ÇETE LİDERİ VE KARDEŞİ, OTEL ALMASINA ARACILIK ETTİĞİ, EŞİNİN AKRABASI ÜNLÜ DİZİ OYUNCUSUNA 500 BİN STERLİN KAZIK ATTI!
200 BİN DOLAR RÜŞVET ALAN ÇETE ÜYESİNİN GEREKÇESİ: " HERŞEYİN BİR BEDELİ VAR"
Yazan SABAHATTİN İSMAİL
6'lı çete lideri için KLEPTOMAN demiştim.
Yani ihtiyacı olmamasına karşın, çalmadan duramama hali...
Her gün bir başka olay, KLEPTOMAN teşhisimi doğruluyor
Anlatacağım olayı okuyunca siz de aynı teşhisi koyacaksınız.
Bu olayda hırsızlık ve rüşvet yok.
Bir akrabalarına attıkları 500 bin sterlin "KOMİSYON" kazığı var.
Yani bizi hiç ilgilendirmez, ama, çetenin karakterini herkesin daha iyi anlamasına yardımcı olacağı için, bilgime gelen bu olayı aktarmak istedim.
Ortada kamuyu ilgilendiren bir rüşvet ve devlet malına bir çökme olmadığı için, bu olayda onları suçlamıyorum.
Bu nedenle açık isimlerini de yazabilirdim. Ne ki, bana olayı anlatan çok çok güvendiğim dostum, isimlerinin açıklanmasını istemiyor.
Kendisinin hedef alınmasından çekiniyor.
Haksız da değil elbette...
Et de ellerinde, bıçak da...
Onlar kendilerini biliyor.
Yazıyı okuyunca eminim irkilecekler.
Kazıkladıkları akrabaları okursa, belki de araları açılacak.
Ne ki bu benim sorunum değil...
Parasını iade ederler, barışırlar...
İsterlerse bana açıklama da gönderip düzeltme yapabilirler...
Virgülüne dokunmadan yayınlayacağıma söz veriyorum.
İBRETLİK OLAY
Olay Alsancak'ta, pandemi günlerinde satılıkta olan, aile işletmesi küçük bir otelin (bungallow tatil köyü) ön bahçesinde geçiyor.
Altılı çete lideri, eşinin akrabası olan meşhur bir dizinin ünlü oyuncusunun KKTC 'de otel alması için aracılık yapıyor.
Sonuçta otel sahibini, oteli satması için ikna ediyor.
Ünlü oyuncuyu, genelde, rüşvetleri toplama görevi verdiği kardeşiyle birlikte, son pazarlığı yapmak için Alsancak'taki otele gönderiyor.
Gerisini bana olayı anlatan çok güvendiğim, rahmetli babası çok eski dostum olan, çocukluğundan beri bildiğim, değerli genç kardeşimin ağzından dinleyelim
Olayı şöyle anlatıyor;
***
" Sabahattin abi, VARAN yazı serini büyük ilgiyle okuyorum ve ülkemizin geldiği durumu gördükçe genç bir insan olarak kahroluyorum.
Babam, sizler, bugünler için savaşmadınız. Şehitler, bu rüşvet ve yağma düzeni için can vermedi.
Okudukça kahroluyorum.
Yazılarında anlattığın bazı kişilerle ilgili olarak benim de tanık olduğum bir olay var ki, nasıl bir zihniyete sahip olduklarını herkese göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Çok yakın bir akrabamın Alsancak'da küçük bir oteli vardı ve pandemi günlerinde satmaya çalışıyordu. Otelin adı O. V. C idi.
Otel iyi çalışıyordu ama akrabam yaşlanmıştı ve çok yoruluyordu.
Bir gün otelin ön bahçesinde akrabamla otururken siyah camlı bir vito araç geldi, otel önünde durdu. Kapı açıldı, içinden iki kişi indi.
Biri yıllarca süren çok meşhur bir televizyon dizisinin, çok ünlü bir başrol oyuncusu idi.
Diğeri ise senin 6'lı çete lideri dediğin kişi adına, rüşvetleri toplayan kardeşiydi.
' Kardeşimin selamı var. Misafirimiz oteli almaya istekli, oteli görmeye geldi', dedi
Tam konuşmaya başladıkları an, ünlü oyuncunun telefonu çaldı.
Özel konuşmak içim bizden 10-15 metre uzaklaştı.
Onu getiren çete liderinin kardeşi, ' Otele kaç para isten? Söyleyeceğin fiyat nedir,?' diye akrabama sordu.
O da 2.5 milyon sterlin dedi.
Bunun üzerine çete liderinin kardeşi alçak sesle konuşarak, " ona fiyatı 3 milyon sterlin söyle. O paranın içinden 500 bin sterlin bizim olacak..Satış bitip paranı alınca 500 bin sterlini bize vereceksin, bunda para var, oteli mutlaka almak istiyor. 3 milyon söyle, sakın aşağıya inme" dedi.
Duyduklarıma inanamıyordum!
Bir insan akrabasına bunu nasıl yapabilirdi!!
Az sonra telefon konuşmasını bitiren ünlü oyuncu yanımıza gelip, otel sahibi akrabama "Oteli almak istiyorum son fiyatı ne olacak? ' diye sordu.
Yakın akrabam da son fiyat olarak 3 milyon sterlin dedi.
Ünlü oyuncu çok pazarlık yapmadı.
El sıkıştılar, anlaştılar.
Akrabam tapu devri bitip 3 milyon Sterlini alınınca, çete liderinin kardeşini çağırıp 500 bin sterlini ona verdi.
