Öne Çıkanlar Antonio Guterres mRNA Kazım Mirşan 19 Mayıs Üniversitesi Pepsi

YİNE UYARIYORUZ!

Yazan Muammer KARABULUT

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yeniden bakan olunca, tesadüf ya aynı gün Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün İhtiyacı olan, “3.000.000 Reaksiyon SARS-CoV-2 Real Time PCR Tanı Kiti ve 10.000.000 Reaksiyon Solunum Yolu Multiplex PCR Tanı (INF A+B+COVID+RSV) Kiti” satın aldığına ilişkin bir bilgi geldi. (bkz)

Bu bilgi ile yangından mal kaçırırcasına DSÖ’nün Uluslararası Sözleşme Tüzüğünü değiştirmek için ilk önce süre kısıtlaması sonra da 307 maddeyi değiştirme girişimini birleştirdim.

Anlaşılan bu sefer bir yıldan daha az süren bir salgın korkusu ile işimizi bitirecekler!

Çünkü süre uzadığı zaman, oyun ortaya çıkıyor. Sokak yankesicilerinin ifadesi ile “Vur Kaç” taktiği ile kısa süreli, karşılık verilmesine aman verilmeden işi bitirmek. DSÖ’nün hedeflediği bu galiba..

Onun için yeniden yaşayacağımız başka bir salgın oyununa karşı daha hazırlıklı olmak adına, daha önce 5gvirusnews’de yayınladığımız önemli bir makaleyi yeniden yayınlamanın tam zamanı…

Özellikle hayati konularda, zamanında önce veya hemen sonra yapılan uyarılar, hafızamızın zayıflığı, doğruluğuna karar verme güçlüğü ve gündemin yoğunluğundan dolayı fazlaca dikkate almadığımızda, doğruluk  ancak geçen zamanın sonuncunda ortaya çıkıyordu.

Tabii ki hayati uyarıyı kaçırmış olanlar için de iş işte geçiyordu.

Ne yazık ki geçen palanlı salgınla da insan hayatı ile çok büyük bir deney yapıldı. Salgın öncesi daha önceki salgın yalanlarını araştıran araştırmacılar ve bilim insanları hemen uyarıda bulundular.

Daha önce uydurulan, Domuz ve Kuş  gribin de yaşadığımız üzere, sözde salgınların hemen ardından kurtuluş olarak dayatılan, “aşı” da olduğu gibi, en son yaşadığımız Covid-19 hastalığı adını verdikleri SARS-CoV-2 virüsünden kurtulmak için de mutlaka “aşı” olacağımız gerçeği vardı.

İşte bu çok basit gerçeği gören verilen korkudan korkmayan, ana akım medyanın tetikçi olduğun bilen araştırmacılar, bilim insanları hemen uyarı da bulunmaya başladı. Fakat yeteri kadar sesleri çıkmadı. Onlara basın yayın organları kapıların kapattı. Düşünce özgürlüğü olarak tanıtılan sosyal mecralar hemen sansür uygulayarak paylaşımlarına ambargo koydu. Bilim insanları makalelerini yayınlayacak dergi bulamadı. Belki de en çok iş kaybı gibi önem arz eden bir çok nedenlerle insanlar kafeslendi.

BİR YIL ÖNCE (2020) “VİRÜS BAHANESİ İLE AŞILAYACAKLAR” DEDİ.  

BİR YIL SONRA (2001) “AŞI OLANLAR ÖLMEYE BAŞLAYACAK” DİYE UYARDI.

İKİ YIL SONRA DA (2023) HEPSİ GERÇEK OLDU…

Çok sıkı kapattıkları kafesten kaçan, ender bilim insanlarından ve aynı zamanda milyonları bulan kitap satışı ile tanınmış yazar  Dr. Vernon Coleman(*) de planlı salgında ilk uyarıda bulunanlar arasına girdi.

Planlı salgında Dr. Vernon Coleman’ın ilk uyarısı, “Koronavirüs bahane aşılayacaklar.” dedi. Sonra da 13 Mart 2021 tarihinde, "Aşılanan tüm insanlar sonbaharda ölmeye başlayacaklar!" başlıklı bir yazı daha yazdı. Bu yazısı için de, “en önemli makalem.” dedi.

