
Yazan Muammer KARABULUT
-Kızlar Trump'ı karşılamak için hangi dansı yaptı?
Yaşamımda ilk kez, nasıl bir geri itilmişliğin ve zihin bulanıklığına içine düşmüşsem, insanların din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin eşitliğini savunurken biranda ülkelerin, toplulukların kültürlerine de saygı duyulması gerektiğini unuttum. Unuttuğum için de BAE’de Trump’u karşılama törenin de kızların yaptığı dansı, “Sapkınların kurduğu Birleşik Arap Emirliklerinde, başı açık kız çocukları saçlarını savurarak Trump'ı böyle karşıladı!” diyerek paylaşımda bulundum.
Üstelik 5gvirusnews gibi her alanda farkındalığı, arka planı ve araştırmacılığı ön planda tutan bir platformun sitesinde, o kızların yaptığı dansı, “başı açık kız çocukları” ifadesi kullanarak tepki gösterdim.
KENDİMDEN UTANDIM
Sonra biranda olması gerektiği gibi, yani paylaşımda bulunmadan önce yapmam gereken soruyu kendime sordum.
-Bu dansı neden yaptılar?
İşte, “o nedeni” araştırırken, bu sefer, o paylaşımı yaptığım için kendimden daha da utandım. BAE’de Trump’u karşılama törenin de kızların yaptığı dansı eleştirirken büyük haksızlık yapmıştım. Bu paylaşımımı büyük düşünsel bir kaza olarak görüyorum.
Bu arada 2004 yılında Cumhurbaşkanlığı köşkünde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in huzurunda, ülkemize konuk olarak gelen Yeni Zelanda ekibinin yaptığı “Haka dansı” müstehcen bulunmuş ve Çanakkale Savaşları'nın 90. yıl dönümü törenlerinde sahnelenmesi planlanan Maori halkının ritüel dansı Başbakanlık tarafından yasaklanmıştı. Burada da yasaklananın bir ülkenin, “Milli Kültürü” olduğunu ve saygı duyulması gerektiğini unutmuştuk. Bu sefer aynı ayıbı şahsen, BAE’deki kızların yaptığı dansı eleştirirken yapmıştım.
Gerçek anlamda gericiliğin başladığı yerdeydim.
Gelelim BAE dans yapan kızların kültürüne;
TV haberlerinde saçlarını sağa sola savurarak dans yapan kız çocukları Arap ve Müslüman kimliği ile Trump’ı karşımla töreninde yan yana görünce şaşırdım. İlk kez karşılaştığım bu görüntü karşısında temizleyemediğim ve kalıntılarını taşıdığım kirli önyargılarım devreye girdi.
Halbu ki insanlar kültürlerini, örf ve adetlerini DNA’ları ile taşıyor ve dini hiçbir tarafı da bulunmuyordu.
Türkiye’de çoğu zaman sunumun beğeni ile izlediğim CNN Türk’ün ABD temsilcisi Yunus PAKSOY, dans görüntülerini yorumlarken kendini kaptırarak, “bu dans ABD’de yapılsa halk ayaklanırdı” gibisinden ettiği sözler de vardı.
Coğrafi farklılıkların kültürleri de etkilediği gerçeği, farklı düşünceler gibi insanın doğasında vardı. Halk dansı gibi kültürel eylem, o kültüre yabancı bir kişi tarafından görüldüğünde aynen BAE’de kız çocuklarının yaptığı dansa benzer bir şaşkınlık yaratıyordu. Bu bağlamda, ekranda iki sıra erkek ve onların önünde iki sıra kadından oluşan bir topluluk dans yapıyordu. Erkekler kılıç tutarken, kadınlar saçlarını sağa sola sallayarak dans ediyorlardı.
DANSI TÜRKİYE DE KABUL ETMİŞ!
Türkiye’de ağır eleştirilere maruz kalan bu dans, 24-28 Kasım 2014 tarihleri arasında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunmasına İlişkin Hükümetlerarası Komitenin dokuzuncu oturumunda UNESCO’nun gündemine gelmiş. Türkiye’nin de komite üyeleri arasında bulunduğu üyeler arasında korunması gereken kültürel bir eylem olarak kabul edilerek kaydedilmiş.(BKZ)
DANS YAPANLAR, SAVAŞÇI AİLE
Adı, “Al-Ayyala” olan dans, Umman Sultanlığı ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin geleneksel bir gösteri sanatı olarak kültürel miras listesine eklenmiş. Dansın, bilgi, beceri ve değerlerin bir nesilden diğerine aktarılmasına yardımcı olacak, halklar arasında saygı, anlayış ve barışın yaratılmasına katkıda bulunacağı belirtilmiş.
Al-Ayyala, Umman'ın kuzey batısında ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin her yerinde uygulanan popüler ve etkileyici bir kültürel performans olarak biliniyor.
Performansın sunumunda gösterilen savaş sahnesi, yirmi kişilik iki sıra halinde kız ve erkeklerin ilahileri, davul müziği ve dans eşliğinde canlandırıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde ekranda gördüğümüz “Na’aşat” adı verilen kızlar, geleneksel elbiseleri ile önde duruyor ve uzun saçlarını bir yandan diğer yana savuruyorlardı.
Performans sanatçıları her yaştan, cinsiyetten ve sosyal sınıftan insanı kapsıyor. Baş performans sanatçısı genellikle miras alınan bir rolü üstlenirken, diğer sanatçıların eğitimini de üsteniyor.
ELLER BAŞ OLMUŞTUR
Kızların dansları, savaş ve istila dönemlerinde evlerini terk edip başörtülerini çıkararak kabileyi ve onurunu korumak için erkeklerin coşkusun katılmalarını anlatıyor. Burada baş sallamaları ise aslında el sallamadır. Eller sağa sola sallanan baş olmuştur.
Diğer bir anlatımla da, “Al Ayala” da tehlike hissettiğinde korunma, güvenlik ve erkeklerİ aramak için saçlarını açan bir “Na’aşat”ın yani bir kadının eylemidir. Burada erkek, doğası gereği ona yardım etmekten ve onu kurtarmaktan çekinmez.
“Al Ayala” dansı sırasında söylenen şarkılardan birisi de, "Sana şükürler olsun Rabbimiz, sana güveniyoruz. Bize kabileler üzerinde zafer ve onur bahşediyorsun. Düşman bile bizden korkuyor." dizeleri tekrarlanıyor.
Son olarak, BAE’de dans yapan başta kızlar olmak üzere tüm ekipten tekrar çok özür diliyorum.
Ozrunuzbkabyl edildi en azından fart ettiniz. Samimiyet ile yazdınız ve yine bikgilendirdiniz