Öne Çıkanlar Sosyal Tıp Bahçeli Mendy Chitrik Muammer Karabulut Ali Yerlikaya

“HMS MALAYA” DAN JOHAR’A…

Yazan Muammer KARABULUT

İngiliz “HMS Malaya”; Sir W G Armstrong Whitworth & Co Ltd, Birleşik Krallık merkezli eski bir mühendislik şirketi tarafından yapımına 20 Ekim 1913 tarihinde başlanmış, 18 Mart 2015 tarihinde de suya indirilmiş, 195 metre uzunluğunda, 28 metre genişliğinde bir savaş zırhlısıdır. Adının geldiği yer ise Federal Malay Devletleridir. Bugünkü adı ile Malezya Federasyonudur ve bu federasyonu meydana getiren devletlerden birisi de “JOHARE” Sultanlığıdır. Zaten dikkatimizi çeken de 22 Kasım 1922 yılında bu zırhlıyı tanımamıza vesile olan Padişah Vahdettin değil bu sultanlığa ulaşmamızdır.

"Johor" sözcüğünün kökeni Arapça'daki, "değerli taş" anlamındaki cevherden gelmekte olup, en eski iki prenslikten birisidir.

14.yüzyılda kurulan Johor Sultanlığı vaktiyle tüm Malay Yarımadası ve çevresindeki ufak adalara hakim olmuş, Singapur limanını da idare etmiş, XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti ile diplomatik ilişkiler de kurmuştur. Johor Sultanları 1855 yılında İngiltere ile imzalanan antlaşma neticesinde, saltanatlarının sürmesi karşılığında topraklarını İngiltere egemenliğine verdiler. Doğuda bunlar olurken, Batıda Kıbrıs Adası 1571’den 1878 yılında kadar kesintisiz olarak  Osmanlı Devleti’nde kalırken,  “Ruslara karşı yardım” vaadiyle yıllık yaklaşık 92.000 altın karşılığında ada Birleşik Krallık tarafından (4 Haziran 1878) vakıf malı olduğu için kiralandı. İngiliz diplomat Layard becerisine, Padişah II. Abdülhamit’in saflığı da eklenince ada savaşmadan, adı kiralama gibi komik bir hokkabazlıkla el değiştirdi.

Kıbrıs’ta 1831 sayımında 14.983 Müslüman, 29.190 gayrimüslim yaşamaktaydı. Adada 1874’te 44.000 Müslüman 100.000 gayrimüslim nüfus vardı. Kıbrıs’ta yaşayan gayrimüslimler arasında Ermenilerden başka Rumlar, Yahudiler ve Nasranîlerin de olduğu biliniyordu.  

Fakat Kıbrıs’taki Hristiyan nüfus diğer Osmanlı topraklarında olduğu gibi burada da misyonerlik faaliyetlerinin gösterilmesine sebep oldu. Kıbrıs’ta Amerikan misyoner örgütü American Board of Commissioners for Foreign Missions’a bağlı olarak üç misyoner görev yapmaktaydı. İngiltere, Kıbrıs’ta bir Ermeni okulu açarak Ermeniler arasında Protestanlık mezhebinin yayılmasını ve kendine bağlı Ermeni gençler yetişmesini sağladı. Hatta bu öğrenciler arasında Anadolu’da çıkan Ermeni isyanlarında görev alanlar vardı. Yani Kıbrıs Ermeni komitelerine yataklık yapan önemli yerlerden biriydi. Taşnak Komitesi’nin Mısır, İskenderiye ve Kıbrıs’ta şubeleri vardı! Belki çok fazla bilinmez ama Kıbrıs, Ermeni isyanlarında kullanılan silahların Anadolu’ya sevk edildiği yer olarak da dikkat çekmekteydi.