UMARIM YANILIRIM

Ve araştırmaları sonucu elde ettiği veriler ışığında yazdığı makalesi için de “Umarım Dr. Geert Vanden Bossche (**) yanılıyordur. Umarım yanılıyorumdur.” dedi.

Onun için Dr. Vernon Coleman’ın bu yazısını bu dikkatle okumanızı öneriyorum;

"Aşılanan herkes sonbaharda ölmeye başlayacaklar"

Yazılarımı uzun süredir okuyorsanız, asla abartmadığımı bilirsiniz. Geçen yıl boyunca tahminlerimin, değerlendirmelerimin ve yorumlarımın doğru çıktığını da biliyorsunuz.

Şimdi, her zamankinden daha fazla yardımınıza ihtiyacım var. Eğer birlikte çalışmazsak, mahvoluruz. Yardımınıza ihtiyacım var çünkü bu makaleyle milyonlarca insana ulaşmamız gerekiyor.

Ve büyük platformlar ve büyük medya beni yasakladığı için, siz olmadan o milyonlarca insana ulaşamam.

Bunun şimdiye kadar okuyacağınız en önemli makale olduğuna inanıyorum. Bunu paylaşmak zorundasınız. Bill ve Melinda Gates'in gülümseyerek oturdukları ve bir sonraki pandeminin insanların tepki göstermesine neden olacağını açıkladıkları videoyu hatırlıyor musunuz?

Elitlerin planlarında bir şeyler ciddi şekilde ters gitti.

Ve sonuç şu ki, aşı olmamış olan bizler de büyük tehlike altındayız.

Neredeyse tam olarak bir yıl önce, koronavirüs riskinin abartılmasının nedeninin bir kısmının zorunlu aşılama programı nedeniyle olduğu konusunda uyardım.

Sahte Covid-19 salgını, kısmen aşı için bir bahane bulmak için yaratıldı, böylece aşı, Covid-19'un oluşturduğu iddia edilen tehdide çözüm olarak sunulacaktı.

İNSANLARIN %90-95 ÖLDÜRECEKLER!

Sanırım ne olacağını biliyorum. Gündem 21 ve Büyük Sıfırlama'nın destekçileri olan şeytani seçkinlerin başından beri dünya nüfusunun %90 ila 95'ini öldürmeyi amaçladıklarını hepimiz biliyoruz.

Ne yazık ki, korkarım ki aşılanmış olanların çoğunu kurtarmak için artık çok geç. Milyonlarca insan ölüme mahkum edilmiş durumda ve korkarım ki pek çoğu koronavirüsle bir sonraki temaslarında ölecek.

Seçkinlerin Planlarında Bir Şeyler Ciddi Şekilde Yanlış Gidiyor!

Sonuç olarak, aşılanmamış olan bizler de büyük bir tehlike altında görünüyoruz. Sağlıklı beslenerek, D vitamini takviyesi alarak bağışıklık sistemimizi en iyi durumda tutmamız gerekiyor. Bir noktada, aşı olanlardan uzak durmamız gerekebilir. Bence onlar artık türün hayatta kalması için çok gerçek bir tehlike oluşturuyorlar.

Kovid-19 aşılarının tehlikeleri konusunda düşündüğümden daha uzun süredir uyarıda bulunuyorum. Aslında aşı olarak adlandırılmamaları gerektiğini biliyorum (her ne kadar resmi tanım onlara uyacak şekilde değiştirilmiş olsa da), ancak onlara gen terapisi dersem, aşı oldukları söylenen ulaşmaya çalıştığımız insanlar neden bahsettiğimi anlamayacaklar.

Sahte Covid-19 pandemisi kısmen aşılamaya bir bahane sağlamak için yaratılmıştı, böylece aşı Covid-19'un yarattığı sözde tehdide karşı bir çözüm olarak sunulabilecekti.

Aylardır deneysel aşıların tehlikeli olduğu ve potansiyel olarak ölümcül birçok yan etkiye yol açtığı konusunda uyarıda bulunuyorum. Ünlüler ve birçok doktor güven verici olmak konusunda yanılıyor. Aşıların Covid-19'dan daha fazla insanı öldürebileceğini öne sürdüm.

Ancak artık aşıların, aşılanmamış yüz milyonlarca insanın ölümünden de sorumlu olabileceği muhtemel görünüyor.

