Öne Çıkanlar Antonio Guterres mRNA Kazım Mirşan 19 Mayıs Üniversitesi Pepsi

HEMEN ŞİMDİ,  

7 Bölümlük Dizi… Doğal Bağışıklık mı? Küreselcilerden  Zehir Almak mı?

- Okumak için harcadığımız zaman, hayatımızda bir damla su kadar olacak!

Yazan ve Araştıran Muammer KARABULUT

Başlarken sağlığımız ile sağlıklı yaşamak için, bağışıklığımızı güçlü tutmak ve korumak zorundayız!  

İlk yapmamız gereken, vücudumuzun en çok ihtiyacı olan SUya sarılmak ve zarar veren ŞEKERi hayatımızdan çıkartmak olmalı…

İşte bu bağlamda, ŞEKERe karşı da ne kadar çok mesafeli olmamız gerektiği konusunda, İki kez şekerin kanser yaptığına ilişkin araştırmalarından dolayı Nobel Ödülü alan Alman Otto Warburg’u (8 Ekim 1883 – 1 Ağustos 1970), …siyasi nedenlerden dolayı İran’da idam edilmeden önce cezaevinde yaptığı gözlem ve araştırmalarla SU gerçeğini ortaya çıkarttığı makalesini mahkemeye teslim etmesi ile cezası indirilen, tahliyesi gelmesine rağmen çalışmalarını tamamlamak için bir müddet daha gönüllü hapis yatan İranlı  Dr.  Fereydoon  BATMANGHELİDJ’i de (1930-15 Kasım 2004) özellikle anmak istiyorum.  

Ayrıca son yıllarda en çok duyduğumuz, Kenevir ve 5G’ye de bilim penceresinden baktım.

Her gün gerçekleştirdiğimiz, yeme ve içmemizde gördüğüm manzara, vücudumuzun olmazsa olması olan bağışıklık sistemiz tehdit altındadır! Onu en iyi koruyacak olan SU’yu bile yeteri kadar tanımıyoruz! Nefes almayı, nefesimizi güçlü tutmanın bilincinde bile değiliz. Yine uyuşturucu damgası yiyen Kenevir hapis edildiği yerden çıkma uğraşı içinde. İnsanları hızlı internetle yemledikleri 5G’nin, radyasyon kaynağı olacağı ve bağışıklık sistemine zarar vereceği henüz görülmüyor! -Sağlımızla aldatılmadan, sağlıklı ve uzun yaşamak istiyorsak bu araştırma tam size göre…

  • Okumak için harcadığımız zaman, hayatımızda bir damla su kadar olacak!

Çünkü geleneksel aldığımız gıdaların içine, Genetiği Oynanmış Gıdaların (GDO)  sanayide kendine yer bulması ile birlikte beslenme alışkanlıklarımız da değişti. Vücudumuzda bu yeni doğal olmayan gıdalara uyum sağlamadı ve hastalanmaya başladı. Şimdilik vücudumuzu korumamıza yönelik tek çözüm, Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında bulunan turşu, ev yoğurdu, tarhana, sirke, şalgam suyu, peynir ve zeytin gibi gıdalar ile kış aylarının akşamında sıkça duyduğumuz bozaaa bağışıklık sistemimizi güçlü tuttuğunu bilmemiz yeterlidir.

Kansere veya herhangi bir hastalığa karşı mücadelede, vücudunuzun doğal bağışıklık sistemi en iyi savunmamız olduğunu da unutmayalım!

Unuttuğumuzda, hemen hemen her hastalık veya hastalık belirtisinde aynı tedaviyi uygulanır.

Önerilen ilaçlar:

Soğuk algınlığın mı var?

-Biraz antibiyotik al.

Kanser?

-Kemoterapi ve radyasyon.

Kötü beslenme ve yüksek kan şekeri mi?

İşte bir hap.

Ve birazda film çekelim…

Ancak bağışıklık sistemimiz ile özellikle ilgilenirsek, bu tedavilerin herhangi birinden önemli ölçüde daha güçlü olduğunu bilmemiz yeterlidir.

