GRAFEN OKSİT VÜCUDUMUZDAN NASIL ÇIKAR?

5gvirusnews Haber Merkezi Londra / 1 Ekim 2023

5gvirusnews-platform olarak, bolca küfür ve hakaretlere maruz kaldığımız ilk günlerde, 5G ile virüs’ü yan yana getirmiş olmamızın şaşkınlığı vardı. Aslında anlatmak istediğimiz veya yan yana getirme düşüncemiz, eş zamanlı olarak hayatımıza giren,  “5G” ile “virüs” birleştirerek, teknolojinin az bilinen yönlerine dikkat çekmekti. Nitekim geçen zamanda, bu birleştirme konusunda ne kadar isabetli karar verdiğimiz de ortaya çıktı. Şimdi cola’nın özütü gibi saklana mRNA’daki grafen oksit’in arkasında 5G ile daha da yoğunlaşacak olan EMF’ler de gözüktü.

Ve ilk duyduğumuzda, “Aşı’da Grafen Oksit’in ne işi var” diye sormuştuk.. (bkz)

İnsanlar için zehirli bir madde olan grafen oksit, Covid 19 "aşılarında", su kaynaklarında, chemtrails yoluyla soluduğumuz havada ve hatta gıda tedarikimizde bulunmuştur. Grafen oksit, elektromanyetik frekanslarla ("EMF"), özellikle de 5G'de bulunan ve sağlığımıza daha da fazla zarar verebilecek daha geniş frekans aralığıyla etkileşime girer ve aktive olur.

Grafen oksit zehirlenmesi ve EMF radyasyon hastalığının semptomları Covid olarak tanımlanan semptomlara benzer. İyi haber şu ki, grafen oksit artık bir kirletici olarak tanımlandığına göre, grafen oksidi vücudumuzdan uzaklaştırmanın ve sağlığınızı geri kazanmanın yolları var.

Bu, en iyi etki için birkaç farklı yöntemi aynı anda kullanan bütünsel bir yaklaşımdır. Buna vücuttaki grafen oksidi bozmak için özel takviyeler ve grafen oksit aktivasyonunu en aza indirmek için çevredeki EMF'leri kontrol etmek de dahildir.

Bu bilgiler çeşitli kaynaklardan alınmıştır ve bilimsel çalışmalara dayanmaktadır. Bağlantılar aşağıda referans olarak verilmiştir.

Glutatyonu Anlamak

Glutatyon, glisin, sistein ve glutamik asit amino asitlerinden yapılan bir maddedir. Karaciğer tarafından doğal olarak üretilir ve doku yapımı ve onarımı, vücutta ihtiyaç duyulan kimyasalların ve proteinlerin yapımı ve bağışıklık sistemi dahil olmak üzere vücuttaki birçok süreçte yer alır. Vücudumuzda doğal bir glutatyon rezervi vardır. Bu da bize güçlü bir bağışıklık sistemi sağlar.

Vücutta glutatyon seviyeleri yüksek olduğunda, hiçbir sorun yaşamayız ve bağışıklık sistemimiz iyi çalışır. Ancak vücuttaki grafen oksit miktarı glutatyon miktarını aştığında, bağışıklık sisteminin çökmesine neden olur ve bir sitokin fırtınasını tetikler. Grafen oksidin vücuttaki glutatyonu aşacak şekilde hızla büyüyebilmesinin yolu elektronik uyarımdır.  Yani, EMF'ler grafeni bombardımana tutarak oksitlenmesine neden olur ve bu da hastalığı hızla tetikler.

65 yaşında vücuttaki glutatyon seviyeleri büyük ölçüde düşer. Bu durum Covid-19'dan en çok etkilenen nüfusun neden yaşlılar olduğunu açıklayabilir. Glutatyon seviyeleri diyabet, obezite gibi önceden var olan rahatsızlıkları olan kişilerde de çok düşüktür.  Aynı şekilde, glutatyon seviyeleri bebeklerde, çocuklarda ve sporcularda çok yüksektir. Bu durum Covid-19'un bu kişileri neden etkilemediğini açıklayabilir.

Grafen oksit, belirli EMF frekansları tarafından oksitlendiğinde veya aktive edildiğinde, vücudun yeterli glutatyon oluşturma yeteneğini aşar, bu da bağışıklık sistemini tahrip eder ve hastalığa neden olur.  Hastalık durumlarında (Covid semptomları ve tüm "varyantları" gibi), ortaya çıkan veya elektriksel olarak aktive edilen toksinle (grafen oksit) başa çıkabilmek için vücuttaki glutatyon seviyelerini yükseltmek gerekir.