Uzun vadede, Covid-19 sahtekarlığının belirli bir amaç doğrultusunda planlandığına her zaman inandım: mümkün olduğunca çok sayıda yaşlı ve zayıf insanı öldürmek ve zorunlu aşıları başlatmak isityorlardı. Mart 2020 ortasındaki ilk videomda da bunu söylemiştim. Elbette Gündem 21 ve Büyük Yeniden Başlatmanın taleplerini karşılamak için ekonomiyi yok etme ve ardından yeniden keşfetme planı da vardı.

Bu video ilk kez yayınlandıktan birkaç gün sonra, internette öfkeli bir saldırıya uğradım. Wikipedia kaydım kökten değiştirildi. Tüm kitaplarımın, TV dizilerimin ve köşe yazılarımın detayları kaldırıldı. Bir komplo teorisyeni olarak tanımlandım. Wikipedia girdimin beni şeytanlaştırmak ve itibarsızlaştırmak için nasıl değiştirildiğini açıklayan bir video hazırladım. Covid-19 konusundaki resmi çizgiyi sorgulayan pek çok kişi de aynı eziyete maruz kaldı.

Elbette, BBC ve ulusal basın resmi çizgiyi sorgulamaya cesaret edenlere, kabul edilemez yalanları yayınlayarak saldırmaya başladılar.

Ama şimdi bu sahtekarlığı planlayan soykırımcı delilerin, mahşerin atlılarının bizi kıyamete sürüklemesinden korkuyorum.

Uzun zamandır bu sahtekarlığın mimarlarının milyonlarca insanın ölmesini beklediğine inanıyordum.

Ancak şimdi, bu sahtekarlığı yaratan kötü ruhların, şiddetle teşvik ettikleri deneysel aşıların tehlikesini dramatik bir şekilde hafife aldıklarına inanıyorum.

Covid-19 aşılarından birini yaptırmış olan milyonlarca insan bunun sonucunda ölebilir. Bunun nasıl ve neden olduğunu açıklayacağım.

Sahtekarlık, Imperial College'dan Ferguson'un çılgın tahminleriyle başladı. Ferguson, korkunç bir sicile sahip bir matematiksel modellemecidir. Dolandırıcılığı organize eden kişiler Ferguson'un tahminlerinin saçma olduğunu biliyorlardı. Ferguson'un sicilinin içler acısı olduğunu da biliyor olmalıydılar. Ancak yine de onun tahminleri sokağa çıkma yasakları, sosyal mesafe, maskeler ve okulların ve hastane hizmetlerinin kapatılması için bir bahane olarak kullanıldı. Bu tam bir çılgınlıktı. Yapılması gereken en mantıklı şey, grip olan insanlara evde kalmalarının söylendiği gibi, enfeksiyonu taşıyan insanları izole etmek ve en savunmasız olanları, özellikle de kalp ya da göğüs rahatsızlıkları olan yaşlıları korumaktı. Ancak politikacılar ve danışmanlar her şeyi yanlış anladılar.

Olan biteni sorgulayanlar ise şeytanlaştırıldı ve susturuldu.

Gerçek şu ki, sağlıklı insanların bağışıklık sistemi başkalarıyla etkileşim sayesinde güçlenir. Sağlıklı çocuklar ve genç yetişkinler çok güçlü bağışıklık sistemlerine sahiptir. Yeni bir virüs karşısında en fazla risk altında olanlar sadece yaşlılardır.

Yine de dünyadaki politikacılar ve danışmanları bizi kasıtlı olarak kitlesel bir aşılama programına çekmişlerdi.

Başlangıçta halka sadece kitlesel bir aşılama programının kaybettikleri özgürlüklerinin bir kısmını geri kazanmalarını sağlayacağı güvencesi verildi. Bu her zaman tehlikeli bir saçmalık olmuştur.

Ancak bu kadar hızlı bir şekilde onaylanan deneysel aşılar hiçbir zaman istenen etkiyi yaratmadı. Enfeksiyonu ya da bulaşmayı önlemek üzere tasarlanmamışlardı. Teorik olarak aşılar insanların virüslere yakalanmasını engellemez ve yakalandıkları takdirde de bulaştırmalarını önlemez. Aşılar sadece enjeksiyon yapılan bazı kişilerde semptomların şiddetini sınırlandırmaya yardımcı olur. Elbette çoğu insanın inandığı şey bu değildir.

