Öne Çıkanlar İnsan Hakları Konseyi Dünya Ekonomik Forumu HRC Tess Lawrie DSÖ

DSÖ VE FDA BİZİMLE GURUR DUYUYOR

CoVID bahanesi ile maske, mesafe, musluk üçlemesini, en uzun süre ve en katı uygulayan ülkeleri başında geliyoruz. Korkarım, bu konuda bütün dünya bu yalanı görüp vazgeçtikten sonra en son terk edenlerden biri de biz olacağız.

CoVID performansı sebebi ile Türkiye’ye karşı “Global Uyum Ödülü” vermek gerek.

Halbuki, “One minute” çıkışı ile, “Dünya 5’den büyüktür” dediğimiz için herkes bizi uluslararası sisteme kafa tutan bir ülke olarak görmeye başlamıştı. Sonunda NATO’ya, BM’ye, AB’ye bağlıyız. Bırakın Güvenlik konseyine kafa tutmayı, DSÖ ve FDA’nın bir dediğini iki ettirmedik bu süreçte.

Sadece CoVID konusunda değil, 5G’de de durum aynı. Uzay işgal ediliyor, bir hayır diyen çıkar diye bekledim, kimseden çıt yok. Dünyamızın etrafı Starlinklerle kuşatılıyor.

Global Sağlık Pass.ı çıkmadan biz zaten HES ile bunun altyapısını sağlamıştık. Yarın “Perfotrmans Pass.”konusunda da, CHİP konusunda da herhalde öncü” biz oluruz.

Demokrat Parti, 7 Ocak 1946'da kuruldu. 14 Mayıs 1950'de 27 yıllık tek parti dönemini sona erdirerek tek başına iktidar oldu. Ezan aslına döndü, İmam okulları açıldı ama bu arada  1958’de İsrail Başbakanı David Ben-Gurion ve Türkiye Başbakanı Adnan Menderes ile gizlice buluşarak, iki ülke arasında bir çerçeve anlaşması imzaladılar. Bu Anlaşma ile iki ülkenin halklarının birbirine daha da yaklaştırmaları için lobi ve PR çalışmaları yapılacaktı. Bunun için  halkla ilişkiler kampanyaları, istihbarat paylaşımı, iktisadi işbirliğinin artırılması ve askeri destek konusu da söz konusu olacaktı.

Menderesi iktidara taşıyanlar, bu konuda daha sonra kendileri için önemli kazanımlar elde ettiler.

Kore Savaşı, 1950-1953 yılları arasında Kore savaşına “Ucuz asker”(!?) olarak katıldık. Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki savaş Soğuk Savaş'ın ilk sıcak çatışması olarak kayda geçti.

Bizi BM’ye alırken, İsrail senaryosu gündemdeydi ve Türkiye’nin İsrail’i tanıması önemli idi. İsrail’i ilk tanıyan ülkelerden biri olurken, mesela Cezayir’i son tanıyan ülkelerden biri olduk. Türkiye’nin BM, NATO, AB (AET), RCD, CENTO üyelikleri arkası arkasına geldi. Biz artık batının sadece ucuz asker deposu değil, sıçrama tahtası, batının koruma kalkanı, Truva atı idik.

Menderesin işi bitince onu gönderdiler. Başkaları ile yollarına devam ettiler.

Aslında bugünü okurken, düne dair bilgileri aklımızda tutarsak, bundan sonrası için daha doğru kararlar verebiliriz. Hayır diyen bir Türkiye istemiyorlar. “Oltayı yutan balık yem istemez” diyorlar.