Hepimiz giderek daha ağır bir toksik-zehir-zararlı yükle karşı karşıyayız. Hava kirliliği, yabancı otlarla mücadelede kullanılan zirai ilaçlarla birlikte bir şekilde aldığımız kimyasalların hepsi hem bağışıklık sistemimize hem de detoksifikasyon (1) yollarımıza büyük bir yük getiriyor. Tüm bu saldırılara rağmen, kanser ve diğer birçok hastalıkla savaşmaya yardımcı olmak için bağışıklık sisteminizi desteklemenin yolları var.

Her şey bağırsaklarınızla başlıyor, hastalıkta ve sağlıkta cevaplar için, yalnızca bağırsaklarımıza bakmamız gerekiyor.

Kendiniz ve aileniz için canlı, gelişen bir yaşam yaratmak için doğal sağlık ilkelerini kullanıyorsanız, o zaman hem bağırsak sağlığının hem de güçlü bir bağışıklık sisteminin anahtar olduğunu bilmeliyiz. İkisi arasındaki ilişkiyi anladıktan sonra, mükemmel sağlığa ulaşmak ve hastalıkları önlemek kolay olabilir!

Bağırsak Sağlığı ve Bağışıklık Sistemi Karmaşık Bir Şekilde Bağlantılıdır.

Hem bağırsakların önemi hem de güçlü bir bağışıklık sistemi söz konusu olduğunda bilim dünyasında gerçek bir rönesans yaşandığını söyleyebiliriz. Bu çok iyi bir şey. Zaten bu araştırma yazısı da hem hastalığı önlemek hem de canlı aktif bir yaşam sürmek için ihtiyacımız olan bazı bilgiler içiriyor.

  • Bağışıklık sistemi, tüm vücuda yayılan devasa bir hücre ve organizma ağıdır. Vücudun sadece bir bölgesine indirgemez.

Ancak bilim artık, vücudumuzun toplam bağışıklık sistemi hücrelerinin kabaca %80'inin üst gastrointestinal sistemde bulunduğunu biliyor. Bağırsaklarınız için iyi şeyler yaptığınızda, bağışıklık sisteminize de büyük ölçüde yardımcı oluyoruz.

Aşağıda hem bağışıklığımızı hem de bağırsak sağlığınızı artırmak için tasarlanmış 20 yöntem ve madde bulunmaktadır. Bu önerilerin bazıları geniş yaşam tarzı değişikliklerine odaklanırken, diğerleri temel maddelere odaklanıyor.

Bu hiçbir şekilde tam bir liste değil, ancak az sorunsuz sağlıklı yaşama giden yolu gösteren, öneri ve uyarılar var.  

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİZİ İÇİN 23 ÖNERİ!

#1. Probiyotikler(2)

Bağırsak bakterilerinin çeşitliliği, sağlam bir GI Sisteminin(3) ve sağlam bir bağışıklık sisteminin anahtarıdır. Bunun önemli bir kısmı, probiyotik şeklinde yeterince faydalı bakteri aldığınızdan emin olmaktır. Vücudumuzda stres, havadaki, sudaki ve topraktaki toksinler ve kötü beslenme seçimleri, hastalığa neden olan mikroorganizmaların çoğaldığı bir ortam yaratabilir.

Sisteminize her gün fermente gıdalar, tam gıdalar veya takviyeler şeklinde bir tür probiyotik aşılamak bu durumu tersine çevirebilir.

Birçok probiyotik türü bulunmaktadır. Ve her biri kendine özgü bir şekilde yardımcı olur. Fakat  özellikle bilinen önemli olan üç tür var.

1-Saccharomyces Boulardii,(4) (bkz)

2-Lactobacillus Acidophilus,(5) (bkz), (bkz) Fermente süt ürünlerinde bulunur. Bağırsaklarda yaşayan bir bakteridir. Laktik asit ürettiği için ismi buradan geliyor. Laktoz laktaz enzimi ile yıkılır, sütte laktik şeklinde bulunur. En çok bulunduğu kaynaklar, Yoğurt, Kefir, Peynir ve Lahana Turşusu’dur. Lactobacillus acidophilus laktik asit ürettiği için bağışıklık sistemi ile etkileşime giren çok önemli Probiyotik bakteridir.

