
RUMU AKLAMAK, DENKTAŞ, DR. KÜÇÜK, TMT, TSK, GKK VE ANAVATANI İSE İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN YAPILAN BİR OPERASYON
Yazan Sabahattin İSMAİL
Ordu malını çalmaktan 1 yıl hapis yatan ve hırsızlıktan ordudan atılan İlker Özkunt adlı sahtekar, ahlaksız, hırsızın, yazdığı küfürnameyi okudukça, kendisinin ve kendisini yönlendirdiği/ bilgiler verdiği için teşekkür ettiği Rum casusunun esas amacını gördüm
Bu adi hırsızın esas amacı, ENOSİSCİ Rum yönetimi ve ENOSİSCİ AKEL'in, son 60 yılda yaşananların tüm suçunu Türk Halkına, Denktaş'a, TMT'ye ve Türkiye'ye yıkmak için uydurdukları yalanları, gerçekmiş gibi yaymak ve Türk gençliğinin beynini Rum safsataları ile yıkamaktır.
Bu bağlamda, Rum yönetimi, EOKA ve AKRİTAS terör örgütlerinin, Türk halkına yaptığı katliamlarla saldırıları TMT yapmış gibi gösterip, onları aklamayı hedeflediği aşağıdaki alıntılardan bir kez daha görülecektir
****
Sanki ordaymış gibi uydurduğu şu saçma diyaloglara bakın: (Sayfa 187- 189)
"....Denktaş, TMT lideri Bayraktar Çoygun toplandı....Denktaş ' bir an önce hükümetten ve devletin tüm kurumlarından çekilmeliyiz....' dedi . Dr. Küçük....' Ben TC Büyükelçisi ile konuyu görüşeyim..." dedi. TMT lideri Kenan Çoygun ' Ben de Seferberlik Tetkik Kurulu'na sorayım...' dedi...
"....Denktaş'ın arkasında İngiltere ve NATO vardı...Amacı ayrılığı pekiştirmek, Dr. Küçük'ü silmek ve tek kalmaktı.."
Uydurmalar bununla bitmiyor...
****
Ordu malı çalan, 1 yıl hapis yatan, rezil, TMT kahramanı Alpay'ı alçakça karalamaya şöyle devam ediyor: ( sayfa 189-200)
"....Alpay, kalleşçe hiç günahsız bir kadın ile 3 çocuğu öldürmesini...İçkiyi fazla kaçırınca anlatıyordu....Denktaş Nevzat Uzunoğlu'na ' bu belayı başıma sen sardın, şimdi sen temizle..." dedi
Alçak şerefsiz, bu konuda, sanki o an oradaymış gibi sayfalarca uydurduğu ikili diyaloglar yazdı.
O uydurma saçmalıkları buraya aktarmak istemiyorum.
Kanlı Noel katliamının o gece Kumsal baskınını yaparak 11 Türkü öldüren, 200 Türkü esir alan EOKA'cı Tasos Marku gurubunun yaptığını, saldırıda 5 ayrı silah kullanıldığını, eve en az 5 EOKA'cının girdiğinin balistik incelemede kanıtlandığını dünkü yazımda anlatmıştım.
Geçmişte benzer bir yalanı Aysu Basri Akter de KIBRIS gazetesinde ortaya atmış ve rahmetli Alpay'ın oğlu Bora Alpay bu yalana karşı açıklama yapmış, dava açmış ve Aysu Basri Akter ile Kıbrıs gazetesi mahkeme kararı ile iddialarını geri çekerek özür dilemişti.
Şimdi ise EOKA'cıları aklamaya çalışan Hırsız alçak, hiçbir belge ortaya koymadan aynı yalanı tekrarlayarak, Rum yönetimini aklamaya çalışıyor....
Böyle hainlik, adilik ve şerefsizlik olabilir mi?
Bu vatan hainliği değilse nedir?
