Öne Çıkanlar YouTube Prof. Dr. Selim ŞEKER DSÖ Muammer Karabulut Abdurrahman DİLİPAK

DAVA DİLEKÇESİ

ANKARA İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞINA

Gönderilmek Üzere

ANTALYA İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞINA

Yürütmenin Durdurulması Taleplidir.

Davacı                      :  ………………..,  Kimlik No: …………………….

                                    Adres : ……………………………..

Davalı                       : TC İçişleri Bakanlığı

                                     Ankara

Dava konusu işlem : İçişleri Bakanlığı’nın en son 04.08.2020  tarihli ek

                                    genelgesinde maske takma zorunluluğunu getiren,  81 İl

                                    Valiliği'ne “COVİD-19 TEDBİRLERİ”

Tebellüğ tarihi         : Dava konusu işlem genel olup tarafıma tebliğ edilmemiştir.                     

                                    Genelgeye tarafımdan 20.08.2020 tarihinde ıttıla edilmiştir.      

Konu : Maske kullanılması başta  kanser olmak üzere insanı ölüme kadar götürecek zararları varıdır.  Maskenin ancak cerrahlar tarafından profesyonel kullanımı gerekli iken bugün topluma dayatmanın, tıbbi hiçbir gereği ve faydası olmadığı için insan sağlığı açısından da zararlıdır. Onun için maske takma zorunluluğu getiren İçişleri Bakanlığının en son 04.08.2020  tarihli ek genelgesinde maske takma zorunluluğunu getiren,  81 İl Valiliği'ne “COVİD-19 TEDBİRLERİ”  konu, sebep, yetki, amaç, usul ve şekil  açısından yasalara aykırı olduğundan iptaline, uygulama kamu sağlığına zarar verdiğinden dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi talebinden ibarettir.

Açıklamalar : Genel Hukuk ilkelerine göre idare; uygulamalar ve yaptırımlarda izlenecek yol;   maddi ve hukuki olayların gerçekliği saptandıktan sonra ve bu maddi ve hukuki olayların yaptırım gerektirecek nitelikte olup olmadıkları araştırıldıktan sonra  karar verir.  İdarenin vereceği karar ve uygulamalar hiçbir zaman insan sağlığına, insan bedenine  zarar verecek nitelikte olamaz.

Yine dünyadaki hiçbir hukuk devletinde, idareye zorunlu hallerde insan sağlığını tehdit eden uygulamaları yürürlüğe koyabilme özgürlüğü  tanımamıştır.  Devletin insan sağlığı konusunda, “tek elden planlama” yapması kararlar üretmesi de yine yalnızca insan sağlığının korunmasına yöneliktir.

Yine Anayasamıza göre,“olağanüstü hallerde, seferberlik ve savaş halinde ayrıca milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir.” Ama bu sınırlama da insan sağlığına zarar verme eylemine dönüşmesi söz konusu olamaz.

Dolayısıyla devlet  idarenin idari işlem yaparken kamu gücü kullanması sebebiyle takdir yetkisini kullanırken, çok açık insan sağlığına zarar verecek uygulamalara karar veremez. Eğer böylesi bir eylem varsa bu takdir yetkisinin kullanımı ve yargısal denetim devreye girer.

Bu bağlamada ülkemizde DSÖ’nün tartışmalı Pandemi ilanını duyurduğu 12 Mart 2020  tarihinde itibaren maske uygulamaları konusunda adeta bir kaos yaşanmaktır. Sağlık bakanlığı Bilim Kurulu ve Valiliklerde il idare kurulları veya pandemi kurullarının maske ile ilgili verdiği tüm kararları yeniden gözden geçirmeli ve maske kullanımı ile ilgili asıl kullanıcıları olan cerrahlardan da bilgi alınmalıdır. Genel çerçevede bilindiği üzere Ceza Hukuku Bakımından da  Tıbbi Faaliyetlerin Hukuka Uygunluğu önceliklidir. 

Çünkü biliyoruz ki maskenin ilk çıkış noktası ve yayılışı solunum yolları enfeksiyonlarının çokça görüldüğü Çin’in Huwan kentinde başladığı bilinse de

Maske’nin kahramanı Jeremy Howarddır. Kendisi kariyerine McKinsey&Company ve AT Kearney de başlamış, Avustralyalı bir veri bilimcisi ve girişimci, aynı zamanda Dünya Ekonomik Forumu'nun Global AI Council üyesidir.

Mart ortasında bir grup araştırmacı ve bilim insanı [1] ile birlikte, Masks4All / Herkes İçin Maske isimli bir hareket başlattı. Birlikte https://masks4all.co/ uzantılı web sitesini kurdular. O gün için gayretleri ile sadece 10 ülkede takılan maske, bugün 100’dan fazla ülkeye yayılmış bulunmaktadır.

Tüm medya gücünü de arkasına alarak maske takmanın zorunluluğu konusunda, kendi kontrolünde oluşan bilimsel kanıtlar ile insanların ve hükümetler nezdinde hareket başlattı. Masks4All hazırladığı videolar ile sözde COVID-19'u yavaşlatmak için, ilk önce insanlara ev yapımı maskelerin nasıl yapılacağını gösterdi.

Jeremy Howard ve ekibi Mart ayının sonunda hazırladıkları videolarda ve basında bu bilgileri yoğun olarak paylaştı. Hükümet liderlerini ve halkı sosyal medya aracılığı ile Masks4All kullanmaya çağırdı.

Masks4all/Herkes İçin Maske Hareketi’nin mesajları, bir anda kendi ifadelerine göre, “viral hale geldi” ve tüm dünyada yüz binlerce insana ulaştılar. Ne idüğü belirsiz bilim adamları ile yaydıkları mesajlar, hayal edebileceklerinden çok daha büyük ölçekte harekete geçti.

Masks4All ile oluşan gücün ve algının etkisinde kalan çoğu bilim insanı görüşlerini değiştirdi.[2] Böylelikle maske takma projesi, küresel haber ajansları tarafından tekrar tekrar ele alındı ​​ve sonuç olarak, birçok sağlık ve hükümet lideri ne yazık ki JeremyHoward’ın etkin propagandasına boyun eğdi.

31 Mart 2020 tarihinde hazırlanan vidolar ve 28 Mart 2020 Cumartesi günü Washington Post'da [3]makalenin yayınlanması ile maske takma aşırı derecede virala gitti ve hikaye neredeyse anında dünyanın hemen hemen her medya şirketi tarafından yakalandı ve haber yapılarak, bir anda bütün dünyaya yayıldı.

