Öne Çıkanlar DSÖ mRNA Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Darrell Huff Maria Angela Holguin Cuellar

ERHÜRMAN, HRİSTODULİDİS’İN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜYOR

Yazan Sabahattin İSMAİL

Başta Hristodulidis olmak üzere, Holguin'in dolduruşu ile harekete geçen, Tufan Erhürman, CTP medyası, FONCU MEDYA, İLİŞİK GAZETECİLER, bilumum, AB MUHİBBİ, RUM SEVİCİ, İŞBİRLİKÇİ sendikalar, dernekler ve emperyalist güçlerin beslediği iki toplumlu örgütler kuyruklarına basılmış gibi yaygaraya başladılar.

ERHÜRMAN ÇOK TUTARSIZ

Holguin'in yetkisi dışına çıkarak ve ortak zemin yokken yaptığı 3'lü/5'li görüşme çağrısının reddedilmesi, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ı çok kızdırdı.

Erhürman, "çözüm istemediğimizi, görüşmelerden kaçtığımızı, cezalandırılacağımızı vb..." söyleyerek sünnetçi korkusu vermeye kalktı.

Devamla, " eşit uluslararası statümüzün teyidi için mücadele ettiğini, ancak görüşme olmadan bunun elde edilemeyeceğini " de iddia etti.

Erhürman, ilk kez "eşit uluslararası statümüzün teyidi için mücadele ettiğini" söylemiş, ancak egemen eşitliği dışlamış ve savunduğunu söylememiştir

Oysa egemen eşitlik olmadan, eşit uluslararası statü elde edilemez.

Eşit uluslararası statü ancak egemen eşitliğimizin teyidi ile elde edilebilir. Bu ise KKTC'nin de, Rum devleti gibi uluslararası alanda tanınması anlamına gelir.

KKTC tanınmadan, yani Rum devleti ile eşit uluslararası statü elde etmeden, tanınmış Rum devleti ile eşit uluslararası statüyü nasıl elde edeceksiniz?

Bir başka deyişle Erhürman gerçekten eşit uluslararası statümüzün teyidini savunuyorsa, EGEMEN EŞİTLİĞİ de savunmak zorundadır.

Özetle, Egemen eşitliği, yani KKTC’nin tanınmasını savunmayan Tufan Erhürman'ın "eşit uluslararası statüyü" savunduğunu söylemesi inandırıcı değildir, samimi değildir, Halkı aldatmaktır, tutarsızlıktır.

Belli ki Erhürman, egemen eşitliğin önemini ve egemenliği içermeyen bir anlaşmanın, bizi Rum devleti içinde etkisiz bir azınlık durumuna getireceğini hala anlamamıştır

GÖRÜŞMELERLE ELDE EDİLEMEZ

Anlamadığı bir diğer husus ise, Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün görüşmelerle elde edilemeyeceğidir.

Egemenlik başkalarına yalvarmakla, ricayla, masada pazarlıklarla elde edilemez.

Mücadele ile, uğruna can vererek, kan dökerek elde edilebilir.

Biz de 1.5 asırdır verdiğimiz soylu mücadele ile egemenliğimizi elde edip devletimizi kurduk.

Rumdan talep ettiğimiz, bizimle bir anlaşma istiyorsa, egemenliğimize ve devletimize saygı duymasıdır.

BM'den istediğimiz ise, egemenliğimizi ve eşit uluslararası statümüzü teyit etmesidir

Egemenliğimize ve bunun simgesi olan devletimize saygı duymayanlarla görüşecek hiçbirşey yoktur.

Bize yarım asır kaybettiren yanlışı sürdürmenin mantıklı bir izahı olamaz.

Özetle, KKTC TANINMADAN, AMBARGOLAR KALKMADAN hiçbir görüşme olmamalıdır.

Bize " cezalandırma" korkusu vermeye kalkmak da abesle iştigaldir . Zaten bunca yıldır görüşmeleri sürdürmemize karşın, insanlık dışı bir ambargo ve tecrit uygulamıyorlar mı?

Daha ne yapacaklar?

Egemenliğimize ve devletimize saygı istiyoruz diye uçak gemilerini, nükleer füzelerini gönderip bizi yok mu edecekler?

Onlar önce Annan Planı'na EVET çıkarmak için verdikleri sözleri tutsunlar, vaatlerini gerçekleştirsinler. Daha fazla yüzsüz ve sahtekar olmasınlar!

53 YIL ŞARTSIZ GÖRÜŞTÜK

Geçmişte, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün teyidinde ısrar etmeden görüştük.

1968'den 2017'ye 49 yıl böyle görüştük ama bir sonuç elde edemedik.

O süreci çoktan tükettik.

Aynı yanlışı sürdürmek için deli olmak lazım.

Rum yönetimi 53 yıl bizi masaya bağlayarak KKTC’nin tanınmasını önledi. Bizi masaya bağlı tutarken işgal etmiş olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bir Rum Devletine dönüştürerek konsolide etti. Bütün çözüm planlarını reddetmesine karşın hem AB'ye tam üye yapıldı, hem de bize insanlık dışı ambargolar ve tecrit uygulamaya devam etti.

Rum eski Dışişleri Bakanı Rolandis bile bugüne dek 17 çözüm planını reddettiklerini açıklamıştır.

Annan Planına HAYIR demişler ve Crans Montana'yı çökertmişlerdir.

Üstelik çökerten de o dönem Anastasiadis’in akıl hocası olan şimdiki Rum lider Hristodulidis’dir.

Hal böyleyken ve Rum zihniyeti değişmemişken, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz teyit edilmeden, sırf görüşmek için görüşmeyi savunmak hangi aklın ürünüdür?

ANNAN, TALAT, VERHAUGEN

BM Genel Sekreteri Annan, "Rumlar sadece bir Planı değil çözümü reddettiler " demedi mi?

AB genişlemeden sorumlu eski Komiseri Verhaugen ' Rumlar bizi çözüm istiyor diye kandırdı" demedi mi?

Yoldaşı AKEL lideri Hristofyas ile görüşen CTP eski Genel Başkanı ve 2. CB'nı federasyoncu Mehmetali Talat "Rumlar çözüm istemiyor, çözüm için herşeyi yaptım, daha ne yapayım, Sarayönü'nde kendimi mi asayım? Ellerinde olsa nefes almamızı bile engelleyecekler" demedi mi?

Bunca söz, deneyim ve yaşanmışlık hafızalarda taptaze dururken hala ŞARTSIZ GÖRÜŞME istemek nasıl bir akıl tutulmasıdır?

DÖRTLÜ OLSUN

Madem bu denli çok görüşme istiyorsunuz o zaman 4'lü görüşmeyi savunun!

Türkiye, Yunanistan, Rum Devleti ve KKTC Devleti eşit düzeyde otursunlar ve görüşsünler.

2 garantör ve iki TOPLUM olarak değil, 4 egemen eşit devlet olarak.....

Maksat görüşmek ise işte size görüşmenin tek formülü....

Ama bunu savunamazsınız, çünkü gerçekte KKTC’ye de, egemen eşitliğe de, eşit uluslararası statüye de, tanınmaya da karşısınız.

Sizin tek istediğiniz, Türk askerinin olmayacağı, Türkiye'den koparılacak Kıbrıs'ta, Rum ağırlıklı bir federasyon içinde, AB vesayeti altında vilayet statüsü ve etkisiz bir Türk azınlığıdır

Ama yağma yok, çok beklersiniz!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.