****
Sayfa 201'den 215'e kadar, sanki ordaymış gibi TC Büyükelçisi ile Dr. Küçük arasında uydurduğu diyalogları yazarak, Rımların bizi devletten silah zoru ile atmadığı, tam aksi, bizim kaçtığımız yalanını pekiştirmek çalışıyor; Okuyunuz:
"...Dr. Küçük, " Sn. Büyükelçi TMT, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurumlarından çekilmemizi istiyor.. "
Ve, sanki ordaymış ve dinlemiş gibi ikili diyaloglar uydurmaya devam ediyor:
"....Kenan Coygun, Seferberlik Tetkik Kurulu ile özel hattan telefonda görüştü ve şöyle dedi: ' Komutanım Denktaş bey derhal Kıbrıs Cumhuriyeti'nden çekilmemizi istiyor...."
"Komutan....Denktaş beyi Zapturapt altında tutun. NATO ile görüşmemiz gerekir." dedi.
Yalana devam ediyor ve devamında STK Komutanı, İnönü, DİB, MSB, GKB ve Kemal Satır arasında tüm hayal gücünü zorlayarak uydurduğu karşılıklı diyalogları hiç utanmadan, gerçekmiş gibi sayfalarca yazıyor. ..NATO ve İngiltere onayıyla devletten çekildiğimiz yalanını yazıyor, Böylece bizi silah zoru ile devletten atan, katliamlar uygulayan ENOSİS’çi Rum liderliğini aklıyor.
Uydurma ve yalanda o denli ileri gidiyor ki, Büyükelçilikte, Dr Küçük, Denktaş ve Bayraktar'ın da olduğu bir toplantıda Büyükelçinin Ankara'dan gelen bir teleksi okuduğu, Büyükelçinin Denktaş'ı azarladığı, Denktaş ve elçinin kavga ettiği yalanını sayfalar süren ikili diyaloglarla yazıyor ve tümüyle yalan olan sözde teleks mesajının metnini aktarıyor.
Sonuçta Elçilikte yapılan oylamada devletten çekilme kararı alındığı ve Büyükelçi Mazhar Özkol'un " kusura bakmayın ama ben burada daha fazla kalamayacağım" diyerek "sinirli şekilde salonu terkettiği..." yalanı yazıyor.
Sormak gerekir:
Böyle bir toplantı olduğunun, kimlerin ne söylediğinin ve teleks mesajının tam metninin kaynağı nedir?
Belge yok. Dipnot yok. Kaynakça yok.
Uydurma ve yalan bu kadar olabilir!
***
Sayfa 216'da Rumm saldırılarını perdelemek için " Türklerin, Rum saldırıları sonucu değil de TMT emriyle göç ettiği, devlet dairelerine gidenlerin en ağır şekilde cezalandırılması kararı alındığı, Denktaş'ın halkın geleceği ile oynadığı..." şeklindeki Rum safsatalarını, kendi görüşüymüş gibi aktaran uydurukçu hırsız, sayfa 218'- 225'de " İngiliz ajanı Rauf Denktaş ve arkasındaki NATO tetikçisi Seferberlik Tetkik Kurulu ben yaptım oldu havasındaydı..." diyerek itibarsızlaştırma çabasını sürdürdü...
Devamla, Denktaş ve TMT'nin fiziki ayrılığı gerçekleştirmek ve vatandaşları susturmak için Larnaka liman işçisi 2 Türkü, Baf'ta 3 Türkü kaçırıp, işkence ile öldürdüğü, suçu Rumlara attığı, Denktaş'ın TMT'yi kurarken mutlak hakimiyetini bu yolla pekiştirdiği." yalanlarını ileri sürüyor.
Oysa gerçekte, adını verdiği tüm Türkler 1963-1964'de Rumlar tarafından kaçırılıp, yollardan,tarlalardan alınıp öldürüldü ve şehitler listesinde bulunuyorlar.
Esasen Denktaş o tarihlerde, yani ocak 1964'den beri Ankara'da sürgünde bulunuyor..
