Öne Çıkanlar DSÖ Türkiye Brian S. Hooker FETÖ Lahit

RUM-YUNAN SAVAŞ TAZMİNATI ÖDEMELİ

Yazan Sabahattin İSMAİL

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kapalı Maraş'taki mülkünün iadesini ve tazminat ödenmesini isteyen bir Rum tarafından, 2017'de Türkiye aleyhine açılan “K.V. Mediterranean Tours Limited / Türkiye” davasında, karar vermekte geciktiği için, Türkiye’nin 3 ay içinde 18 bin Euro manevi tazminat ve mahkeme masrafları ödemesine hükmetti.

Kararda ayrıca, AİHM DAYATMASIYLA KURULAN ve AİHM İÇTİHATLARINA GÖRE KARAR ALAN Taşınmaz Mal Komisyonu’nun ( TMK ) Türkiye'nin bir iç hukuk yolu olarak etkin rolünün olduğu teyit edildi, ancak çalışmasını hızlandırması istendi.

Mahkeme, maddi tazminat konusundaki kararını ise ileri bir tarihe erteledi.

1974 Barış Harekatı sırasında Gazimağusa Türklerine ölüm kusan ve bu nedenle Türk ordusu tarafından ele geçirilen Maraş'ta bulunan bina, 51 yıldır kullanılmıyor

Rum Şirketi, 2010 yılında tazminat ve iade talebiyle “Taşınmaz Mal Komisyonu”na (TMK) başvurmuş, ancak, binanın Abdullah Paşa Vakfı'na ait arazi üzerinde olduğunu belgelerle kanıtlayan KKTC Vakıflar İdaresi, Rumun talebine itiraz etmişti.

AİHM kararı sonucu 1974 öncesi Maraş'ta yaşayan on binlerce Ruma on milyarlarca dolar tazminat ödenmesinin ve bölgede mülk iadesinin de kapısı açılmış oldu

AİHM baskısıyla kurulan ve görevi, 51 yıl önceki savaşta Türk ordusu tarafından ele geçirilen mülkleri, SAVAŞ SUÇLUSU VE MAĞLUP TARAF OLAN Rumlara iade etmek, tazminat ödemek veya güneydeki Türk mülkleri ile takas etmek olan TMK, kısa süre önce de Christos Saveriades adlı bir Ruma Gazimağusa’daki mülkünün 51 yıllıl kullanım kaybı gerekçesiyle, 9 milyon Euro tazminat ödemişti

TMK'ya bugüne kadar 8.135 Rum tazminat ve mülk iadesi talebiyle başvuru yaptı. Bunlardan 2.027’si sonuçlandırıldı.

Bugüne kadar sadece 2027 Ruma, 538 milyon 143 bin 351 Sterlin tazminat ödendi.

5 Ruma KKTC'deki eski mülkleri iade edildi.

2 Ruma güneydeki Türk mülkleri verildi, üstünden de milyonlarca dolar kullanım kaybı tazminatı ödendi.

8 Ruma ise hem eski mülkleri iade edildi, hem de üzerinden milyonlarca dolar tutan, 51 YILLIK KULLANIM KAYBI tazminatı ödendi

KARARA SEVİNMEK CEHALETTİR

AİHM'in sadece Rumları memnun etmek için baskıyla kurdurduğu TMK’NIN, hala geçerli bir iç hukuk yolu olduğunu vurgulamasına sevinenler var.

Bu cehalettir, ne yaptığını bilmemektir

OYSA BU, SAVAŞ SONRASI MAĞDUR, GALİP VE HAKLI TARAFIN, SALDIRGAN, MAĞLUP VE HAKSIZ TARAFA TAZMİNAT ÖDEDİĞİ DÜNYADAKİ TEK ÖRNEKDİR. KIBRIS'TA MÜLK SORUNU BİREYSEL BAZDA TMK'DA DEĞİL, 2003'E KADAR TÜM TÜRKİYE HÜKÜMETLERİ İLE DENKTAŞ'IN SAVUNDUĞU GİBİ, "İKİ EGEMEN EŞİT DEVLET ARASINDA TOPLU TAKAS VE TAZMİNATLA, MASADA ÇÖZÜLÜR.

BU DENKTAŞ FORMÜLÜDÜR.

NE YAZIK Kİ ABDULLAH GÜL DÖNEMİNDE BU DOĞRU İLKE TERK EDİLEREK, SAVAŞ SUÇLUSU VE MAĞLUP OLAN TARAF TÜRKİYE İMİŞ GİBİ, RUMLARA ÇOK AĞIR TAZMİNATLAR ÖDENMESİNE BAŞLANDI

TMK RUMLARI MEMNUN ETMEK İÇİN KURULDU

Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK),

Rumların, Türkiye aleyhine açtığı binlerce davadan bunalan AİHM'in, davalara bakmaktan kurtulmak için, Türkiye'ye yaptığı baskı sonucu kuruldu.