Şimdi gerçek bilim insanlarının, “maske takmayın, kanser yapar ve öldürür” uyarılarına rağmen, bütün dünya maske takıyor. Kimin sayesinde, Masks4all’in kurcusu McKinsey’nin yönetim danışmanı ve veri bilimcisi JeremyHoward sayesinde…

Ülkemizde de Beyin Omirilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Bilgehan Bilge açıkça maskenin zararlarını anlatmıştır. [4]

Dr. Bilgehan Bilge, “Maske öldürür. Toplum sağlığını ilgilendiren bu ciddi hata nedeni ile”  karar verenleri ve meslektaşlarını uyarmış, maskeyi neşter benzetmiş tecrübeli ellerde şifa, acemi ellerde bela olduğunu söylemiştir.

Maske takmanın zorunlu hale getirilmesini eleştiren Bilge, “Bu karar, çok ciddi ve çok büyük bir hata!.. Ve maalesef bu hatalı kararı körükleyenler benim meslektaşlarım. Meslektaşlarım derken yanlış anlaşılmasın. Cerrahlar değil. Körükleyenler klinisyen hekimler. Halk sağlığı uzmanları, mikrobiyologlar, enfeksiyon hastalıkları uzmanları, dahiliye uzmanları” diye açıklamada bulunmuştur.

Toplum sağlığını ilgilendiren bu ciddi hata nedeni ile bu meslektaşlarımı uyarıyorum” şeklinde sözlerini sürdüren Beyin Cerrahı Bilgehan Bilge şöyle konuştu:

Maske çok tehlikelidir arkadaşlar. Maske takmak bu virüs’den korumaz.

● Tam aksine; Maske takmak virüs enfeksiyonu ve bulaştırıcılığını yükseltir.

Maske takmak virüsün daha ağır hastalık yapmasına yol açar.

● Hijyenik ve sağlıklı maske takmak çok profesyonel bir iştir. Ağır, uzun eğitim ve şartlanma gerektirir.

Maske takmanın pek çok hastalığı tetikleyeceğini ve ağırlaştıracağına dikkat çeken Bilge,KOAH, Astım, Hipertansiyon, Kalp-Damar Hastalıkları, Allerjik hastalıklar, Beyin – Damar yetmezliği hastalıkları gibi kronik hastalıklar için ölümcül riskler içerdiğini de açıkladı.

Karar alınmasında etkili olan meslektaşlarına, “Sevgili meslektaşlarım. Bu yazdıklarım gerçektir. Literatürde tartışmasız kabul edilmiş gerçeklerdir. Lütfen 2018 tarihine kadar maske ile ilgili on binlerce akademik çalışmayı ve bu çalışma sonuçlarını tekrar ve tekrar okuyun” diyerek çağrıda bulunan Bilgehan Bilge, sözlerini şöyle sürdürdü:Sizler de biliyorsunuz ki. Maske konusunda deneyiminiz hiç yok. Cerrahlar dışında hiç biriniz maske kullanmazsınız. Bu da oldukça doğal.Ben 1983 senesinden beri maske kullanan tek bir dahiliye uzmanı, enfeksiyon uzmanı, mikrobiyolog, halk sağlığı uzmanı görmedim. Bu tıbbi ekipmanı bilmemeniz, hiç kullanmamış olmanızı eleştirmiyorum. Ancak, hiç bilmediğiniz, hiç tecrübeniz olmayan ve hiç kullanmadığınız bu tıbbi bir ekipman konusunda ‘yönetici sınıfını’ yanlış bilgilendiriyorsunuz.

● Maske bu virüse karşı korumaz!… Tam tersi kollektör özelliği ile tehlikelidir.

Maske zorunluluğunun ayrıca ikincil ciddi sağlık problemlerine sebep olacağını ileri sürem Bilge,

“Hiç bilmediğiniz, hiç tecrübe sahibi olmadığınız ve hiç kullanmadığınız bu tıbbi malzeme ile ilgili lütfen toplum sağlığını tehdit edecek beyanlar yapmayın. Yöneticileri sağlıksız bilgileriniz ile etkilemeyin.

● Kısaca neşter gibidir maske. Tecrübeli ellerde şifa, acemi ellerde beladır. Maske öldürür” dedi.

● Maske, virüs “virülansı” açısından çok tehlikeli,

● Maske, vücut oksijenlenmesini düşürücü olması nedeni ile pek çok kronik hastalığa sahip bireylerde öldürücü yan etkilere sahip.

● Maske, allerjik reaksiyonları tetiklemesi nedeni ile özellikle alerjik astım hastaları için ölümcül.

● Maske, üretildiği materyaller henüz denetlenmediği için uzun vadede kanser ve kronik akciğer hastalıkları riski içerir”

uyarılarının ardından “Ama artık zorunlu. Bu saatten sonra yapacağımız hiç bir şey yok” diyen Dr. Bilgehan Bilge, ’emirin, demiri kestiğini’ belirterek, geriye mevcut duruma karşı tavsiyelerin kaldığını söyledi.

Bilge, maskenin ölümcül risklerinden nasıl korunabiliriz? sorusuna karşı da şu yanıtları verdi:

1) Mümkünse hiç takmayın.

2) Üretim malzemesi, muhteviyatı kutusu üzerinde yazılı, tescilli , prospektüsü olan maske alın.

3) İki saatten fazla takmayın,

4) Maskeli iken hızlı yürümeyin, koşmayın, ağır ve efor gerektiren işle yapmayın.

5) Maskenize ipleri dışında dokunmayın, dokunduysanız ellerinizi bol sabunlu ılık su ile yıkayın.

6) İki saatten fazla kullandığınız maskeyi yok edin. Cebinizde, çantanızda taşımayın.

7) Maske takılı iken cep telefonunuz ile konuşmayın. Kulaklık kullanın.

8) Evinizde göstermelik, pamuk, ipek gibi kumaşlardan tül inceliğinde maskeler yapın. Veya ince tülbentlerinizi maske gibi takın.

Tüm bu tedbirlere rağmen nefes almakta zorlanıyorsanız, tansiyonunuz yükseliyorsa, bilinç bulanıklığı yaşıyorsanız, burun ve genziniz yanıyorsa, kalp ritminiz yükseliyorsa mutlaka doktorunuza müracaat edin.

“Maske kullanamaz” şeklinde bir rapor veya yazı alın.

Yukarıda maske kullanımı konusunda uzman Doç.Dr. Bilgehan Bilge tarafından yapılan bu açıklamalar sosyal medyada yaygın olarak okunmuş, aksi bir görüş beyan edilmemiştir. 

Özellikle “Maske Öldürür”  açıklaması ise dikkate alınması gereken en önemli iddiadır.

