
Haber Merkezi Lefkoşa / 18 Eylül 2025
“Yahudi yumurta bağışı programı – Sertifikalı Yahudi bağışçılar”
Sorun ne kadar etik, ahlaki, yasal veya yasalara uygunluğu ile ilgili…
Asıl sorun ise Kıbrıs’ın Kuzeyi’nde ve Güney’inde yaşanan, çoğu Siyonist bağlantılı ilişkiler yumağı ile büyüyen tüp bebek merkezleri.
KKTC’de son üç yılda artan sayılar ile bugün 18-20 tane tüp bebek merkezi’nin olması, rantı ve oyunun büyüklüğünü anlatmaya yetiyor.
Ayrıca Kıbrıs genelinde tüp bebek merkezleri aracılığı doğanlar, yarın doğdukları yerin vatandaşı olma hakkı da elde edebilirler. Bunu da Siyonist işgal çerçevesinden değerlendirmek gerekiyor.
İsrail Dünya’nın dört bir yanına dağılmış sağlıklı Yahudileri bulup, neslini korumak ve iyi bir ırk için, 5 Eylül 2010'da yasa çıkarttı. Güney Kıbrıs’ta ise ilk proje Lefkoşa’da 2009 yılında ISIS Kliniğinde başladı. Oradan da KKTC’de ilk olarak Yakın Doğu Üniversitesi’ne geçti..
KIBRIS ADASI TÜP BEBEK ÜSSÜ
ISIS resmi web sitesinde, Yumurta bağışı tedavisi için ISIS'e gelen birçok ebeveyn adayı, kendileriyle aynı kökenden gelen bir yumurta bağışçısı bulamazlarsa etnik kökenlerinin ve miraslarının kaybolacağından endişe duymaktadır. Yahudi danışanlarımız için miras ve genetik soy daha da önemlidir, özellikle de bir çocuk geleneksel olarak "Yahudiliğini" annesinden miras aldığı için.
Kliniğimizde PUHA tarafından Yahudi olduğu onaylanmış sertifikalı Yahudi yumurta bağışçıları bulunduğunu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.
ISIS kliniği, aileniz için doğru Yahudi yumurta bağışçısını bulmanız için sizinle birlikte çalışır. İhtiyaç duyduğunuz her an hazırda bekleyen İbranice konuşan yardımcı koordinatörümüz bulunmaktadır. Yahudi yumurta bağışçılarını Yahudi ebeveyn adaylarıyla buluşturma konusunda uzmanlaşıyor ve özel ihtiyaçlarınızı karşılamak için çeşitli hizmetler ve düzenlemeler sunuyoruz.
Yahudi yumurta bağışçısı programımız aracılığıyla çalışmayı seçen bağışçılarla, bu taahhüt için gereken tıbbi ve yasal süreçler hakkında önceden kişisel olarak görüşülür ve ayrıntılı olarak bilgilendirileceği yazılı.
KKTC’de ise yalnızca İsrail değil, Rusya, Ukrayna ve hatta İran’lı Yahudiler ile bazı Avrupalılar bu merkezlerin müşterisi. Bunlar ise genelde yoğunluklu olarak, İskele ve Esentepe’de oturuyorlar.
KKTC’DE İKİ ERKEK BEBEK SAHİBİ OLDU!
Yine KKTC’de yasak olmasına rağmen Üniversite öğrencileri yaklaşık 3 bin dolara para karşılığı yumurta satıyor. Bunlat Yahudi olmadıkları için müşterileri genellikle Avrupa ülkelerinden gelenler. Bunların arasında eşcinseller de var. Bir görgü tanığından aldığımız bilgiye göre, Lefkoşa’daki Vita Altera tüp bebek merkezi, Kanadalı iki erkeğin, ikinci bebeklerinin taşıyıcı anneliğine aracılık yapıyor.
KKTC’deki yasalar bu türden ilişkileri organ kaçakçılığı olarak gördüğü için, “Bağış yapanlara makul ücret ödenir.” gibi ciddiyetten yoksun bir madde koymuş. Ve böylelikle yasal bir kılıf bulunmuş.
Avrupa’daki tüp bebek merkezlerinden kayıtlı çıkan sperm ve yumurta KKTC’ye geldikten sonra kayıt dışı nakli yapılıyor. Bu da tüp bebek sahibi olanın durumunu gizlemesine neden oluyor. Tabii ki tüm nakillerin kayıtlı olması gerekirken, KKTC’de bu alanda ki kayıt dışı uygulamalardan dolayı tercih ediliyor.
Sonuç olarak, adadaki askeri işgal senaryolarından farklı bir işgal senaryosu ile karşı karşıyayız. Kıbrıs’ta, ister Kuzey ister Güney de olsun, Siyonistler, “biz çocuklarımızı Kıbrıs Adası'nda doğurduk" diyerek önce vatandaş olma ile ilgili yasal düzenlemeler isteyip sonra da toprakların asıl sahipleri olduklarını pekala iddia edebilirler. Bu yasları, BM ve AB gündemine bile getirebilirler.
İşte o zaman Ada nasıl tüp bebek merkezleri üzerinden de işgal edilebiliyormuş, öğrenmiş oluruz. Ve iş işten geçmiş olur. Yani, silahla ve askerle değil, bebek doğumları ile de farklı bir işgal yöntemi de devre de diyebiliriz.
Çünkü doğurma yoluyla işgal mantığı çok bariz kendini gösteriyor. Özellikle tüp bebek merkezlerinde, tüp bebek tedavisi olanlar, doğumdan iki üç ay önce tekrar adaya gelip yerleşiyorlar. Burada doğurup gidiyorlar. Bu normalde uygulanan bir yöntem değil ama belli ki bunu bilerek isteyerek ve bir plan dahilinde yapıyorlar.
Kıbrıs’ı batmaz silah gemisi olarak tanımlanırken bir de bebek üssü olduğu ortaya çıktı.