Öne Çıkanlar DSÖ Chabad mRNA Refik Şevket İNCE Çin

NEFES TOPU

Kablosuz İletişim Radyasyonu!

Yazan ve Araştıran Muammer KARABULUT

#21. Nefes Topu

Yaklaşık 4 yıldır hemen hemen hergün, 10 kere çekip üfleyerek 3 farklı çapta topla yaptığım, özellikle akciğer için pratik solunum egzersizinin faydasını gördüğümü söyleyebilirim.

Ameliyat sonrası kullanılan, “solunum fonksiyonlarının daha hızlı normale dönebilmesi için spirometrenin düzenli kullanımın önemli olduğu vurgulanmaktadır. (bkz) Zaten ortaya çıkışı da ameliyat sonrası tavsiye edilmesi ile başladı.

Nefes topları uyku bozukluğunu düzenliyor, stresi engelliyor, bağışıklığı güçlendiriyor, hızlı kilo vermeye yardımcı oluyor! Pek çok hastalıkta iyileşmeye destek olduğu söylenen triflo, son dönemde tüm dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Üstelik sırrı da sadece nefesi doğru kullanmada saklı.

Doğru solunum tekniklerinin uyku bozukluğunu engellediği bilgisini veren Uzm. Dr. Ali Vefa Öztürk, “Uyku bozuklukları, gece boyunca iyi nefes alamamaktan kaynaklanıyor. Solunum yolları daraldığı için insanlar uyku problemiyle karşılaşıyor. Alınan iyi bir nefes ise uykumuzu düzenleyerek, kaliteli bir gece geçirmemizi sağlar. İyi bir uykuda oksijene ihtiyaç olduğu gibi vücudun yağ yakımında da yine oksijene gereksinimi vardır. Hücrelere ulaşan oksijen miktarı arttıkça yağ moleküllerinin yakılması kolaylaşır. Böylece kişi daha hızlı kilo verebilirdiyerek sağlıklı yaşamda doğru nefesin önemine dikkat çekti.

Nefes egzersiz cihazı olan triflo’nun vücudumuza birçok faydası olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ali Vefa Öztürk, “Solunum kaslarını güçlendiriyor. Akciğere negatif basınç uyguluyor. Yani akciğerlerde sekresyondan ya da hastalıklardan dolayı kapanmış alveoller varsa bunları açıyor. Bizim doğru nefes almamıza yardımcı oluyor. Alınan her nefes vücuda oksijen girmesine dolayısıyla akciğer sağlığımızın daha iyi olmasını sağlar. Bu durum da tüm organlarımıza olumlu olarak yansıyor diye konuştu.

Uzm. Dr. Ali Vefa Öztürk, “Triflo içinde üç tane topu olan plastik bir cihaz. Üfleme yeri var. Ağızlık kısmından cihaza önce düz şekilde üflüyor ve topları kaldırmaya çalışıyoruz. Burada önemli olan topların hepsini kaldırmak değil, kaldırmaya uğraşmak. Yapılan efor kişiye fayda sağlıyor. Bir de ters çevirip içimize çekiyoruz. Egzersizi iki şekilde, 10 kere çekip 10 kere üfleyerek gerçekleştiriyoruz. Bunu günde en az 4 kere yapmanın akciğer sağlığına büyük faydası var. Ancak çok ciddi kalp hastalığı olanlar, akciğer sönmesi yaşayanlar ve solunum yetmezliği bulunanlar kullanırken daha dikkatli olmalı. Herkes trifloyu rahatlıkla kullanabilir” bilgilerini paylaştı.(bkz)

#22. Radyasyon ve 5G

Hemen yarın 5G teknolojisinin yaygınlaşması ile birlikte hayatımıza girecek olan, teknik terimlerden birisi de WCR- Wireless Communication Radiation, Türkçesi Kablosuz İletişim Radyasyonu olacaktır!

Sağlığımızı tehdit eden, karşımızda kocaman bir elektromanyetik alanlarda maruz kaldığımız hızlı milimetrik dalgalarla gelen ve vücudumuz tarafından emilen bir Kablosuz İletişim Radyasyonu var.

Yalnızca hızlı internet, hızlı erişim, hızlı veri aktarımı olarak yutturulan nesnelerin interneti olan 5G’yi cep telefonu ile sınırlı sandık. Ve gidişle hızla da sağlımızı bu hız meraklılarına teslim edeceğiz. Burada amaç yeni 5G teknoloji veya 4.0 sanayi sistemi karşıtlığı değil, yeni teknolojinin insan faydasından çok sağlığına vereceği zararı göstermektir.