Tabii ki bu iddialar bütün ülkelerde her geçen gün artmaktadır.   İngiltere'nin sağlıktan sorumlu genel müdürü yardımcısı doktor Jenny Margaret Harries’de DSÖ’nün Pandemi ilan ettiği 12 Mart 2020 tarihinde [5] Dr. Jenny, "Sokakta yürüyen ortalama bir insan için, enfeksiyonu önlemek umuduyla yüz maskesi takmak iyi bir fikir” olmadığını açıklamıştır.

Hayatını kanserin kök nedenlerini araştırmaya adayan Nobel ödüllü Dr. Otto H. Warburg, 1931'de Oksijen seviyesinin düşmesinin ve CO2 / Karbondioksit seviyesindeki artışın kansere yol açtığını gösterdi. Küresel seçkinler elbette bunu biliyorlar ve zorunlu maske yasalarını halka karşı taktik bir silah olarak kullanıyorlar.

“Normal hücrelerin oksijene mutlak bir gereksinimi vardır, ancak kanser hücreleri oksijensiz yaşayabilir” kuralı istisnasız kabul edilmiştir. "Bir hücreyi gerekli oksijenin % 35'inden 48 saat boyunca yoksun bırakın, kanserli hale gelebilir." Warburg, kanserin kök nedeninin insan vücudunda asidik bir durum oluşturan oksijen eksikliği olduğunu açıkça belirtmiştir. Dr. Warburg ayrıca kanser hücrelerinin anaerobik (Havasız) olduğunu (oksijeni solumayan) ve alkalin halde bulunan yüksek oksijen seviyelerinde varlığını sürdüremediğini keşfetti.

Şimdi bu bilgi eşliğinde, bugün maske takarak ne yapıyoruz? - Oksijeni kısıtlıyoruz ve geri soluduğumuz karbon dioksit miktarını arttırıyoruz.

Kısacası, oksijen ve yüksek CO2 seviyeleri nedeniyle KANSER ve diğer hastalıklara davetiye çıkartıyoruz. Tıbbi maskeler sadece virüsün yayılmasını önlemek bir yana, 1995 yılında yapılan bir araştırmanın sonuçlarından yola çıkarak, bir bez maskesi takmanın bizi enfeksiyon için daha büyük bir risk altına sokabileceğini kesin olarak söyleyebiliriz.

Bu durumda tartışmasız Gates’in yönetimindeki DSÖ, yaygın medya ve hükümetler aracılığıyla gerçekleştirdiği MASKE zorlaması ile insanın en temel hakkı olan yaşama hakkına tecavüz etmektedir.Artık dünyada daha fazla insan ve bağımsız medya, MASKENİN koruyucu ve bilimsel olmadığını fark etti. Maskenin, virüslerin yayılmasını durdurmayacağı ise bu gün bilimsel bir gerçek olarak ortada..

TEKNİK BİLGİLER;

Takılan maskeler, 0.03 mikrondan daha büyük partikül maddeyi filtreler. Dolayısıyla sorun, COVID partikülünün ne kadar büyük olduğudur. COVID partikülü yaklaşık, 0.0125 mikrondur.

O zaman, neden MASKE takmaya zorlanıyoruz?

Oksijeni kısıtlayan ve CO2 alımını artıran her koşul sağlığımız için çok tehlikelidir. Düşük oksijen, hastalık, enfeksiyon, bakteri, virüs, mantar ve kanser için uygun koşullar yaratır. Yüz maskesi CO2 alımını % 300'ün üzerinde arttırır.

Yüz maskesi takmak vücut için yabancı bir davranıştır. Bir maske nefes almayı zorlaştırır ve bir kişiyi normalden çok az oksijen solumaya ve ayrıca bir miktar karbondioksiti geri almaya zorlar.

Hükümetler, koronavirüsün yayılmasını engellemek için bir sağlık müdahalesi olarak halka yüz maskesi takmayı zorunlu hale getirdi. Ancak böyle bir müdahalenin potansiyel olarak zararlı yan etkileri konusunda daha az ihtiyati ilke tartışılmıştır veya hiç tartışılmamıştır. Birkaç hipotezin incelenen ve tartışılan etkileri arasından, uzun süre maske takmanın potansiyel yan etkilerinden beş tanesine bakalım.[6]

1.Nefes almada güçlük; Yüz maskeleri, özellikle hava akımının azalmasına neden olan astım ve bronşit gibi kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan kişilerde nefes almayı zorlaştırır.

Ayrıca, her solunum döngüsünde önceden solunan bir karbon dioksit fraksiyonu solunmaktadır. Gerçekte, kullanıcı kendi soluduğu havayı solur. Karbondioksit solumak hızlı nefes almaya, hızlı kalp atışına, beceriksizliğe, duygusal rahatsızlıklara ve yorgunluğa neden olur. Tıp uzmanlarına göre, temelde bu iki fenomen solunum sıklığını ve derinliğini artırarak solunan ve solunan hava miktarını artırıyor. Bu ayrıca, gelişmiş solunum viral yükü akciğerlerine iterse, enfekte kişilerin klinik durumunu daha da kötüleştirebilir. Yüz maskeleri aşırı derecede kirlenmişse, etkiler artar.

2. Görme rahatsızlığı; Kişi bir maske taktığında, solunan hava için en kolay kaçış yolu gözlere doğrudur. Bu hava gözlerin içine girerek rahatsız edici bir his ve gözlerinize dokunma dürtüsü yaratır. Bu her zaman bilinçli kalmanızı ve yüzünüze dokunmanın cazibesine direnmenizi gerektirir.

Ayrıca, kapı kolları, asansör düğmeleri, paketler veya mikropların ve virüslerin geliştiği herhangi bir şey gibi maddelerle temas ettikten sonra ellerinizi yıkamanızı veya düzenli olarak sterilize etmenizi gerektirir. Özellikle gözlük kullananlar için hava sis yaratır ve her an kişinin görüşünü bozar. Bu, kullanıcıyı gözlüklerini her zaman temizlemeye zorlar. Maskenin getirdiği yük dayanılmaz bir duruma dönüşür.

3. Azalan bağışıklık sistemi; Dokulardaki düşük oksijen seviyelerinin (hipoksi) bağışıklık tepkisinin bazı yönlerini baskılayabildiğini gösteren çalışmalar vardır. Oldukça, bağışıklık hücrelerinin diğer önemli işlevlerini de tetikleyebilir ve vurgulayabilir. Bilimsel araştırmalar, vücudunuzdaki yeterli oksijenin uzun süre reddedilmesinin bağışıklık sisteminizin enfeksiyonlarla mücadele yeteneğini zayıflatabileceğini kanıtladı. Maske takmanın zorunlu olduğu bu dönemde, insanlardan uzaktayken maskeyi çıkarmanız veya beş metreye kadar bir mesafe bırakmanız önerilir. Maske takan daha yaşlı ve genç insanların daha savunmasız olduğu söyleniyor.

