacak...

TOP ÇEVİRME SİYASETİ GEREKSİZ

Görüldüğü gibi 16-17 Temmuz'da Newyork’ta yapılacak olan 3. Gayrı resmi 5+1 konferansı öncesi Rum yönetimi, BM, AB, İngiltere oldukça hareketlendi.

Perde gerisindeki ABD ve 1 ayda 20 bin vatandaşını Güney Kıbrıs'a yerleştiren İsrail'in neler pişirdiği ise bilinmiyor.

Kanımca, " gayrı resmi" ifadesi arkasına saklanarak, pozisyonumuzu sulandıran bu türden gereksiz ve sonuç üretmeyecek konferansların sürmesine onay vermekle, 2021 yılındaki birinci Konferansta ortaya koyduğumuz iki devletli çözüm hedefimizi zayıflatmakta ve KKTC'nin tanınmasını geciktirmekteyiz

Türk tarafı, son 4 yılda ısrarla savunduğu "İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM KABUL EDİLMEDEN, KKTC TANINMADAN GÖRÜŞME OLMAYACAK" şeklindeki milli politikayı sulandırmaya neden olan "TOP ÇEVİRME" taktikleri ile daha fazla zaman kaybetmemelidir.

16-17 Temmuzda Newyork’ta yapılacak olan konferansın son konferans olacağı ve iki devletli çözüm politikası kabul edilmeden, bundan böyle başka bir konferans yapılmasına onay verilmeyeceği açıklıkla ortaya konmalıdır.

Devamla, Rum yönetiminin KKTC ekonomisini çökertmek amacıyla başlattığı tutuklamalara, silahsız saldırılara son vermemesi halinde en sert karşı önlemlerin alınacağı kararlılıkla ortaya konmalıdır.

Bu çerçevede daha önce açıkladığım 11 maddelik karşı önlem paketinde yer alan önerilerden de yararlanarak caydırıcı bir eylem planı hazırlanmalı ve cesaretle uygulanmalıdır

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.