Radyo frekansı elektromanyetik radyasyonun insanların (özellikle çocukların), hayvanların ve bitkilerin sağlığı için zararlı ve tehlikeli olduğunu gösteren bir çok bilimsel belge var.

5G'nin sağlığa tam olarak zararlı etkileri bilinmemektedir, çünkü sistem tam olarak tanımlanmamıştır, ancak radyofrekanslı elektromanyetik radyasyonun insan ve hayvanların vücutları üzerindeki etkilerine ilişkin mevcut araştırmaların arka planı verilmiş olsa da , DNA hasarı ve oksidatif stres, özellikle aynı temel radyasyon biçimine dayandığından, mevcut sistemlere benzer bir zarara yol açmaması pek olası görünmüyor.” (bkz)

RADYASYON VE ELEKTROMANYATİK RADYASYON

Radyasyon veya Işınım, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. "Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yayması"na veya "Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamı"na da Radyasyon denir.

Elektromanyetik=radyasyon, Elektromanyetik dalgalar, boşlukta ışık hızında titreşerek (saniyede 300 bin km) yol alırlar.

Yayılma hızı, dalgaların geçtiği ortamın elektriği ve manyetik özelliklerine göre değişir; dalga boyu, frekansı ve hızı arasında ilişki vardır. İşte doğal ve suni olarak üretilen elektromanyetik dalgalar, frekans ve dalga boyuna göre tasnif ediliyor. Elektromanyetik dalgalar, madde içine nüfuz edebilme özelliği sebebiyle radyasyon olarak da adlandırılıyor..

Cep telefonları, haberleşme cihazları ve tüm elektrikli cihazlar, iyonlaştırmayan radyasyon (0-300 GHz) içinde ele alınıyor…

Elektromanyetik radyasyon da kendi içinde iki ana gruba ayrılıyor. Çok düşük frekanslı radyasyon (ELF) ve radyo frekanslı radyasyon (RF). ELF radyasyona elektrik iletim hatları, evlerdeki elektrik tesisatları, elektrikli aletler yol açıyor. RF radyasyonun faili ise cep telefonları, baz istasyonları, radyo ve televizyon vericileri, modemler, radar, jammer ve mikro dalga fırınlar… Elektromanyetik dalgaların yansıma, kırılma, girişim ve polarizasyon özelliği bulunuyor. Bu dalgalar enerji taşıyor. Geçtikleri ortama iyonizasyonun yanı sıra uyarım ve ısı enerjisi de taşıyor.

Radyasyonun biyolojik etkileri ise, canlılara olan zararlarıdır. Kısa zamandaki etkileri, baş ağrısı, göz yanması, yorgunluk ve gece uykusu olarak kendini göstermektedir.

Elektromanyetik alanların iki tür biyolojik tesiri bulunuyor. Uzun sürede ise insan bünyesindeki moleküler ve kimyasal bağlara, hücre yapısına ve bağışıklık sistemine zarar veriyor.

-Korunmak için nasıl bir yol izlenmeli?

Elektromanyetik kirliliğin olumsuz tesirleri, dalganın frekansına, güç ve alan yoğunluğuna, kaynağın uzaklığına, maruz kalma süresine, etkilenenin ölçülerine ve elektriğin özelliklerine göre değişiyor. Mesela, ortalama bir baz istasyonunun yaydığı radyasyon 10 volt/metre. Fakat ütününki 50 volt/metre. Bu durumda “Ütü daha zararlıdır.” demek yanlış. Çünkü cep telefonundan kaynaklanan radyasyonun sınır değeri 41 volt/metre iken ütüde bu rakam 5000 volt/metre. Yani her kaynağı, kendi güvenlik limiti ile karşılaştırmak gerekiyor. Üstelik âdeta bir organ hâline gelen cep telefonunun sinyaline maruz kalma süresi, diğer cihazlarla karşılaştırılamayacak kadar uzun. Bu noktada özellikle hamileler ve çocuklar daha yüksek risk grubunda bulunuyor.

HİSSEDİLMEYEN KİRLİLİK!

Elektromanyetik kirlenme duyularla hissedilmiyor. Vücut ısısını 0,5 ila 2 derece arasında artırıp dengeyi bozuyor. Beyinde 0,5-120 Hz arasında oluşan beyin dalgaları aynı zamanda elektromanyetik alanlar. Beyin dalgaları, işlevleri yönüyle 6 banda ayrılıyor. Bu dalgalar beyinde gerçekleştiğinde insan; korku, sevinç, düşünce gibi ruh hâllerini yaşıyor. Ev içinde kullanılan tüm elektrikli cihazların 50 Hz frekanslı olması sebebiyle, verdikleri radyasyon beyin dalgaları ile eşleşebiliyor.