4. Maliyet yükü; Maskeler artık, özellikle tavsiye edilen NK95 maskesini tercih ediyorsanız, çok az kişinin üstesinden gelebileceği ek bir günlük maliyet haline geldi. Örneğin Kigali'de, bir NK95 maskesi Rwf800 ile Rwf1000 (1 ABD $-7-8 TL) arasındadır. Günde bir kez kullanıldığında bir maskenin atılması önerilir. Bu, kişinin çalışma günlerine bağlı olarak ayda ortalama 25.000-Rwf30.000 Rwf'ye kadar çıkabilir. Bu çoğu kişi için kolay bir çağrı değil. Muhtemelen, yeniden kullanılabilir olanları tercih edenler dışında, insanlar aynı maskeleri yeniden kullanma riskiyle karşı karşıyadır. Ulusal ölçekte, maske kesinlikle harcanabilir geliri etkileyecek ve ekonomik boyutları bozacaktır. Yemek ve maske arasında seçim yapmak zorunda olduğu zamanlar vardır.

5. Deri döküntülerialerjiler ; Kullanılan malzemeye bağlı olarak maskelerin ciltte alerji, kaşıntı ve kızarıklığa neden olabileceği söyleniyor. Zamanla, özel kumaş maskeler sonunda ter, makyaj ve güzellik ürünleri, otomotiv egzozu, polen ve havada yüzen herhangi bir parçacığı biriktirir. Gerçekten, beğenin ya da beğenmeyin, COVID-19 ile yaşam farklı bir boyut kazandı. Kısa vadeli veya uzun vadeli, hayat asla eskisi gibi olmayacak.

En sonun da Doç. Dr. Bilgehan BİLGE’de Bakırköy Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağını açıklamıştır. [7];

1- Tıbbi maskeler, cerrahi maskeler, N95 ve benzeri maskeler Covid-19 tipi bir virüs için koruyucu değildir.

2- Söz konusu maskeler virüs ve bakterileri, “bir süzgeç gibi” yüzeylerinde biriktirir. Bu birikme neticesinde kontaminasyona (hastalık yapacak denli mikrop bulaşması) alt yapı oluştururlar.

3- İki yaş ve altı çocuklar için bu maskeler kontrendikedir. (Faydadan çok zararlıdır.)

4- Doğru şekilde ve risk oluşturmadan tıbbi ve cerrahi maske kullanmak profesyonel bir eğitim gerektirir. Aksi taktirde söz konusu maskeler bulaşma ve enfeksiyon riskini arttıran, “kirli” tıbbi malzeme statüsündedir.

5- Özellikle N95 gibi maskeler insan vücudunda oksijen oranını düşürür. Bu düşme özellikle solunum sistemi ve kalp-damar sistemi hastalığı olan insanlarda risk yaratır. Kalp krizi, kalp yetmezliği, solunum yetmezliği, beyin damar hastalıkları riskini yükseltir.

6- Yüz maskelerinin üretiminde kullanılan materyaller ve kimyasalların insanlarda alerjik reaksiyon (ölümcül olan anaflaksi dahil olmak üzere.), solunum sıkıntısı (dispne), mevcut astım, KOAH ve Amfizem yakınmalarının şiddetlenmesine sebep olabileceğini belirtmiştir.

Dünya’da ise yaygın olarak bilim insanları “MASKE ZORAKİ BİR SİMGE”, Hasta değilseniz neden maske takıyorsun? Yüz maskeleri Sağlık için Ciddi Riskler Yarattığına ilişkin araştırmaları ve bu araştırmaların da dilekçemizde referansları vardır.

  • Maskeler hava transferini azaltmaya yardımcı olur mu?

Şimdi soru, maskelerin havadan bulaşmayı önleyip önleyemeyeceği. Ve her şeyden önce bu olası etkinin de geçerli olup olmadığı. Burada da karşımıza, ne yazık ki DSÖ'nün 28 Şubat 2020 yayınladığı 40 sayfalık raporda yer alması ile üye ülkelere dikta ettirilmesi çıktı. Raporda, “Her vatandaş halk içinde maske takmalıdır.” diyordu.

Kaliforniyalı Dr. Dan Erickson göre, yüz maskeleri gündelik hayatta değil, hastanedeki gibi akut durumlarda mantıklıdır.

Yine sağlıklı veya belirtilere sahip olmayan bireylerde, maskelerin etkili olduğuna ilişkin de "hiçbir bilimsel kanıt yoktur." Aksine, uzmanlar bu tür maskelerin normal nefese müdahale ederek, “mikrop taşıyıcılara” dönüşebildiği uyarısında bulunuyor. Önde gelen doktorlar bunları bir “medya aldatmacası” ve "gülünç" diye nitelendiriyor.

MASKE ZORAKİ BİR SİMGE

Dünya Tıp Birliği başkanı Frank Montgomery de maske konusunu, “yanlış”, bu amaçla kullanılan atkı veya kumaşları ise “gülünç” bulduğunu belirterek eleştirdi. Gerçekten de araştırmalar, İsviçreli enfeksiyolog Dr. Vernazza’nın bir “medya aldatmacası” diye söz etmesine neden olan, gündelik hayatta maske kullanımının, sağlıklı ve belirti göstermeyen insanlara neden ölçülebilir bir yarar getirmediğini gösteriyor. Bunu eleştiren başkaları da, “kamusal alanda görünür halde olan zoraki bir itaat” simgesi olduğundan söz ediyor.

Sadece yüz maskelerinin sağlıklı olanları hastalanmaktan korumakla kalmayıp aynı zamanda kullanıcı için ciddi sağlık riskleri oluşturduğu konusunda uyarıyor. Sonuçta hasta değilseniz, yüz maskesi takmamalısınız.

İşletmeler yeniden açıldıkça, çoğu kişi alışveriş yapanlardan ve çalışanlardan yüz maskesi takmaları isteniyor. Bazı ülkelerde ise tüm vatandaşlardan dışarı da maske takması isteniyor.

Ön sürülen COVID-19 salgınının yayılmasını azaltma konusunda, bilimsel desteği çok az olan veya hiç olmayan bir dizi tıbbi uygulamalar gördük. Bu önlemlerden biri, cerrahi maske, bandana veya N95 solunum maskesi gibi yüz maskelerinin takılmasıdır.

