Öne Çıkanlar Twitter COVID19 Chabad Türkiye Muammer Karabulut

Beyin Sisi Ya da Sisli Beyin Ne Demektir?

Yazan Dr. Muzaffer Yurttaş

Modern dünyanın şartları gereği birden fazla işle meşgul olmak zorunda kalıyoruz. Dikkat dağınıklığı, odaklanamama, algılayamama, konsantre olamama, öğrenme güçlüğü, sersemlik hissi gibi durumlar, beyin sisinin belirtileri olabilir.

Beyin Sisi Türkçemize yeni girmiş bir kavram olduğu için hastalarımız bu kavramı tam olarak algılayamıyorlar. İngilizcesi "Brain Fog" olarak çevrilen beyin Sisi bize hastanın bilişsel işlevlerinde zorlanma yaşadığını gösterir. Fibromiyalji başta olmak üzere birçok kronik hastalığa eşlik eder. bu yakınmalar nedeniyle doktora giden hastaların altta yatan nedenlere yönelik herhangi bir önlem almadan sadece semptomları baskılamaya ve gidermeye yönelik geçici çözümlerin ve ilaç tedavilerinin burada hiçbir etkisi olmayacaktır.

Geçirgen Bayin Hastalığı veya Dağınık Beyin Sendromu da denilmektedir. "Brain fog" olarak adlandırılan beyin sisi, modern insanın en büyük sorunlarından biri. Beyin sisi birçok bilişsel durumu tek bir terim haline getiren bir durum aslında. Fikirlerin ve düşüncelerin belirsizleşmesine neden olan ve zihindeki netliği yok eden beyin sisinin pek çok farklı nedeni olsa da belirtileri genellikle benzerlik gösteriyor.

Son zamanlarda oldukça sık sık gündeme gelen Beyin Sisi rahatsızlığı tıpta bir hastalık olarak anılmıyor ancak belirtilerine ve etkilerine dikkat etmek gerekiyor. Beyin sisinin dikkat eksikliği, hafıza gücünün azalması, uyku bozukluğu ve sağlıklı düşünememe gibi belirtilerle ortaya çıktığına dikkat çeken uzmanlar, bu rahatsızlığın aslında başka hastalıkların habercisi olabileceğini belirterek uyarıyor.

Beyin sisi bilimsel ya da tıpta yer alan hastalık değil. Daha çok insanların kendi zihinsel fonksiyonları ile ilgili algıladıkları bir soruna halk dilinde verdikleri bir isim diyebiliriz. Tıp literatüründe bir hastalığa tam olarak işaret etmiyor ama insanlar algıladıklarına, kendilerinde bir problem olduğunu düşündüklerine göre bu aslında başka bir hastalığın belirtisi olabilir. Bu şekilde düşünmek gerekiyor. Beyin sisini, kişinin sübjektif olarak kendi zihinsel fonksiyonlarında bir azalma hissetmesi olarak tanımlayabiliriz.

Hafıza problemleri, zihnin berrak olmaması, zayıf konsantrasyon, odaklanma problemleri ve ruhsal sorunlar gibi çeşitli belirtileri olan; zihnin geçici olarak kendini beklemeye alarak kişinin gerçeklikten kopmasına sebep olan bir çeşit sorundur. Beyin sisi yaşantımızda ciddi sorunlara yol açarak hayat kalitemizde düşmelere sebep olur. Normalde kişi ya hastadır ya sağlıklı ama kişi burada pek çok sorun yaşadığı halde hiçbir hastalık tespit edilememiştir. Bu durum kişinin üretkenliği, motivasyonu ve mutluluğu üzerinde çok büyük etkiye sahiptir.