Bu arada, ünlü oyuncu oteli aldı ama 7 yıl oldu hiç çalıştırmadı. Otele bakması için bir çifti ve bir bahçıvanı otele yerleştirdi.
Nedense oteli çalıştırmıyor.
Kendisi bile gelip otelde kalmıyor.
O kadar parayı niye verdi, ben de anlamış değilim.
Bu işten en karlı senin çete lideri dediğin kişi ile kardeşi çıktı.
Taş atıp kolları yorulmadan 500 bin sterlini aldılar.
Temiz para.
Beyan, fatura, makbuz olmayınca, ne vergisi var, ne de kdv'si!
Kısa günün net karı!!
KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMIYORLAR!
Değerli dostumun anlattıkları böyle.
Ben olayı araştırdığımda, oteli alan ünlü oyuncunun, 6'lı çete liderinin eşinin akrabası olduğunu öğrendim ve şok oldum.
Yani akrabasına bile acımamışlar ve 500 bin sterlinini hiç tereddüt etmeden ceplemişler....
Bu olayı öğrenince, " akrabasına bile bunu yapanlar, bu devletin, bu halkın parasına, malına, mülküne el koymaz mı?" diye düşünmeden edemedim.
ALMAN FİRMASINDAN DA 1.5 MİLYON DOLAR İSTEMİŞTİ
6'lı Çete liderinin, bir Alman firmasının KKTC’de kuracağı evsel atıklardan elektrik üretme projesine destek vermek için de yine kardeşi vasıtasıyla, firmanın KKTC temsilcisinden 1.5 milyon dolar rüşvet istediğini, olumsuz yanıt alınca, çok güzel ve çevreci bir proje olan yatırımı engellediğini, VARAN 8'de, birinci ağızdan yazmıştım.
O nedenle tekrar yazmıyorum, dileyen VARAN 8'e bakabilir..
Bu olayı da bana, bizzat kendisinden rüşvet istenen çok iyi tanıdığım ve güvendiğim bir dostum anlatmıştı.
ÇETE ÜYESİNİN ZİHNİYETİ
Yine önceki gün dinlediğim bir başka şok edici olayı da anlatayım.
Ortaköy futbol Kulübünün arazisine el konulması ve Tüfekçi'ye devredilmesi konusunda yazdığım 3 yazıda, 6'lı çete liderinin, yakın çalıştığı bir çete üyesi vasıtasıyla, o işten 200 bin dolar rüşvet aldığını yazmıştım.
Kulüp içinden bana bilgi veren kişi olayı şöyle anlattı;
" Rüşveti veren kişi, bize, 200 bin dolar rüşveti kime verdiğini söyleyince bir kulüp yöneticisi ile birlikte o kişinin ofisine gittik.
Yanımdaki kişi ona " bu işleri halletmek için 200 bin dolar para aldığınızı öğrendik. Bana bunu, size parayı veren kişi söyledi, Bu doğru mu ?" diye sordu..
Aldığımız yanıt bizi şok etmişti:
"HER İŞİN BİR BEDELİ VAR, İŞİNİ YAPTIK ÜCRETİNİ ALDIK. YANİ ALMAMIZ GAYET NORMAL, İŞİNİ YAPTIK!"
Bu pişkinlik karşısında donup kalmıştık.
Diyecek söz bulamadık, kalkıp kulübe gittik.
ACİL 2 YASA GEREKLİ
Evet işte rüşvetçilerin zihniyeti budur.
Kendilerini halka hızmet etmek zorunda olan kişiler olarak görmüyorlar.
Kendilerini, halktan BEDEL alarak işlerini yapan ve İLAHİ BİR GÜÇ TARAFINDAN SEÇİLMİŞ ÖZEL NİTELİKLERİ OLAN kişiler olarak görüyorlar
Çok rahat, pişkin ve cüretkardırlar!!!
O nedenle yaptıkları her işin BEDELİNİ, yani RÜŞVETİ bir hak olarak görüyorlar ve pervasızca, büyük bir rahatlık içinde, sırıtarak rüşvet ( bedel!!) istiyorlar...
O kadar çok kişiden, o kadar çok rüşvet alıyorlar ve ellerinde o kadar çok nakit birikti ki, nasıl eritecekletini bilemiyorlar.
Evlerinde çelik kasaları var.
Yüz milyonlarca sterlini kayıt dışılıktan kayda sokup legal hale getiriyorlar..
O rüşvetler, galeri oluyor, 330 bin euroluk mersedes oluyor, KKTC'de, Dubai'de, Azerbaycan’da, Londra'da, Türkiye'de lüks konut oluyor, dükkan oluyor, antika oluyor, klasik araba oluyor, bitcoin soğuk cüzdan oluyor...
Bu rezilliğe DUR demek için, KKTC’nin çok acil 2 yasaya ihtiyacı var ;
1- NEREDEN BULDUN YASASI
2- DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI YASASI
İsterlerse referandum yapsınlar, bu konuyu halka sorsunlar.
Yüzde 90 destek çıkmazsa adımı değişirim.
Ancak bu yasalar çıkarsa, TEMİZ ELLER OPERASYONU yapılabilir; kaynağı kanıtlanamayan paralara ve mülke el konabilir, rüşvetçiler yargılanıp hapse girebilir, ahlaksızlık, çürüme ve yozlaşma önlenebilir, halkın yeniden devlete güvenip, sahip çıkması sağlanabilir....
Korkuları yoksa ve " biz temiziz, alnımız ak, korkumuz yok" diyorlarsa hadi HODRİ MEYDAN!
NERDEN BULDUN YASASINI ÇIKARIN, DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRIN,
TEMİZ ELLER OPERASYONU BAŞLASIN!