ABD ve AB ülkeleri ile “iyi ilişkiler”den söz ediyoruz da, 15 Temmuz, PKK, PYD, DHKP-C konusunu nasıl çözeceğiz. FETÖ’yü başımıza kim bela etti. BÇG neyin nesi idi. Bugünkü Biden+Kamala Haris yönetimi dünkü yönetimden daha iyi değil. Zaten açık açık söylüyorlar; “Muhalefeti destekleyeceğiz” diyorlar. PKK’nın ABD himayesindeki uzantısı PYD’yi açıkça destekliyorlar, FETÖ’yü himaye etmeye devam ediyorlar. LGBT’ye özgürlük vermeyenlere karşı yaptırımdan söz ediyorlar.CoVID’i de dünyanın başına bela edenler bunlar değil mi?

Tarih tekerrür mü ediyor! Dikkat: Islah edicileriz diye gelir bu bozguncular ve ağuyu altın tas içre, bala karıştırıp sunarlar!

2023 EĞİTİM VİZYON BELGESİ, TEKİLLİK VE TRANSHÜMANİZM diye bir belgeden haberiniz var mı? Bu makaleye şu adresten ulaşabilirsiniz:  Eğitim ve Toplum Araştırmaları Dergisi/JRES, 6(1), 145-157, 2019. Makalenin yazarı, Gazi Üni’den Hüseyin Köksal.

Evet, bu makaleden bazı küçük alıntılar yapayım, kararı siz verin: “2023 Eğitim Vizyon Belgesi, “tekillik” kavramına vurgu yaparak başlamaktadır. Tekillik’in bir bilimkurgu ögesi değil, güncel bir gerçeklik olduğunu ifade etmektedir. Tekillik, insanın biyolojik ve mental yapısının ileri teknoloji destekleriyle geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Teknolojinin exposansiyel biçimde gelişmesi, tekillik olgusunun bir kesinlik vurgusuyla savunulmasına yol açmıştır. Pek çok gelecek bilimci, yakın gelecekte, makinelerle insanların birleşeceğini ve bunun, insanlık adına olumlu sonuçlar doğuracağını düşünmektedir. Transhümanizm ise, tekilliğin sonuçlarının insanlığı mevcut durumundan bir üst insanlık seviyesine taşıyacağına ilişkin inançtır. Transhümanistler, pekçok küresel sorunun tekillik sonrasında çözüleceğine inanırlar.”2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde, tekillik ve transhümanizm olgularına karşı bu iki olgunun gerçekliği kabul edilirken, küçük bir ekleme ile “bizim tekilliğimiz, insan ile makinenin değil, akıl ile kalbin birleşmesidir” denilir.

Bu yeni “yaratılan varlığa”(!?) bir de Ahlak, etik, moral, norm değeri yükleme gereği duyulmuş “Örneklerin tamamında, yaratılan varlığa, hukuka yada fiziksel yasaya dönüştürülmüş bir ahlak öğretisi eşlik etmekte; bu, yaratılan varlığın gücünü, arzularını, potansiyelini sınırlamaktadır. (…) söz konusu sınırlama, yaratılan varlığın dışında kalan bütün herşeyin varlığı ve iyiliği için gereklidir. Bugün de, makine-insan birleşmesi, yapay zeka gibi olgular, keskin etik tartışmalarla birlikte ilerlemektedir “(Muehlhauser & Helm, 2012). (… Transhümanist Ahlak açısından Transhumanist filozof Nick Bostrom (2005), "Transhümanizmi, “biyolojik sınırlamalarımızı teknoloji yoluyla aşmak üzere olduğumuza dair soyut bir inançtan ibaret değil; aynı zamanda geleneksel olarak tasarlandığı gibi bütün “insan çıkmazını” yeniden değerlendirme girişimidir" biçiminde nitelemektedir. Ona göre transhümanizm, insanlığın bu yüzyıldaki yeni durumuna çok yönlü ve yapıcı bir yaklaşım getirmek için bir teklif"tir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi, akım bir “gelecek öngörüsü” değil bir “gelecek tasarımı”dır.