Yeni bin yılın sık görülen sağlık sorunlarından biri de sisli beyin! Sorun önemli.Hayat kalitemizde ciddi düşmelere; iş, aile ve sosyal başarılarımızda önemli engellere yol açıyor. ‘Sisli beyin’ bir hastalık değil, bir sorun ama mühim bir mesele. Biliyorsunuz, modern tıp, sağlık ve hastalık hali arasına kalın ve katı bir duvar örmüş durumda. Eğer şikâyetleriniz ya da sorunlarınız ‘belirli bir hastalık kalıbına uymuyor’sa sizi hasta olarak kabul etmiyor, sorunlarınızla baş başa bırakıyor. Yani sağlık ‘beyaz’ ise hastalık durumunu ‘kara/siyah’ kabul edip aradaki ‘gri alanı’ görmezden geliyor. Sisli beyin işte bu ‘gri alan’ sorunlarından biri.

Beyin Sisinin Belirtileri Nelerdir?

İnsanlar genellikle eskisi kadar dikkatlerini yoğunlaştıramadıkları, eskisi kadar akıllarının iyi çalışmadığı, hafızalarının gücünü kaybettiği, uykudan uyanamamış gibi hissettikleri, sağlıklı düşünemediklerini hissetmeleri gibi şikâyetlerle geliyor. Yeterli odaklanmada zorluk, algılamada eksiklik, konsantre olamama, öğrenme güçlüğü, sinirlilik ve alınganlık şeklinde de belirtiler olabilir. Beyin yorgunluğu, unutkanlık, konuşurken kelimeleri bulmada güçlük çekme şikayetleri olabilir. Düşünceleri toparlayamama, araç kullanmada eskisi kadar rahat olamama veya yol bulmada güçlük yakınmalarında artış ile kendini gösterebilir. Sorumlulukları unutma, alınganlık, okuduğunu anlamadan sayfalarda dalıp gitmek, önemli konularda karar vermede güçlük çekme şikayetleri olabilir. Önemli konularda karar vermede güçlük, başladığı işi bitirmeden başka işe geçmek, iki işi aynı anda yapmada zorlanma olabilir. Mental performans gerektiren işlerde zorlanma, Kendini etraftan kopuk hissetme, aşırı sinirlilik ve gerginlik, uykuya eğilim ve sürekli uyuklama durumu gibi değişik yakınmalar ile pek çok test ve muayeneden geçtiklerini ama bir hastalık saptanmadığı ve artık zorlandıklarını ifade ederek doktora başvurabilirler.

Beyin sisi bir hastalık değil diyoruz ama tedavisinde bu şikâyetin altında yatan rahatsızlığı bulmak gerekiyor. Bu rahatsızlığın en sık belirtisi depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku bozukluklarıdır. Bunamaların erken dönem belirtisi de beyin sisi olabilir. Bunaması olan kişiler, bunaması henüz hastalık haline dönüşmeden eskisi gibi sağlıklı düşünemediklerini belirterek kendileri başvurabiliyor. Özetle, beyin sisi tedavisinde altta yatan hastalığı tespit ediliyor ve ona yönelik bir tedavi uygulanıyor.

Bu bulgulara çoğunlukla yorgunluk ve uyku problemleri de eşlik eder. Dinlenmek yorgunluğa iyi gelmez, sabahları uykudan yorgun uyanılır, egzersiz yapmak ve fiziksel aktiviteler yorgunluğu artırır. Uykuya dalamama, gece uykudan uyanma, sabahları yorgun uyanma, uykunun yetmemesi, gün içi uyuklama görülebilir.

Eğer bu şikayetleriniz varsa alarm zilleri çalmaya başlamış demektir. Bu şikayetleriniz sizin yoğun çalışma temponuzla yada çok stresli olmanız ile alakalı değildir. Bedeniniz aslında sizden yardım istiyor demektir.

Beyin Sisinin Nedenleri Nelerdir?

Beyin sislenmesinin altında yatan pek çok neden olabilir. Bu durumların tetkik edilmesi ve araştırılması gerekir. Kan tahlilleri, Ultrasonografi ve diğer grafilerle iyi bir anamnez ve fizik muayene yapılarak, hasta ayrıntılı dinlenerek bu konunun üzerine gidilebilir.