3-Lactobacillus Plantarum'dur.(6) (bkz) (bkz) Genel olarak lahana turşusu, turşu, salamura zeytin gibi birçok fermente bitki ürününde bulunur. Eksilemesi, Kaygı (Zihinsel bozukluk, Endişe, İşyerinde-mesleki kaygılar gibi), Şeker Hastalığı, Egzama, Yüksek tansiyon, Yüksek kolestorol, İrritab Bağırsak Sendromu (IBS), İnflamatuar bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi) Ek olarak, Lactobacillus plantarum'un hafızayı iyileştirdiği, zihindeki boşluklarla mücadele ettiği, atletik performansı ve kilo kaybını artırdığı söyleniyor. Bu suşu tavsiye edenler genellikle Lactobacillus plantarum'un sağlığı iyileştirdiği kanıtlanan birçok benzersiz özelliğe sahip olduğunu öne sürüyor..Örneğin, Lactobacillus plantarum'un bağırsak mukozasına (gastrointestinal sistemin en iç tabakası) bağlanma ve buna bağlı olarak bağırsaklarınızın faydalı bakteri popülasyonunu artırma kabiliyetine sahip olduğu söylenir.

Ayrıca Lactobacillus plantarumun, iltihabı azaltma ve iltihapla ilgili sağlık sorunlarına karşı koruma söz konusu olduğunda özellikle güçlü olabileceği de düşünülmektedir.

Ülkemizde fazla bilinmese de Urfa Siverek bölgesinde yetişen ve koruma altına alına Şire üzümü (bkz) şırası iyi bir enerji kaynağı, iyi bir besin ve faydalı bir içecektir. Özellikle bedensel gelişmede, deri ve saç beslenmesinde ateşli ve iltihaplı hastalıklarda, madensel tuz eksikliklerinde, böbrek ve karaciğer hastalıklarında oldukça yararlıdır.

Yine L. Plantarum güçlüdür çünkü çevresinde mide asidinde nötralize olmasını engelleyen özel bir kılıf vardır. Ayrıca diğer probiyotiklerden daha fazla antibiyotiğe dirençlidir. Lactobacillus acidophilus vücudumuzda bol miktarda bulunur; bağırsakta, ağızda ve bir kadının vajinasında bulunur.

#2. Prebiyotikler

Aktif halde olmayan bakterilerin aktif hale gelmesini sağlayan ve onların gelişmesine yardımcı olan gıda bileşenleridir. Ağızdan alındıktan sonra hızlıca ölmezler, o denli hassas yapılara sahip değillerdir. Vücudunuz sağlıklı bir bağırsak ve bağışıklık sistemi için kesinlikle probiyotiklere ihtiyaç duyarken, sindirim sisteminizdeki “iyi adamlar” hayatta kalmak için prebiyotiklere ihtiyaç duyar. Prebiyotikler, faydalı bakterilerin “gıda” olarak kullandığı çözünür lif kaynaklarıdır. Prebiyotik, enginar, domates, organik tatlı patates, jicama (Meksika Turpu), kuşkonmaz, sarımsak, pırasa, soğan ve tam tahıllı buğday gibi gıdalarda bulunur.

Özetle Probiyotikler, vücudumuzdaki ikinci beynimiz olarak tanımlanan bağırsaklarımızda yaşayan faydalı canlı bakteri içeren besinler olup, Prebiyotiklar gıdalar, probiyotik bakterilerin üremesini ve/veya aktivitesini teşvik eden, bağırsaklarımızın dostu besinlerdir.

#3. C vitamini (bkz) 

C Vitamin, insan vücudunun normal metabolik fonksiyonları için gerekli olan, suda çözünebilir elzem vitaminlerden biridir.