Aşılanan insanların çoğu enfeksiyondan korunduklarına inandırılmaktadır. Bu da başka bir sahtekarlıktı.

İnsanların düşündükleri şeyi yapmadıkları gibi oldukça önemli bir gerçeğin yanı sıra, aşılarla ilgili üç büyük sorun vardır:

İlk sorun, elbette, bu deneysel aşıların tehlikeli olduğunun zaten gösterilmiş olması - şimdiden birçok insanı öldürdüler ve diğerlerinde ciddi yan etkilere neden oldular. Bu sorunun boyutları, yetkililerin bile aşıya bağlı ölümlerin ve ciddi yan etkilerin muhtemelen sadece 100'de birinin rapor edileceğini kabul etmesinden anlaşılabilir. Kaç kişinin alerji, kalp sorunları, felç, nörolojik sorunlar nedeniyle öleceğini ya da kaç kişinin kör veya felç olacağını tahmin etmek mümkün değildir. Web sitemde aşı nedeniyle yaralandığı ya da hastalandığı bilinen kişilerin bir listesi var ve okunması dehşet verici bir liste. Ölümlerin sayısı dehşet verici, ancak çoğu yetkili bunların sadece tesadüf olduğu konusunda ısrar etmeye devam ediyor. Bir kişi Covid-19 testinin pozitif çıkmasından sonraki 60 veya 28 gün içinde öldüğünde - test sonucu yanlış olsa bile - rakamları yükseltmek için otomatik olarak Covid-19 ölümü olarak değerlendiriliyor. Ancak sağlıklı genç insanlar aşı olduktan birkaç saat sonra öldüğünde, bu ölümler sadece tesadüf olarak değerlendiriliyor. Ne trajik tesadüfler!

İkinci sorun ise patojen hazırlama ya da sitokin fırtınası olarak bilinen bağışıklık sistemi sorunudur. Aşı olan kişinin bağışıklık sistemi, bu kişi gelecekte virüsle temas ederse dramatik bir şekilde tepki vermeye hazır hale gelecektir. Sonuç felaket olabilir, korkarım ki bu sonbahar ve önümüzdeki kış da böyle olacak. Aşılanmış olan insanlar, virüslerle temas ettiklerinde büyük sorunlar yaşayacaklar. Bağışıklık sistemleri aşırı tepki verecek ve işte o zaman çok sayıda ölüm meydana gelebilecek.

Kanıtlar Ekim 2020'de Uluslararası Klinik Uygulama Dergisi'nde yayınlanmış olmasına rağmen, hastalar bu sorun hakkında resmi olarak uyarılmamıştır. Makale, "Covid-19 aşılarının klinik hastalığı kötüleştirme riskinin bilgilendirilmiş onam sırasında aşı deneklerine açıklanması" başlığını taşıyor.

Çoğu Doktor Risklerin Farkında Değildir.

Ancak hastalar için bilgilendirilmiş onam yoktu ve bundan şüpheleniyorum.

Özellikle yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olanların ölme olasılığı yüksektir.

Peki bağışıklık sisteminizi ne zayıflatır?

-Maske takmak, kendinizi başkalarından soyutlamak ve yeterince güneş almamak üç bariz nedendir. Ev hapsindeyken çok fazla alkol almak ve çok fazla tütün içmek de yardımcı olmuyor.

Ek ölümlerin, aşılanmış kişilerin virüse maruz kalma olasılığının en yüksek olduğu sonbaharda meydana gelmesi muhtemeldir. Koronavirüsün en hızlı yayıldığı dönem sonbahar ve kış aylarıdır.

Bu nedenle hastalık ve ölüm salgını meydana gelecektir,

Hükümetler bir sonraki aşı turunu tanıtmaya başlayacaktır.

Elbette mutasyonlar hakkında çok fazla konuşulacak ve aceleyle hazırlanan yeni aşılar üretilecek ve tıp veya aşılar hakkında hiçbir şey bilmeyen ünlüler tarafından yoğun bir şekilde tanıtılacaktır. Tehlikeleri anlayan ve aşılar hakkında şüpheleri olan doktorlar her zamanki gibi susturulacak.