Tabii ki 5G ve sonrasında artacak olan hız ve kullanım alanın genişlemesi ile bu teknolojiyi red edelim deme lükümüz yok! Fakat şirket üreticileri ürünlerinin üzerine ilaçlarda olduğu gibi tüm ayrıntıları yazmasıdır. (bkz)

MİLİMETRİK DALGALAR VE NABIZ RADYASYONU!

O ayrıntılar yazıldığında nelerin olacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü 5G’de henüz tartışılmayan bir de “milimetre dalga radyasyonu” var. Üreticilerin bu alanda henüz bir çalışma yapmadı veya bilinen bir çalışma bulunmuyor.

Radyasyonun gücü değil, nabzıdır. Bir cep telefonu sinyalinin karmaşık olduğunu görüyorsunuz. Belli bir frekansı var, bu ne kadar hızlı gittiği anlamına gelir ve sonra belli bir güce sahiptir, yani ne kadar enerjisi vardır. Ve gücü çok zayıf olsa da, eğer böyle giderse, düzenli olarak, binlerce dakikada, bir ömür boyu bir kez anormal nabız radyasyonunuz olur. Bu düzensiz gücün bir etkisi var. Ve biliyoruz ki, insan ve hayvanların hücre kültürlerinde yapılan çalışmalar, farelerin beyin hücrelerinin cep telefonu radyasyonundan çok zayıf darbeli sinyallere maruz kaldıklarında DNA'larına zarar verdiğini gösteriyor. Bu çalışmalara yanıt olarak endüstri savaşı başlatıldı.

2 Yaşam boyu binlerce dakikada düzenli olarak anormal nabız radyasyonu. (Uzun bir dalga 355nm olan nabız radyasyonu) Nüfuz eden radyasyon, radyo-elektronik ekipman ve iletişim sistemlerinin verimliliğini önemli ölçüde etkiler.

Nabız(19) Radyasyonu, nötrlerin akımı, birçok elektronik sistemin işleyişini, özellikle de bir darbe modunda çalışanlar, güç kaynağında bir kırmaya, transformatörlerde kapanmaya, voltajı, şeklin bozulmasını ve elektrik sinyallerinin büyütülmesine neden olur.

Bu düzensiz gücün bir etkisi var. Ve biliyoruz ki, insan ve hayvanların hücre kültürlerinde yapılan çalışmalar, farelerin beyin hücrelerinin cep telefonu radyasyonundan çok zayıf darbeli sinyallere maruz kaldıklarında DNA'larına zarar verdiğini gösteriyor. Bu, bu çalışmalara yanıt olarak yapıldı, endüstri savaşı başlattı

5G'nin, bakterilerin büyümesini hızlandırmak da dahil olmak üzere ciddi biyolojik etkilere sahip olma kapasitesine sahip olduğunu göstermektedir.

Ve sonuç olarak, hücreler birbirleriyle iyi iletişim kuramazlar çünkü ikisi de milimetrik dalgalara maruz kalacağını söyleyen Dr. Devra Davis, 3G anteni olan bir hücre anteninin 80 metre yakınında yaşayan insanlar üzerinde bir çalışma yapıldığını ve uzaktaki insanlara yakın olanlarla karşılaştırıldığından bahsederken, “En yakın olanların kanında, DNA'larında yüksek hasar belirtileri olduğunu buldum, bu mikro çekirdek denen şeyin bir göstergesi, ki bu iyi bir şey değil.” dedi. (bkz)

Burada önemli olan limitlerdir. Özellikle dünya çapında artan insan ve çevre maruziyeti göz önüne alındığında, 5G telekomünikasyondan gelen yeni radyasyon biçimleri de dahil olmak üzere, hatalı varsayımlardan ziyade bilimsel kanıtlara dayanmadığı ortaya çıktı.

İnsan sağlığında 25 yılı aşkındır gözlenen maruziyetlerde, DNA hasarına, kardiyomiyopatiyi (kalp kası hastalıkları), kanserojenlik, sperm hasarı ve elektromanyetik aşırı duyarlılık dahil nörolojik etkilere yol açtığı tespit edilmiştir.

