BİLMEK İSTEMEDİĞİMİZ

5gvirusnews  Haber Merkezi / 23 Ekim 2025

Uluslararası Bilim, Mühendislik ve Teknolojide Yenilikçi Araştırma Dergisi’nde (IJIRSET), Üsküdar Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı  Prof. Dr. Selim ŞEKER ve Üsküdar Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden Özlem SİMŞEK yazdığı makalede Türkiye’de neredeyse hiç konuşulmayan 5G’nin biyolojik etkilerini yazdılar.

İlgili makalede;

1-5G'de kullanılan elektromanyetik dalgalar 20-60 GHz frekans aralığındadır ve dalga boyları yaklaşık 1-10 mm olduğu için milimetrik dalgalar olarak adlandırılır.

2-Milimetrik dalgaların en önemli dezavantajlarından biri, binalardan veya engellerden kolayca geçememeleri ve bitkiler, yağmur vb. tarafından kolayca emilmeleridir.

3-Bu nedenle, 5G baz istasyonları, daha düşük nesil iletişim sistemlerine göre daha kısa bir yayılma aralığına sahiptir.

4-Bu, 5G hücresel ağının daha küçük hücreler kullanması ve baz istasyonlarının daha yoğun bir şekilde kurulması gerektiği anlamına gelir.

5-Küçük boyutları sayesinde, bu baz istasyonları aydınlatma direklerine veya binaların çatılarına kolayca monte edilebilir.

6-5G yeni geliştirildiği için, insan türü ve tüm gezegen, ilk kez bu ölçekte milimetre dalgalarına maruz kalacaktır.

7-5G'nin sağlık üzerindeki etkileri termal olmayacaktır çünkü 5G sistemleri tarafından yayılan milimetrik dalgalar vücuda termal etkilere neden olacak kadar nüfuz etmez.

8-EM standartlarının yalnızca termal etkiler için hazırlandığını unutmayalım.

9-10 GHz'in üzerindeki bir SAR değeri anlamsız olduğundan, değerlendirmeler yalnızca güç yoğunluğuna dayanmaktadır.

10-Mevcut akıllı telefonlar maksimum 2 Watt güç yayar ve normalde 1 Watt'tan daha az güçle çalışır.

11-Öte yandan, bir 5G telefonu, en yakın baz istasyonu tarafından yayılan dar odaklı bir ışını izlemek ve hedeflemek için birlikte çalışan düzinelerce küçük anten içerir.

12-ABD Federal İletişim Komisyonu (FCC), bu ışınların etkin gücünün 20 Watt'a kadar, yani mevcut telefonlar için izin verilen seviyelerin on katı kadar olmasına izin veren kuralları kabul etmiştir. Tıpkı günümüzdeki deneysel uygulamalarda olduğu gibi, her 5G baz istasyonu, hizmet alanındaki tüm cep telefonlarına ve kullanıcı cihazlarına aynı anda birden fazla lazer benzeri ışın yayan yüzlerce veya binlerce anten içerecektir.

13-Bu teknolojiye "çoklu giriş çoklu çıkış" (MIMO) adı verilir.

14-FCC kuralları, bir 5G baz istasyonu ışınının etkin yayılan gücünün, spektrumun 100 MHz'i başına 30.000 Watt'a (veya spektrumun GHz'i başına 300.000 Watt'a) kadar çıkmasına izin verir; bu da mevcut baz istasyonları için izin verilenden onlarca hatta yüzlerce kat daha güçlüdür.

15-İnsan vücudundan geçen 20 Watt'lık FCC standart gücünü hayal edin! Bunu önlemek için 5G telefonlar, bir taraftaki ön panel ile diğer taraftaki anten ve devreler arasına metal bir kalkan yerleştirir.

16-Çalışan bir mikrodalga fırını ve bir kase suya neler yaptığını düşünün: su molekülleri arasındaki bağlantıları gevşeterek suyu kaynatır. Ancak 5G'nin frekans spektrumunda yer alan 60 GHz'lik bir dalga, su moleküllerindeki oksijen bağlarını rezonans frekanslarında uyararak ve sonunda kırarak onu bir adım öteye taşıyor.

17-Bu, solunum sistemine sahip tüm canlılar için ciddi sonuçlar doğuruyor.

18-Dolayısıyla 5G, insan vücudunun %60-65'ini oluşturan suyun orijinal yapısını bozmakla kalmıyor, aynı zamanda 60 GHz bileşenini polarize ederek organizmamızda çok kritik bir rol oynayan oksijeni kökten değiştiriyor.

19-Sistem şu anda Bath/İngiltere'de aktif olduğundan, tıpkı Çin'in Wuhan kentinde olduğu gibi, nefes alma zorlukları, kalp çarpıntıları ve kafa karışıklığı gibi sorunlar bildiriliyor.