Vitamin ve mineral noksanlıkları: B12 ve D vitamini eksiklikleri, Omega-3, özellikle DHA azalması, Magnezyum ve iyot eksikliği.

Hormonal eksilmeler: Tiroid tembelliği, Menopoz/östrojen kaybı, Testosteron eksilmesi.

Böbreküstü bezi yorgunluğu gibi nedenler altta yatan sebepler olabilir. Beyin sisi meselesi, “menopoz” döneminde pik yapıyor.

ABD’de yapılan bir çalışma 50 yaş üstü kadınların yüzde 60’ında odaklanma güçlüğü ve diğer bilişsel (belleksel) sorunların varlığına işaret ediyor. Bu nedenle menopoz öncesi (premenopoz) ve sonrası (postmenopoz) dönemi kadınlarının “sisli beyin” bakımından daha bir uyanık olmaları lazım. Araştırmaların ve uzmanların artık düşünceleri şu: Östrojen, progesteron, FSH ve LH seviyeleri ile “bilişsel güç” arasında ilişki var. Menopozda gelişen “hormonal kayıp” bilişsel sorunların tetikçisi olabilir.

Maskeli ya da açık depresyon : Fibromiyalji: Uyku bozuklukları, uyku apne sendromları.

Ağır metal (cıva, kurşun) toksisitesi: Özellikle alüminyum ve diğer zehirlenmeler, tarım ilaçlarının kalıntıları, kurşun ve civalı ortamlarda çalışma gibi nedenler bu duruma zemin hazırlayabilir.

Alkol, ilaçlar ve diğer maddelerin birikimi: İlaç Tedavisi: Bazen beyin sisi, aldığınız bir ilacın yan etkisi olabilir. Bu yan etkinin "kemo beyin" olarak adlandırıldığı kanser tedavilerinden sonra da ortaya çıkabilir. Uzun süren ameliyatlar ve narkoz, uzun süreli yoğun bakımda entübe kalmak, kimyasal ilaçları çok kullanmak beyin sisine zemin hazırlar.

Bağırsak iç dengesinin bozulması: Probiyotiklerden yoksun beslenme, uzun antibiyotik kullanımı, çok sık barsak lavmanı uygulamak, kemoterapi ve radyoterapiler sayılabilir.

Gluten/histamin/früktoz/laktoz duyarlılığı: Aşırı karbonhidratlı beslenme, şeker kullanımı, hamur işlerinin aşırı tüketimi sayılabilir.

Hipoglisemi: Özellikle insülin direncine bağlı meydana gelen hipoglisemi atakları ve sonrasında oluşan şeker hastalığı bu konuda önemli etken olarak sayılabilir.

Diğer Nedenler: Homosistein birikimi, demir eksikliği, selenyum eksikliği, geçirgen bağırsak sendromu, kronik enflamasyon ve asidik beslenme, tiroid bezi yetersizliği, metilasyon problemleri, kronik toksin yükü, D vitamini, B 12 ve diğer B vitamin eksiklikleri sayılabilir.

Sisli beyin sendromuna fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, huzursuz bacak sendromu, uyku apnesi sendromu ve obezite eşlik edebilir. Bunlar kolaylaştırıcı nedenler olarak görülmektedir.

Beyin Sisinin Tedavisi Nasıl Yapılır?

Sağlıklı Bir Beslenme ve Detoks Diyeti: Dikkat edilmesi gereken ilk konu Beslenmedir. 3 ay boyunca Glutensiz, şekersiz ve süt ürünlerinin olmadığı bir beslenme programı uygulanmalıdır. Bu beslenme programında ağırlıklı olarak taze sebze ve meyvelere, zeytinyağı, tereyağı, hindistancevizi gibi sağlıklı yağlara, doğru protein kaynaklarına, çiğ kuruyemişlere ve fermente ürünlere sofralarınızda yer verin. Alkol, sigara, asitli içecekler, kızartma ve hamur işlerinden uzak durmak, günde en fazla iki öğün beslenmek, sabah geç ve akşam erken yemek. 12-14 saat karaciğerin dinlenmesini sağlamak. Mineral bakımından zengin yiyecek ve içecekler tüketin. Sağlıklı proteinleri tüketmek. Probiyotikler ve prebiyotikler almak. Bağırsak florasına iyi bakın.