Yoğun Bakım Ünitesinde Entübe Edilen Covid Hastaları Glutatyon ve NAC ile Tedavi Edildiğinde Saatler İçinde İyileşti, Ricardo Delgado'dan Örnek

"Yoğun bakım ünitesinde, solunum cihazına bağlı ve entübe edilmiş, neredeyse ölümün eşiğinde olan yüzlerce hastayla yapılan klinik deneyler gördük. Akciğer plaklarında grafen oksitin yayılması ve ardından 5G radyasyonunun neden olduğu bilateral pnömoniler ile. Bu hastalardaki bu yaygın leke simetriktir, biyolojik bir ajanda bu olmazdı çünkü örneğin pnömokok enfeksiyonunda olduğu gibi oldukça asimetrik olurdu, değil mi? Bu durumda, yaygın leke genellikle akciğerin bir bölümünde ortaya çıkar, ancak diğerinde değil, her ikisinde de simetrik değildir. Dolayısıyla, glutatyon ile doğrudan intravenöz -hatta oral olarak da- veya N-asetilsistein (NAC) 600 mg veya daha yüksek dozlarda tedavi edildiğinde, insanlar saatler içinde oksijen satürasyonlarını iyileştirmeye başladılar." - Ricardo Delgado, La Quinta Colmuna

N-asetilsistein ("NAC") vücudun glutatyon üretmesine neden olan bir takviyedir, glutatyonun öncüsü olarak bilinir ve tıpkı yoğun spor yaptığınızda olduğu gibi vücudun endojen olarak glutatyon salgılamasına neden olur.  NAC, L-sistein amino asidinden gelir ve vücut tarafından antioksidan oluşturmak için kullanılır. Antioksidanlar, hücreleri hasardan koruyan ve onaran vitaminler, mineraller ve diğer besin maddeleridir. NAC'ı takviye olarak veya reçeteli bir ilaç olarak alabilirsiniz.

NAC ile birlikte çinko, grafen oksidi bozmak için kullanılan temel antioksidanlardır. Ricardo Delgado, bu iki antioksidan ile aşılamadan sonra manyetizmadan etkilenen insanlara kişisel olarak yardım ettiğini belirtmektedir.  Bu, iki doz Pfizer ile manyetik hale gelen ve bu takviyelerden sonra artık bu semptoma sahip olmayan kişilerde görülür.

Grafen oksidin uzaklaştırılmasına yardımcı olmak için alınabilecek diğer takviyeler şunlardır:

Astaksantin (Astaksantin yengeç, karides, ıstakoz ve kerevit gibi bazı kabuklularda, somon balığında, flamingo ve kızıl aynak gibi bazı kuşların tüylerinde bulunan ve karotenoidler arasında yer alan bir pigmenttir.)

Melatonin

Deve Dikeni

Quercetin (Birçok meyve, sebze, yaprak, tohum ve tahılda bulunur; kapari, kırmızı soğan ve lahana, kayda değer miktarda içeren yaygın gıdalardır.)

C Vitamini

D3 Vitamini (Karpuz, elma, üzüm, muz gibi meyveler. Mercimek, havuç, brokoli gibi sebzeler. Ayrıca badem, kaju, fındık gibi kuruyemişlerde de D3 vitamini bulunmaktadır.)

Grafen oksit giderimine yönelik bu takviyeler hakkında daha fazla bilgi için lütfen (bkz)

EMF, 5G, Grafen Oksit, Hidrojeller ve Covid Arasındaki Bağlantıyı Anlamak

Grafen oksit, özellikle 5G spektrumunun bir parçası olan frekanslar olmak üzere EMF tarafından aktive edilir. Tüm malzemeler elektronik soğurma bandı olarak bilinen bir banda sahiptir. Absorpsiyon bandı, (emilme ve soğurma) elektromanyetik spektrumda bir maddenin ilk halinden son haline belirli bir geçişin karakteristiği olan bir dalga boyu, frekans veya enerji aralığıdır. Bu, bir maddenin uyarıldığı ve çok hızlı bir şekilde oksitlendiği belirli bir frekanstır. Vücutlarında grafen oksit birikimi olan insanlara ışınlanan frekanslar, grafen oksitin çok hızlı bir şekilde çoğalmasına, glutatyon dengesinin bozulmasına ve birkaç saat içinde sitokin fırtınasına neden olabilir.