Ayrıca, çok sayıda insan çalışması, RFR'ye maruz kalma ile artan beyin ve tiroid kanseri riski arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler bulmuştur. Ancak 2020'den sonra yapılan araştırmalarda, FCC ve ICNIRP 1990'larda belirlenen ve bugünkü teknolojinin çok altında kalan sınırları yeniden onayladığı görüldü. Sonuç olarak, acilen ihtiyaç duyulan, insanlar sağlığı ve doğal yaşamı koruyucu maruz kalma sınırlarının yeniden belirlenmesi gerekmektedir.

Bilim İnsanlarının EMF’den korunmak için tespit ettikleri bazı önlem ve öneriler; 

1) Öncelik çocukları ve hamile kadınları korunmalıdır.

2) Yönergeler ve düzenleyici standartlar güçlenmeli.

3) Üreticiler daha güvenli teknolojiler geliştirmeye teşvik edilmeli.

4) Halk, elektromanyetik enerjiden kaynaklanan potansiyel sağlık riskleri hakkında tam olarak bilgilendirilmeli ve zarar azaltma stratejileri öğretilmeli.

5) Tıp uzmanlarına elektromanyetik enerjinin biyolojik etkileri ve elektromanyetik duyarlılığı olan hastaların tedavisi konusunda eğitim verilmeli.

6) Hükümetlerin, elektromanyetik alanlar ve endüstriden bağımsız sağlık konusunda eğitim ve araştırmaları finanse etmeli.

7) Medya, EMF yayan teknolojilerin sağlık ve güvenlik yönleriyle ilgili görüşlerini aktarırken uzmanların endüstriyle olan mali ilişkileri ifşa edilmeli.

8) Özellikle EHS'li bireyler için radyasyonsuz alanlar oluşturulmalıdır.

9) Kablo ve fiber optik gibi alternatif iletişimler desteklenmelidir.

10) Kapalı alanlarda nasıl ki sigara içilmiyor, telefonla da tren, metro, otobüs gibi toplu taşıma araçlarında, salon, asansör gibi kapalı alanlarda telefonla konuşulması yasaklanmalıdır.

Tüm maddelerin dışında belki de en önemlisi, üretici firmalar yeni kablosuz teknoloji ürünlerinin zararsız ve güvenli olduklarını piyasa çıkmadan önce ispat etme zorunluluğu getirilmelidir.

Türkiye’de ise şuanda denen 3.6GHz. Ama 1-15GHz arasındaki frekanslardaki RF enerjisi vücudun bütün organlarına girer ve RF darbeler merkezi sinir sistemi ile etkinleşmektedir.

WİFİ DNA HASARI OLUŞTURYOR!

WiFi modemler genelde 2GHz olarak kullanıyor. Bu saniyede 2 milyar işlem gücü demek! Bunlar vücudun DNA dengesini bozuyor. Yeni cihazların frekansı ise 5GHz’e kadar çıktı! Bilim insanları vücudun bu elektromanyetik yükü kaldırmayacağına söylüyorlar. Acaba bu konuda yapılmış bir uyarı duydunuz mu?  

UYARIMIZ;

Vücudun tüm dış etkiler karşı savunma kalkanı bağışıklık sistemidir. Eğer bağışıklık sisteminiz zayıfsa radyasyon kaynaklarından uzak durun, telefonla konuşurken bile telefonu başınıza yaslamayın, uzun süre konuşmayın ve kablolu kulaklık kullanın!

Amacımız 5G, 6G ve 7G diye uzayıp giden  teknolojiye yetişmek olmamalı, çünkü bu teknoloji İNSANI yadsıyan ilk önce yarı sonra robot duruma getirecek olan bir projedir. Teknoloji zirvededir, üretmek, ulaşmak ve kullanmak sorun olmaktan çıkmıştır. Asıl sorun insanın varlığını koruma sorundur. İnsanın kendisini yadsıyacak teknolojiye yönelmesi kadar aptalca bir şey olamaz! (bkz)

#23. Kenevir

Halk arasında yaygın adı ile Kenevir, yaşamın her alanında fayda sağlayan bir bitki olduğundan dolayı yasaklanmış, uyuşturucu sınıfına konularak resmen hapis edilmiştir. Fakat özellikle radyasyonun ve GDO’lu yiyeceklerin bağışıklık sistemine verdiği zararlar sonucu ortaya kanser türlerinin ilacı Kenevir olunca yüzlerce bilimsel makale yazılmaya başladı!

Ve Kenevir hapsedildiği yerden firar etti.