Sayfa 224'de milli varoluş mücadelemizin lideri Denktaş'ı, eli kanlı katil EOKA lideri terörist Grivas ile bir tutuyor ve "... Denktaş'ın TMT ile, halkı susturarak İngiliz Planlarına hizmet ettiği" safsatası tekrarlanıyor
Sayfa 226'da büyük bir yalanı daha yazarak Denktaş'ın Seferberlik Tetkik Kurulu'na, "....Rumları tahrik etmek için, üniversite öğrencilerini Erenköy'e çıkarma önerisi götürdüğünü ileri sürüyor ve Denktaş ile STK Komutanı ve öğrenciler arasında geçtiğini iddia ettiği birçok uyduruk ikili diyalog yazıyor .
Oysa vatansever öğrencilerin adaya gönüllü olarak çıkmak için öğrenci dernekleri ve başkanları rahmetli Ergün Vehbi liderliğinde günlerce sokak eylemleri ve açlık grevleri yaptıkları, otobüslerle Antalya'ya giderek bir silah dükkanını basıp av tüfekleri aldıkları, bir balıkçı teknesini işgal edip Erenköy'e gitmeye çalıştıkları biliniyor....
Bu tarihi gerçekler yalanlarla çarpıtılabilir mi?
Bu adi hırsız, Sayfa 230'da ise "TMT'nin, Rum tarafındaki kankası EOKA ile temasta olduğunu" yazacak kadar kendini kaybediyor.
Sayfa 232'-245'de ise TMT'nin ENOSİSÇİ AKEL yönetimindeki Derviş Ali Kavazoğlu ve yerine geçen İbrahim Aziz için infaz emri çıkardığını iddia ediyor.
Tarihi boyunca ENOSİSİ savunan AKEL'in 60 yıldır TMT ve Denktaş'ı itibarsızlaştırmak için yaydığı yalanları gerçekmiş gibi savunuyor..
ENOSİSÇİ AKEL'in bu safsatalarını ona, 65 yıldır güneyde yaşayan, 1964'de utanç batikatlarında işkence yapılan halkımıza ve Türk köylerinde kuşatma altında yaşatılan Türklere, " Denktaş'ı ve TMT'yi dinlemeyin, silahlarınızı Cumhuriyetin Polisine teslim edin" diye bildiriler dağıtan Rum casusunun söylediğine kuşku yok
ENOSİSÇİ AKEL'in TÜRK KOLU olan "KIBRIS TÜRK VATANPERVERLER BİRLİĞİ" yöneticisi İbrahim Aziz adlı Rum casusu, bu yalanları çok yazdı ve şimdi bu adi hırsızı yönlendiriyor...
Nitekim, uyduruk Rum argümanlarını haklı göstermek için bunca yalanı yazan şerefsiz de yazdığı küfürnamenin önsözünde kendisini YÖNLENDİRDİĞİ VE BİLGİLER VERDİĞİ için, ona teşekkür ediyor.
Böylece bunca safsatayı yazdıran gerçek kişinin kim olduğunu da itiraf etmiş durumdadır.
Nitekim sayfa 234-237'de Rum casusu ağzıyla " Rauf Denktaş ve TMT lideri Albay Rıza Vuruşkan, emperyalizmin uşağı ve faşizmin tetikçileriydi. Onların derdi vatan değil, efendilerine hızmet etmekti...Teşkilat için insanların hayatı önemli değildi." diye yazarak, EOKA safsatalarını tekrarlamıştır.
Sayfa 236'da " İngilizlerin Erenköy üzerinden TMT'ye silah taşıması nedeniyle, Rumların Erenköy'e saldırdığını, Cengiz Topel'in uçağı vurulunca şehit olduğunu" iddia ediyor.
Oysa silahların İngilizlerden değil, savunmamız için Erenköy'lü kahraman Bereketçiler tarafından Anavatandan geyitildiği, Cengiz Topel'in ise sağ ele geçirildiği ve işkenceyle öldürüldüğü biliniyor.
Ne ki, bu alçak ve şerefsiz, Rumları aklamak için çırpındığından, gerçekleri bilerek çarpıtıyor
( 5. son bölüm yarın)
Bunları meydanı boş bulduğu için yapiyor