Öne Çıkanlar Türkiye DSÖ Cristian DROSTEN Biyolojik Savaş Orhan Kutan

KOŞULSUZ MAAŞ GELİYOR

Yazan Dr. Nurfer TERCAN

Değişen Dünya Düzeninde Herkese Koşulsuz Maaş Sistemi pek yakında!

Pandemi sürecinde,  geçici bir süre olarak bizi kapsama alanının dışında misafir ederlerken; işten çıkarılma yasağı ile birlikte kısa çalışma ödeneği adı altında güvenli yardım ellerini de uzattılar.

Kısacası, şimdiye kadarki en büyük evrensel temel gelir testi de, pandemi perdesi gölgesinde böylelik ile hızlandırılmış oldu.

Yirmi Yirmi’nin 10 Temmuz’unda Nature’da yayınlanan bir makale, bir kaç aydır bu konuda epey yönlü düşünmemi ve araştırmamı sağladı.

Makalenin konusu, değişen dünya düzeninde en temel sorumuz olan “Paranın evimize kadar nasıl ulaştırılacağı”.

Finlandiya’nın binlerce insana koşulsuz şartsız maaş verdiği 2017 Temel Gelir deneyi, sonraki yıllarda sosyologların, psikologların, politikacıların ve iktisatçıların üzerinde çalışması gereken çok önemli konuydu. Elbette Avrupa Birliği ülkelerinde özellik ile sosyolog ve psikologların en gündeminde iken, diğerlerinde ise Almanya’da Eylül ayı itibari ile başlayınca daha yeni haber olmaya başladı.

Finlandiya ve Almanya’nın deneyleri konuşulur iken peki İspanya neden gündemde değildi? Buradaki asıl soru bu olmalı.

İspanya hükümeti, dünyanın en büyük ekonomi deneyi olarak hatırlanabilecek bir şeyi başlattı. 15 Haziran’da, koronavirüs krizi ve ekonomik serpinti nedeniyle, ülkenin en fakir ailelerine aylık 1.015 €’ya (1.145 ABD Doları) varan ödemeler sunan bir web sitesi üzerinden bu hizmeti duyurdu.

850.000 haneyi destekleyecek olan program, insanlara her ay istedikleri gibi harcayabilecekleri bir nakit ödeme verildiği evrensel temel gelir (UBI) adı verilen bir fikrin en büyük testidir. Sıklıkla tartışıldı, ancak asla tatmin edici bir şekilde test edilmedi ve dünyanın dört bir yanındaki ekonomistler, planın geçim kaynakları üzerindeki etkisinin ne olacağını görmek için yakından halen izliyorlar.

Bu hareket, koronavirüs salgınının yol açtığı benzeri görülmemiş bir ekonomik kargaşa zamanında geldi. İspanya, pandeminin ilk günlerinde en çok etkilenen ülkelerden biriydi. Ülke çapındaki kilitlenme virüsün yayılmasını engelledi, ancak şaşırtıcı bir mali bedelle geldi. Ekonomi hızla küçülürken milyonlarca insan işini kaybetti ve en savunmasız vatandaşların çoğunu riske attı.

Illinois’deki Chicago Üniversitesi’nden bir ekonomist olan Damon Jones, İnsanlara nakit olarak

ödenebilecek bir tür gelir tabanı sağlamaya çalışmak için bir fırsat varsa, bunu yapmanın tam zamanı diyordu.

COVID-19 vurmadan önce bile, ülkenin sol eğilimli koalisyon hükümeti, UBI’nin garantili asgari gelir adı verilen bir projeyi programa alınmasını önermişti, ancak ortaya çıkan ekonomik acil durum zaman çizelgesini öne çıkardı. Sistem, herhangi bir koşul olmaksızın her uygun haneye sabit bir aylık meblağın tahsis edilmesine doğru kendiliğinden yöneldi. İspanya’nın sosyal güvenlik bakanı José Luis Escrivá, amacın alıcılara temel ihtiyaçlarını yoksulluğa hapsedilmeden karşılayacak kadar nakit sağlamak olduğunu, aynı şekilde yalnızca işi veya başka geliri olmayanlara destek sunan mevcut refah programlarında olduğu gibi sağlamak olduğunu söylüyordu.

