Gıynık gazetesi, yılın gazetecilik ödülüne layık çok önemli bir gazetecilik olayına imza attı Rum milli tezlerinin savunucusu Rum muhibbi Şener Elcil'in, İsrailli Shimon Mistreal Aykout'a milyonlarca sterlin değerinde eski Rum mülkü sattığını, inkar edilmez belgelerle yayınladı.
Bu durum Şener Elcil'in özü, sözü doğru, tutarlı bir birleşik Kıbrıscı olduğunu düşünen destekçilerini ikiye böldü.
Bir kısım yandaşı, altında imzası olan satış sözleşmesine rağmen "böyle birşey yok. Bu belge sahtedir, onu yıpratmak için bu yayınlar yapılıyor" diyerek saçmalarken, daha akıllı olan bir kısım Rum sevici yandaşı ise bu durumu normal olarak değerlendirerek şöyle diyor:
- " Ne var bunda? Her KKTC vatandaşının mülk satma hakkı var. Her gün binlerce kişi mülk alıp satıyor. O da devletin kendilerine verdiği eski Rum mülkünü sattı. Kimse malını sattığı için suçlanamaz" .
Oysa kimse malını sattığı için onu suçlamıyor.
Herkesin tepkisinin nedeni onun ortaya koyduğu tutarsızlık ve çelişkiler...
Şener Elcil, yıllardır saçma Rum iddialarını onların ağzıyla ve terminolojisiyle savunarak, "Türkiye'nin adayı 'işgal' ederek Rumları mülklerinden kovduğunu, Rum mallarına el koyduğunu, 'sahte' diye nitelediği KKTC adlı 'kukla ve ganimetçi' bir devlet kurduğunu, bu devletin ganimetçi bir zihniyetle işgal edilen Rum mallarını halka dağıttığını, onların da astronomik fiyatlarla bu ganimet mülkleri , asıl sahipleri olan Rumların izni olmadan başta İsrailliler olmak üzere yabancılara ve TC vatandaşlarına sattığını, bunun uluslararası hukuk nezdinde hırsızlık, yağma ve suç olduğunu, satanların ve alanların Rum yönetimi tarafından tutuklanmasının, yargılanmasının, cezaya çarptırılmasının hukuki ve normal olduğunu" iddia ediyor.
Hatta alıcı-satıcı Türkler aleyhine dava açmak için KKTC 'ye geçip gayrı meşru yollarla belge topladıkları için tutuklanan Rumların serbest bırakılması için onlara kefil olmak istiyor.
Onlara açılan davaların "uydurma ve sipariş" olduğunu iddia ederek mahkeme önünde protesto eylemi yapıyor...
İnsanlar işte bu tutarsızlığa, iki yüzlülüğe ve art niyete tepki gösteriyor.
Hem devletin verdiği tapuları " SAHTE ve GEÇERSİZ",
hem tapulu mülkleri " HIRSIZLIK VE GANİMET",
hem yapılan satışları "ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI VE YAĞMA",
hem yabancılara mal satmayı " ÜLKEYİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKME ve TOPRAKSIZLAŞTIRMA,"
Hem "asıl mal sahibi Rumların izni olmadan yapılan GEÇERSİZ, SUÇ TEŞKİL EDEN ve YARGILANMAYI GEREKTİREN GEÇERSİZ SATIŞLAR" olarak niteleyeceksiniz;
hem de bunları diyen kendisi değilmiş gibi İsraillilere 1.5 milyon sterline onlarca dönüm eski Rum malı satacaksınız.
İlaveten dönümü 180 bin sterline, 20 dönüm bir başka mülkü satıp 3 milyon 600 bin sterlini cebe indirmek için de pazarlıklar yapacaksınız.
Hem de mülk satıp parasını aldığınız İsrailli Shimon Mistriel Aykout'un tutuklanması için şikayetçi olan Rumun, KKTC 'de yaptığı yasadışı faaliyetler nedeni ile tutuklanmasına tepki göstereceksiniz, o Rumun serbest bırakılması için kefil olmak isteyeceksiniz, arabanızı da kefalet bedeli olarak göstereceksiniz, mahkeme tarafından uygun görülmeyince de şikayet edip davayı
"ısmarlama, misilleme " olarak niteleyeceksiniz. Şener Elcil'i Eleştirenler işte bu tutarsızlıklar, iki yüzlü tavırlar ve çelişkiler nedeniyle eleştiriyor.
