Öne Çıkanlar ATV TransHuman Özbekistan Yahuda CANNABİS

TÜRKLERE YAPILAN SOYKIRIM

Yazan Sabahattin İSMAİL

23 Eylül 1821, Mora'daki Tripoliçe şehrinde, çoğu çocuk, kadın ve yaşlı, 30 bin Türk'ün, silahlarla, baltalarla, kılıçlarla, satırlarla, bıçaklarla acımasızca, vahşice katledildiği tarihtir...

2 gün sonra, yani bu korkunç ve barbar soykırımın 204. yıldönümünde, unutturulmak istenen Yunan vahşeti yeniden anımsanacak...

Türk katliamı sadece Tripoliçe'de yaşanmadı. Tüm Mora Yarımadası'nda ve Girit'te de yaşandı.

Bu katliamlarda 70 bini Mora Yarımadası'nda ve 30 bini Girit'te olmak üzere, 100 bin Türk katledildi, milyonlarca Türk, açlık ve sefalet içinde göçe zorlandı. On binlerce Türk de göç yollarında açlıktan, sefaletten, hastalıklardan hayatını kaybetti.

Bütün bunlar, ama özellikle de Girit'in kaybı ve Yunanlıların yaptığı acımasız soykırım Kıbrıs Türklerinde çok derin bir GİRİT TRAVMASI yarattı

Girit'in nasıl kaybedildiğini, Mora Yarımadası, Girit ve Anadolu'da Türklere uygulanan korkunç katliamları ve bunun Kıbrıs Türk Halkında yarattığı derin travmayı bilmeyenler, Kıbrıs Türklerinin milli mücadele motivasyonunu bilemez, anlayamaz...

Bugün genç kuşakların bir bölümünün milli varoluş mücadelemizi eleştirmelerinin, 1960'da ve bugün Anavatanın garantörlüğünü ısrarla niye talep ettiğimizi anlamamalarının nedeni budur.

Çünkü bilmiyorlar....

Ne yazık ki Türkiye ve Kıbrıs'ta okul müfredatlarında bu konu yok.

Yunan vahşeti genç kuşaklara öğretilmiyor, anlatılmıyor

O nedenle soyut bir Türk- Yunan; Rum-Türk dostluğu propagandası ile, gençler milli bilinçten ve milli ruhtan yoksun olarak birer Rum-Yunan muhibbi olarak yetiştiriliyor.

Soykırımcı Yunan- Rum zihniyetinde hiçbir değişiklik olmamasına karşın onlara, " bu olayların artık geçmişte kaldığı, geçmişte yaşamamak gerektiği ve önümüze bakmamız gerektiği" söyleniyor.

Ne ki Rum-Yunan böyle yapmıyor.

Gençlerini Türk düşmanı olarak yetiştirmek, onların milli devlet politikasıdır.

Yaptıkları toplu katliamları ve vahşeti bir milli kahramanlık örneği olarak gençlerine öğreterek, Türk düşmanı ENOSİSÇİ genç kuşaklar yetiştiriyorlar...

Güneyde, Türk düşmanlığı temelinde kurulan ELAM gibi bir parti, APOEL gibi köklü bir spor kulübü, SEK gibi bir işçi sendikası, değişik isimlerde onlarca Türk düşmanı gençlik örgütü varsa, hala orduda ve eylemlerinde " EN İYİ TÜRK ÖLÜ TÜRKTÜR" sloganları atılıyorsa, bu sloganın yazılı olduğu tişörtler satılıyorsa ve her 20 Temmuz'da, her 15 Kasım'da 14-15 yaşındaki öğrencileri sınırlarımıza yığıp onlara " TÜRK ORDUSU DEFOL" sloganları attırılıyorsa nedeni budur...

O nedenle Rum-Yunan'ın Türklük düşmanı soykırımcı zihniyetlerinin değiştiğini kimse sanmasın, kimse " Türk askeri çekilirse ve birleşik Kıbrıs kurulursa kardeş kardeş yaşarız" hayali görmesin...

EN BÜYÜK TRAVMAMIZ

Girit'te ve Mora Yarımadası'nda İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya desteğindeki Yunanlıların yaptığı korkunç Türk soykırımının Kıbrıs Türkleri üzerinde yarattığı GİRİT TRAVMASI çok derindir.

1900'lerin ilk yıllarından itibaren adada yayınlanan gazetelerimizin baş konusu GİRİT KATLİAMI ve Girit'in nasıl kaybedildiği idi.

Doğru yol, Söz, Vatan, Ses, sonraları Halkın Sesi, Bozkurt, İstiklal vd...gazetelerde Girit'te ve Tripoliçe başta olmak üzere Mora'da, Türklere uygulanan soykırım ve etnik temizlik sık sık anlatılmaktaydı.

"Yunanlıların, 100 yıl boyunca Batılı devletlerle Rusya'nın yardımıyla Girit'in ilhakı için çaba gösterdiği, sonuçta tüm Türkleri katlederek ilhakı gerçekleştirdikleri, aynı katliamların bize de uygulanmaması için birlik ve beraberlik içinde ENOSİS'E karşı mücadele etmemiz gerektiği" dile getirilmekteydi.

Bu yazılarda, "Yunanlıların Girit'te kullandıkları sloganın, Kıbrıs'ta kullandıkları gibi ENOSİS olduğu" vurgulanmakta ve Kıbrıs'ta da ENOSİS için asırlar sürecek bir mücadeleyi göze aldıkları, Rum gazetelerinden yapılan alıntılarla yazılmaktaydı.

Hafızamda yer etmiş bu derin travma ile Girit, Tripoliçe, Mora ve Anadolu'da yaptıkları katliamları araştırdım, öğrendim ve birçok yazımda anlattım,

Bizden önceki kuşakların ve ardından bizim kuşağın kolektif hafızasında yer alan GİRİT TRAVMASI anlaşılmadan, EGEMENLİK, KKTC VE ANAVATANIN GARANTÖRLÜĞÜ konusunda niye bu denli tavizsiz olduğumuz anlaşılamaz..

Yunanistan, Kilise ve Rum liderliğinin GİRİT ÖRNEĞİ ile hareket ettiklerini anlamadan da Kıbrıs sorununun niye çıktığı ve niye hala devam ettiği de anlaşılamaz.

Yazım uzadığı için bugün burada kesiyorum.

Yazımın yarın yayınlanacak 2. bölümünde Girit'te yapılan katliamları; 23 Eylül'de yayınlanacak 3. Bölümde ise TRİPOLİÇE KATLİAMINI detaylı olarak anlatacağım…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.