AİHM, Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanlığı döneminde, binlerce davaya bakacak zamanı olmadığı için Türkiye'ye "Rumların başvuracağı bir iç hukuk yolu"

yarat" diye baskı yaptı.

Çünkü Türkiye'yi adada "işgalci" olarak görüyor ve 1974'de durup dururken adaya gelip "Rumların topraklarını zorla işgal ettiğini, onları evlerinden kovduğunu, KKTC'nin bağımsız bir devlet değil, Türkiye'nin ALT YÖNETİMİ olduğunu ve KKTC'de olan herşeyden

Türkiye'nin sorumlu olduğunu" varsayıyor.

AİHM, bu nedenle KKTC mahkemelerinin aldığı kararları beğenmeyen Kıbrıs Türklerine de, AİHM'de Türkiye aleyhine dava açma hakkı tanıdı. TMK kararlarını beğenmeyen Rumlar da AİHM'de Türkiye aleyhine dava açıyor.

Çünkü AİHM, KKTC 'de olan biten herşeyden " işgalci" olarak gördüğü Türkiye'yi sorumlu tutuyor.

Bunu kabul edip tazminat ödemek, Türkiye'nin "işgalci" olduğu safsatasını fiilen kabul etmek anlamına gelir.

Abdullah Gül döneminde ne yazık ki Türkiye bu dayatmaya boyun eğmekle, "adada işgalci olduğu, KKTC 'nin Türkiye'nin bir alt yönetimi olduğu, Rumları zorla mülklerinden kovduğu " yönündeki Rum/Avrupa Konseyi safsatalarını da fiilen kabul etmiş oldu.

Rumların 1975'de Viyana'da imzalanan NÜFUS MÜBADELESİ ANLAŞMASI

sonucu gönüllü olarak mülklerini terk edip güneye geçtikleri ve Türklerin de Güneyde 500 bin dönüm arazi ile on binlerce konut ve işyeri bıraktıkları, Rumların 133 Türk köyünü işgal edip yağmaladıkları, güneydeki Türk mülklerini 1964'den beri, 61 yıldır işgal edip kullandıkları ve asıl SAVAŞ TAZMİNATI ödemesi gerekenin Rum-Yunan ikilisi olduğu dahi gündeme getirilmedi.

Hem de elimizde 1964 yılında hazırlanan ve bu işgali belgeleyen BM ORTEGA RAPORU gibi 580 sayfalık inkar edilemez bir BM Belgesi olmasına karşın...

Bu gerçekleri savunarak AİHM baskılarına direnen gelmiş geçmiş Türkiye hükümetleri, Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olana kadar AİHM'in Türkiye aleyhine verdiği kararları uygulamamaktaydı. 2003 öncesi TC hükümetleri

"Ben işgalci değilim. Garanti Anlaşmasına göre adaya çıkıp, BM'nin başaramadığını yaptım, barışı sağladım. Orada KKTC diye bağımsız bir devlet var. O devlet benim alt yönetimim değil, bağımsız egemen bir devlettir. Mülk sorunu adadaki iki egemen devlet arasında, masada, toplu takas ve tazminat yolu ile çözülecektir " demekteydiler

Ancak, AKP iktidara geldikten ve Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olduktan sonra, Türkiye'yi adada işgalci ve gaspçı gören AİHM'in haksız ve yanlış kararları uygulandı.

İLK KIRILMA LOİZİDU'YA TAZMİNAT ÖDEMEK

Güya "bir defaya mahsus" olmak üzere Loizidu adlı Rum kadına, Girne'deki eski kerpiç evi için 1.2 milyon euro üzerinde maddi, manevi tazminat yanında 40 yıllık kullanım kaybı tazminatı ödedi.

Bu çok önemli bir kırılma noktası ve büyük bir gafletti, yanlıştı.

Nitekim "bir defaya mahsus" denmesine karşın, söz tutulmadı ve binlerce Ruma ödemeler başladı.

Tazminat alma hevesiyle 4 bin Rum AİHM'e baş vurunca, bunalan AİHM Türkiye'ye baskı yaparak bir iç hukuk yolu yaratmasını istedi.

Abdullah Gül ve ikna ettiği hükümeti ise bunu reddedip " Bu hukuki değil, siyasi bir sorundur, Güneyde Türklerin de mülkleri var, mülk sorunu bireysel bazda mahkemelerde değil, adadaki iki devlet arasında toplu takas ve tazminatla masada çözülecektir. Sadece Rumların mülk taleplerini tatmin için bize baskı yapamazsınız." diyeceğine, KKTC'ye baskı yaparak, Rumların tazminat ve mülk iadesi için başvuracağı bir iç hukuk yolu olarak federasyoncu Talat ve CTP iktidarı döneminde TMK'yı kurdurdu.