Devamla bir şüpheyi ortaya koyarak, Şener Elcil'in, mülk satıp milyonlarca sterlinini aldığı Shimon Mistriel Aykout'tan şikayetçi olan ve tutuklanmasını sağlayan Rumun KKTC'de tutuklanmasına tepki göstererek onu kurtarmak için kefil olmak istemesini " tuhaf ilişki" olarak niteliyorlar. Eleştirenler, " mal sattığı adamın parasını aldı sonra onu " asıl mal sahibi Rumdan izinsiz mülk satın aldı" diye tutuklattı mı; O nedenle mi şikayetçi Ruma kefil olarak onu kurtarmaya çalışıyor?" sorularını da soruyor.
Yoksa eski Rum mülklerini satması nedeniyle, Rum yönetimi tarafından tutuklanmamak için mi Rum yönetimini destekliyor?" soruları da soruluyor.
BUNLARLA SINIRLI DEĞİL
Tabii Şener Elcil'in tutarsızlıkları bunlarla sınırlı değil.
İskele'de de yine eski Rum mülkü üzerinde milyonlarca sterlin değerinde muhteşem bir saray yavrusu inşa ettiği de 15 yıl kadar önce fotoğrafları ile basında yayınlandı.
Bir öğretmen olarak bu parayı nerden bulduğu sorgulandı. Buna yanıt olarak ise
" TATLISU'DAKİ ARAZİLERİNİ SATTIĞINI VE O SATIŞTAN GELEN PARAYLA O VİLLAYI YAPTIĞINI" açıkladı.
Bu ise Şener Elcil'in sadece 2021'de değil, 15 -20 yıl kadar önce de devletin kendilerine verdiği eski Rum mallarını sattığını, kendi sözüyle ifşa ediyor.
Bu bağlamda devletten ne kadar arazi aldıkları sorusu da akla geliyor, çünkü araziler sat sat bitmiyor...
Tabii çelişkileri ve tutarsızlıkları bu kadarla da sınırlı değil.
Emekli olana kadar hem profesyonel sendikacı imtiyazı ile bir gün bile okula gidip ders vermeden yıllarca yüksek öğretmen maaşı aldı, hem de Rum yönetimi tarafından güneydeki bir Rum okulunun yönetim kuruluna atandı, yıllarca Rum yönetimine de hızmet etti. Ödenekli bir görevse, belki de o görevden de bir ödenek aldı.
KKTC hükümetleri ise bu yasa dışılığa bile bile göz yumdu...
Meslek hayatı boyunca hem KKTC 'yi " işgalci sahte devlet" olarak niteledi, hem de kendisi ve eşi bu devletin öğretmen kadrosunu işgal ederek "sahte" dediği devletin maaşını aldı. Eşi okul müdürü olmasına ve kendisi de öğretmen olmasına karşın çocuklarını öğretmeni oldukları KKTC okullarında değil, güneydeki Rum okulunda okuttu.
Bu ise bir başka çelişki. Güneydeki işgalci, gaspçı Rum yönetimini adadaki tek meşru devlet olarak kabul ediyor, ikide birde Rum yönetimi başkanı ile onun sarayında görüşüp ona fikirler, öneriler sunuyor, gönüllü danışmanlık ve akıl hocalığı yapıyor ama, kendisi ve eşi, "sahte" diye nitelediği KKTC'de, "işgalci " diye nitelediği Türkiye'nin gönderdiği yardımlardan yüksek emekli maaşları almaya devam ediyorlar.
Özetle Şener Elcil'i eleştirenler, bu tutarsızlıkları ve iki yüzlülükleri nedeniyle ona tepki gösteriyorlar, yoksa mülk alışı satışı yapmak herkesin hakkı, insanların buna birşey dedikleri yok.
Bingoo