Öne Çıkanlar DSÖ Sukharit Bhakdi Erhan Arıklı Aşı Karşıtı Sitrik Asit

DNA ÇAĞINA GİRDİK!

Yazan Muammer KARABULUT

DSÖ anayasasını değiştiriyor. O DSÖ artık, o DSÖ değil. Değiştirmek istediği yeni tüzük değişikliği de, “yeni dünya düzeni” için, tüm hazırlıklar nerdeyse tamamlanmak üzere…

Değişen dünyada, en temel değişiklik insanda olacak. Zaten hedeflerinde de tartışmasız insan var. İnsan yeni dünya düzeninden bahsediyor. Fakat kendisinin değişiminden fazlaca bahsetmiyor.

En son yazdığım kitabın kapağında da dikkate çektiğim gibi, Anadolu’daki genetik bilimin özeti olan,  “oğlan dayıya kız halaya çeker.” sözü tarihe karışacak.

Artık yüzyıllardır imparatorlukları, ulus devletlerini yönetenler, insanın dayıya veya halaya benzemesini istemiyor. Bunu da insan DNA’larını G(Genetik), N(Nanoteknoloji), R(Robotik) teknolojiyi kullanarak  kontrol edecekler.

Çünkü insanların karşı karşıya kaldığı nesnelerin interneti olan, 5G ve sonrasının elektromanyatik alanlarda maruz kalarak radyasyon ile zayıflayan bağışıklık sistemini iyice zayıflatacağını da gördüler. Teknolojide hedefledikleri 4.0 ulaşmak için de, insanın bu teknolojiye karşı uyumlu hale gelmesi gerekiyordu. Ama burada görmediğimiz insanın teknolojiye UYUMLULUĞU idi.

O zaman insan, yeni teknolojinin bir parçası haline gelecekti. Nasıl geleceği ise yapay zeka alanında çalışmaları ile tanınan yazar Ray Kurzweil’in, “İnsanlık  2.0” adlı kitabındaki anlatımlar karşılık buldu.

Ve tanım olarak, 2.0 insan modeli benimsendi.

Biyolojik  insan ise 1.0 oldu. Böylelikle 1.0’a düşen insan da teknolojik gelişmede yeni olan, biyolojik sistemleri taklit etmeye ya da biyolojik sistemleri değiştirmeye ve kontrol etmeyi kendine uğraş edinen biyomühendislik ile kendisinin var ettiği yapay zekayla kontrol edilen bir roboto dönüşecekti.

Şimdilik görünmeyen savaş, robot olmak isteyenlerle olmak istemeyenler arsındadır.

İşte bu görünmeyen savaş için, DSÖ 11 Mart 2020 tarihinde, “pandemi” yani büyük salgın yalanını ilan etti. Neden zayıflayan bağışıklık sistemimizin olmazsa olmazı olan T Hücrelerimizin görevini üstlenerek,  DNA’mıza da hakim olmak istemleriydi. DNA’ya sahip olmak özetle, “Dünyadaki bütün veriyi depolamak için 57 kilo DNA” yeterli olacağını hesaplamışlar. Bilim insanları bu hesabı ise söyle yapmışlar. 1 gram DNA’ya 700 bin terabayt (700 petabayt) veri depolandığında, 8 yıl içinde, dünyadaki bütün dijital veriyi depolamak için 57 kilogram DNA’nın yeterli olacağını görmüşler. Yine,  2050 ve sonrası için, DNA’da veri depolama sayesinde organik bilgisayarlar gerçek olacağı da hesaplanıyor. (bkz)

Kabaca nasıl petrol hayatımız girmeden önce Petrol yatakları kontrol edilerek bir dünya kurulduysa aynı olayı DNA üzerinden insanı kontrolü sağlanıyor.  

O DNA 10nm’dir (nanometre). 1nm, 1 metrenin milyarda biridir. Gözle görülemeyen maddeleri (atom vb.) ölçmek için kullanılır.

Evet karşımızda teknolojiyi görünmez ölçekte kullanan bir güç var! 3 yılımızı alan, görmediğimiz virüs ise 100 nm’dir.

DSÖ’nün arkasında duran küresel  güçler gözle görünmeyen, DNA’yı ve virüsleri silah olarak kullandıkları bir döneme girdik.  

Hedeflerinde ise gözle görünmeyen DNA ile insan vücudunun işgal edilmesi var.

Anahtar Kelimeler:
DSÖ5G4.0
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Aydın 11 ay önce

Dünyanın neredeyse %90 ı, zaten kobay, denek yada kolay kullanıma gönüllü.

Avatar
Coşkun 11 ay önce

Biz şeytanı gerçekten hafife almışız.