Şaşırtıcı bir şekilde, bu sahtekarlığın arkasındaki insanların bunun olacağını bildiklerine inanıyorum. Bu onların şeytani planlarının bir parçasıydı.

Önümüzdeki sonbahar ve kış aylarında ölümlerin artacağını biliyorlardı.

Hala bu ölümlerin suçunu Covid-19'un yeni bir versiyonuna yüklemeyi planlıyorlar.

- Sonbaharda var olacak binlerce mutasyondan biri. Her iki ayda bir ya da daha sık olarak her ay aşı yapılmasını teşvik edeceklerinden uzun zamandır şüpheleniyorum. "Aldatmaca" kelimesini ilk olarak grip benzeri bir viral enfeksiyona verilen tepkiyi eleştirmek için kullanmıştım. Verilen tepki abartılıydı.

Bill ve Melinda Gates'in ilk pandemiyi ciddiye almayabileceğimizi ama bir sonraki pandemiyi çok daha ciddiye alacağımızı söylediklerinde gülümsemelerine neden olan şeyin bu olduğunu düşünüyorum.

Bence onlar ve bu sahtekarlığa dahil olan diğer herkes, aslında aşıları olmadığı için tamamen güvende olacaklarını varsaydılar. Seçkin ve en önemli ünlülerden bazılarına deneysel aşılardan biri yerine plasebo verildiğinden şüpheleniyorum.

Aşıdan ölme, ciddi şekilde hastalanma ya da bir patoloji geliştirme riskini göze almazlardı - ve bir dahaki sefere bir virüsle temas ettiklerinde inanılmaz derecede savunmasız kalırlardı.

Bence seçkinler güvende olduklarını düşündüler. Bence milyonlarca insanın ölümüne yol açacak ama kendilerine zarar vermeyecek bir plan tasarladılar.

Bence çok büyük ve hayati bir hata yaptılar.

Bu da bizi üçüncü soruna getiriyor - beklemedikleri bir sorun.

Bu sorun, aşılar konusunda seçkin bir uzman olan Dr. Geert Vanden Bossche tarafından az önce özetlendi. Aslında başlangıçta söyleyeceklerine şüpheyle yaklaşmıştım, çünkü Dr. Bossche daha önce GAVI ve Gates Vakfı ile çalışmıştı. Kendisi dünyada aşılamaya karşı çıkabilecek en son kişidir.

“AŞI” YANLIŞ SİLAH MIYDI?

Dr. Bossche şu anda kullanılmakta olan aşıların bu viral enfeksiyona karşı savaşta kullanılacak yanlış silahlar olduğunu vurguladı.

Milyonlarca insanı aşılayarak virüsü mutasyona uğramaya, daha güçlü ve daha ölümcül olmaya itiyoruz. Yeni mutasyonlar için yeni aşılar tasarlamaya çalışmak durumu daha da kötüleştiriyor,

çünkü bilim insanları mutasyona uğrayan virüslerin önüne geçemiyor.

Ve aşılanmış olan insanlar şimdi mutasyona uğramış virüsleri çevrelerindekilerle paylaşıyorlar. Mutasyonlar daha güçlü ve daha ölümcül hale geliyor.

Sınırlama önlemlerinin sona ermesi, covid-19 virüsündeki yeni mutasyonların geniş çapta yayılmasını sağlamak için mükemmel bir zamanlama olacaktır.

Bununla bağlantılı başka bir sorun daha var.

Normalde vücudumuzda enfeksiyonlarla savaşmamıza yardımcı olan beyaz kan hücreleri bulunur. NK hücreleri adı verilen hücreler - NK doğal katil anlamına gelir - bizi istila eden kötü hücreleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur. NK hücreleri işlerini tamamladıktan sonra antikorlar ortaya çıkar ve pisliği temizler. Ancak Dr. Bossche, Covid-19'a karşı yapılan aşıların, aşı yapılan kişilerin doğal savunma sistemleriyle rekabet eden çok özel antikorların üretimini tetiklediğini açıklamaktadır.

Aşılanan kişilerin doğal savunma sistemleri baskılanıyor çünkü aşı tarafından üretilen spesifik antikorlar devreye giriyor.

Ve aşılar tarafından üretilen bu özel antikorlar kalıcıdır. Aşılananların vücutlarında sonsuza kadar kalırlar.