Grafen oksit, DARPA patentli hidrojellerin(*) ana bileşenidir. Covid enjeksiyonlarında, PCR test çubuklarında ve maskelerde bulunan bu hidrojellerdir. İletken bir hidrojel, önemli niteliklere ve uygulamalara sahip polimer benzeri bir malzemedir. Yiyeceklerimizde, suyumuzda ve aşılarda vücudumuza enjekte edilen birçok şeyde kullanılan farklı türde iletken hidrojeller geliştiriyorlar. İletken hidrojeller, DNA'nıza kilitlenen ve 5G sensörleri tarafından kontrol edilebilen nanoteknoloji içerir. DNA'nın toplanmasına ve manipüle edilmesine olanak sağlarlar. İletken hidrojeller insanların izlenmesine ve takip edilmesine olanak sağlar. İletken hidrojelleri tartışan binlerce hakemli bilimsel çalışma ve makale bulunmaktadır. Yedek dokümantasyon olarak bazı ilgili çalışmaların kısa bir listesini bir araya getirdik.

Hidrojel ve Kuantum Nokta Nanoteknoloji Özelliklerinin Özeti - İndirmek için Tıklayınız

Bu çalışmalardan yola çıkarak iletken hidrojellerin bazı özelliklerini özetleyebiliriz.

İletken hidrojellerin özellikleri: kendi kendini onarabilirlik, elektrik iletkenliği, şeffaflık, donmaya karşı direnç, esneme, kendi kendini iyileştirme, uyaranlara karşı duyarlılık, yani 5G vurduğunda (veya diğer frekanslarda) belirli şeyler yapması.

Cep telefonlarından (veya cep telefonlarından), TV'lerden ve Wi-Fi'den gelen EMF radyasyonuyla çevriliyiz. Pek çok bölge de 5G'ye geçiyor ve 5G ağları ile bir bölgedeki Covid salgınları arasındaki korelasyonu gösteren araştırmalar yapıldı. Kendinizi grafen oksit zehirlenmesinden ve grafen oksidin vücudunuzda aktivasyonundan en iyi şekilde korumak için, EMF maruziyetinizi sınırlamak için birkaç şey yapmanız gerekir.

Bunun nasıl yapılacağına dair bazı öneriler şunlardır: eğer yapabiliyorsanız çok sayıda kulenin bulunduğu bir şehirde yaşamayın, geceleri Wi-Fi'nizi kapatın ve mümkünse akıllı sayaçlardan ve diğer akıllı cihazlardan uzak durun. Bir başka seçenek de zararlı etkileri azaltmak için EMF radyasyonunu dönüştürmeye yardımcı olacak orgon enerji cihazları gibi EMF koruma ürünleri kullanmaktır.

Orgon Enerjisi, EMF Koruması ve Grafen Oksit

Grafen oksit EMF tarafından aktive edildiğinden, grafen oksidi aktive etmemesi için yakın çevrenizde EMF'yi azaltan koruyucu bir bariyer oluşturmak istersiniz. 1930'larda, bugün EMF korumasına yardımcı olmak için uygulanabilecek bir keşif yapıldı. Merhum Dr. Wilhelm Reich,(bkz) bir dizi deney sırasında, çelik ve iletken olmayan organik malzemenin dönüşümlü katmanlarından yapılmış kaplar içine yerleştirilen canlı örneklerin çevreden sağlıklı "kozmik enerji" alabildiğini keşfetti. Bu enerjiye "orgon" adını verdi. Bu orgon akümülatörleri kan örneklerini daha uzun süre muhafaza edebiliyor, daha sağlıklı bitki fideleri filizlendirebiliyor ve içlerinde oturan hastalarının ağrılarını dindirebiliyordu.

Günümüzde çelik ve plastik levhalar kullanmak yerine epoksi reçine ile kaplanmış demir oksit, çelik, pirinç, şungit ve kristal tozlarının karışımından oluşan bir kompozit kullanıyoruz. Sonuç, baz istasyonlarından, akıllı sayaçlardan, akıllı telefonlardan, internet yönlendiricisinden ve televizyonunuzdan gelen zararlı kablosuz alanları siz, bitkileriniz ve evcil hayvanlarınız için daha faydalı enerjiye dönüştürebilen bir uyumlaştırıcıdır. Bu bilimsel fenomenin etkileri Pennsylvania Üniversitesi ve Herakleitos Mikroskobik araştırma laboratuvarı tarafından yapılan çalışmalarda tekrarlanmış ve iyi bir şekilde belgelenmiştir.(bkz)

Reich Kan Testi(bkz)  

Son Grafen Oksit EMF Kan Örnekleriyle Çarpıcı Benzerliği

Grafen oksitle ilgili son keşifler ışığında en çarpıcı çalışma, Heraklit Mikroskobik Araştırma Laboratuvarı tarafından gerçekleştirilen "Reich Kan Testi "nde bulunabilir.(bkz) Bu testte, orgon enerjisinin kan üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyorlar. İki kan örneği almışlar ve birini bir kontrol kutusuna, diğerini de bir orgon enerji kutusuna koymuşlardır. Zaman içinde kan örneklerinin mikroskobik fotoğraflarını çektiler ve orgon enerjisi örneğinin yaşam gücünü daha uzun süre koruyabildiğine tanık oldular (kan için gençlik pınarı gibiydi).