C vitamini sağlığımız için hemen hemen her yönden kesinlikle hayati öneme sahiptir. Ancak diğer birçok vitaminin aksine vücudumuz bunu üretmez. Onu içeren tüm gıdaları veya takviyeleri almalıyız. C vitamini kalp sağlığı ve bağışıklık sistemi için gereklidir.

Güçlü bir antioksidandır ve genellikle bağışıklık sisteminin mükemmel, “hızlı değişim sanatçısı” olarak anılır.

Bunun nedeni, patojenik bir hücre keşfettiğinde kendisini DHA veya dehidroaskorbik asit adı verilen iyi huylu bir maddeye dönüştürmesidir. Bir patojenin içine girdiğinde, kendisini tekrar C vitaminine dönüştürerek, kötü huylu hücrelerin bir süreçte kendi kendini yok etmesine neden olur.

C vitamini aynı zamanda - büyük ölçüde - kaslarımızın, eklemlerimizin ve mide astarımızın yapıldığı kolajen üretiminde anahtar bileşendir.

İyi kaynakları sebze ve meyvelerdir. Başta maydanoz olmak üzere kuşburnu ve kuşüzümünde çok bulunur. Bekletilmeden tüketilmesi önerilir.

Bazı Sebze-meyve besinlerin ortalama C vitamini miktarları (mg/100g); Maydonoz 180, Sivri biber 100, Kara lahana 94, Ispanak 50, Çilek 70, Portakal 50, Lahana 43, Mandalina 30, Şeftali 28, Domates 23, Taze fasulye 20, Patates 10-20, karpuz 6, kavun 20-30, insan sütü 4-5 ve inek sütünde 1-1,5 

1-Detoksifikasyon organizmanın kendisine zararlı olan toksik maddelerden temizlenmesi anlamına gelir. Şu veya bu şekilde bedenimizi kirleten çevresel toksinleri gideren detoksifiye edici yöntemleri (detoks kürleri) ve araçları kullanmamız sağlıklı ve uzun bir yaşam için gereklidir.

2-Probiotikler tüketildiklerinde sağlık üzerinde olumlu etki yaptıkları düşünülen mikro organizmalardır.

3-GI sisteminin ağız, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, rektum ve anüsü içermektedir. Ayrıca, vücutta yiyeceklerin ve sıvıların sindirilmesine yardımcı olan enzimleri üreten tükürük bezleri, safra kesesi, safra yolları, pankreas ve karaciğeri de içermektedir.

4-Saccharomyces boulardii, patojen-hastalığa neden olmayan, probiyotiklerde bulunan bir maya(*) olup, tedavi edici olarak kullanılmaktadır. Kontrollü olarak yapılan klinik çalışmalarda S. boulardii'nin çeşitli bağırsak hastalıklarının önlenmesi ve tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir.

(*) Yoğurdun içerisine canlı ve aktif kültürlerin dışarıdan eklenmesi ile probiyotik yoğurtları oluşmaktadır. Lactobacillus ve Bifidobacterium animalis bu yoğurtlarda bulunan bakteri çeşitleridir. Saccharomyces boulardii ise probiyotiklerde bulunan bir maya çeşitidir.

5-Lactobacillus acidophilus Bu bakterinin en önemli özelliği karbohidratları parçalayarak laktik asit yapmasıdır. İnsanlarda yoğun karbonhidratla beslenenlerde, anne sütü alan bebeklerde ve çürük dişlilerde ağız ve bağırsak normal florasında bulunur. Yeni doğmuş ve buluğdan menopoza kadar olan dönemde yetişkin kadınların vagina florasında bulunan ve Döderlein basilleri adını alan bakterilerdir. Vagina epitelindeki glikojenden laktik asit meydana getirerek pH 4 - 4.2 ye kadar düşer ve böylece patojen bakterilerin yerleşmesi engellenir.

6-Lactobacillus plantarum, insan bağırsağında, tükürüğünde ve belirli yiyeceklerde yaygın olarak bulunan bir laktik asit bakterisi türüdür.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Faruk 2 yıl önce

Elinize sağlık.. böyle bir yazı yakışmış