Türkiye’de firar ederken, ekimi yılan hikayesine dönen Kenevir’in tüm kullanım alanları ilgili alt yapı oluşturulmadığı için sakat duruma düştü! Henüz uyuşturucu algısından kurtulamadı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay her ne kadar Yozgat Bozok Üniversitesi’nde bir enstitü kurdurmuş ve açılışına katkı sağlamış olsa da, devlete hakim olan diğer unsurların frenine karşı durulmuş değil. Diğer tarafta ise Esrar, psikoaktif ve antienflamatuar özellikleri nedeniyle kanser dahil birçok hastalıkta tıbbi ilaç olarak da kullanıldığına ilişkin bilimsel çalışmların sonuçları yayınlanıyor. Esrarda tanımlanan kannabinoidlerden biri olan THC, tıbbi kullanım için geniş çapta incelenmeler yapılıyor. İki THC ilacı, nabilone ve dronabinol, kanser hastalarında kemoterapinin neden olduğu bulantı ve kusmayı tedavi etmek için onaylandığı da açıklanmıştır.(bkz)

Yine Psikoaktif fonksiyona ek olarak, THC'nin kronik inflamasyonu (20) baskıladığı ve tümör hücrelerinin(21),(22) büyümesini de engellediği gösterildi. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, esrar kullanan kanser hastalarında immünoterapiye zayıf yanıt gözlemlendi,(23) esrar bileşenlerinin antitümör bağışıklığını baskılayabileceği de düşünülüyor!

Kenevir’in yine Kanser, Bağışıklık sistemine  ve Mikrobiyal Hastalıklar karşı faydalarına ilişkin yayınlan bilimsel makalede, Eşsiz özelliklerinin, bu bitkiye özgü, en az 100 farklı kannabinoid  bulunan fitokanabinoidler (24) olarakta bilinen bir grup ikincil metabolite (25) borçlu olduğu yazıldı. (bkz) Esrardaki ana psikoaktif kanabinoid delta-9-THC'dir. Bir başka aktif kannabinoid, kannabidioldür.(bkz)

Tüm bunlara rağmen bilimsel bir makalede “Kenevir bitkisinin özellikleri ve tıbbi kullanımları hakkındaki bilgilerdeki ilerlemeler, olumsuz bir yasal ortama rağmen” gerçekleştiği belirtildi. (bkz)

Ek olarak, son on yılda klinik öncesi ve klinik çalışmalardan elde edilen çok sayıda kanıt toplanmıştır ve bu, Kenevir bitkileri tarafından üretilen çoklu maddelerin antikanser özellikleri de dahil olmak üzere terapötik bir potansiyele sahip olduğunu düşündürmektedir. (26), (27) 

Mucizevi Bitki Kenevirin Bağışıklık Sistemimizdeki Güçlü Etkisinin Nedeni;

Endokannabinoid sistemin bağışıklığın düzenlenmesinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir ve bilim adamları onu bağışıklık sisteminin, “bekçilerinden” biri olarak görmektedir.(28) 

Endokannabinoid sistemi, kannabinoid reseptörleri 1 ve 2 (CB1 ve CB2) olarak bilinen reseptörlerin yanı sıra endojen kannabinoidler anandamid (AEA) ve 2-araşidonoilgliserol (2-AG) ve bu endokannabinoidlerin üretimini etkileyen enzimleri içerir.

CB2 konsantrasyonları CB1'den daha yüksek olmasına rağmen, bağışıklık sistemi hücrelerinin hem CB1 hem de CB2 ifade ettiğine dair bilimsel kanıtlar vardır.(29)

CBD ve bağışıklık sistemi nasıl etkileşir?

Cannabis sativa'nın psikoaktif olmayan bir bileşeni olan Cannabidiol (CBD), endokannabinoid sistem üzerinde etkili olan ve dengeli ve sağlıklı bir bağışıklık sistemini koruma yeteneğine sahip olabilen bir fitokanabinoiddir.

Hücrelerin hücre dışı ortamları ile iletişimini kolaylaştıran bir protein olan geçici reseptör potansiyeli vanilloid 2 (TRPV2), sağlıklı bağışıklık sistemi işlevinde önemli bir rol oynar.(30) CBD, TRPV2'yi aktive eder ve ayrıca bağışıklığın desteklenmesinde yer alan diğer geçici reseptör potansiyeli (TRP) kanallarını da etkiler.(30)

Kenevir bazlı CBD yağı, bağışıklığı korumak için hem doğrudan hem de dolaylı mekanizmalara sahip olabilir.

Ve bağışıklık sisteminin eşleştirilmesinin bağışıklık sağlığını destekleyebileceği dört yolu kapsar.