Çürüyen kan hücreleri, Hericlitus Labs tarafından yapılan Reich Kan Testi çalışmasında Dr. Reich'ın "biyonlar" olarak adlandırdığı şekle dönüşüyor.

Yukarıdaki slaytlar canlı ve cansız maddelerin biyonik parçalanmasını göstermektedir. Daha sağlıklı olan hücre, etrafında mavi bir ışık bulunan daha katı bir zara sahiptir. Bu mavi ışık aslında hücrenin yaşam gücü ya da "Aura "sıdır. Dr. Reich buna "orgon" enerjisi adını vermiştir.  Hücre öldükçe ve parçalandıkça, zar duvarı içinden çıkan sivri çıkıntılar oluşturur.

Covid enjeksiyonlarında kullanılan grafen oksit bazlı nanopartiküller, mRNA'yı hücrelerin içine sokmak için hücrelerin zarına nüfuz edecek şekilde tasarlanmıştır. Hücre zarı duvarının bu sürekli penetrasyonu, bu zar deformasyonlarına neden olan şey olabilir. Alberta Açık Eğitim'deki Klinik Hematoloji Laboratuvar Rehberi'ne göre: "Akantosit oluşumu kalıtsal ya da edinsel membran kusurlarının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Membran kolesterolü ve lipid içeriği arasında dengesizliğe neden olan kusurlar, RBC'nin deforme olma yeteneğini etkileyerek daha sert plazma membranına neden olur."

Dr. Robert Young'ın son [1 Ekim 2021'de güncellendi] kan çalışmasından alınan üç fotoğraf gösterdi. (bkz)

Dr. Young'ın vardığı sonuç, bu kan hücrelerinde gördüğümüz şeyin EMF radyasyon zehirlenmesinin, grafen oksit zehirlenmesinin etkisinden kaynaklandığıdır. Kan hücresi zarlarının oluşumunu "korona etkisi" ve "başak protein etkisi" olarak adlandırıyor.

Tarama ve İletim Elektron Mikroskopisi CoV-19 Aşılarında Grafen Oksit Olduğunu Ortaya Çıkardı...

Bu, Reich Kan Testi deneyindeki ölmekte olan kan hücrelerinin davranışıyla aynı görünüyor. Burada gördüğümüz şey zehirlenmiş ve ölmekte olan hücrelerdir. Son slaytta da başak proteininin oluşumunu görüyoruz.

Reich Kan Testinde, orgon enerji cihazlarının kan hücrelerinin bu çürümesini nasıl yavaşlattığını ve durdurduğunu gösteren çarpıcı bir keşifte bulunulmuştur.   Bu, hücresel düzeyde, orgon enerji cihazlarının insan vücudunu zararlı EMF'den nasıl koruduğunu göstermektedir.

Aşağıdaki slayt Reich Kan Testinin sonuçlarını göstermektedir. Soldaki örnek orgon akümülatör kutusunun içinde olan örnektir. Hücre ölümü ve çürüme oranı %5'tir.  Sağdaki örnek ise orgon akümülatör kutusunun içinde olmayan örnektir. Çürüme oranı %50'dir. Açıkça görülüyor ki, orgon enerjisi kanın yaşam gücünü ve sağlığını korumaya yardımcı olmak için bir şeyler yapıyor.İlgili yazının orijinal kaynağı için (bkz)

Diğer tarafta ise Türkiye’de mRNA sıvıları ile vücudumuza aldığımız  Grafen Oksit’in hacamat(**) tekniği ile temizleneceği konusunda sosyal medyada dolaşan bilgi var. Bu konuda bizzat çalışan kişilerden yazı yazmalarını istedik. Fakat bize ulaşan bir makale olmadı. Tabii ki gelirse yayınlarız.  

(*)Hidrojel;  iki fazlı bir malzemedir; gözenekli, geçirgen katılar ve ağırlıkça veya hacimce en az %10 tamamen veya esas olarak sudan oluşan interstisyel sıvı karışımıdır.

(**)Hacamat, vücuttaki kötü kanı temizlemek ve birtakım sağlık sorunlarını tedavi amaçlı geleneksel bir alternatif tıp-Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp tekniğidir. Yine Hacamat kan üretimiyle görevli organları (kemik iliği, karaciğer, dalak) uyarır, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandıracak mekanizmaları tetikleyerek ağrıları giderir, hastalıkları önleyici mekanizmaları uyarır. Kas-iskelet sistemi hastalıklarına bağlı ağrıların tedavisinde kullanılabilir.