Bu Çalışmanın amacı, “2023 Eğitim Vizyon belgesinde sunulan eğitim felsefesinin ana hatlarını, tekillik ve transhümanizm bağlamında değerlendirmektir” Şeklinde tanımlanmış. Bu makalede daha sonra şu görüşlere yer veriliyor: “(…) tekilliğin sağladığı üstün niteliklerin insan varlığını Üst-insana (post- human) taşıyacağını savunmaya dönük argümanlar geliştiren ve savunan bir sosyal akımdır. Çoğunlukla iyimser beklentilerin dilegetirildiği bu düşünce biçimi, genetik ve teknolojik müdahalelerle, insan varlığını kısıtlayan zaaf ve arazların ortadan kaldırılabileceğini, sağlıklı ve genç yaşam süresinin uzatılabileceğini varsayar. Hatta, tekillik ile ulaşılmış üstün zekaların bizler tarafından kestirilemeyecek çalışmaları sayesinde, insan varlığının kaçınılmaz yönlerinin; ölüm yada yaşlılık gibi, ortadan kaldırılabileceğini, insan hayatının dijital evrende sonsuza kadar sürebileceğini varsaymaktadırlar.

Ben daha CoVID’i, PCR’yi, 5G’yi, Drosten’i anlatamamışken, şimdi “Post Human”, “Tramshumanizm”, “blu Brain”, “Neuralink” ve “Neurogrid”i nasıl anlatacağım.

Bu arada aşı olmayanlar Meclise ziyaretçi olarak da giremeyecektir. Bu kararı alanları Allaha havale ediyorum. Selam ve dua ile.

Anahtar Kelimeler:
DSÖFETÖFDA
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Erol 3 yıl önce

Tayyip amca seni seviyorduk. Neden boyun eğdin batının zalimlerine?

Avatar
Erol 3 yıl önce

Tayyip amca seni seviyorduk. Neden boyun eğdin batının zalimlerine?

Avatar
Zeynep A... 3 yıl önce

Biz de hakkımızı haram ediyoruz ak Parti'ye

Avatar
Emre 3 yıl önce

İnşAllah devlwtlmiz bu aşı konusunda uyanık davranıyordu.yoksa bu ne idugu belirsiz asilarla işimiz var.kime guvenecegimizi şaşırdık.ayrica bu zamana kadar kaç kere aşı olduk niye özellikle buna karşı çıkıyoruz?ben de güvenmiyorum o zaman öncekilere niye güvendik?yediğimiz içtiğimiz çoğu şey dış devletlerln malları.yani adamlar aşıya kalmadan gıdayla bile zaten zehirleyecekleri kadar zehirlediler.acaba gıda konusunda da bu kadar ses çıkartınız mi?yoksa bozgunculuk mu yapıyorsunuz?Dilipak iyisin hoşsun da herşeyi çok bilmiş tavrın çok itici.tum evrenin sırrını çözmüş tavırların davranışların çok gıcık naçizane görüşüm.

Avatar
Ayşe 3 yıl önce

Adamlar bizi çözmüş. Bir dönem kötü polis, bir dönem iyi polisi getirerek başımıza istediklerini yaptırıyorlar. Mücadeleyi kazandığını sananlarada yorgunluğu kar kalıyor. Ancak bizim hatamız, hemen rehavete kapılmamızdır. İstanbul Sözleşmesini kaldırttık diye sevinmiştik. Madem düşman halen iş başında, öyleyse bizde uyanık olalım bu defa. Çocuklarımızı bu sapkın azınlığın tuzağından kurtarmak için mücadeleye devam edelim.

Avatar
Yasin 3 yıl önce

Ankara Üniversitesi Teknokent'te Bill Gatesin bir projesini daha hayata geçirdik ya, Reisden soğudum "YAPAY ET" abd,israil,hollanda ve TÜRKİYE vay beee..

Avatar
İsmet kim ki 3 yıl önce

Aynen katılıyorum, Abdurrahman bey düşüncelerimiz aynı, Allah C.C yar ve yardımcımız olsun.