Bunun feci sonucu, aşılanan on ya da yüz milyonlarca insanın doğal bağışıklık sisteminin etkin bir şekilde yok edilmesidir.

Bağışıklık sistemleri, vücutlarında gelişen virüsün herhangi bir mutasyona uğramış varyasyonuyla mücadele edemeyecektir.

Ve bu mutasyona uğramış virüsler tüm topluma yayılabilir. Aşının çok sayıda insana uygulandığı bölgelerde virüsün yeni varyasyonlarının ortaya çıkmasının nedeninin bu olduğunu düşünüyorum.

Sonuç olarak, aşıların uygulanması virüse sonsuz derecede daha tehlikeli olma fırsatı veriyor. Aşılanan her insan, vücudu ölümcül virüslerin üretildiği bir laboratuara dönüştüğü için kitlesel bir katil olma potansiyeline sahiptir. Daha da kötüsü, aşılananlardan bazıları asemptomatik taşıyıcılar haline gelebilir ve etraflarına ölümcül virüsler yayabilir.

Ve aşı olan kişiler mutasyonlara tepki veremeyeceklerdir. Çünkü bağışıklık sistemleri, aşı tarafından kendilerine verilen ve Covid-19 virüsünün orijinal formuyla savaşmak üzere tasarlanmış yapay bir savunma sistemi tarafından ele geçirilmiştir.

Yeni mutasyonlar yayılmaya başladığında aşılanmış bireyler çok açıkta kalacaklardır.

Vücutları kalıcı olarak ve sadece virüsün hızla geçerliliğini yitirmekte olan bir formuna karşı kendilerini savunmaya ayarlanmıştır.

Yeni aşılar uygulamak anlamsız olacaktır. Çünkü mutasyona uğramış virüs savunmasız olmayacaktır. Aşıları yapan bilim insanları virüs mutasyonlarının önüne geçemeyecek. Bunun öngörülmüş olması gerekirdi. Grip aşılarının genellikle etkisiz olmasının nedeni budur.

Politikacılar ve danışmanları yalan söyleyecek ve yeni mutasyonların gelişmesi ve ölümlerin artması nedeniyle aşı olmayanları suçlayacaklardır.

Ancak Dr. Bossche haklıysa, ki ben öyle olduğuna inanıyorum, insanlığı tehdit edecek olanlar aşılananlardır. Aşılanmış olan herkes için büyük bir tehdit oluşturacaklardır. Ancak aşılanmamış olanlar için de büyük bir tehdit oluşturacaklar, çünkü salgıladıkları virüsler orijinal virüsten daha tehlikeli.

Çok Tehlikeli Bir Bölgedeyiz!

Eğer bu aşılama programını şimdi durdurmazsak, insanlığın geleceğinin tehlikede olduğunu söylemek abartı olmaz.

Bize, “Büyük Sıfırlama”'yı satmaya çalışanlar bunu mu düşünüyordu?

Ne düşündüklerini bilmiyorum.

Belki de başından beri amaçları hepimizi öldürmekti.

Ya da belki de şeytani planları kontrolden çıkmıştır. Birleşik Krallık'ta Ferguson, Hancock, Whitty ve Vallance bana her zaman ulusun tepkisine liderlik edecek yanlış kişiler olarak görünmüştür. ABD'de ise Dr. Fauci'nin yanlış kişi olduğunu düşünüyorum.

Her zaman yanlış insanlar oldukları için seçildiklerinden korktum. Yaptıkları her şey bizim için kötü ama onlar için ve Gündem 21 ve Büyük Yeniden Başlatma'yı destekleyen Şeytani Kabal için iyiydi.

Özgür tartışmayı bastırma ısrarı bizi doğrudan bu uçuruma sürükledi. Bu insanların hiçbirinin hayatlarımız üzerinde bu denli kontrol sahibi olmasına izin verilmemeliydi, ancak ana akım medya ve internet devleri daha önce hiç görülmemiş bir şekilde tüm sorgulayıcı muhalefeti bastırarak ve gerçekleri gizleyerek işleri çok daha kötü hale getirdiler. Güvende olacaklarını mı düşünüyorlar?

Şeytani elitin başlangıçta amaçladığı gibi insanların %90-95'ini öldürmek yerine, yanlışlıkla herkesi öldürmeleri gibi gerçek bir risk var; insanlığı yok edebilirler.