Çünkü  İngiltere, bu sözleşmeye dayanarak Hristiyan azınlıklar lehine Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karıştı. Kıbrıs Sözleşmesi, Berlin Antlaşmasından daha önce imzalanmıştı ve Ermenilerin yaşadığı yerlerde ıslahat yapılmasını içeren bir hükmü vardı. Bu, İngiltere’nin Rusya’ya karşı Ermenileri kullanacağının ilk göstergesidir. Zaten İngiltere, 1878’den sonra Osmanlı Devleti’ne ıslahat yapılmasını hatırlattığı her ortamda Berlin Antlaşması ile beraber Kıbrıs Sözleşmesi’ndeki bu maddeyi de öne sürmüştür. Buna karşılık Osmanlı Devleti, Kıbrıs Sözleşmesi’nin “Padişahın hükümranlık haklarına zarar gelmemek koşuluna” bağlı olduğunu düşünüyor ve İngiltere’nin buradan kaynaklanan baskılarına karşı çıkıyordu. Osmanlı Devleti, Kıbrıs’ın idaresini İngiltere’ye bıraktıktan sonra ada Ermeni komitelerinin faaliyetlerine sahne oldu. Osmanlı hükûmeti, güney sahillerinden içeriye silah ve eşkıya sokulmasına engel olamadı ve bunun sonucunda da Anadolu’da çok sayıda Ermeni isyanı yaşandı. Kıbrıs, Anadolu’ya sokulmayı bekleyen silahlara depo ve Ermeni isyancıların eğitim aldığı bir kamp haline geldi.  Bizde Kıbrıs ile Anadolu Ermenilerini dansını ve hiç aklımızdan çıkmamamsı gereken misyonerlik veya misyonerlik örgütlerin eğitim faaliyetleri ki buna Fethullah adı ile  anılan yapılanmayla da eşleştirebilirsiniz. İşte  bu bilgileri Prof. Dr. Nejla GÜNAY’ın araştırmaları ile öğrendik ve günümüze kadar getirebildik.

Bu gelişmeyi, “Rusya’nın Balkanlar ve Karadeniz’de etkin bir devlet hâline gelmesiyle İngiltere, Hindistan sömürgelerine giden yol ile Doğu Akdeniz’deki menfaatlerini korumak için Osmanlı Devleti’nde ve onun hâkimiyeti altındaki topraklarda cereyan eden her türlü hareketi yakından izlemeye”  başlaması ve kontrol etmesinin payı çok büyüktü. Daha sonra Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi gerekçe gösterilerek Birleşik Krallık tarafından ilhak edildi.

Burada “HMS MALAYA Zırhlısı ile Johor Sultanlığına ulaşırken oradan da Padişah II. Abdülhamit zamanında Osmanlı ile Malaylar arasında iyi ilişkiler kurulması için Malezya'daki Johor Sultanlığı'na gönderilen Rukiye Hanım'ın oğlu olan Onn, anne tarafının Türk olması nedeniyle iki halk arasındaki ilişkilerin tarihinde önem taşıyan figürler arasında yer alıyor.

Johor'da 1895'te dünyaya gelen Onn Cafer'in babası Cafer Muhammed, Johor Sultanlığı ailesinden olup uzun süre eyaletin siyasi liderliğini ve daha sonra vefatına kadar Johor Sultanı İbrahim'in vekilliğini yapmış bir siyasetçi aynı zamanda İngilizlere karşı bağımsızlık hareketinin öncüsü olmuştur.  

Onn Cafer'in oğlu Hüseyin Onn, 1976'da Malezya Başbakanı Abdul Razak Hüseyin'in ölümünün ardından başbakanlığı devralarak Malezya'nın üçüncü başbakanı oldu.

UMNO üyesi olarak 1995'ten bu yana Malezya siyasetinde bulunan ve 2018'e kadar eğitim, içişleri ve savunma bakanlığı gibi görevler yapan Hişamuddin Hüseyin de Onn Cafer'in torunlarından biri.

Gelelim Malaya Federasyonuna,  Ağustos 1957'de Birleşik Krallık'tan tam bağımsızlık kazandı. Kazandı ama Johor Sultanlığı ne yazık ki haritada görüldüğü kadar ve etkisiz kaldı. Devlet yüzölçümü 19,210 km² olup,  nüfusu ise (2010 sayımına göre) 3.348.283 kişidir.

Tarih,  “HMS MALAYA” zırhlısına çomak sokmak gibidir.  Padişah Vahdettin “HMS MALAYA” zırhlısı ile gider ama zırhlının adına bakarken gerisinde Padişah II. Abdülhamit’e oradan İngilizlerin Ermeni  oyunu ile Kıbrıs’ı görürsün. Biraz daha pencereyi açınca konu biranda Fethullah’a ve misyonerlik okullarına gelir. Eğer  American Board Heyeti faaliyetleri ile günümüzde, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta faaliyetleri devam eden Fulbright Burs Programını yan yana getirmezsek olmaz! Dışarıdaki manzarayı yine eksik görürüz!

“HMS MALAYA” şimdilik bunları  hatırlattı!..

Kaynak :

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/74042

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/malezya-bagimsizliginin-turk-kokenli-oncusu-onn-cafer/1707161

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.