1-Artan doğal öldürücü hücreler;

Otoimmün sağlığı araştıran hayvan çalışmalarında , kenevirden elde edilen CBD yağının, T hücrelerinin, B hücrelerinin ve hem T yardımcı hem de T sitotoksik lenfosit alt kümelerinin aktivitesini azaltarak bağışıklık sistemini dengelediği gösterilmiştir. Bununla birlikte, bir otoimmün alanın dışında, CBD, bir tür beyaz kan hücresi olan doğal öldürücü (NK) hücrelerin aktivitesini destekler.(31)

NK hücreleri, vücudun virüslerin varlığına verdiği yanıtta önemli bir oyuncudur. CBD, hem NK hücrelerinin hem de T hücrelerinin özelliklerini paylaşan doğal öldürücü T hücrelerinin aktivitesini de destekler. In vitro çalışmalar, CBD'nin ilgi çekici eylemlere sahip olduğunu göstermiştir. karaciğerde bağışıklık sağlığını korumak isteyenler için.(32)

2-Sağlıklı bir inflamatuar yanıtı desteklemek;

CBD, sağlıklı bir inflamatuar yanıtı koruma yeteneğiyle iyi bilinir.Hayvanlarda CBD, akciğerlerde sağlıklı bir inflamatuar yanıtı destekler.(33) Aynı zamanda akciğer tahrişine maruz kalan farelerde akciğer fonksiyonlarını iyileştirir.

Bir çalışmada, CBD, azalmış toplam akciğer direnci ve elastansı, akciğerlere lökosit göçü, akciğer dokusunda miyeloperoksidaz aktivitesi ve protein konsantrasyonu gibi sağlıklı akciğer belirteçlerini ve sağlıklı sitokin seviyelerinin korunmasını (TNF ve IL-6) artırdı. ) ve kemokinler (MCP-1 ve MIP-2). * Bu, potansiyel olarak solunum işlevine yardımcı olabilir.

3-Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasının korunması;

Bağışıklık sisteminin büyük bir kısmı, çok sayıda organize lenfoid doku ve dağınık doğuştan gelen ve adaptif efektör hücrelerin bulunduğu GI yolunda bulunur.(34)

Bağırsaklarda bulunan iyi ve kötü organizmaların toplanması olan bağırsak mikrobiyotası, vücudun dengeli bir bağışıklık tepkisine sahip olmasına yardımcı olmada önemli bir rol oynar.(35)

Bağırsakta aşırı iltihaplanma, bağırsak geçirgenliğine, bağırsak mikrobiyota disbiyozuna ve bağırsak bağışıklık tepkisinin bozulmasına neden olabilir.(36),(37) Vücudun buna karşı koymasının bir yolu endokannabinoid sistemdir.(36),(37)

Endojen kannabinoidler gibi, CBD'nin de insan denemelerinde sağlıklı bir bağırsak enflamatuar tepkisini desteklediği bulunmuştur.(38) Buradaki anahtar mesaj, bağırsağı sağlıklı tutmanın genel bağışıklığı desteklediğidir.

4-Günlük hafif stres ve hayal kırıklığı sırasında sakinleştirici bir etki;

Devam eden psikolojik stres, bağışıklığın azalmasıyla bağlantılıdır.(39) CBD, sağlıklı bir stres yanıtında rol oynar.

CB1 reseptörü üzerinde çalışan endojen kanabinoidlerin aksine , CBD takviyesi 5 -HT1A serotonin reseptörünün doğrudan aktivasyonuna yol açar.(40),(41) CBD'nin stres giderici özellikleri, ilgili beyin bölgelerindeki serebral kan akışını modüle etme yeteneği ile de ilgilidir. amigdala, hipokampus, hipotalamus ve singulat korteks dahil anksiyetede.(42)

İnsanlar üzerinde yapılan deneylerde, CBD'nin konuşma yapan kişilerde hafif stresi azalttığı bulundu. Örneğin, araştırmacılar topluluk önünde konuşma simülasyonu yapan 57 sağlıklı erkek katılımcıda farklı dozlarda CBD ve plasebonun etkilerini gözlemlediler.(43) Bu çift kör çalışmada, deneklere topluluk önünde konuşma testinden önce 150 mg, 300 mg veya 600 mg dozlarda oral CBD veya plasebo verildi. Plasebo ile karşılaştırıldığında, 300 mg CBD, deneklerin konuşma sırasında daha sakin ve rahat olmasına neden oldu. (bkz)

SU SORUNUN BAŞLANGICI!