Vitamin ve Mineral Takviyesi: Öncelikle vitamin ve mineral eksiklikleri tahlil edilerek varsa eksik olanlar yerine konulmalıdır. B6, B1 ve B12 gibi vitaminlerin veya magnezyum, fosfor ve iyot gibi minerallerin eksikliği de beyin sisine neden olabiliyor. Yani kanın hücresel olarak kendini temizleyememesi de beyin sisine neden olabiliyor. Bu durumda ilk yapılması gereken bir uzmana danışıp kan testi yaptırmak. Omega 3 ve Koenzim Q 10, balık tüketin. Zeytinyağı ve ceviz tüketimine ağırlık verin. Gingobloba çayı için.

Omega 3 deyince balık yağı anlaşılmamalıdır. İdeal Omega 3 içinde EPA ve DHA yeterli olmalıdır. Beyin fonksiyonları için özellikle DHA içeriği yeterli olmalıdır.

B12 vitamini için beyin sütü diyebiliriz. B12 vitamini sinir sistemi fonksiyonları için önemli bir yapı taşı olduğunu biliyoruz. Bu vitamin olmadan, hücreler arası bilgi aktarımı için gerekli olan “asetilkolin” isimli madde üretilemez. B12 eksikliğinin hafıza, odaklanma ve öğrenme fonksiyonlarını da olumsuz etkilediğini biliyoruz. B12 seviyesi 750 mg düzeyinde olması ideal olanıdır.

Ağır Metallerden Temizlenme: Ağır metal maruziyeti ve bedeninizde toksin yükü mutlaka değerlendirilmeli. Dişinizde bulunan amalgam dolgular, sigara bağımlılığı ve unlu gıdalarda, sebze ve meyvelerde bulunan tarım ilaçları ve pestisitlere maruziyet en aza indirilmeli. Bedeni toksinlerden arındırmak için karaciğer desteği sağlayan bitkiler ile birlikte, kişnişli tohumu, klorella, spiruluna gibi deniz yosunları ile beraber ozon tedavisinde faydalanabilir. Oturulan ev, çalışılan iş gibi toksik nedenler varsa ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Sağlıklı yağ, sağlıklı kaya tuzu kullanılmalıdır. Diş macunu doğal olmalıdır. Vücut için kullanılan sabun, evde yemeklerin pişirildiği kaplar, giyilen elbiseler, yatılan yataklar sağlıklı hale getirilmelidir. Kaliteli uyku için yatak odasında telefon, televizyon gibi cihazlar bulundurulmamalı, tuz lambaları ilave edilmelidir.

Stresle Mücadele Edilmesi: Kronik stres varsa Psikolojik stresinizi azaltmayı ve daha iyi bir uyku düzenine geçmek için destekler alabilirsiniz. uykuya dalmakta zorluk varsa melatonin desteği ile beraber, uyumanızı kolaylaştırıcı kediotu, Melisa, mercanköşk, anason, sarı kantaron gibi bitkiler faydalı olacaktır. Gece yatmadan önce cep telefonuna bakmayı bırakıp kitap okuma alışkanlığı kazanmak çok daha doğru bir seçimdir. Hobilerinizle ve ailenizle ilgilenmeye vakit ayırın. Televizyon, ekran, tablet, telefon başında geçirdiğiniz süreleri azaltın.