Karşımıza yine aynı başlık çıkıyor burada da “Refah Devletinden, Refah topluma geçiş”… Planın hükümete yılda en az 3 milyar Euro'ya mal olacağını tahmin edilen rakamlar arasında. İspanya’da büyük bir ilgi var" haberleri hızla bu programı devreye almaya eğilimli ülkelerde de duyulmaya başlamıştı. İspanya hükümetinde 15 Haziran’da açılan bu websitesinde, hibe başvuruları ilk 4 saat içinde

50.000’den fazla bir sayıya ulaştı.

Şuanda Birleşik Krallık’taki İskoçya ve Kanada da dahil olmak üzere diğer ülkeler de pandemiden en çok etkilenen insanları desteklemenin bir yolu olarak UBI olasılığını tartışıyorlar.

Hiçbir şey için para aslında ETG (UBI) fikri yeni değil. İngiliz filozof Thomas More Ütopya romanında böyle bir fikir öne sürüyordu. Herkesin işinin garantilendiği veya herkesin refah içinde olduğu dünyayı düşlemek herkesin hakkı idi. İlk büyük refah devleti vizyonunu ise, Marquis de Condorcet 1743–1794 yılları arasında ortaya koymuş. İşte burada da yine karşımıza çıkan o büyük hikayenin kahraman iki şehrin hikayesi.

Fransız Devrimi ve Tatsızlıkları döneminde, hapiste idamını beklerken yazdığı satırlarda bir sosyal sigorta sistemi anlatıyor. Ve bunun eşitsizlik, güvenlik, fakirlik gibi birbiriyle alakalı sorunları kökten çözümlenebilecek bir sistemi işaret ediyordu.

1516!da, 1960’lara ve 1970’lere kadar iktisatçılar bunun nasıl uygulanabileceği konusunda her zaman ciddi düşünmüşler, çalışmalar hep sunulmuş. ABD’li iktisatçı Milton Friedman, UBI ile ilgili 1962’de negatif gelir vergisi adı verilen ve belirli bir miktarın altında kazananların vergi ödemek yerine hükümetten ek fon alacağı bir fikir öne sürdükten sonra; Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada 1970’lerde kasaba ve şehirlerde sırasıyla negatif gelir vergisi ve garantili yıllık gelir konusunda pilot çalışmalar yürüttü.

Yıllardır Finlandiya’da uygulanan Büyük Sıfırlama’ya (Great Reset) geçiş , İspanya, Almanya olarak test aşamaları, Chicago okulunu akla getiriyor (1892). Kenti bir sosyal laboratuvar olarak kullanan Chicago Okulu bir ilk olma özelliği taşımaktadır. Ekolojik kent kuramı ortaya atılarak ilk kez kent bağımsız bir analiz birimi, disiplin olarak ele alınmaktadır.

Tabii ki akla gelen bir diğer soru ise; 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşan, tüm dünyayı etkisi altına alan yıllar. Ve 2020 İspanya’nın Covid 19 mücadelesinin yanı sıra Evrensel Temel Gelir uygulamasının başlangıç hikayesi

Yeni dünya düzeninde “Bize neler oluyor?” denilecek başka bir konu…

Karlı dağların en zirvesi Davoslu Klaus Schwab, (Dünya Ekonomi Forumu kurucusu) ne demiş idi : “Dördüncü Endüstri Devrimi, sadece ne yaptığımızı değil, kim olduğumuzu da değiştirecek. Özel hayat ve mülkiyet anlayışımız, çalışma ve tüketim alışkanlıklarımız, sosyal ilişkilerimiz, hepsi değişecek.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Bay Pipo 4 yıl önce

Elinize kaleminize sağlık.