O dönem CB olan Denktaş, UBP, Başkanı Derviş Eroğlu, TMT'ciler, milli kuruluşlar ve benim de içinde olduğum tüm mukavemetçiler, "Bu, Türkiye'nin işgalci, KKTC'nin de işgalci Türkiye'nin alt yönetimi olduğunu kabul etmektir, milli davaya büyük darbedir" diyerek dayatmaya karşı çıktık.

"Bu, güneydeki Türk mülkleri Rum işgalinde iken Rumlara 100 milyarlarca dolar tazminat ödemeye yol açacak. Anavatana, Türk Ulusuna yazıktır, günahtır, Dünyada savaşlar sonrası, savaşan taraflar arasındaki mülk sorunu bireysel bazda, mahkemelerde değil, eşit devletler arasında masada toplu takas ve tazminatla çözülür, yapmayın, etmeyin. Rum yönetimi Güneydeki mülkünü isteyen Türklere 'çözümden sonra gelin' diyor. Biz de aynı şeyi söylemeliyiz. Bizim tazminat haklarımız konuşulmadan, çözüm olmadan, ateşkes koşullarında Ruma tazminat ve mülk iadesi yapmayın" dedik ama dinletemedik.

Federasyoncu, Talat ve CTP ile işbirliği içinde AİHM TAŞERONU TMK'nın yasasını geçirdiler.

Böylece hem KKTC Anayasasının "Kuzeyde kalan tüm Rum mallarını kamulaştıran ve KKTC devleti mülkiyetine geçiren" 159. maddesini çiğnediler, hem de Anayasaya göre vatandaşlara verilen KKTC tapularının saygınlığına ve güvenilirliğine darbe vurdular.

Tek savunmaları " ama TMK kurulmazsa Türkiye AİHM'de mahkum olacak Rumlara tazminat ödeyecek" şeklindeydi.

Ne ki, işte TMK' yı kurdular ama tazminatı yine Türkiye ödüyor.. Çünkü TMK, AİHM kararlarını içtihat kabul ediyor ve o kararları örnek alarak karar veriyor. Kararlarını AİHM'e gönderip onaylatıyor. Onları dava yükünden kurtarmak ve rahatlatmak için taşeronluğunu yapıyor. Yüz Milyonlarca sterlin tazminatı da Türkiye ödüyor. Yani değişen bişey yok.

Rumların sorumlusu oldukları ve kaybettikleri bir savaşta kan dökerek özgürleştirdiğimiz toprakları bir de üstünden şimdi ikinci kez Ruma milyarlarca dolar ödeyerek alıyoruz.

TMK, AİHM’İN TAŞERONUDUR

AİHM'in dayatmasıyla içinde 2 yabancı uyruklu yargıç vardır.

Türk üyelerin hiçbirinin 1974 öncesinde Rumlara ait mülk sahibi olmama şartı vardır.

Sadece Rumların tazminat başvurularını kabul ediyor.

Bu uygulama ile 1974'den beri savunduğumuz milli tezler darbeleniyor...

Çünkü, AİHM kararları temelinde Rumlara tazminat ödemekle, " Türkiye'nin adada işgalci olduğunu, Rumların mallarını durup dururken işgal ettiğini, onların dönmesine izin vermediğini, KKTC 'nin de bağımsız egemen bir devlet değil, Türkiye'nin ALT YÖNETİMİ" olduğunu zımnen de olsa kabul

etmiş oluyorsunuz.

Üstelik Türk Ulusunun boğazından kestiğiniz ve Türkiye ile KKTC’nin kalkınması için kullanacağınız milyonlarca sterlini Rumlara akıtmış oluyorsunuz.

Daha sırada 120 bin Rum göçmen vardır. Tümü TMK'ya müracaat edecek olsa 100 milyarlarca dolar tazminat ödenecektir.

Bu parayı nereden bulacaksınız ?

Türk hazinesini boşaltırken Rumun cebini dolduracaksınız!

Bu yanlıştan mutlaka dönülmelidir.

Biz bu toprakları AB ve AİHM izni ile vatan yapmadık. Savaşarak, kan dökerek, 11 yıl çok ağır bedeller ödeyerek ve hala ambargolar altında bedel ödemeye devam ederek özgürleştirdik, karşılığında Güneyde çok değerli mülklerimizi onlara bıraktık ve Kuzeyi vatan yaptık.

