5gvirusnews Haber Merkezi Ankara / 30 Kasım 2023
Yeniden Refah Patisi Milli Siyaset Kurulları, Hukuk ve Adalet Politikaları Kurulu KKTC’de CHABAD organizasyonu ile gelişen “örgütlü mal alımı” konusunda, “Siyonistlerin açığa çıkan Gizli Hedeflerine Karşı Atılması Gereken Hukuki Adımlar” başlıklı bir rapor yayınlandı.
Türkiye’de ilk kez CHABAD’ın KKTC’de gösteren böylesi bir rapor yayınlandığı için ilgili raporun tamamını yayınlıyoruz.
Hukuk ve Adalet Politikaları Kurulu Raporu;
İsrail’in, başta Gazze olmak üzere Filistin Devleti’nin topraklarında yapmış olduğu, işgal, zulüm ve katliamlar, İsrail’in sadece Müslümanların değil tüm insanlığın vicdanında mahkûm edilmesine sebep olmuştur. Ancak İsrail’in işlemiş olduğu bu zulümleri devletler ve onların uluslararası hukuk düzeyinde yetkilendirdiği kuruluşlar durdurabilir.
Yeniden Refah Partisi olarak, uluslararası hukuk bağlamında, ilgili ve yetkili kuruluşları, misyonlarının gereğini yerine getirmeye davet ediyor ve sorumluluklarını bir defa daha hatırlatıyoruz.
Uluslararası hukuka bağlı olarak, devletlerin ve uluslararası mahkemelerin, İsrail’in, başta Gazze olmak üzere Filistin Devleti topraklarında işlediği soykırım seviyesine yükselen savaş suçları için biran evvel en ağır yaptırımları uygulamaya başlamak zorunda olduğu kanaatindeyiz.
Soykırım suçunun faili olan Netanyahu’nun uluslararası hukuk önünde soykırım suçu işlemesi sebebiyle yargılanmasına derhal başlanmalıdır. Netanyahu’nın emir komuta zincirinin başı olması sebebiyle kendisinin de yargılanması gerekmektedir. Uluslararası hukuk yanında bütün devletler özelinde de ayrıca yargılama yapılması gerekmektedir. Ülkemizde ve Dünya genelinde Netanyahu özelinde suç duyuruları yapılmış olsa bile yargılanması için ilgili devletlerin dışişleri bakanlıklarının yargılanmaya onay vermesi gerekmektedir. Bu onayın başta Türkiye olmak üzere biran evvel bütün devletler tarafından verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Birleşmiş Milletler, dünya üzerinde yaşayan bütün insanların barış içerisinde yaşaması amacıyla kurulmuş dünya üzerindeki en geniş kapsamlı kuruluştur. İnsanların hak ve hukuklarını en gerekli şekilde koruma görevi bu kurum üzerindedir. Uluslararası barışın sağlanması için katliamlar olmadan önce harekete geçmesi gerekirdi. Ancak geçte olsa İsrail’in katliamlarını sonlandırması için hızla işlemlere başlaması gerektiği kanaatindeyiz.
Dünya genelinde sağlık sorunları meydana geldiğinde, uluslararası seferberlik ilan eden DSÖ’nün, Filistin Devleti’ndeki hastane bombalamalarına da benzer bir hassasiyet göstermesi gereklidir. DSÖ, hastanelerin savaş durumunda korunması gereken en önemli noktalardan olduğu gerçeğiyle uluslararası hukukun ve savaş hukukunun kendisine vermiş olduğu hakları kullanmak zorundadır. Soykırım sebebiyle hastaneye yapılan ve orada zarar gören insanlar için DSÖ biran evvel hukuki yaptırımların yapılmasını talep etmeli ve Filistin de zarar gören insanlar için sağlık ekiplerini tüm dünyadan seferber etmelidir. Aynı duyarlılık DSÖ’ün yetersizliği ve siyasallaşmasına tepki olarak kurulan Dünya Sağlık Konseyi tarafından da gösterilmelidir.
Türk vatandaşı olup aynı zamanda İsrail vatandaşı olan birçok vatandaşımız bulunmaktadır. İsrail ordusuna yedek asker olarak yazılmış olan ve devam eden soykırımda İsrail adına savaşan bu Türk vatandaşlarının tespit edilerek soykırım suçuna iştirakleri başta olmak üzere TCK 320 kapsamında, “Yabancı hizmetine asker yazılma” suçu nedeniyle ceza soruşturmalarının başlatılması ve vatandaşlıktan çıkarılmalarına yönelik hukuki işlemlerin biran evvel başlaması gerektiğini düşünüyoruz.
Siyonizmin Türkiye’deki faaliyetlerinin önüne geçmek amacıyla, Chabad Örgütü’nün Türkiye’de yürüttüğü faaliyetler incelenmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. KKTC’de yoğun faaliyet gösteren ve gizli faaliyetleri nedeniyle kapatılan Chabad Örgütü’nün; inşaat sektörünün %75’ini elinde bulundurduğu ve özellikle Karpaz ve Güzelyurt’ta gayrimenkullerin %20’sini satın almış olduğu bilinmektedir. Bu örgütün kendilerini dünyadaki Yahudilerin toplanma merkezi olarak ilan ettiği, 2007 yılında yaptıkları toplantıda Kıbrıs’ın bir Yahudi toprağı olması gerektiği kararı aldığı bilinmektedir. Chabad Örgütü’nün ülkemizdeki faaliyetlerinin KKTC ile işbirliği içinde takip edilerek özellikle sinagog yapılanmaları, inançlarına göre “sözde va’dedilmiş topraklar” olarak inandıkları ülkemiz topraklarında yaptıkları gayrimenkul alımları ve şirketleşmeleri gibi hususların incelenmesi gereklidir.
Gizli örgütlenme yapıları dikkate alındığında, ivedilikle Türkiye yapılanmaları ortaya çıkarılarak amaçları doğrultusunda gerçekleştirdikleri legal görünümlü illegal işlemlerinin önüne geçilmesi zorunludur.
Ülkemizdeki sinagog yapılanmalarının üzerinden henüz 15 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, sinagoglar (özellikle Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulan Sinagog) içerisindeki güç devşirmeleri ve kurdukları İslam Ülkeleri Hahamlar Birliği vasıtasıyla ortaya koydukları küresel amaçları dikkate alındığında önlemlerin acil olarak devreye sokulması elzem bir hal almıştır.
Örgütün Türkiye temsilcisi hakkında Antakya’da bir sinagogtan çaldığı 2 metre boyutundaki parşömen ile ilgili olarak Kocaeli’nde başlatılan ve yetkisizlik nedeniyle Antakya’ya gönderilen soruşturmanın akıbetinin ciddi bir şekilde takip edilerek sonuçlandırılması, bu Siyonist örgütün sinagogları ele geçirme ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirme hedefine ulaşmasına ket vuracaktır.
Eşzamanlı olarak Örgüt üyelerinin Türkiye’de halihazırda edindikleri gayrimenkullerinin tespiti ile yeni alımların önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla TBMM’de oturum düzenlenmesi dahil olmak üzere yürütmenin harekete geçirilmesi yolunda adımlar hızla atılmalıdır. Bu Örgüt ile mücadelede geç kalınmamalı, iktidar tarafından geç kalınmış pişmanlıklar milletimize yaşatılmamalıdır.
Yeniden Refah Partisi olarak, uluslararası hukuk bağlamında ilgili ve yetkili kuruluşları göreve çağırırken, İsrail’in birkaç adım sonraki hedefinin Türkiye olduğu bilinciyle iktidar ve muhalefet partilerini de birlikte önlemler almaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Aferin