Ne büyük bir kelime aslında, insan sevdiğini uyarır. Bir öğretmen öğrencisini uyarır, bir polis hızlı giden sürücüyü uyarır, bir doktor da hastasını neler yapması gerektiği konularda uyarır. Yani uyarmanın temelinde iyi niyet vardır… İnsan gerçekten sevdiğini yani değer verdiğini uyarır.
1,5 yıla aşkın süreçte hiçbir bilimsel veri ile izole edilememiş bir virüs için neler yaşıyoruz ve neler yaşatılıyor, çoluğa çocuğa yaşlısından gencine…Resmen bir PCR test çılgınlığı yaşanıyor. Tarihte ilk kez hasta dinlenmeden, gerekli muayene yapılmadan ve laboratuar tetkikleri tam olarak istenmeden tedavi ediliyor insanlar. Tıp‘ı ters çevirip yere yatırdık. Bu yaşadıklarımız tarihe geçecek..
İlk kez bir teste bakarak, sadece bir test ile insanların yaşamlarını dizayn ediyoruz. İlk kez hiçbir şikayeti olmayan binlerce insanı tedavi ediyoruz…
-Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Tedavide kullanılan ilaçlar normal kullanım dozlarının çok üstünde, güvenlik limit dozları çoktan aşılmış. İstenmeyen etki görülme oranı kat be kat artmış…
Dünya Sağlık Örgütü tedavi tavsiyesini yapsa bile bizim kurumlarımız bu tanı yöntemlerini, tedavileri değerlendirecek yetiye sahip değil mi? Hiçbir kronik hastalıkta çalışması yapılmamış aşıları uygulamak nasıl bir bilimsellik içerir…
-Bilim bunun neresinde? Bilmeden uygulamak cahillik değil midir? Ne olacağını bilmeden uyguluyoruz..- Bu nedir?
Maske kullanımının virüsleri engellediğine dair tek bir çalışma yok. Tam tersi engellemediğine dair yüzlerce çalışma var. Ama ısrarla maske takınız diyorlar. Bunlarda nasıl bir akıl tutulması var. Henüz çözemedik…çözemeyeceğiz de….
Yazımın başında dedim ya insan sevdiğini uyarır, -evet 11 mayıs 2021 tarihinde Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu üyesi Prof.Dr.Oğuz Kılınç hoca Favipiravir ile ilgili dünyada bir kafa karışıklığının olduğunu söyledi.. “Uygulamada bu ilacı kullandığı için, karaciğer testleri bozulan ve ciddi yan etkileri olan hastaları görüyoruz. Dolayısıyla yeni rehbere baktığımızda, 50 yaş üstü ve başka hastalıkları olan hastalarda kullanılsın diye bir tanımlama var. Bunu kullanan ilaca olan güvenin az olduğunu gösteren bir işaret gibi gösterebiliriz.” dedi.
-Peki 1 yıldan fazladır bu ilacı kullanan binlerce insan için bu uyarı geç olmadı mı?
-Bu ilaçtan zarar gören insanlardan kim sorumlu olacak?
-Biz Türk halkı bu uyarıyı aylar önce duymayı hak etmiyor muyduk?
-Nerde Türk halkını koruyan kollayan hekimler ve birlikler?
-Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı ‘Beni Türk Hekimlerine emanet edin der miydi?
-Siz peki der miydiniz?
Bunlarda nasıl bir akıl tutulması var. Henüz çözemedikçözemeyeceğiz de.diyorsunuz. Biz biliyoruz. Köpekleri nasıl itaate alıştırdılarsa insanı da insandan silme programı bu. Sanırım bunu sizde biliyorsunuz fakat diliniz varmıyordur bu kadar kötü olduklarını söylemeye.