VİRÜSE KARŞI MASKE TAKMAMIZ GEREKİYOR MU?

Tamam Covid-19 adından bir virüs var. Ama böylesi bir virüse karşı korunmak için maske takmamız gerekiyor mu? O nu da araştırma ile öğrenelim. Bu salgın başladığında ve virüsün kendisi veya epidemiyolojik davranışı hakkında çok az şey bildiğimizde, diğer solunum virüsleri gibi topluluklar arasında yayılma açısından davranacağı varsayıldı. Bu virüsü ve bu algıyı değiştirme davranışını yoğun bir şekilde inceledikten sonra çok az şey kendini gösterdi.

Bir maske takarak, ekshale (buhar çıkarmak, koku saçmak, buhar ve koku hâlinde çıkmak, nefes alıp vermek.) edilen virüsler kaçamaz ve burun pasajlarına konsantre olur, koku sinyallerine girer ve beyne seyahat eder.

Yüz maskesinin kullanımına yönelik bilimsel desteğe gelince, en iyi çalışmalardan 17'sinin analiz edildiği literatürün son zamanlarda dikkatli bir şekilde incelenmesi, “Çalışmaların hiçbiri maske / solunum cihazı kullanımı ve korunma arasında kesin bir ilişki kurmadı. Grip enfeksiyonu.” 1 Unutmayın, bir bez maskesinin veya N95 maskesinin COVID-19 virüsünün iletimi üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını gösteren hiçbir çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle, herhangi bir öneri, grip virüsü geçişi çalışmalarına dayanmalıdır. Ve gördüğünüz gibi, grip virüsü iletimini kontrol etmede etkinliklerine dair kesin bir kanıt yoktur.

COVID-19 salgınının ortaya çıkmasıyla birlikte, bu enfeksiyonun yayılmasını azaltma konusunda bilimsel desteği çok az olan veya hiç olmayan bir dizi tıbbi uygulama gördük. Bu önlemlerden biri, cerrahi maske, bandana veya N95 solunum maskesi gibi yüz maskelerinin takılmasıdır. Bu salgın başladığında ve virüsün kendisi veya epidemiyolojik davranışı hakkında çok az şey bildiğimizde, diğer solunum virüsleri gibi topluluklar arasında yayılma açısından davranacağı varsayıldı. Bu virüsü ve bu algıyı değiştirme davranışını yoğun bir şekilde inceledikten sonra çok az şey kendini gösterdi.

Bu, alışılmadık bir virüstür, çünkü virüsün bulaştığı insanların büyük çoğunluğu için, herhangi bir hastalık (asemptomatik) veya çok az hastalık görülür. Sadece çok az sayıda insan enfeksiyondan potansiyel olarak ciddi bir sonuç alma riskiyle karşı karşıyadır - esas olarak ileri yaş ve kırılganlıkla birlikte ciddi tıbbi durumları olanlar, bağışıklık yetersizliği olan kişiler ve yaşamlarının sonuna yaklaşan huzurevi hastaları. Özellikle bir ventilatörün (solunum cihazı) entübasyonu ve kullanımı olan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından doktorların tedavisine verilen tedavi protokolünün, bu seçilmiş bireylerde yüksek ölüm oranına önemli katkıda bulunmuş olabileceğine dair artan kanıtlar vardır.

Yakın zamanda, bir kişinin enfekte olduğu bilinmedikçe, yani yakın zamana kadar, CDC'nin bir yüz maskesi veya herhangi bir örtü takmayı önermediğini bilmek de öğreticidir. Enfekte olmamış kişilerin maske takması gerekmez. Bir kişinin TB'si olduğunda, enfekte olmamış tüm topluluğa değil, bir maske takmasını sağlarız. CDC ve DSÖ'nün önerileri bu virüsün herhangi bir çalışmasına dayanmaz ve tarihte başka herhangi bir virüs salgını veya salgını önlemesi için hiç kullanılmamıştır.

Artık önleme için bir yüz maskesi takmayı gerektiren hiçbir bilimsel kanıt bulunmadığına göre, özellikle uzun süreler için bir yüz maskesi takmanın tehlikeleri var mı? Birçok çalışma gerçekten böyle bir maske takmada önemli sorunlar bulmuştur. Bu, baş ağrılarından, artmış hava yolu direncine, karbondioksit birikimine, hipoksiye, ciddi hayatı tehdit eden ciddi komplikasyonlara kadar değişebilir.

N95 solunum maskesi ile cerrahi maske (bez veya kağıt maske) arasında yan etkiler açısından bir fark vardır. Bir orta çapa sahip taneciklerin% 95> 0.3 um filtreler N95 maskesi, 2 yumuşak bir maske daha büyük bir derecede solunum değişimi (solunum) bozar çünkü, ve daha çok baş ağrısı ile ilişkilidir. Böyle bir çalışmada, araştırmacılar 212 sağlık çalışanını (47 erkek ve 165 kadın) N95 maske kullanımı ile baş ağrılarının varlığı, baş ağrılarının süresi, baş ağrılarının tipi ve kişinin önceden var olan baş ağrıları olup olmadığını sordu. 2

İşçilerin yaklaşık üçte birinin maske kullanımı ile baş ağrısı geliştirdiğini, çoğunun maske takılmasıyla kötüleşen önceden var olan baş ağrılarına sahip olduğunu ve% 60'ının rahatlama için ağrı kesici ilaçlar gerektirdiğini keşfettiler. Baş ağrılarının nedenine gelince, maskeden kayışlar ve basınç nedensel olabilirken, kanıtların çoğu neden olarak hipoksiye ve / veya hiperkapniye işaret eder. Yani, kan oksijenlenmesinde (hipoksi) bir azalma veya kanda bir yükselme C02 (hiperkapni). N95 maskesinin, saatlerce giyilirse, kan oksijenlenmesini% 20'ye kadar azaltabileceği bilinmektedir, bu da N95 maskesi takan arabasında tek başına dolaşan şanssız adamın başına gelince, bilinç kaybına yol açabilir. dışarı çıkması, arabasını çarpması ve yaralanmaları sürdürmesi için. Eminim ki birkaç yaşlı birey ya da akciğer fonksiyonlarını zayıflatan ve başlarına çarpan herhangi bir vakamız var. Bu elbette ölüme yol açabilir.

21-35 yaş arası 159 sağlık çalışanını içeren daha yakın tarihli bir çalışmada,% 81'inin bir yüz maskesi takmaktan baş ağrısı geliştirdiği bulunmuştur. 3 Bazılarında önceden maskeler tarafından tetiklenen baş ağrıları vardı. Hepsi baş ağrılarının iş performanslarını etkilediğini hissetti.

