
Yazan Muammer KARABULUT
KIBRIS’TA YAŞAYANLARIN VATANI NERESİ?
Osmanlı’nın 48 saatte İngiltere’ye kiraladığı Kıbrıs bugün, garantör devlet olarak Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın 1960 yılında kurduğu Kıbrıs Cumhuriyeti, İngiltere’nin ülke statüsü kazandırdığı, Agrotur ve Dikelya egemen askeri üsleri, 1983 yılında kurulan KKTC, 2004’den itibaren AB ve 1964 yılından bu yana da BM Barış Gücü olmak üzere 9 bayrağın dalgalandığı bir ada durumundadır.
Bu bayrakların arkasında, başta İsrail, ABD, Rusya ve Fransa gibi ülkelerin bütün stratejik kuruluşları ile adada ve etrafında faaliyet göstermektedir. Adada yaşayan halk ise tüm bu kuşatılmışlık ile kimliğini bulmaya çalışmaktadır.
Aralık 1960 nüfus dağılımı
ÖZENSİZLİKLE KURULAN KIBRIS CUMHURİYETİ
Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 yılında büyük bir özensizlikle iş olsun diye kurulurken, İngiltere adada kullanacağı askeri bölgeleri, tatbikat alanlarını ve bu kapsamda yapacağı inşaatları bütün ayrıntısı ile ölçeklendirerek, Türkiye ve Yunanistan’a imzalatmıştır.
Adada yapılan antlaşmalarda, günümüz teknolojik olanaklarını istihbarat alanında kullanıldığı yere olan Troodos’un adı, işlevinden hiç bahsetmeden yalnızca 3 yerde geçmektedir. İşte burada yazımın başlangıcında bahsettiğim, “0” ile başlayan sayılar ve “bit” ile evrilen hız da devriye giriyor.
Kıbrıs’taki Troodos’un dünyanın telekulağı olarak bilinen Echelon sisteminin ana merkezlerinden birisi olduğunu görmüyoruz.
GKRY sınırlarında, sınırsız görev yapan, Amerikan ve İngiliz istihbarat birimleri, Troodos dağında dinleme, izleme, sinyal ve iletişim istihbaratı gibi her türden casusluluk faaliyeti göstermektedir.
KIBRIS’TAKİ KAYIKÇI KAVGASI
Dağın eteklerinde yaşayan halk ise kendisine, “Kıprıslı ve Helen” diyerek, müşteri bekleyen kayıkçıların hikayesinde ki “kavga varmış gibi” kayıkta olduklarında dolayı kürekleri ile birbirlerine dürtmelerine benzetebiliriz.
Son yüzyılda adada yaşayan iki halkın elde ettiği ise koskoca bir sıfırdır. Kıbrıs’ta yaşayan iki halk, Troodos’dan dünyayı gözetleyen gözün görünmemesi için figüran olarak kullanılmaktadır. En ufacık bir tartışmada kayıklarından küreklerini havaya kaldıran halk, hemen dibindeki Titanik’i görmeden kavgalarını devem ediyor.
ECHELON, GCHQ İLE TROODOS’TAN KIBRIS’A BAKMAK
ABD’nin Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) bünyesinde kurularak Echelon adı verilen, uydular aracılığı ile çalışan küresel istihbarat sitem de Kıbrıs’ta çok geniş bir alanda dinleme yapmaktadır.
DİNLEME VE TERÖR
Echelon sistemi sayesinde son yıllarda yine internetteki bütün faaliyetler, yapılan tüm mesajlaşmalar kayıt altına alınırken yapılan ikili konuşmalar da dinleniyor. Bu sistem ile yapılan faaliyetleri, “terör ve terör” saldırılarına karşı olduğu söylense de yasal hiçbir dayanağı bulunmuyor. Hatta bu sistemi çalıştırmak için terör örgütlerini var ederek, finansa ettiklerini bile söyleyebiliriz.
ABD’de 1970’li yıllarda Echeleon sistemini kullanılması, insan hakları temelinde tartışılmış olmasına rağmen bir netice alınmamıştır. Fakat asıl tartışması gereken Kıbrıs halkı ise hiç oralı bile olmamıştır. Adanın her iki tarafında yaşayan halkın binde bir bile bu sitemin Troodos’ta kurulu ve gücünün ne olduğunu bilmez!
Kıbrıs Türk olan Prof. Dr. Ulvi KESER’in Anka Enstitütüsü’nde, “DÜNDEN BUGÜNE KIBRIS VE STRATEJİK ÖNEMİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME” konulu yazısında Echelon sitemini 3’e ayırarak söyle açıklıyor;
1-Echelon sistemi yurtiçi veya dışında yaşayan kendi insanlarımızla ilgili özel hayat/mahremiyet olgusunu ortadan kaldırmaktadır. Her şey Büyük Birader tarafından takip edilmektedir. Bu durum ise ticari şirketlere bilgi güvenliği sağlamayacaktır. Ayrıca bu sanayinin büyük ölçüde tahrip olmasına neden olacak ve 19. Yüzyıl sömürgeciliğine sürükleyecektir. Modern kültürümüze de bir tehdit oluşturacaktır.
2- Bütün askeri sırlar bunları biz ne kadar meraklı gözlerden saklamaya çalışsak da NSA ve müttefikleri için aşikâr şeyler olacaktır. Bütün bu olup bitenleri altıncı hisleri olarak değerlendirdiğimiz bilgisayarları vasıtasıyla görüp duyabileceklerdir. Bu da insanlığın topluca yıkımına neden olacaktır. Tek bir savaş bile bütün insanlığın tamamen ortadan yok olmasına neden olabilir.
3- Yukarıda bahsedildiği üzere Echelon sistemleri bizleri terörist saldırılarından koruyabilmek amacıyla geliştirilebilir, fakat bütün bunların dışarıdan müdahalelere karşı koruma altında olduğundan emin olmak zorundayız çünkü eğer böyle bir şey olacak olursa sonuç tam bir felaket olacaktır. Eğer teröristler askeri ve istihbarat sırlarıyla ilgili hassas bilgilere ulaşacak olurlarsa bir dünya savaşına da neden olabilirler, diyordu…
Kıbrıs’ta, sayılar ve verilerin büyümesine paralel olarak, İngiltere 1947 yılında ABD ile arasında, Ortadoğu’daki haberleşme ve iletişim araçları ile casus dinleme araçlarının konuşlandırılması için gizli bir antlaşma yapmıştır.
Yapılan bu anlaşma, United Kingdom – United States of America Agreement/ Birleşik Krallık – Amerika Birleşik Devletleri Anlaşması (UKUSA) ilk olarak Mart 1946’da imzalanması ile başlamıştır.
Anlaşmanın ilk fikri dünyayı kriptolojik etki alanlarına bölmekti. Yani bir bilginin istenmeyen kişilerce matematiksel teknikler kullanılarak okunamayacak hale dönüştürülmesi ve şifrelenmesiydi. Aynen Kıbrıs’ta olup bitenleri anlamadığımız gibi… (Devam Edecek)
Cok geç kaldiniz.. bunu okuyacak anlayacak adamda kalmadi