Artık tüm bu bilgilerin içinde sağlığımız için en önemli sistemimiz olan bağışıklığımızı korumak zorunda olduğumuz gerçeği ile karşı karşıyayız. 

Sisteminizi güçlendirerek bağırsaklarımızı şimdi iyileştirebiliriz…

Eğer sık sık hastalanıyorsak, yorgunluk, baş ağrısı, moralimiz bozuksa, sindirim sorunları ve halsizlik gibi şikayetlerimiz varsa, yukarıda bahsedilen maddelerden veya yaşam tarzı değişikliklerinden birini günlük rutinimize eklemek yeterli olacaktır!

Hepsi tepkiden ziyade önlemeye dayalı bir yaşam sürmenin bir parçasıdır ve uzun vadede onlara bağlı kaldığımızda en iyi şekilde çalışacaktır.

Hatırlamamız gereken en önemli şey, sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi karmaşık bir şekilde birbirine bağlantılı olmasıdır. İyi haber şu ki, birini güçlendirmeye çalıştığımızda, doğal olarak diğerini de güçlendirmiş olacağız!

Bu liste hiçbir şekilde eksiksiz değildir! Yolda kalmak için bir hatırlatıcıya ihtiyacınız olduğunda veya bağışıklık sisteminizin biraz desteğe ihtiyacı olduğunu hissettiğinizde “hızlı başvuru” olarak kullanabilirsiniz.

Vücudumuzun toplam bağışıklık sistemi hücrelerinin kabaca %80'inin üst gastrointestinal sistemde bulunuyor. Bağırsaklarımız için iyi şeyler yaptığımızda, bağışıklık sistemimize de büyük ölçüde yardımcı oluyorsuz. Bu yüzden en iyi 23 bağışıklık güçlendirici ipucumuzu bir araya getirdik.

Güneşi her gördüğünüzde gülümseyin. Çünkü o bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin harika bir yolu bol güneş ışığı almaktır.

Ve SU’yu içmeyi hiç ihmal etmeyin!

Sağlımız özgürlüğümüz, özgürlüğümüzün savunması da bağışıklık sistemimizidir. Onu koruyamazsak planlı salgın ile hayatımızı ve geleceğimizi silmek isteyenlerin kölesi oluruz…

İlgili yazıyı genişletmemize neden olan; Charlene Bollinger’in araştırması(bkz) için teşekkür ederim.

19-Nabız, kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara pompalanması esnasında, uç noktalardaki atardamarlarda oluşturduğu dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan hissedilmesine nabız denir. Normal nabız, yetişkinde dakikada 60–100 kez çocukta dakikada 100–120 kez bebekte dakikada 100-140 kez civarındadır.

20-Vara, D. ve ark. Kannabinoidlerin hepatoselüler karsinom üzerindeki anti-tümör etkisi: AMPK'ye bağlı otofaji aktivasyonunun rolü. Hücre Ölümü Farklıdır. 18 , 1099-1111 (2011).

21-Casanova, ML et al. Kannabinoid reseptörlerinin aktivasyonu ile in vivo cilt tümörü büyümesinin ve anjiyogenezin inhibisyonu. J. Clin. Araştırın. 111 , 43-50 (2003).

22-Boggs, DL ve ark. Kannabidiol ve delta(9)-Tetrahidrokannabinolün fonksiyonel etkileşimleri için klinik ve klinik öncesi kanıtlar. Nöropsikofarmakoloji 43 , 142-154 (2018).

23-Suryavanshi, SV, Kovalchuk, I. & Kovalchuk, O. Enflamasyon sinyalinin ana düzenleyicileri olarak kannabinoidler: güncel bir bakış açısı. Ön. immünol. 11 , 613613 (2020).

24-Kannabinoidler, beyindeki nörotransmitter salınımını değiştiren hücrelerdeki kannabinoid reseptörleri üzerinde etkili olan çeşitli kimyasal bileşikleri kapsayan bir sınıftır. Bu reseptör proteinleri için ligandlar, endokannabinoidleri (vücutta doğal olarak üretilir), fitokannabinoidleri (kenevir ve bazı bitkilerde bulunur) ve sentetik kannabinoidleri (yapay olarak üretilir) içerir. En önemli kannabinoid olan tetrahidrokannabinol (THC), esrarda bulunan birincil psikoaktif maddedir. Kannabidiol (CBD) bitkinin bir başka önemli bileşenidir.Çeşitli etkiler gösteren, esrardan izole edilmiş en az 113 farklı kannabinoid vardır