Spor ve Solunum Eksersizleri Yapmak: Açık havada düzenli yürüyüş yapmak, solunum eksersizleri, yeşil alanlarda gezmek, dostlar ile güzel vakitler geçirmek. Fiziksel aktivitenizi mutlaka arttırmalısınız. Açık havada yapacağınız kısa süreli 20 Dk’lık yürüyüşler dahi beyin sisine çok iyi gelir. Hafta sonları AVM'lerde gezmektense açık havada, deniz kenarında, doğada vakit geçirmeniz size iyi gelecektir.

Sağlıklı ve Alkali Su Tüketilmesi: Yeterli miktarda alkali su tüketin. Vücudumuzun % 70 i sudur. Bu suyun sağlıklı olması, vücudun sağlıklı ve güvenli ortamda olmasını sağlamak, dua etmek, sosyal olmak, pozitif düşünmek, pozitif insanlarla birlikte olmak, kitap okumak, müzik dinlemek, yaşantımızda olumlu manada değişiklikler yapmak. Kararında kahve, çay ve yeşil çay tüketmek önerilir.

Ozon Tedavisi: Özellikle majör ozon tedavisi yeterli kadar yapıldığında vücudun kaliteli oksijenlenmesi sağlanacak ve sisli beyinde çok başarılı sonuçlar almak mümkün olacaktır. Rektal ozon uygulamaları da en az majör ozon kadar etkilidir.

Hacamat Uygulanması: Ağır metallerden ve toksinlerden kurtulmak için düzenli aralıklarla hacamat uygulanmalıdır. Kafa hacamatı da destek olarak mutlaka yapılmalıdır. Hacamat tedavisi yılda 3-4 kez uygun vakitlerde uygulanmalıdır.

Sade ve Yavaş Yaşam Felsefesi: Hayat her geçen gün biraz daha karmaşıklaşıyor. Hedefler de, beklentiler de, pişmanlıklar da çoğalıyor. Bunun önemli bir nedeni de sadelikten ve sıradanlıktan uzaklaşmak. Oysa “aydınlanmanın sadelik, sıradanlığın hikmet” olduğunu hiç kimsenin aklından çıkarmaması gerekiyor.

Saatlerinizi Uyumak İçin Kurun: Eğer uyku kalitenizi arttırmak istiyorsanız, saatlerinizi uyanmak için değil, uyumak için kurun. Bu alışkanlık size akşam belli bir saatte uyuma ve sabah aynı saatte uyanma şansı verir, uyku sürenizi biyoritme uydurur ve 7-8 saatlik bir gece uykusunu garantiye alır. Uyanmak için saat zili kullanımı, uykudan stresle ve gergin kalkmaya, bedende kortizol ve adrenalini zıplatmaya sebep olduğu için sağlıksız bir seçimdir. Sabah uyanmak için bir uyarı arıyorsanız müzikle, kuş sesiyle uyandırabilen, daha da iyisi ışık değişimi ile uykuya son veren sistemlere yönelin.

Sağ Yana Yatmak Daha İyi: Beyninizin toksinlerden arınmasını sağlayan G-Lenfatik temizleme sisteminin daha etkin çalışması için sağ yana yatmayı tercih edin. İkinci tercih sol yana, üçüncüsü sırtüstü olanıdır. Yüzükoyun yatanlarda bu sistem tıkanıyor ve sabah yorgunluğu olasılığı artıyor.

Gereksiz ilaç ve kimyasallardan uzak durulmalı, tarım ilaçları kalıntısı olan gıdalar yenilmemeli, kabızlık sorunu varsa mutlaka giderilmelidir. Karaciğer yağlanması varsa tedavi edilmelidir. Vücut asidik yapıdan kurtarılmalı, kronik enflamasyon nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Burada sağlıklı beslenme, destek ürünler, spor ve hayatın düzene sokulması için sabırla hareket edilmelidir. Hasta bu durumun uzun bir gayret sonucu düzeleceğini, sosyal yönden rahatlayacağını ve hayatı daha sağlıklı sürdürebileceğini unutmamalıdır. Zaman zaman gerekli tetkikler tekrar edilmelidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Enes 3 yıl önce

Teşekkürler,tedbirleri uygulayacağım