Mülk sorunu 2. Dünya Savaşı sonunda yapıldığı gibi, mahkemelerde değil adadaki iki Devlet arasında müzakere masasında toplu takas ve tazminat yolu ile çözülmelidir

Bu Denktaş formülüdür.

Buna göre Güneydeki Türk mülkleri Rumlara verilmiş, Kuzeydeki Rum mülkleri bizim olmuştur. Arada Rumların alacağı kalırsa, o da 1963-1974 döneminde bize yaptıklarının tazminatı ve hakkımız olan SAVAŞ TAZMİNATI alacağımız ile dengelenecektir.

Alacak verecek işi bu şekilde mahsuplaşarak sıfırlanacaktır.

Yaptıkları toplu katliamlar, 103 köyümüzü işgal edip malımızı mülkümüzü yağmalamaları, 11 yıl bizi adanın yüzde 3'üne sıkıştırıp açlığa ve sefalete itip üretimden koparmaları, bizi devletten atıp bütçeden dışlamaları, dış yardımlardan payımıza düşene el koymaları, 60 yıldır ambargolar altında yaşatmaları nedeniyle

Rumlardan ağır tazminat talep edeceğimize onlara tazminat ödüyoruz...

Savaş suçlusu 800 bin nüfusa sahip cüce Rum devleti karşısında bu kadar mı güçsüzüz?

RUM-YUNAN SAVAŞ TAZMİNATI ÖDEMELİ

Türkiye, galip devlet olarak, savaşa zorlandığı, barışı getirmek uğruna kaybettiğimiz askerlerimiz ve barış için yaptığı masraflar nedeniyle onlardan SAVAŞ TAZMİNATI isteyeceğine, milyarlarca dolar Tazminat ödüyor.

Bu akıl tutulmasıdır.

Rumlar ENOSİS için bir savaş başlatmış ve bu savaşta mağlup olmuştur.

Haksız, mağlup ve suçludurlar...

Savaşı kazanan galip, haklı, mağdur ve masum tarafın, mağlup, haksız, suçlu tarafa AB/ AİHM korkusu ile tazminat ödemesi Dünya tarihinde bir ilktir.

Yanlıştan dönün!

Gitsinler tazminatlarını, adayı ve insanlarını mahveden kendi devletlerinden, ENOSİS için darbe yapan Yunanistan'dan, EOKA'DAN alsınlar.

2. DÜNYA SAVAŞI SONRASI TAZMİNATI ALMANYA ÖDEDİ

2. Dünya Savaşı sonunda böyle olmuştur . Galip devletler, Almanya'yı yakıp yıktıkları halde, savaş suçlusu ve mağlup olduğu için Almanya'ya tazminat ödememiş, tam aksi tazminat almışlardır.

İsrail, öldürülen yahudiler için hem milyarlarca euro tazminat almış, hem de öldürülenlerin yakınlarına tazminatlar ödenmiştir.

Almanya dönüp kendi vatandaşlarını da tazmin etmiştir...

Çekoslovakya, savaş sonrası Südet Almanlarının mülklerine el koymuş, ama tek kuruş tazminat ödememiştir. AB'a üye olurken de bunu AB'a daimi deregasyon olarak kabul ettirmiş ve Almanların AİHM'de mülk davaları açmasını önlemiştir.

Bu mantığa göre haklı ve galip taraf olan Azerbaycan da mağlup ve haksız taraf olan Ermenistan'a savaş tazminatı mı ödemelidir?

İsrail, Filistinlilere, Lübnanlılara, Suriyelilere tazminat mı ödüyor? Kimse onu bu konuda baskı mı yapıyor? Yapsalar bile İsrail ciddiye mi alıyor? Ona bu nedenle yaptırım mı uygulanıyor?

O halde biz haklı olduğumuz bir davada ve kazandığımız bir savaş sonrası, suçlu Rumlara niye tazminat ödüyoruz?

YANLIŞTAN DÖNÜN

Bunları örnek göstererek AB, AİHM ve Avrupa Konseyi baskılarına boyun eğmeyin.

Haklı ve galip tarafken, haksız ve mağlup psikolojisi ve ezikliği ile hareket etmekten kurtulun!

Teslimiyetçi ve korkak değil, cesur olun , dik durun!

Sadece Rumların tazminat taleplerini tatmin için kurulan ve sadece Rumlardan başvuru kabul eden, Türklerden başvuru bile kabul etmeyen AİHM taşeronu TMK'yı bir an önce kapatın.

Mülk sorununun KKTC ve Rum devleti arasında toplu takas ve tazminatla masada çözülmesi ilkesine geri dönün, Ruma ödediğiniz tazminatları, Anavatanın kalkınması ve Türk Ulusunun refahı için kullanın!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.