Kendimizi kurtarmak için çok az zamanımız var. Bağışıklık sistemlerimizi güçlendirmemiz ve ironik bir şekilde aşı olmuş insanlardan uzak durmamız gerekebilir. Bir hafta içinde bağışıklık sisteminizi nasıl güçlendirebileceğinize dair bir makale yazacağım.

Şimdi, bunun neden Covid-19 hakkında yazdığım en önemli ve şimdiye kadar gördüğünüz en önemli makale olduğunu anlıyor musunuz?

Gerçeği bastıran ve herhangi bir tartışmayı reddeden ana akım medyaya ulaşamıyorum. Örneğin YouTube, şeytani kuruluş tarafından desteklenen herhangi bir şeyi sorgulayan videoları kabul etmiyor.

Bu yüzden bu makaleyi doktorlara, gazetecilere, arkadaşlarınıza ve ailenize gönderin. Paylaşın, paylaşın, paylaşın. Belki de iktidardakileri yaklaşmakta olan felakete karşı bağışıklıkları olmadığına ikna edebiliriz. Buradan kolayca paylaşabilirsiniz.

Umarım Dr. Bossche yanılıyordur. Umarım ben yanılıyorumdur.

Ancak bu makaledeki her şeyin incelenmesi gerekiyor. Ve eğer bu korkular kamuoyuna açıklanmaz ve araştırılmazsa, planın mümkün olduğunca çoğumuzu öldürmek olduğunu kesin olarak bileceğiz.

Başka bir sonuç olamaz.

Evet Dr. Vernon Coleman’un uyarıları ile yaşadıklarımız arasında fark yok. Eğer bu farkın daha fazla açılmasını istemiyorsak, ilk önce DSÖ’nün Uluslararası Sözleşme Tüzüğünü değiştirmesini izin vermeyelim. O tüzük değişikliği ile vuracaklar. Bunlar her şeyi uydurdukları yasal zeminde yaparlar.

Ve o yasal zemin, onların aynı zamanda yargılanmaktan da korur. Buldukları o yasal kılıf da ise yargılanan yalnızca biz oluruz.

DSÖ’nün değişikliklerini REFERANDUMA götürmek, mRNA sıvıları ile insanları öldürmeye götüren süreci ve küresel sapkınları anlatmak için fırsat verecektir.

İnsani özelliklerini kaybetmemiş hiçbir kimse bunların yaptıklarına onay vermez!  

(*) Dr. Vernon Coleman; İngiliz asıllı, 1946 yılı doğumlu eski bir pratisyen hekim ve bir Holistik Tıp Bilimleri Profesörüdür. Coleman aynı zamanda ünlü bir yazardır ve Times’ın en çok satan yazarları arasındadır. Yalnızca İngiltere’de iki milyondan fazla satan 100’den fazla kitap yazmıştır. Kitapları 25 dile çevrilmiştir, 50’den fazla ülkede satılmaktadır. Vernon Coleman’ın kitapları tüm dünyada gazete ve dergilerde tefrika edilmiş ve birçoğu televizyon ve radyo dizisine dönüştürülmüştür.

(**) Dr. Geert Vanden Bossche; Dünyadaki aşı sektörünün önde gelen isimlerinden. Belçika’nın Ghent Üniversitesi'ndeki tıp tahsilinden sonra Almanya’nın Hohenheim Üniversitesi'nde viroloji üzerine doktora yaptı. Belçika ve Almanya'daki akademik kariyerinin ardından GSK, Novartis ve Solvay gibi aşı şirketlerinde uzman olarak çalıştı. Daha sonra merkezi ABD’nin Seattle şehrinde bulunan Bill & Melinda Gates Vakfı'nın Küresel Sağlık ve Aşı Keşfi programının başına getirildi. Peşinden Cenevre'deki Aşılar ve Bağışıklık Küresel Birliği (GAVI) bünyesinde Ebola Program yöneticisi oldu. Bir dönem Alman Enfeksiyon Araştırma Merkezi’nde Aşı Geliştirme Bölüm Başkanlığını yürüttü.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
İsmet 1 yıl önce

Kul azmayınca HAK yazmamış... ALLAH C.C müstahaklarını versin... ALLAH C.C Müminlerin yar ve yardımcısı olsun...