Yo, hayır yeni taşındığınız eve elektrik bağlantınızın yapılıp yapılmadığını sormuyorum. Hani gençler biri ile yeni tanıştığında elektrik alamadım diyor ya. Ya da bir anda çarpılıp bayılıyorlar. Hani şu “Yıldırım aşkı” filan gibi bir şey. Yıldırım nikahı ve sonra şimşek çarpmışa dönüyorlar bir anda, bu defa mahkeme salonunda alıyorlar nefesi.
Nefes dedim de, hani diyoruz ya “olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” işte bu “elektrik alma” meselesi artık, Starlink, Neuralink, 5G gibi teknolojilerle artık başka bir anlam ifade edecek. Bu defa, hani Çinde Covid’19un ilk günlerinde insanlar yolda giderken düşüp, titreyerek can veriyorlardı ya (Ama ne PR’dı. Adamlar, herşeyi düşünmüşler.) İnsanların kulağına ‘Corona Pandemisi’ var, şimdi sen ağzını sakın açma, sonra ağzına Covid gül yabanisi kaçar, seni ben bile kurtaramam, ‘sus’ şimdi bir ben konuşayım, “Tanrının krallığı” adına (Yo öyle değildi, bilim adına olacaktı), senin ‘gözlerin konuşsun’. Sen ‘bak melül melül’. Sen üzülme, beyaz adam, Sam amcan sana süttozu ile karışık aşı hazırlıyor. Biraz kısırlaştırıcı filan olabilir ama, olsun idare ediver. Canından daha mı önemli.
Sakın bize ölümü gösterip hastalığa razı ediyor olmasınlar.
Duydunuz mu, FED Aralıkta yeni para sistemini açıklayacaksınız. Müjdeler olsun, Elon Musk Neurolinki tanıtacakmış. Biraderi Bill Gates de, bize Chip takacak. 5G hızlı internet erişimi ile dünyanın en uzak noktası bir tık ötede. Whatsapp üzerinden dünyanın en uzak ülkesinde yaşayan arkadaşınıza yerli ve milli Türk içeceklerini sunabileceksiniz. Din umurunuzda değilse, “Aslan sütü” ya da “Nane likörü”da olur. Onlar da size Mariunalı içecek gönderebilirler. Hadi bakalım kim hızlı koşacak, siber koşucu mu, onu yakalamak isteyen narkotik polisi mi? Dikkat, onlar Black web’in karanlık odasına saklanabilirler, siz o kadar derinlere inebilecek misiniz?
“Kulağınıza küpe” olsun, Bil Gates büyük biraderimiz, bir yandan aşı yapmaya çalışıyor, bir yandan chip yetiştirmeye çalışıyor. İsteyenin boynuna, isteyenin koluna, cebine ya da kafasının dersinin altına.
Gençler okullar tatil. Artık USB’ye yükler gibi, bilgiyi kafanıza yükleyebileceksiniz. Ya da “Memory”nin dolmasın, Google’den bağlanır lazım olduğu kadar web’den o bilgiyi kullanır sonra çıkarsınız. Biliyorsunuz artık siz biyonik bir robotsunuz.
Ha, bu arada elektrik değil, bir frekans sorunu. Elektriği ortamdan soğurabileceksiniz de, frekans sorunu var. Belki sizin birileri ile “Frekans”ının tutmuyor olabilir. Ya da “Bioresonance”niz. Biliyorsunuz yediğimiz buğdayla bizim kromozomlarımız birbirine uymayınca da, orada da bir frekans sorunu yaşıyoruz. Son olarak 5G’nin oksijen atomlarının frekansını bozduğu için akciğerdeki biorezonansle uyum olmayan bu oksijeni absorde etmek konusunda direnç gösterdiği söyleniyor. Yani böyle giderse, siz de yolda giderken düşüp bayılabilir, ölebilirsiniz. Açık havada, havasızlıktan boğularak ölebilirsiniz. Belki de bu işlerle ilgilenmediğimiz için bizim ecelimizde böyle gelecektir.. Ya da içimizdeki beyinsizlerin, “biz ıslah edicileriz” diye yaptıkları bozgunculuktan dolayı biz de onların helakine ortak olacağız. İşte o zaman bizi bu elektrik ya da frekans çarptığında şimşek çarpmış, ya da cin çarpmış gibi olacağız.
O gün gelmeden, iş işten geçmeden, vakit çok geç olmadan bir şeyler yapmak gerek. Hiç kimse dünyada olup bitenleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir. Humonoidler yerinizi almadan tünelden önce son çıkışa yaklaşıyorsunuz.
Selam ve dua ile.