Ne yazık ki, hiç kimse zayıf bir yaşlıya ve KOAH, amfizem veya pulmoner fibroz gibi akciğer hastalığı olanlara, herhangi bir tür yüz maskesi takarken bu tehlikelerden söz etmemektedir - bu da akciğer fonksiyonunda ciddi bir kötüleşmeye neden olabilir. Bu, akciğer kanseri hastalarını ve özellikle kısmi rezeksiyon veya hatta tüm akciğerin çıkarılması ile akciğer ameliyatı geçirmiş kişileri de içerir.

Çoğu N95 maskesinin önemli hipoksi ve hiperkapniye neden olabileceğini kabul etse de, başka bir cerrahi maske çalışması da kan oksijeninde önemli azalmalar buldu. Bu çalışmada, araştırmacılar 53 cerrahdaki kan oksijen seviyelerini bir oksimetre kullanarak incelediler. Ameliyattan önce ve ameliyatların sonunda kan oksijenlenmesini ölçtüler. 4 Araştırmacılar maske kan oksijen düzeyleri (PA0 azalttığı bulunmuştur 2 büyük ölçüde). Maskeyi takma süresi ne kadar uzun olursa, kan oksijen seviyelerindeki düşüş o kadar büyük olur.

Bu bulguların önemi, oksijen seviyelerindeki bir düşüşün (hipoksi) bağışıklıkta bir bozulma ile ilişkili olmasıdır. Çalışmalar hipoksinin, CD4 + T-lenfosit adı verilen viral enfeksiyonlarla savaşmak için kullanılan ana bağışıklık hücrelerinin tipini inhibe (Engellemek, önlemek, bastırmak.) edebileceğini göstermiştir. Bunun nedeni, hipoksinin, T-lenfositleri inhibe eden ve Treg adı verilen güçlü bir bağışıklık inhibitör (Engelleyici, ketleyici veya inhibitör, kimyasal bir tepkimenin hızını azaltan bir katışkıdır. ) hücresini uyaran hipoksi ile indüklenebilir faktör-1 (HIF-1) adı verilen bir bileşiğin seviyesini arttırmasıdır. Bu, COVID-19 da dahil olmak üzere herhangi bir enfeksiyona yakalanma ve bu enfeksiyonun sonuçlarını çok daha ağır hale getirme aşamasını belirler. Özünde, maskeniz sizi yüksek enfeksiyon riskine sokabilir ve eğer öyleyse, çok daha kötü bir sonuca sahip olabilir. 5,6,7

Kanserli insanlar, özellikle kanser yayıldıysa, kanser oksijeni düşük bir mikro ortamda en iyi büyüdüğü için uzun süreli hipoksiden daha fazla risk altında olacaktır. Düşük oksijen ayrıca kanserlerin büyümesini, istilasını ve yayılmasını teşvik edebilen iltihaplanmayı da teşvik eder. 8,9 Tekrarlayan hipoksi atakları aterosklerozda önemli bir faktör olarak önerilmiştir ve bu nedenle tüm kardiyovasküler (kalp krizi) ve serebrovasküler (felç) hastalıklarını arttırmaktadır. 10

Bu maskeleri günlük olarak, özellikle birkaç saat giyilirse giymek için başka bir tehlike daha vardır. Bir kişiye solunum virüsü bulaştığında, her nefeste virüsün bir kısmını atar. Bir maske, özellikle bir N95 maskesi veya diğer sıkı oturan bir maske takıyorlarsa, virüsleri sürekli olarak soluyor ve akciğerlerdeki ve burun pasajlarındaki virüs konsantrasyonunu arttırıyor olacaklar. Koronavirüse en kötü reaksiyon gösterenlerin, virüsün en erken konsantrasyonlarına sahip olduklarını biliyoruz. Ve bu, seçilen sayıda ölümcül sitokin (Sitokinez, hücre bölünmesi esnasında sitoplazmanın bölünmesi. Hayvanlarda anafaz evresinde bitkilerde ise telofaz evresinde başlar.) fırtınasına yol açar.

Daha da korkutucu oluyor. Daha yeni kanıtlar, bazı durumlarda virüsün beyne girebileceğini düşündürmektedir. 11,12 Çoğu durumda beyine, son bellek ve bellek konsolidasyonu ile uğraşan beyin bölgesi ile doğrudan bağlanan koku alma sinirleri (koku sinirleri) yoluyla girer. Bir maske takarak, ekshale edilen virüsler kaçamaz ve burun pasajlarına konsantre olur, koku sinyallerine girer ve beyne seyahat eder. 13

Bu derlemeden, herhangi bir tür maske takmanın bu virüsün yayılmasını önlemede önemli bir etkiye sahip olabileceğine dair kanıtların yetersiz olduğu açıktır. Bu virüsün popülasyonun büyük çoğunluğu için nispeten iyi huylu bir enfeksiyon olması ve risk altındaki grubun çoğunun da bulaşıcı bir hastalıktan ve epidemiyolojik açıdan hayatta kalması, virüsün daha sağlıklı popülasyona yayılmasına izin vererek Bu salgını hızla bitirecek ve gelecek kış geri dönüşü engelleyecek oldukça hızlı bir şekilde bağışıklık seviyesi. Bu süre zarfında, yakın temastan kaçınarak, hücresel bağışıklığı artıran bileşiklerle bağışıklıklarını artırarak ve genel olarak onlara bakarak risk altındaki popülasyonu korumamız gerekir.

Maske takmamayı seçenlere saldırmamalı ve hakaret edilmemelidir.

Referanslar

1-Bin-Reza F et al. The use of mask and respirators to prevent transmission of influenza: A systematic review of the scientific evidence. Resp Viruses 2012;6(4):257-67.

2-Zhu JH et al. Effects of long-duration wearing of N95 respirator and surgical facemask: a pilot study. J Lung Pulm Resp Res 2014:4:97-100.

3-Ong JJY et al. Headaches associated with personal protective equipment- A cross-sectional study among frontline healthcare workers during COVID-19. Headache 2020;60(5):864-877.

4-Bader A et al. Preliminary report on surgical mask induced deoxygenation during major surgery. Neurocirugia 2008;19:12-126.

5-Shehade H et al. Cutting edge: Hypoxia-Inducible Factor-1 negatively regulates Th1 function. J Immunol 2015;195:1372-1376.

6-Westendorf AM et al. Hypoxia enhances immunosuppression by inhibiting CD4+ effector T cell function and promoting Treg activity. Cell Physiol Biochem 2017;41:1271-84.

