BU AYIP, BİRAZ FAZLA OLDU!
Yazan Muammer KARABULUT
Tarihini bilmeyen uluslar, devletler geleceğini kaybedermiş! Türkiye bugünlerde bu gerçekle karşı karşıya!..
Acaba kaç kişi Türkiye’de mübadele edilen Ortodoks Hristiyanların Karaman Türkü oldukların biliyor? Benim tahminime göre - %1 bile değil!
ATATÜRK'ün deyişi ile "Milli Mücadelede bize bir ordu kadar yardım etti." dediği kişi Türkoğlu Türk Papa Eftim, “Din, Allah’a ve vicdana bağlıdır. Kiliseler siyaset ocağı değildir. Allah'ın evidir.” diyerek Yunana karşı savaşmıştır!
Savaşmıştır ama savaştığını Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bilmesi gereken ne bir tane kurum ne de bir siyasi parti kalmamıştır!
Türkiye’nin Milli bir kurumu olan Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin 100. Yılını kutlayan kimse olmadı! Eğer bugün aynı durum Fener Rum Kilisesi için olsaydı başta İMAMOĞLU olmak üzere herkes kuyruğa girerlerdi!
Milli Mücadele yıllarında savaşan Papa Eftim, “Biz Türk Ortodoksları ırken, lisanen, adaleten Türküz. Irkları Türk olmayan ve yalnızca Türk tabiiyetinde bulunan diğer Rumlarla kıyas edilmeyiz. Biz Türk-İslam kardeşlerimizle aynı fikirle mücadelede tek vücut olarak yaşamaya karar verdik. Doğup büyüdüğümüz ana topraklarımızın dışında bize tamamen yabancı; ahlak, adalet ve lisanımıza uygun olmayan topraklarda yaşayamayız, yaşamamızın imkanı yoktur.” dediler.
Savaşın sonunda Türk Ortodoks Hristiyanlar, ATATÜRK’ün büyük üzüntü duyduğu, Türkiye’nin engel olamadığı bir mübadele ile karşılaştılar. Ağlayarak ama geri gelmek üzere gittiler. Yunanistan’da Türkçe konuşmaya devam ettiler, adları ise TURKO SPORO (Türk Tohumu) oldu!
Bağımsız Türk Ortodoksları Patriği yakın dostum ve ailecek görüştüğümüz Papa Eftim IV’ün 100. Yıl mesajını okuyalım!
Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin Kuruluşunun 100. Yılı
Kurucu Patriğimiz Papa Eftim’in Keskin Beyannamesi ile 1919 yılında dünya milletlerine Türk halkının haklı mücadelesini haykırdığı günden beri bu ruhu koruyoruz. Türk milletinin tarihine, kimlik bilincine ve bu topraklara duydukları bağlılıktan yana şüpheye düşmemiş Ortodoks Türkler ilelebet Cumhuriyet’in koruyucu neferleri ve Atatürk’ümüzün ilke ve inkılaplarının yılmaz birer savunucuları olmaya devam edecektir.
Milli Mücadele’nin ateşinin yakıldığı 1919’dan geçen yüz üç yıla rağmen üzülerek yine tarihin tekerrür ettirilmeye çalışıldığını ve bu kutlu mücadeleyi vermiş toprakların evlatlarının yeniden prangalara vurulmak istendiği günleri görüyoruz. Halkımızın geçtiği bu zorlu ekonomik durumlardan ötürü kuruluşumuzun yüzüncü yılını kutlamama kararı almış bulunmaktayız. Nasıl ki Milli Mücadele öncesinde Türk halkını esir aldığını zanneden; onu her yönden sıkıştırmış, öldürmüş, yoksulluğa itmiş ve topraklarını işgal etmiş devletler haksız çıkıp bozguna uğradıysa bu zorlu günlerimiz de geride kalacaktır. Yalnız sadece geride kalması değil önemli olan; aynı zamanda hem geçmişten hem de günümüzde olanlardan ders almaktır. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine dahili ve harici olarak açılmış olan bu savaşın sonuna yaklaşmaktayız. Nasıl ki aydınlığa çıkan her yolda karanlık varsa; bu zorlu ve karanlık günlerimiz de yeniden Cumhuriyetin aydınlığına çıkacaktır.
1919’dan öldüğü güne kadar Türk milleti için mücadele etmiş olan Papa Eftim’in mirasına sahip çıkmak her Türk vatandaşının sorumluluğudur. “Benim en büyük şerefim ve en büyük onurum Türk olmamdır” diyen Atatürk’ün izinden giderken Türklük bilincinde birleşmemiz gerektiğini hatırlatalım. Nasıl ki Kurtuluş Savaşı’nda tek vücut olan Türk milleti yedi düvele karşı muzaffer oldu; yeniden Türklüğümüzü unutturmaya ve yok etmeye çalışanlara karşı verdiğimiz mücadeleyi de kazanacağız. “Türk olmak için Türk hissetmek gerekir” diyen Papa Eftim bu hususta şunu da ekler, “Yalnız bu hissin samimi olması gerekmektedir.” İşte bu yüzdendir ki yüz yıldır mücadelemiz Cumhuriyetimize ve milletimize savaş açanlara karşı olmuştur.
Milli Mücadele’de Türklükleri unutturulmak istenen Türk Ortodokslarının Papa Eftim önderliğinde bir araya gelerek Atatürk’e bağlılıklarını belirtmeleriyle beraber kurdukları milli kilisemiz 100 yıl önce, yine bir Çarşamba günü, 21 Eylül 1922’de kurulmuştur. Milli kilisemizin kuruluşuna giden yolda Türk Ortodoksları Türkçe ibadet kararı almış ve eğitimlerin de milli olması gerektiğini savunmuşlardır. Bu yüzdendir ki Türklük ne dindedir ne de etnik kimliktedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtardığı bu topraklarda bizlere dinimizin özgürlüğü ve Türklüğümüz yeniden verilmiştir. Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi olarak geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da tam bağımsız Cumhuriyetimizi korumaya ve savunmaya devam edeceğiz.
Milli Mücadele Türk milletinin birlik ve beraberliğiyle kazanılmıştır. Atatürk’ümüzün ilke ve inkılaplarını muhafaza etmemiz ve Cumhuriyetimizi geleceğe taşımamız ancak birlik, beraberlik ve karşılıklı sevgiyle mümkün olacaktır. Bu sebepten ötürü, geçirdiğimiz bu zor günlerde başta milletimizin refaha ve mutluluğa kavuşması için dua ederken, tüm dünyada yapılan zalimliklerin de son bulmasını ve insanlığın birlik, beraberlik ve sevgi içerisinde yaşayacağı günler diliyoruz.
Türk Ortodoksları olarak milli kilisemizin 100. yaşını kutlarken sizler de bizleri dualarınızdan eksik etmeyin. Yüce Tanrımız başta bize bu toprakları veren Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, kurucu patriğimiz Papa Eftim’e ve Cumhuriyetimize hizmet etmiş bütün neferlerine cennetinden yer versin. Toprakları bol, ruhları şad olsun.
Bağımsız Türk Ortodoksları Patriği
Papa Eftim IV
Adınız, Milli5gvirushaber olsun. 7 cihanda benzeriniz bile yok