5gvirusnews Haber Merkezi Balat / 27 Nisan 2023
İstanbul’da geçen gün bir antikacı dükkanında yaşanan hırsızlık, sıradan bir hırsızlık deyip geçilecek bir hadise değildi.
Hırsızlığın kapsama alanında, Türkiye’nin tarihi, azınlık sorunu, Fener Rum Kilisesi’nin Lozan’la kesinleşen son durumu, T.C. Devleti Anayasası ve TCK’ya kadar birçok şeyi barındırıyordu.
ÇALINAN ANTİK SAAT ZAMANI GÖSTERDİ..!
Çok basit olarak bir hırsız yakalandığı takdirde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’nın 9. maddesine göre yargı yetkisi, 1924 yılından itibaren Türk Milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanıldığı için hakim karşısına çıkması gerekir. Yine 10. Maddesine göre de “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi, inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir.” Ancak bunun böyle olmadığını çalınan antik bir saat bize zamanı gösterir gibi gösterdi.
Şöyle ki;
Türkiye’deki azınlık sorunlarının da ele alındığı Lozan Barış Anlaşması (24 Temmuz 1923) sonrasında kabul edilen (20 Nisan 1924) T.C. Anayasası ve kanunlarının hiçbir yerinde yetki verilmediği halde, İstanbul’da siyasi faaliyet göstermeksizin ve özel koşullar ile kalan Fener Rum Kilisesi’nin bugün, “Patrik Mahkemesi” kurduğunu, resmi olarak atama ve yargılama yaptığını, hırsızlık yaparken yakalanan Agathangeleos Siskos sayesinde öğrendik.
Siskos’un hırsızlık yaptığı yer, İstanbul Balat'ta bulunan ünlü CERES antika dükkanı. Hırsızlık, Siskos’un öğle saatlerinde, mağaza içinde vitrinde sergilenen ve yapımı 1800'lü yıllara ait olan köstekli bir saati gözüne kestirmesi ile başlıyor. Fener Rum Kilisesi’nde görevli profesyonel hırsız şüphe çekmemek için, ilk önce bedelini ödeyip 1.000 Euro tutarında bir çift fincan takımı alıyor. Sonra da büyük bir ustalıkla sol avucuna aldığı değeri yaklaşık 500.000.- TL olan 200 yıllık antika değeri olan saati çalarak dükkandan ayrılıyor.
Olaydan birkaç saat sonra da dükkana gelen sorumlu müdür Emel Çetinkaya, antika saatin yerinde olmadığını fark ediyor. Hemen güvenlik kamerasındaki görüntülerini inceleyen çalışanlar, saati çalan kişiyi tespit ediyor. Çalışanlar olayı polise bildiriyorlar ve polis şüpheliyi kıskıvrak yakalıyor. Karakola götürülerek hakkında işlem yapılıyor. Hırsızlığı yapan Siskos kendini, “Elimde unutmuşum” diyerek savunuyor. Çaldığı saat de antikacı dükkanına teslim ediliyor ve serbest bırakılıyor. Hırsızın serbest bırakılmasına iş yeri sorumlusu Emel Çetinkaya isyan ediyor! Nasıl serbest bırakılır eğer saatin çalındığını geç fark etseydik ne olur gibisinden laflar ediyor.
Asıl başlangıçta bahsettiğim sorun da bundan sonra başlıyor.
Hırsız, İSTANBUL’da sözde ekümenik başpapazın kurduğu mahkemenin üyesi çıktı!
Hırsız Siskos; 8 Mayıs 1985'te Yunanistan'ın Batı Makedonya kentindeki Kesriye'de doğdu. 2004 de Selanik Aristoteles Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. 2008 de “Alexander Onassis” Kamu Yararı Vakfı’nın burslusu olarak aynı bölümde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2011 yılında Yüksek Lisans derecesini aldı. 21 Kasım 2012’de, baş papaz I.Bartholomeos tarafından da, Agathangelos adı verilerek, 6 Aralık 2012'de Papazlığa atandı, ardından İstanbul Boğazı'ndaki Yeniköy Ortodoks Cemaati'nde Bölge Rahibi olarak görev yaptı. (2012-2021)
Agathangeleos Siskos, kendi biyografisinde yazdığına göre, 5 Ocak 2013 tarihinde, “Patrik Mahkemesi üyeliğine” kabul edildi.(bkz) Yani başpapaz Bartholomeos Türkiye Cumhuriyeti yasalarına muhalefet ederek, Fener Rum Kilisesi’nin 1924’den önceki yetkilerinden vazgeçmeyerek bağımsız mahkemesini devam ettirmiş!
Tabii ki sözde mahkemenin başkanı Bartholomeos hırsızlık olayını öğrenir öğrenmez, büyük olasılıkla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan diyalog meraklısı birilerini arayarak durumu bildirmiş olabilir. Saray İçişleri Bakanını, bakan İstanbul Emniyet Müdürü’nü, Müdür de karakolu arayıp duruma müdahale edilmiş, hırsız Siskos da o gün karakoldan serbest bırakılmış gibi gözüküyor. Yoksa başpapaz karakolu arayarak bizim eleman hırsızlık yapmış, serbest bırakın ben yargılayacağım demez, diyemez.
Türk adli makamlarında serbest bırakılan hırsız Siskos olayının üstü örtüldü. Fener Kilisesi de kamuoyuna, başpapazın yalnızca üzgün olduğunu belirtti. Başpapaz sonra mahkemesini topladı ve hırsız Agathangelos Siskos’un, işlemiş olduğu bu ağır suçtan dolayı bütün görevlerine son verdi. Kutsal meclise (25 Nisan 2023) alınan karar bildirildi ve kovulduğu açıklandı. (bkz)
Zindan atıldı mı bilmiyoruz…!
100. yılında Lozan Antlaşması’na, Anayasanın, 9. ve 10. Maddesine ne oldu?
Hani eşittik?
T.C. Anayasa’sında, “Patrik Mahkemesi” neden yazmıyor?
Sonuç; Hırsızlık yapan Agathangelos Siskos’un yargılanarak, hesap vereceği tek yer Türk Mahkemeleriydi. Ama olmadı. Yine egemenlik haklarımızı kullanamadık. Diğer tarafta ise Türkiye’deki basının bu olayı görmezlikten gelmesi vardı!
Acaba hırsız Cübbeli Ahmet Hoca, Diyanet İşleri Başkan yardımcısı veya cami imam olsaydı ne olurdu?
27 Mart 2021 Resim : Ekümenik Patrik Bartholomeos ile "Patriklik Mahkemesi"'nin yeni bileşimi. (Fotoğraf: Ekümenik Patrikhane / Nikos Manginas)
Yine mi 5g