7-Sceneay J et al. Hypoxia-driven immunosuppression contributes to the pre-metastatic niche. Oncoimmunology 2013;2:1 e22355.

8-Blaylock RL. Immunoexcitatory mechanisms in glioma proliferation, invasion and occasional metastasis. Surg Neurol Inter 2013;4:15.

9-Aggarwal BB. Nucler factor-kappaB: The enemy within. Cancer Cell 2004;6:203-208.

10-Savransky V et al. Chronic intermittent hypoxia induces atherosclerosis. Am J Resp Crit Care Med 2007;175:1290-1297.

11-Baig AM et al. Evidence of the COVID-19 virus targeting the CNS: Tissue distribution, host-virus interaction, and proposed neurotropic mechanisms. ACS Chem Neurosci 2020;11:7:995-998.

12-Wu Y et al. Nervous system involvement after infection with COVID-19 and other coronaviruses. Brain Behavior, and Immunity, In press.

13-Perlman S et al. Spread of a neurotropic murine coronavirus into the CNS via the trigeminal and olfactory nerves. Virology 1989;170:556-560.

Ayrıca maskenin insan sağlığına zararının dışında küresel bir yaptırım ile de karşı karşıyayız.

Şöyle ki;

1- İnsanı totaliter kontrol mekanizması ile boyun eğmeye zorlamak.

2- Küresel stratejiye hizmet eden taktiksel bir propaganda aracı olarak kullanmak.

3- İnsan benliğinde saygıyı azaltmak.

4- İnsanların yüz ifadesini gizlemek.

5- Psikolojik rahatsızlık ve depresyon yaratmak

Maskede geldiğimiz son noktanın özeti ise hemen hemen hergün TV’lere çıkan, haberleri yayınlanan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın 14 Mart 2020 tarihinde,   “Maske Virüsün bulaşmasını önlemez” [8] derken, 25 Ağustos 2020 tarihinde ise dalga geçercesine maske için, “Üflediğinizde şişmiyorsa” işe yaramadığını söylemiştir.  Bu gün bağlamda, dünyada gripal enfeksiyonlara veya yaygın adı ile Covid-19’undan korunmak için maske takmanın önleyici olduğuna ilişkin bir tane bilimsel makale yoktur. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşan Bilim Kurulu’nun maske ile ilgili faydaları ve koruyucu olduğuna ilişkin bilimsel bir makale yayınlaması veya varsa uluslar arası imzalı bir makaleyi kamuoyu ile paylaşması gerekiyor. Çünkü konu devletin ali menfaatleri dışında, siyasi ve ekonomik yanı da olmayan insan sağlığını ilgilendiren çok önemli bir husustur. İnsan sağlığı da siyaset üstüdür.

Tüm bu sebeplerden ötürü maske takma zorunluluğu getiren genelgenin iptalinde kamu yararı noktasında mecburiyet hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER    : Anayasa, Umumi Hıfzısıhha  Yasası, Dava konusu yapılan genelge ve diğer ilgili mevzuat.

DELİLLER               : Ekte sunduğumuz bilimsel görüş ve yazılar, DSÖ nün bu konudaki tavsiye kararları, konu ile ilgili internet kaynakları,

[1] https://masks4all.co/letter-over-100-prominent-health-experts-call-for-cloth-mask-requirements/

[2] https://www.theguardian.com/world/2020/apr/02/face-masks-coronavirus-covid-19-public

[3] https://www.washingtonpost.com/outlook/2020/03/28/masks-all-coronavirus/

[4] https://www.5gvirusnews.com/saglik/beyin-cerrahindan-uyari-h127.html

[5] https://www.independent.co.uk/news/health/coronavirus-news-face-masks-increase-risk-infection-doctor-jenny-harries-a9396811.html

[6] https://taarifa.rw/5-side-effects-of-wearing-face-masks/

[7] https://www.5gvirusnews.com/hukuk/maske-sagliga-zararli-h193.html

[8] http://www.egepostasi.com/haber/Prof-Dr-Ceyhan-dan-TV35-e-ozel-aciklamalar-Maske-virusun-bulasmasini-onlemez/233002                                 

Bilirkişi incelemesi, TC Sağlık Bakanlığının bu konudaki genelge ve uygulamaları ve diğer bilcümle deliller.

TALEBİM            : Yukarıda arz ve izah ettiğim üzere maske takma zorunluluğu ile maddi yaptırımlar da getiren 04.08.2020  tarihli İçişleri Bakanlığı’nın, öncekilerde dahil olmak üzere, en son yayınladığı ek genelgesi amaca, sebebe, konuya, yetkiye, usule, şekle ve tüm mevzuata aykırı olduğundan iptaline, bu yasak kamu sağlığına  ciddi boyutta zarar verdiğinden dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                                                            

                                                                                                               Davacı

                                                                                                  ………………………….

Ek; Genelge   

T.C. İçişleri Bakanlığı

81 İl Valiliği'ne “COVİD-19 TEDBİRLERİ” Konulu Ek Genelge Gönderildi

04.08.2020

81 il valiliğine Covid-19 Tedbirleri konulu ek genelge gönderildi. Genelgede, Covid-19 salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, fiziki mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirildiği hatırlatıldı.


İçerisinde bulunulan kontrollü sosyal hayat döneminde koronavirüs salgınıyla mücadelenin etkin olarak sürdürülebilmesi için tedbirlere riayet edilmesi elzem olduğu belirtildi. Gelinen aşamada erken tespit, evde izolasyon ve evde tedavi süreçlerinin ön plana çıktığı ve alınacak tedbirlerin de bu önceliklere göre şekillendirileceği yeni bir döneme girildiğine dikkat çekildi. Bu yeni dönemde yürütülecek faaliyetlerde rehberlik, ikna edicilik ve caydırıcılık ilkeleri önem kazandığı vurgulandı.


Kontrollü sosyal hayat sürecine uygun olarak salgınla mücadelenin temel prensipleri olan temizlik, maske ve fiziki mesafe kuralları doğrultusunda valilikler/kaymakamlıklarca; hastalığın ağır seyrettiği vakalar hariç olmak üzere; hastalık belirtisi gösteren kişiler ile temaslı oldukları kişilerin numunelerinin evlerinde alınmasına, izolasyon süreçlerinin evlerinde izlenmesine, tedavilerinin evlerinde yapılmasına, sağlık birimlerine ihtiyaç duyulan araç ve personel desteğinin ivedilikle verilmesine yönelik tedbir alınacak.