25-Metabolitler metabolizma sonucu ortaya çıkan ara ürünler ve ürünlerdir. Genellikle bu terim küçük moleküller için kullanılır. Metabolitlerin işlevleri çeşitlidir: Enerji kaynağı, yapı taşı, enzimleri stimüle ve inhibe etme, katalizör, savunma ve diğer organizmalarla etkileşim, koku ve feromonlar gibi

26-Afrin F., Chi M., Eamens AL, Duchatel RJ, Douglas AM, Schneider JJ, Gedye C., Woldu AS, Dun MD Can Kenevir Yardımcı Olabilir mi? Kanser Tedavisi için Düşük THC Esrar ve THC Olmayan Kannabinoidler. Kanserler. 2020; 12 :1033. doi:10.3390/kanserler12041033

27-. Leung L. Esrar ve Türevleri: Tıbbi Kullanımın Gözden Geçirilmesi. J. Am. Yönetim Kurulu Fam. Med. 2011; 24 :452–462. doi:10.3122/jabfm.2011.04.100280.

28-Oláh A, Szekanecz Z, Bíró T. Targeting Cannabinoid Signaling in the Immune System: “High”-ly Exciting Questions, Possibilities, and Challenges. Front Immunol. 2017 Nov 10;8:1487.

29-Booz GW. Cannabidiol as an emergent therapeutic strategy for lessening the impact of inflammation on oxidative stress. Free Radic Biol Med. 2011 Sep 1;51(5):1054-61.

30-Pumroy RA, Samanta A, Liu Y, et al. Molecular mechanism of TRPV2 channel modulation by cannabidiol. Elife. 2019 Sep 30;8. pii: e48792

31-Ignatowska-Jankowska B, Jankowski M, Glac W, Swiergel AH. Cannabidiol-induced lymphopenia does not involve NKT and NK cells. J Physiol Pharmacol. 2009 Oct;60 Suppl 3:99-103.

32-Lowe HI, Toyang NJ, McLaughlin W. Potential of Cannabidiol for the Treatment of Viral Hepatitis. Pharmacognosy Res. 2017 Jan-Mar;9(1):116-8.

33-Ribeiro A, Almeida VI, Costola-de-Souza C, et al. Cannabidiol improves lung function and inflammation in mice submitted to LPS-induced acute lung injury. Immunopharmacol Immunotoxicol. 2015 Feb;37(1):35-41.

34-Mowat, A., Agace, W. Regional specialization within the intestinal immune system. Nat Rev Immunol 14, 667-685 (2014).

35-Wu HJ, Wu E. The role of gut microbiota in immune homeostasis and autoimmunity. Gut Microbes. 2012 Jan 1; 3(1): 4-14.

36-Hornby PJ, Prouty SM. Involvement of cannabinoid receptors in gut motility and visceral perception. Br J Pharmacol. 2004 Apr;141(8):1335-45.

37-Cani PD, Plovier H, Van Hul M, et al. Endocannabinoids–at the crossroads between the gut microbiota and host metabolism. Nat Rev Endocrinol. 2016 Mar;12(3):133-43.

38-Irving PM, Iqbal T, Nwokolo C, et al. A Randomized, Double-blind, Placebo-controlled, Parallel-group, Pilot Study of Cannabidiol-rich Botanical Extract in the Symptomatic Treatment of Ulcerative Colitis. Inflamm Bowel Dis. 2018 Mar 19;24(4):714-24.

39-Segerstrom SC, Miller GE. Psychological Stress and the Human Immune System: A Meta-Analytic Study of 30 Years of Inquiry. Psychol Bull. 2004 Jul;130(4):601-30.

40-Crippa JA, Derenusson GN, Ferrari TB, et al. Neural basis of anxiolytic effects of cannabidiol (CBD) in generalized social anxiety disorder: a preliminary report. J Psychopharmacol. 2011 Jan;25(1):121-30.

41-Shannon S, Opila-Lehman J. Effectiveness of Cannabidiol Oil for Pediatric Anxiety and Insomnia as Part of Posttraumatic Stress Disorder: A Case Report. Perm J. 2016 Fall;20(4):16-005.

42-Soares VP, Campos AC. Evidences for the Anti-panic Actions of Cannabidiol. Curr Neuropharmacol. 2017;15(2):291-9.

43-Linares IM, Zuardi-AW, Pereira LC, et al. Cannabidiol presents an inverted U-shaped dose-response curve in a simulated public speaking test. Braz J Psychiatry. 2019 Jan-Feb;41(1):9-14.

Anahtar Kelimeler:
5GRadyasyon
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.