İzolasyona Tabi Tutulan Kişiler Denetlenecek


  1. izolasyona tabi tutulan kişi bilgilerinin İl Sağlık Müdürlüklerinden temin edilerek özellikle ilk 7 günlük süre içerisinde izolasyon şartlarına uyulup uyulmadığının vali/kaymakam ve kolluk birimlerince birebir takip edilecek ve bu kişiler sıklıkla denetlenecek.


Vali Yardımcısı ve Kaymakamlar Başkanlığında Filyasyon Çalışmaları Takip Kurulları Oluşturulacak


İllerde vali yardımcısı ve ilçelerde kaymakamlar başkanlığında Filyasyon Çalışmaları Takip Kurulları oluşturulacak. Bu kurularca hasta, yatan hasta, ağır hasta ve izolasyondaki kişi sayısındaki değişimin bire bir takip edilerek her gün saat 16:00’da sağlık, kolluk ve uygun görülen diğer birim temsilcileriyle bir araya gelinecek. Alınması gerekli önlemlerin belirlenmesi ve hasta, yatan hasta, ağır hasta ve izolasyondaki kişinin temaslılarına daha hızlı ve etkili ulaşabilmek amacıyla oluşturulan filyasyon ekiplerine kolluk birimleri ile köylerde/mahallelerde muhtar, öğretmen ve imamlarca gerektiğinde destek verilecek ve bu kişiler bilgilendirilerek izolasyonda kalmalarının sağlanacak.


Hastalığın erken dönemde tespiti ve izolasyon sürecinin başlatılabilmesi için vatandaşlarımızın kendilerinde ilk belirtileri hissettikleri anda sağlık kuruluşlarına başvurmaları yönünde bilgilendirilecek.


Temizlik, Maske, Mesafe Vurgusu Yapılacak


Basın açıklamalarında, konuşmalarda ve diğer iletişim platformlarındaki paylaşımlarda temizlik, maske ve mesafe vurgusunun yapılacak. Maske kullanımı ile fiziki mesafeye uyulmasının hastalığın yayılım hızını azalttığı göz önünde bulundurularak denetimde bulunan personelin örnek olmasına yönelik gerekli uyarılar yapılacak.


İl bazında hasta, yatan hasta, ağır hasta ve izolasyondaki kişi sayısındaki değişimin bizzat takip edilerek artış ve azalışlara göre gerekli tedbirler alınacak. Günlük ve haftalık artış oranları yüksek seyreden illerde ilave tedbirler ve denetim faaliyetleri en üst seviyede uygulanacak. Covid-19 denetim faaliyetlerinin etkinliği ve görünürlüğü artırılacak.


Düğün, nişan, sünnet vb. organizasyonlarda maske ve mesafe kurallarından taviz verilmeyecek


• Düğün, nişan, sünnet vb. organizasyonlarda; maske kullanımı ile fiziki mesafeye uyulması kurallarına aykırı durumlara kesinlikle müsaade edilmeyecek.


• Uyulması zorunlu kurallara ilişkin sektör temsilcileri/işletmeciler/organizatörler ve esnaf odaları temsilcileri ile toplantılar düzenlenecek. İl/İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararlarının ilgililere tebliğ edilecek, tedbirlere riayet etmeleri hususunda uyarılacak.


• Uyarıcı ve uzman denetim ekipleri marifetiyle denetimler gerçekleştirilecek. Birinci ihlalde uyarı, ikinci ihlalde idari para cezası, üçüncü ihlalde 1 gün süreyle faaliyet durdurma, dördüncü ihlalde 3 gün süreyle faaliyet durdurma cezaları uygulanacak.


• Uyarıcı ve uzman denetim ekipleri dışında ayrıca, tedbirlere riayet edilip edilmediğini tespit etmek üzere sivil personel veya resmi görevliler (sivil kıyafetli) marifetiyle denetim yapılacak.


• Denetimlerin uyarıcı, rehberlik edici ve caydırıcı bir anlayışla nezaketle yapılacak.


Taziyeler kısıtlanacak


Toplu taziye uygulamasının olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki illerimiz başta olmak üzere tüm illerde;
• Taziye evlerinde,


• Evlerde,


• Açık alanlarda, taziye yapılmaması hususunda tekraren İl/İlçe Hıfzıssıhha Kurullarında karar alınacak. Ayrıca bu hususa ilişkin aşağıdaki metnin cami ve belediye hoparlörleri ile kolluk araçlarından özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki illerde günde en az 1 kez anons edilecek. Anonslarda, “Kıymetli Hemşehrilerimiz, Salgın tehlikesi devam etmektedir. Yapılan tespitlerde salgının taziyelerden daha fazla yayıldığı anlaşılmıştır. Taziyelerimizin salgın döneminde toplu şekilde hiçbir ortamda yapılmaması kararı alınmıştır. Cenab-ı Allah tüm geçmişlerimize rahmet eylesin.” İfadeleri kullanılacak.


Salgınla Mücadelede Yeni Dönem; Kırıkkale Pilot İl


Salgınla mücadelede gelinen bu yeni dönemde;


• Valilik bünyesinde salgın denetim faaliyetlerinin tek elden eşgüdümünü ve yönetimini sağlayan İl Salgın Denetim Merkezi oluşturulacak.


  • İhlallere dair her türlü şikâyet ve ihbarların yapılabileceği bir çağrı sistemi kurulacak.


• Denetlenen işyerleri, şehir içi toplu taşıma araçları, ticari taksiler ve kişilerin isim, adres, zaman, varsa ihlalin mahiyeti ve diğer bilgilerin kaydedileceği merkezi bir veri tabanı oluşturulacak.


• Tüm kurumların personel ve araç desteği ile yetkilendirilmiş uyarıcı ve uzman denetim ekipleri oluşturulacak.


İşyerleri, şehir içi toplu taşıma araçları ve ticari taksilerde Hayat Eve Sığar Güvenli Alan sisteminin kullanımının yaygınlaştırılması ve vatandaşların sistem üzerinden gelen salgın kurallarına uyumu değerlendiren geri bildirimlerine göre denetimler yoğunlaştırılacak. Bu süreç sonunda tedbirlere uyan işyerlerinin ödüllendirilmesi ve diğer işyerlerinin teşvik edilmesi amacıyla art arda yapılan üç denetim sonucunda Sağlık Bakanlığı Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi ile Bakanlığımız denetim formlarında belirtilen kurallara uyduğu tespit edilen işyerleri, şehir içi toplu taşıma araçları ve ticari taksilere Güvenli Alan logosu verilecek.


Koronavirüs İl Denetim Uygulaması Modeli'nin pilot olarak Kırıkkale ilinde başlatılması ve elde edilecek sonuçlara göre diğer illerde de yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalara başlanılacak.

        

                                                    

      

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.